TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
SEDEF OFLAS UYAR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/1881)
Karar Tarihi: 16/5/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Mehmet ALTUNDİŞ
Başvurucu
Sedef OFLAS UYAR
Vekili
Av. Bilgin DAĞDELER
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, icra dairesince gerçekleştirilen ihale ile satın alınan taşınmaz hakkında soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimliği tarafından şerh konulması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Alacaklı İ.K., borçlu A.G.den olan alacağını tahsil etmek amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine girişmiş ve A.G.ye ait taşınmaz 7/4/2016 tarihinde açık artırma ihalesi sonucunda 366.000 TL bedelle başvurucu tarafından satın alınmıştır.
3. İhale sonucunda satılan taşınmaz hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 16/1/2017 tarihli yazısı ve Bakırköy 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17/1/2017 tarihli kararı ile şüphelilerden İ.K.nın liderliğindeki suç örgütü yönetici ve üyeleri hakkında "örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli yağma, tefecilik, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması vs. suçlarından" Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan soruşturma kapsamında elkoyma izni verilmiştir. El koyma kapsamında satışa konu taşınmazın tapu kütüğüne şerh işlenmiştir. Bu tarihte ihalenin feshi davası henüz kesinleşmediğinden taşınmaz eski malik A.G adına kayıtlıdır. İhalenin feshi davasının kesinleşmesi sonrasında taşınmaz başvurucu adına 28/8/2019 tarihinde tescil edilmiştir.
4. Başvurucu tarafından elkoyma kararının kaldırılması talebiyle yapılan başvuru Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmiştir. Karar gerekçesinde özetle tedbir kararının ihale kesinleşmeden önce verildiği, kararın görünüşte haklılık ilkesi, gecikmesinde sakınca bulunan hâl kapsamında ölçülülük ilkesi çerçevesinde alındığı belirtilmiştir. Başvurucunun bu karara karşı yaptığı itiraz, Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5/2/2019 tarihinde reddedilmiştir. Bu karar 8/12/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
5. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi 27/12/2022 ve 23/2/2023 tarihli duruşmalarda elkoyma kararlarının kaldırılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
6. Başvurucu; suç isnadı kapsamında kamu makamlarınca taşınmaz üzerine tedbir konulması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığını iddia etmiştir.
7. Adalet Bakanlığı görüşünde öncelikle başvurucunun mal varlığı değerleri hakkında uygulanan şerh koyma tedbirine ilişkin olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde öngörülen koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası açma yolunu tüketip tüketmediğinin ve başvurucunun hukuken korunmaya değer bir mülkün bulunup bulunmadığının yapılacak kabul edilebilirlik incelemesinde ele alınması gerektiğini belirtmiştir. Mülkiyetten yararlanma hakkını kontrol etme ve bu konuda düzenleme yapma konusunda suçla mücadele gibi zor bir alanda hangi tedbirlerin gerekli olup olmadığının değerlendirilmesinin öncelikli olarak ilgili kamu makamlarının yetkisinde olduğu, bu alanda ne gibi tedbirlerin alınması gerektiği hakkında sorumlu ve yetkili otoriteler daha isabetli karar verebilecek konumda olduklarını açıklamıştır.
8. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
9. Bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17). 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (j) bendinde, eşyasına veya diğer mal varlığı değerlerine koşulları oluşmadığı hâlde el konulan veya bunların korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer mal varlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen kişilere tazminat talebinde bulunabilme imkânı tanınmaktadır. Anayasa Mahkemesi ceza soruşturması veya kovuşturması sırasında yargı organlarınca şüphelilerin eşyasına ya da mal varlığı değerlerine elkoyma tedbirinin uygulandığı durumlarda bunun hukuka aykırı olduğu iddialarına ilişkin olarak bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla asıl dava sonuçlanmış da olsa 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Sinan Aydın Aygün (2), B. No: 2014/922, 16/6/2016, §§ 61-69; Nuray Işık, B. No: 2014/7561, 28/9/2016 §§ 60-67).
10. Somut olayda başvurucunun mal varlığı hakkında uygulanan elkoyma tedbirinin başvuru tarihinden sonra -23/2/2023 tarihinde- kaldırıldığı görülmektedir. Bu durumda elkoyma tedbiri nedeniyle uğranılan zararların giderimi bakımından 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolunun başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğu ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır.
11. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik nedenleri incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.