logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Erdoğan Alasulu [1.B.], B. No: 2020/12004, 16/5/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ERDOĞAN ALASULU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/12004)

 

Karar Tarihi:16/5/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Cafiye Ece YALIM

Başvurucu

:

Erdoğan ALASULU

Vekili

:

Av. Murat AĞAÇHANLI

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza soruşturması sırasında el konulan eşyanın tasfiyesine karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvuru 18/3/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

A. Bireysel Başvuru Süreci

2. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

3. Başvurucu K. Boya ve Kimya Mad. Yağ. İnş. Ltd. Şti.'nin (K. Şirketi) hissedarı ve yetkilisidir. K. Şirketinin de aralarında bulunduğu bir kısım şirketlerin ithal ettiği ürünlerin kanuna aykırı olarak ithal edildiğinin İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne (KOM Şube Müdürlüğü) ihbarı üzerine Kemalpaşa Sulh Ceza Mahkemesinin 30/11/2012 tarihli arama kararı ile E. Lojistik adlı antrepoda yapılan aramada henüz gümrük işlemleri devam eden K. Şirketine ait gümrük beyannamesinde ürün cinsi Solvent D-60 olarak beyan edilen 10 konteyner içerisinde 1280 varilde bulunan toplamda 211.200 kg ürüne 1/12/2012 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) el konulmuştur. Söz konusu ürünler hakkında analiz yapılması için numune alınmıştır.

4. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından yapılan analiz sonucunda ürünlerin metanol, etanol, kerasen, izopropil alkol, klorür, aseton, metil siklohekzan içerikli karışım ürünlerinden oluştuğu, Exxxsol D60 ve Shellsol D60 kodlu ürünler ile uyumlu olmadığı, standartlara uygun olmadığının tespit edilmesi üzerine İzmir 8. Sulh Ceza Mahkemesinin (Sulh Ceza Mahkemesi) 11/3/2013 tarihli kararı ile tasfiyesine karar verilmiştir. Tüpraş İzmir Rafinerisi tarafından 15/5/2013 tarihinde suça konu petrol ürünlerinin tasfiye işlemi gerçekleştirilmiştir.

5. Başsavcılıkça şirket yetkilisi olan başvurucu hakkında 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet suçundan soruşturma başlatılmıştır.

6. Yapılan soruşturma sonucunda Başsavcılıkça 14/8/2013 tarihinde iddianame düzenlenerek başvurucunun da aralarında bulunduğu bazı şirket yetkilileri hakkında gümrük beyannamelerinde belirtilen ürünlerden farklı olan ve standartlara uygun olmayan akaryakıt ürünlerini ticaret amacıyla ithal ettikleri gerekçesiyle 5607 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.

7. İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesince (Mahkeme) iddianame kabul edilerek yargılamaya başlanmış, gümrük müşaviri bilirkişiden rapor alınmıştır. 4/4/2014 tarihli bilirkişi raporunda, K. Şirketine ait kimyasal eşyaların gümrük rejiminde bulunulmak üzere genel antrepoya alındığı, gümrük işlemleri yönünden mevzuata aykırı herhangi bir işlemin olmadığı; serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin verildiği, gümrük müdürlüklerince onaylandığı, muayene memuru atamalarının yapıldığı, ithal hükmünde işlemlerin başlatıldığı ancak Sulh Ceza Mahkemesi kararı ile eşyalara el konulması ve hukuki sürecin başlaması nedeniyle eşyaların ithalatının tamamlanamadığı ve millîleşmediği belirtilmiştir.

8. Mahkeme 28/1/2015 tarihinde mahkûmiyete yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle başvurucunun da aralarında bulunduğu sanıkların ayrı ayrı beraatlerine hükmetmiştir. Mahkeme gerekçesinde bilirkişi raporunda belirtilen tespitlere yer vermiş, her ne kadar gümrükteki hukuki prosedürün tamamlanması beklenmeden suça konu ürünlere el konularak sanıklar hakkında dava açılmış ise de söz konusu ürünlerin ithaline ilişkin gümrük işlemlerinin tamamlanmadığı ve ürünlerin millîleşmediği anlaşıldığından başvurucunun beraatine karar vermiştir.

9. Mahkeme, ayrıca soruşturma aşamasında tasfiye edilen suça konu ürünlerin nemaları ile birlikte karar kesinleştiğinde K. Şirketine iadesine karar vermiştir.

