TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
LUAY ABDULSATTAR AMEEN AMEEN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/11244)
Karar Tarihi: 13/4/2022
Başkan y.
:
Hicabi DURSUN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
Gökçe GÜLTEKİN YILMAZ
Başvurucu
Luay Abdulsattar Ameen AMEEN
Vekili
Av. İbrahim ERGİN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı etme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ve aile hayatına saygı hakkının, yargılama sonucunda verilen karar nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/3/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Anayasa Mahkemesinin 26/3/2020 tarihli kararıyla ilgili bilgi ve belgeler toplandıktan sonra yeniden değerlendirilmek üzere başvurucunun ülkesine sınır dışı edilmesine dair işlemin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiştir.
4. 2021/26621 numaralı bireysel başvuru dosyasının hukuki irtibat nedeniyle 2020/11244 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin 2020/11244 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam etmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler doğrultusunda tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Irak Cumhuriyeti vatandaşı olan başvurucu 2016 yılında Türkiye'ye giriş yapmıştır. Başvurucu, uluslararası koruma talebinde bulunmuştur. Sakarya Valiliğinin 27/11/2019 tarihli kararıyla başvurucunun talebi reddedilmiştir. Anılan işleme karşı açılan dava Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 27/11/2020 tarihli kararıyla reddedilmiş, istinaf talebi ise 28/4/2021 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.
7. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında başvurucu, DAEŞ üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınmış; 15/11/2019 tarihinde tutuklanmıştır. Başvurucu 9/1/2020 tarihinde tahliye edilmiştir.
8. Başvurucu hakkında Çorum Valiliğinin 10/1/2020 tarihli kararıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi kapsamında sınır dışı etme kararı tesis edilmiştir.
9. Başvurucu, anılan kararın iptali istemiyle Çorum İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmıştır. Başvurucu dava dilekçesinde sınır dışı etme kararının hukuka aykırı olmasının yanı ülkesine gönderildiği takdirde bulunduğu toplumsal grup nedeniyle zulme uğrayacağını, 6458 sayılı Kanun'un 55. maddesi gereği sınır dışı edilemeyecek şahıslardan olduğunu iddia etmiştir.
10. İdare Mahkemesinin 12/2/2020 tarihli kararıyla "tahliye kararının sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimali olduğundan ve tutuklulukta geçirdiği süre göze alınarak verildiği ve yine davacının DAEŞ terör örgütü üyesi şahıslarla irtibatının bulunduğu hususlarının tamamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından tehlike oluşturduğu gerekçesiyle sınır dışı edilmesi yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
11. Anılan karar 1/3/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 26/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuş, başvurusuyla birlikte sınır dışı etme kararının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Anayasa Mahkemesinin 13/4/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
14. Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Kötü Muamele Yasağının ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, geri gönderildiği takdirde hayatının tehlikede olacağını belirterek kötü muamele yasağının ve yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde yaşam hakkının ihlal edileceğine ilişkin iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.
17. Anayasa Mahkemesinin istikrarlı içtihadına göre Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası, gönderildikleri ülkede kötü muameleye maruz kalma riski bulunan yabancıların maddi ve manevi varlıklarının korunması yönünde devlete pozitif yükümlülük yüklemektedir (A.A. ve A.A., § 59).
18. Anılan pozitif yükümlülük kapsamında sınır dışı edilecek kişiye ülkesinde karşılaşabileceği risklere karşı gerçek anlamda bir koruma sağlanabilmesi için sınır dışı kararına karşı etkili bir karşı çıkma imkânı tanınması gerekir(A.A. ve A.A., § 60).
19. Ancak kötü muameleye karşı koruma yükümlülüğü, her sınır dışı işleminde yukarıda belirtilen şekilde bir araştırma yapılmasını gerektirmez. Bu yükümlülüğün ortaya çıkabilmesi için öncelikli olarak başvurucu tarafından savunulabilir (makul) bir iddia ortaya konulmalı, bu kapsamda kötü muamele riskine ilişkin iddialar somutlaştırılmalıdır (A.A. ve A.A., § 63).
20. Somut dosyada başvurucunun gerek Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuruda gerek İdare Mahkemesinde açtığı iptal davasında sınır dışı edilmesi hâlinde maruz kalacağını ileri sürdüğü riske ilişkin somut ve kişisel açıklamalarda bulunmadığı, ülkesinin genel durumu dışında kendisinin hangi özel durumunun risk oluşturduğuna ilişkin somutlaştırma yapmadığı görülmüştür.
21. Öte yandan sınır dışı etme kararı nedeniyle aile birliğinin bozulacağını ileri süren başvurucu; ailesinden neden ayrılmak zorunda kalacağını, diğer bir deyişle istediği takdirde kendisiyle birlikte ülkelerine dönebilecekleri anlaşılan aile fertlerinin neden ülkelerine geri gidemeyeceklerini inandırıcı bir izahla ortaya koyamamıştır (Peri Kırık, B. No: 2015/19795, 9/1/2019, § 26). Dolayısıyla bu konudaki iddialarının da savunulabilir olduğunu söyleyebilmek mümkün gözükmemektedir.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Adil Yargılama Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
23. Başvurucu; yalnızca istihbarata dayalı bilgiler nedeniyle hakkında ceza davası açıldığını, İdare Mahkemesi tarafından anılan ceza davası gerekçe gösterilerek davasının reddedildiğini, hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü olmadığını, annesinin Türk vatandaşı olduğunu belirterek adil yargılanma hakkı ile yerleşme ve seyahat hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Başvurucunun yerleşme ve seyahat hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddiası adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.
25. Anayasa Mahkemesinin içtihadına göre sınır dışı etme işlemini konu alan uyuşmazlıkları içeren yargılamalar, Anayasa'nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinde güvence atına alınan adil yargılama hakkının ortak koruma alanı kapsamı dışında kalmaktadır (Aıgul Mavlıanova, B. No: 2016/6293, 9/11/2017, § 28).
26. Başvuru konusu olayda yukarıda da belirtildiği üzere başvurucunun adil yargılanma hakkına ilişkin iddialarının konusunun Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kaldığı anlaşılmıştır.
27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Kötü muamele yasağının ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Başvurucu hakkındaki sınır dışı etme işlemine ilişkin tedbirin SONLANDIRILMASINA,
D. Kararın bir örneğinin bilgi için İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,
E. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 13/4/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.