TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
SAFA EL MENDİL BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/11941)
Karar Tarihi: 11/6/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Sinan ARMAĞAN
Başvurucu
Safa EL MENDİL
Vekili
Av. Hasan ŞİRİNGÜL
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; menşe ülkesine geri gönderme nedeniyle yaşam hakkının, sınır dışı etme davasında bazı usul güvencelerine aykırı davranılması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Suriye vatandaşı başvurucu hakkında İstanbul Valiliğinin 21/8/2019 tarihli kararıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi uyarınca sınır dışı etme kararı alınmıştır. Başvurucu, söz konusu işlemin iptali amacıyla 2/9/2019 tarihinde İstanbul 1. İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Diğer taraftan başvurucu, aynı gün bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucunun dosyası 2016/40091 numaralı bireysel başvuru ile birleştirilmiştir. Söz konusu başvuruda başvurucunun kendi isteğiyle ülkesine döndüğü, bu nedenle ileri sürülen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalktığı gerekçesiyle 20/4/2020 tarihinde düşme kararı verilmiştir.
3. Başvurucunun sınır dışı etme kararının iptali amacıyla açtığı dava İstanbul 1. İdare Mahkemesi (İdare Mahkemesi) tarafından 21/1/2020 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.
4. 20/3/2020 tarihinde nihai kararı öğrenen başvurucu 1/4/2020 tarihinde yine bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Bölüm tarafından Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 73. maddesi uyarınca başvurucu hakkındaki sınır dışı etme işleminin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
6. Göç İdaresi Başkanlığının (Göç İdaresi) 8/12/2023 tarihli cevap yazısında başvurucu hakkındaki sınır dışı etme kararının ülkesine gönüllü olarak dönmesi sonrasında kaldırıldığı, hakkında hâlihazırda aktif bir sınır dışı etme kararı bulunmadığı bildirilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (yabancıların adli yardım taleplerinin değerlendirilmesi konusunda bkz. Nadali Agheli Kohne Shari, B. No: 2014/12633, 9/9/2015, §§ 17, 18).
A. Adil Yargılama Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
8. Başvurucu, hakkında bir mahkûmiyet kararı olmaksızın ve savunma hakkı tanınmadan ülkesine geri gönderilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) veya Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
10. Devletin yabancıları ülkeye kabul etmekte veya sınır dışı etmekte takdir yetkisinin bulunduğu kuşkusuzdur. Ancak anılan işlemlerin Anayasa'da güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklere müdahale oluşturması hâlinde bireysel başvuruya konu edilebilmesi mümkündür (A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, § 54). Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından yabancıların ülkeye girişine, ülkede kalışına veya ülkeden çıkarılmasına ilişkin işlemlerin Sözleşme'nin 6. maddesi kapsamında kalmadığı kabul edilmektedir. Bir başka ifadeyle söz konusu işlemlere ilişkin davalar medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili görülmemektedir (Aıgul Mavlıanova, B. No: 2016/6293, 9/11/2017, § 27). Dolayısıyla sınır dışı etme işlemini konu alan uyuşmazlıkları içeren yargılamaların Anayasa'nın 36. ve Sözleşme'nin 6. maddesinde güvence atına alınan adil yargılama hakkının ortak koruma alanı kapsamında kalmadığının kabulü gerekir (Aıgul Mavlıanova, § 28).
11. Başvuru konusu olayda yukarıda da belirtildiği üzere başvurucunun adil yargılanma hakkına ilişkin iddialarının konusunun Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kaldığı anlaşılmaktadır.
12. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Yaşam Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. Başvurucu; hakkında sınır dışı etme kararı alınmasından sonra zorla imzalatılan gönüllü geri dönüş formuna istinaden 2019 yılında Suriye'ye gönderildiğini, Suriye'nin İdlib şehrinde askerî operasyonların devam etmesi nedeniyle aynı yıl Türkiye'ye girişine izin verildiğini, İdare Mahkemesinde açtığı davanın reddedilmesinden sonra yeniden sınır dışı edilme ihtimalinin ortaya çıktığını belirtmiştir. Başvurucu, Suriye'de devam eden şiddet olayları nedeniyle ülkesine geri gönderildiği takdirde yaşam hakkının ihlal edileceğini iddia etmiştir.
14. Başvurucunun iddiaları, ülkesine dönüp yeniden Türkiye'ye gelmesi sonrasında tekrar sınır dışı edilme riskiyle sınırlı olarak incelenecektir.
15. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinde kimlerin bireysel başvuru yapabileceği sayılmıştır. Anılan maddenin (1) numaralı fıkrasına göre bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön şartın birlikte bulunması gerekmektedir. Bu ön şartlar başvurucunun kamu gücünün eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı güncel bir hakkının ihlal edildiği iddiasında bulunması, iddia edilen ihlalden kişinin kişisel olarak ve doğrudan etkilenmiş olması ve bunların sonucunda başvurucunun mağdur olduğunu iddia etmesidir (Fetih Ahmet Özer, B. No: 2013/6179, 20/3/2014, § 24).
16. Başvurucu hakkında İstanbul Valiliği tarafından 2/9/2019 tarihinde sınır dışı etme kararı alınmış ise de gönüllü geri dönüş formuna istinaden başvurucunun Göç İdaresi yetkilileri tarafından ülke dışına çıkışı yapılmış ve sonrasında hakkındaki sınır dışı etme kararı kaldırılmıştır. Başvurucunun açtığı iptal davasının ret ile sonuçlanmasından önce zaten sınır dışı etme kararının kamu makamları tarafından kaldırıldığı görülmüştür. İdare Mahkemesindeki yargılama başvurucu aleyhine sonuçlanmış ise de sınır dışı etme kararı geçerliliğini korumadığından dava konusu işlem veya yargılama sonucunda verilen karar nedeniyle -iddiasının aksine- başvurucunun ülkesine geri gönderilmesi mümkün gözükmemektedir. Diğer taraftan başvurucu hakkında başkaca bir sınır dışı etme kararı da bulunmamaktadır (bkz. § 6). Bu koşullarda başvurucunun ileri sürdüğü ihlal iddiaları bakımından mağdur statüsü olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Sınır dışı etme işlemine ilişkin verilen tedbir kararının SONLANDIRILMASINA,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
E. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.