10. Katılan İzmir Gümrük Müdürlüğü (Gümrük Müdürlüğü) ile Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu (EPDK) tarafından anılan karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Yargıtay tarafından yapılan inceleme sonucunda 20/11/2019 tarihinde Gümrük Müdürlüğünün süresi içinde başvurmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine, EPDK'nın ise her ne kadar katılan sıfatıyla davaya müdahilliğine karar verilmiş ise de suçtan zarar görmediği anlaşıldığından temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

11. Başvurucu nihai kararı 21/2/2020 tarihinde öğrendiğini belirtmiş 18/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Bireysel Başvuru Sonrası Süreç

12. Başvurucu, Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde (Ağır Ceza Mahkemesi) 24/3/2020 tarihinde Hazineye karşı koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde her türlü yasal izin ve ruhsatlara sahip fabrikasında üretimlerinde kullanılmak ve yurt dışı ticaretini yapmak üzere yurt dışından sipariş vermiş olduğu 1280 kapta mevcut bulunan 211.200 kg solvent D-60 isimli ürünün Başsavcılıkça 30/11/2012 tarihinde el konularak tasfiye edilmesi nedeniyle 1.319.800 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle davalı hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapor doğrultusunda 4/10/2022 tarihinde maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 160.946,67 TL maddi tazminatın davalı Hazineden alınarak başvurucuya verilmesine karar verilmiştir.

14. Anılan karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) tarafından 15/2/2024 tarihinde kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararında Yargıtay tarafından verilen bir kararda 5607 sayılı Kanun'un 16/A maddesinde ve 5607 sayılı Kanun'a Göre Elkonulan Akaryakıtın Teslimi, Muhafazası, Tasfiyesi ve Yapılan Masraflara İlişkin Uygulama Yönetmeliği'nin 20. maddesine göre yapılan tasfiye işlemlerinde tasfiye bedelinin yakalama tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar faizi ile birlikte davacıya ödenmesi durumunda 17/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde düzenlenen tazminat isteme şartlarının oluşmayacağının belirtildiğini, buna göre el konulan ve tasfiye edilen toplam miktarın 211.200 kg olduğunun saptanması hâlinde tasfiye bedelinin ve faizinin başvurucuya ödenmiş olması nedeniyle başvurucunun tazminat isteme şartlarının bulunmadığını tespit etmiştir. Ancak el konulan miktarın 211.200 kg tasfiye edilen miktarın ise 175.280 kg olduğunun tespiti halinde başvurucunun 35.920 kg solvent D-60 maddesi için piyasa fiyatlarına göre hesaplanacak değer üzerinden el koyma tarihinden itibaren tazminat ve faiz isteme hakkının bulunduğunun dikkate alınması gerektiğini belirterek Ağır Ceza Mahkemesinin hükmünün bozularak dosyanın yeniden incelenmek ve karar verilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir. Başvurunun inceleme tarihi itibarıyla yargılama devam etmektedir.

II. DEĞERLENDİRME

15. Başvurucu, ceza soruşturması sırasında hissedarı ve yetkilisi olduğu K.Şirketinin ithal ettiği ürünlere el konularak tasfiyesine karar verilmesi nedeniyle zarara uğradığını, yargılamanın uzun sürdüğünü belirterek mülkiyet hakkının ve makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

16. Genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31).

17. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy, § 32).

18. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında ilgilinin 2.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.

19. Somut olayda başvurucunun yetkilisi bulunduğu K. Şirketi tarafından, bireysel başvurusuna konu olan ürünlerin tasfiye edilmesi nedeniyle uğradığı zararların tazmini istemiyle bireysel başvuruda bulunduğu tarihten sonra dava açıldığı ve yapılan yargılamada Ağır Ceza Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesine göre açılan tazminat davasının esastan incelendiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvuruya konu tasfiye işleminden dolayı uğranılan zararın tazminine karşı açılan davanın bireysel başvuru konusu ihlal iddiasının incelenmesi ve ihlalin giderimi hususunda etkili bir yol olduğu görülmektedir. Başvurucu söz konusu davaya ilişkin Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemiştir.

20. Bireysel başvurunun yapılmasından sonraki süreçteki gelişmelerin bildirilmesi başvurucunun mağdur statüsünün değerlendirilmesine yönelik kabul edilebilirlik ve esas incelemesi bakımından oldukça önem taşımaktadır. Buna karşılık başvurucu İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı bir şekilde yukarıda ifade edilen olgulara ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.

21. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun başvurusunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.

22. Başvurunun mahiyeti dikkate alınarak 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca başvurucu aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesine gerek görülmemiştir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Erdoğan Alasulu [1.B.], B. No: 2020/12004, 16/5/2024, § …)
   
Başvuru Adı ERDOĞAN ALASULU
Başvuru No 2020/12004
Başvuru Tarihi 18/3/2020
Karar Tarihi 16/5/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza soruşturması sırasında el konulan eşyanın tasfiyesine karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Müsadere ve Elkoyma Başvurunun Reddi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi