TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
CAN AKPINAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2020/10524)
|
|
Karar Tarihi: 15/11/2023
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Basri BAĞCI
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
Raportör
|
:
|
Kübra KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Can AKPINAR
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan başvurucunun ziyaret günlerinin hafta sonuna alınması talebinin reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, başvuru tarihinde Kayseri 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) tutuklu olarak bulunmaktadır.
3. Başvurucu 19/2/2020 tarihli dilekçesi ile İnfaz Kurumundan ziyaret günlerinin hafta sonuna alınması talebinde bulunmuştur. Başvurucu, aile bireylerinin Ankara'da yaşamaları ve çalışmaları nedeniyle hafta içleri ziyaretine gelemediklerini ileri sürmüştür.
4. İnfaz Kurumu 24/2/2020 tarihinde talebin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük (Tüzük) ve 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümlerine atıfla infaz kurumundaki hükümlü ve tutuklu sayısının yüksekliği ile suç gruplarının fazlalığı karşısında personel sayısının ve kurumun fiziki imkânlarının kısıtlı olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte öğrenim gören çocuğu olan tutuklu/hükümlüler yönünden ayrıksı düzenlemeler yapılabildiği ancak başvurucunun çocuğuyla görüşmek istediğine dair bir bilgi ve belge sunmadığına işaret edilmiştir.
5. Başvurucu, anılan karara karşı 27/2/2020 tarihli dilekçesiyle Kayseri 1. İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği 28/2/2020 tarihinde şikâyetin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; mevzuatın İnfaz Kurumuna görüş günlerini belirlemek konusunda takdir yetkisi tanıdığı, İnfaz Kurumunun takdir yetkisini somut gerekçelere dayanarak kullandığı belirtilmiştir. İnfaz Kurumunun görüşlerin hafta sonuna alınması talebinin kabulü hâlinde çok sayıda aynı yönde talep geleceğine, en başta İnfaz Kurumunun personel sayısının ve fiziki imkânlarının buna yeterli olmadığına, bu yöndeki yetersizlik giderilse dahi çok sayıda tutuklu/hükümlünün aynı anda görüş yapmasının asayiş ve güvenlik açısından tehlike yaratacağına ilişkin gerekçesinin isabetli olduğu ifade edilmiştir.
6. Başvurucunun anılan karara karşı itirazı, Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesince (Ağır Ceza Mahkemesi) kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 5/3/2020 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.
7. Başvurucu nihai hükmü 6/3/2020 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 19/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
II. DEĞERLENDİRME
8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
9. Başvurucu aile bireylerinin Ankara'da yaşadığını, çalışmaları nedeniyle mesai saatleri içinde ziyaretine gelme imkânı bulamadıklarını, buna rağmen hafta sonu görüş yapmasına izin verilmemesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, öğrenim gören çocuğu olan hükümlü ve tutukluların hafta sonu görüşünden yararlanabildiğini, bu imkânın kendisine tanınmaması nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ifade etmiştir. Bununla birlikte derece mahkemelerinin kararlarında yeterli bir gerekçe gösterilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
10. Bakanlık görüşünde; ceza infaz kurumunda bulunmanın doğal sonucu olarak hükümlü ve tutukluların temel haklarına makul gerekliliklerle sınırlama getirilmesinin kaçınılmaz olduğuna yer verilmiştir. Başvurucunun ziyaretçi kabulü, telefonla görüşme ve mektuplaşma imkânlarından yararlanabildiği, ziyaret gününün hafta sonuna alınması talebinin reddedilmesine ilişkin olarak İnfaz Kurumunca yeterli ve ilgili bir gerekçenin ortaya konduğu belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
11. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü ziyaret gününün hafta sonuna alınması talebinin reddedilmesi nedeniyle aile bireyleriyle görüşemediğine ilişkin olduğundan başvuru aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
13. Devletin hükümlü ve tutukluların ailesiyle iletişimini devam ettirecek önlemleri alması pozitif yükümlülüklerinin bir gereği olsa da hukuka uygun bir tutulmadan kaynaklanan kaçınılmaz sonuçlar nedeniyle aile hayatı kapsamındaki temasın sınırlandırılması doğaldır. Söz konusu sınırlandırmanın kamu düzeninin ve kurum güvenliğinin sağlanması yönündeki meşru amaç doğrultusunda, gerekçeleri ilgili ve yeterli şekilde açıklanarak yapılması gerekir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Erdi Yılmaz, B. No: 2019/12366, 21/9/2023, § 15).
14. Somut olayda başvurucu, ziyaret günlerinin hafta sonuna alınması talebinin reddedilmesi nedeniyle aile bireyleriyle görüşme yapamadığından yakınmıştır. Başvurucunun talebi öncelikle personel sayısı ve fiziki imkânlardaki yetersizlik, bu yöndeki eksiklik giderilse dahi çok sayıda hükümlü/tutuklunun aynı anda görüş yapmasının kurumun asayişi ve güvenliği bakımından yaratacağı tehlike gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Başvurucunun öğrenim gören çocuğu olduğuna dair bir bilgi ve belge de sunmadığı anlaşıldığından genel uygulamadan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmadığı belirtilmiştir.
15. Mevzuatta hükümlü ve tutukluların ziyaret haklarının kapsamı ve görüşlerin ne şekilde yapılacağı belirlenmiştir. 5275 sayılı Kanun'un 83. maddesinde hükümlüyü ziyaret, Yönetmelik'in 9. maddesinde ziyaret edebilecek kişiler ile 10. maddesinde ziyaret gün ve saatleri ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre İnfaz Kurumunun mevzuatta öngörülen sınırlar içerisinde ziyaret gün ve saatlerini belirlemek konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır. Söz konusu takdir yetkisini makul gereklilikleri gözeterek kullanmak pozitif yükümlülüklerin bir gereğidir.
16. Anayasa Mahkemesi, öğrenim gören çocuğu olan hükümlü/tutuklular bakımından ziyaret günlerinin belirlenmesinde ayrıksı düzenlemelere yer verilebileceğini kabul etmektedir (Yeliz Erten, B. No: 2020/99, 11/3/2021, §§ 34-38). Ancak buradaki temel dayanak noktası çocuğun üstün yararı ilkesi olup bu bakış açısı, ziyaret günlerinin tüm aile bireylerinin yaşam ve çalışma şartları dikkate alınarak belirleneceği şeklinde genişletilemez. Kamusal makamlara bu şekilde bir külfet yüklemek makul kabul edilmeyebilir.
17. Somut olayda başvurucu, öğrenim gören çocuğu olduğuna ilişkin bir bilgi ve belge sunmamıştır. Diğer aile bireyleriyle hafta sonu görüşme talebinin ise reddedilme nedenleri kamusal makamlarca ilgili ve yeterli gerekçeyle ortaya konulmuştur. Bu kapsamda; İnfaz Kurumunda suç gruplarının ve hükümlü/tutuklu sayısının fazla olduğu, buna karşılık personel sayısının yetersiz olduğuna işaret edilmiştir. Başvurucunun hafta sonu görüşme yapma talebinin kabul edilmesi hâlinde aynı konuda çok sayıda talep geleceği, İnfaz Kurumunun bu taleplerin tamamını karşılama imkânının olmadığı gibi talepler arasında ayrımcılık da yapılamayacağı belirtilmiştir. Çok sayıda kişinin aynı anda görüş yapmasının aralarında husumet bulunan hükümlü/tutuklular açısından tehlike yaratacağı ayrıca İnfaz Kurumuna dışarıdan yasak eşya girişinin kontrolü ile ziyaretçilerin güvenliğinin sağlanmasını da zorlaştıracağı ifade edilmiştir.
18. Somut olayda başvurucunun talebi hakkında anılan mevzuat hükümleri ile uygulamada karşılaşılan tereddütler kapsamında somut bir değerlendirme yapıldığı görülmektedir. Buna göre başvurucunun ailesiyle görüşme hakkına ilişkin talep ve şikâyetlerin ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Bu anlamda söz konusu uygulamanın başvurucunun ailesiyle temas kurma ve aile ilişkilerini sürdürme imkânını ortadan kaldırmadığı, hukuka uygun bir tutulmanın aile hayatına etkisinin kaçınılmaz olandan öte olmadığı ve uygulamanın İnfaz Kurumunun imkânları ölçüsünde makul kabul edilebileceği değerlendirilmektedir. Ayrıca başvurucuya aile bireyleriyle hafta sonu olmasa da görüşebilme, iletişim ve temas kurma hakkının sağlandığı görülmektedir. Bu doğrultuda idari ve yargısal makamlar tarafından açıklanan gerekçelerin hakkın güvencelerinin gerisinde kalınmadığını ortaya koyacak nitelikte ilgili ve yeterli olduğu ve kamusal makamlarca aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerin gereğinin yerine getirilmediğinin söylenemeyeceği değerlendirilmektedir (Erdi Yılmaz, § 21).
19. Açıklanan gerekçelerle aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.