logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Gülkent Enerji Madencilik Turizm İnşaat Otomotiv Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2020/12707, 5/6/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÜLKENT ENERJİ MADENCİLİK TURİZM İNŞAAT OTOMOTİV SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/12707)

 

Karar Tarihi: 5/6/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Şahap KAYMAK

Başvurucu

:

Gülkent Enerji Madencilik Turizm İnşaat Otomotiv

 

 

Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.

Vekili

:

Av. Beril AKIN AYAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasının adli yargı yerine idari yargı tarafından karara bağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki kanuni hâkim güvencesinin, hukuki dayanağı olmadan proje onay bedeli tahakkuk ettirilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, güneş enerji santrali projeleri hazırlamış ve bu projelerin onaylanması için Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketine (TEDAŞ) "proje onay bedeli" adı altında ücret ödemiştir. Başvurucu, ödeme yaptıktan sonra TEDAŞ'ın böyle bir ücret talep etme hakkının bulunmadığını öğrendiklerini beyan ederek ödediği 66.000,96 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebiyle Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde (Mahkeme) istirdat davası açmıştır.

3. TEDAŞ cevap dilekçesinde uyuşmazlığın idari yargının görev alanında kaldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme 5/11/2019 tarihli celsede davalı TEDAŞ'ın göreve ilişkin itirazını reddetmiştir.

4. TEDAŞ olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebiyle 5/11/2019 tarihinde Danıştay Başsavcılığına başvuru yapmıştır. Danıştay Başsavcılığı 12/12/2019 tarihli kararı ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

5. Danıştay savcısı görüşünde; TEDAŞ Genel Müdürlüğünce kamu gücüne dayalı olan, resen ve tek yanlı olarak tahsil edilen proje onay bedelinin iadesi için kamu hukuku alanında açılan davada yargısal denetimin idari yargıda yapılması gerektiğini belirtmiştir.

6. Uyuşmazlık Mahkemesi, davalı TEDAŞ'ın özel hukuk hükümlerine tabi bir tüzel kişi olmakla birlikte kamu hizmeti niteliğindeki elektrik dağıtım faaliyetiyle ilgili olarak 19/2/1985 tarihli ve 3154 sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 30/12/2014 tarihli ve 29221 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği'nin 4. ve 8. maddeleri hükümleri uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yetki devri suretiyle verilen yetkinin kullanımı esnasında tahsil ettiği proje onay bedellerinin iadesi davasında, yargı yolu bakımından idare mahkemelerinin görevli olduğuna 27/1/2020 tarihinde kesin olarak karar vermiştir.

7. Mahkeme 28/2/2020 tarihinde söz konusu davada idare mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek Mahkemenin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermiştir.

8. Nihai karar 2/3/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 27/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Diğer taraftan başvurucu aynı süreçte, Uyuşmazlık Mahkemesi kararının kendilerine tebliğ edilmediğini, konuya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesine müracaat edeceklerini, bunun sonucunun beklenmesi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağa ilişkin olması nedeniyle davanın adli yargıda görülmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararına karşı istinaf başvurusunda da bulunmuştur.

10. İstinaf talebi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin (Bölge Adliye Mahkemesi) 23/6/2020 tarihli kararıyla esastan reddedilmiştir. Temyiz edilen karar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin (Daire) 1/6/2021 tarihli kararıyla onanmıştır.

11. Komisyon başvurunun kabul edilemez olduğu hususunda oybirliği sağlanamaması nedeniyle kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

12. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Kanuni Hâkim Güvencesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucu, dava konusu uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak olması nedeniyle davanın adli yargıda görülmesi gerektiğini, mevzuatın ve yerleşik içtihatların da bu doğrultuda olduğunu belirterek kanuni hâkim güvencesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

14. Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesi şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.

Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz."

15. Anayasa'nın "Kanuni hâkim güvencesi" kenar başlıklı 37. maddesi şöyledir:

"Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.

Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz."

16. Anayasa'nın "Mahkemelerin kuruluşu" kenar başlıklı 142. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir."

17. Kanuni hâkim güvencesi, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının bir unsurudur (Tahir Gökatalay, B. No: 2013/1780, 20/3/2014, § 77; AYM, E.2002/170, K.2004/54, 5/5/2004). Çünkü kanuni hâkim güvencesinin sağlanmadığı bir yargılamanın adil olduğundan söz edilemez (Ahmet Zeki Üçok (2), B. No: 2015/6777, 7/12/2016, § 53). Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine "... ile adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, herkesin kanunla kurulmuş bir mahkemede davasının görülmesini isteme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir (Mehmet Çelik (2), B. No: 2015/889, 17/11/2016, § 57).

18. Anayasa'nın 37. maddesinde "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz." denilmiştir. Kanuni hâkim güvencesinin sağladığı güvenceler, esasen adil yargılanma hakkı içinde yer almaktadır. Kanuni hâkim güvencesinin sağlanmadığı bir yargılamanın adil olduğundan söz edilemez. Bu güvence, Anayasa'nın 36. maddesinde ifade edilen adil yargılanma hakkının en önemli ögesi olan yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde yargılanma hakkının temelini oluşturmaktadır (AYM, E.2014/164, K.2015/12, 14/1/2015).

19. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında da belirtildiği gibi tabii hâkim ilkesi, suçun işlenmesinden veya çekişmenin doğmasından önce davayı görecek yargı yerini yasanın belirlemesi şeklinde tanımlanmaktadır. Tabii hâkim ilkesi; yargılama makamlarının suçun işlenmesinden veya çekişmenin meydana gelmesinden sonra kurulmasına veya yargıcın atanmasına, başka bir anlatımla sanığa veya davanın taraflarına göre hâkim atanmasına engel oluşturur (AYM, E.2014/164, K.2015/12, 14/1/2015).

20. Bununla birlikte kanuni hâkim güvencesi, yeni kurulan mahkemelerin veya kurulu bulunan mahkemelere yeni atanan hâkimlerin önceden işlenen suçlara ilişkin olarak hiçbir şekilde yargılama yapamayacakları biçiminde anlaşılamaz. Belirli bir olay, kişi veya toplulukla sınırlı olmamak kaydıyla yeni kurulan bir mahkemenin veya kurulu bulunan bir mahkemeye yeni atanan hâkimin kurulma veya atanma tarihinden önce gerçekleşen uyuşmazlıklara bakması kanuni hâkim güvencesine aykırılık teşkil etmez. Aksi takdirde, yer değiştirme esasına göre görev yapan hâkimlerin atandığı yerdeki derdest davalara bakmalarının tabii hâkim ilkesine aykırı görülmesi sonucu doğar ki anılan ilkenin bunu amaçladığı söylenemez (AYM, E.2014/164, K.2015/12, 14/1/2015).

21. Anılan güvence, hiç kimsenin kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamayacağına dair Anayasa'nın 37. maddesinde de açıkça düzenlenmiştir (Ahmet Zeki Üçok (2), § 54). Kanuni hâkim güvencesi, sadece mahkemelerin yargı yetkisi içinde yer alan konuların belirlenmesini değil her bir mahkemenin kuruluşu ve yer bakımından yargı yetkisinin belirlenmesi de dâhil olmak üzere mahkemelerin organizasyonlarına ilişkin tüm düzenlemeleri ifade etmekte, mahkemelerin görev ile yetki alanlarının açık ve anlaşılır biçimde tespit edilmesi gereğini ortaya koymaktadır (Tahir Gökatalay, § 80).

22. Bununla birlikte görev ve yetkiye ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere ilke olarak yargı mercileri önündeki davalara ilişkin hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Mustafa Kılıç [GK], B. No: 2019/35236, 18/5/2022, § 120). Bu bağlamda yargı mercilerinin görev ve yetkiye ilişkin hukuk kuralları hakkındaki yorum ve uygulamalarının kanuni hâkim güvencesini ihlal ettiği sonucuna varılabilmesi ancak anılan yorum ve uygulamaların bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içerdiği durumlarda söz konusu olabilir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesinin bireysel başvuru açısından tüketilmesi gereken yargısal makam olduğu yönünde kararlar vermiştir (bkz. Erol Güler, B. No: 2013/8173, 14/4/2016; Mehmet Erdoğan, B. No: 2018/15596, 30/6/2021). Dolayısıyla somut olay açısından Uyuşmazlık Mahkemesinin verdiği karara istinaden verilen Mahkeme kararının bireysel başvuruya konu olabileceği anlaşılmaktadır.

23. Bu itibarla davaya hangi yargı kolundaki mahkemenin bakacağına ilişkin yargı mercileri arasında oluşan görev uyuşmazlıklarının çözümü yargı mercilerinin ve en son Uyuşmazlık Mahkemesinin görev alanındadır. Anayasa Mahkemesinin yargı mercilerinin bu yöndeki değerlendirmelerine müdahale etmesi bariz takdir hatası ya daaçıkça keyfîlik içeren durumlar dışında mümkün değildir.

24. Somut olayda proje onay bedelinin iadesi için açılan davada adli yargı merci ile idari yargı merci arasında çıkan olumlu görev uyuşmazlığı ile ilgili Uyuşmazlık Mahkemesinin idare mahkemelerinin davaya bakmakla görevli olduğuna karar verdiği anlaşılmaktadır. Görevliyargı merci ile ilgili olarak yürütülen yargısal süreçte yapılan yorum ve uygulamada bariz takdir hatası veya açık keyfîlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.

25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

26. Başvurucu, proje onay bedeli tahakkuk ettirilerek mülküne müdahale edildiğini, TEDAŞ'ın herhangi bir hizmet sunmadığı hâlde bedel talep ettiğini belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

27. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).

28. İkincillik ilkesi gereğince temel hak ve özgürlüklerin kamu makamlarınca ihlal edildiği iddiasının öncelikle yetkili idari ve yargısal merciler önünde ileri sürülmesi gerekmektedir. Bu bağlamda somut olayda başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine dayanak iddiasını öncelikle Uyuşmazlık Mahkemesinin 27/1/2020 tarihli kararında da uyuşmazlığın çözümünde görevli olduğu belirtilen idare mahkemeleri önünde ileri sürmesi gerekmektedir. Aksi bir değerlendirme proje onay bedeli talep edilmek suretiyle mülkiyet hakkına müdahale edildiği iddiasının ilk elden Anayasa Mahkemesi önünde incelenmesine neden olacaktır. Öte yandan başvurucunun iddialarının görevli ve yetkili yargısal makamlar önünde ileri sürülmeden doğrudan bireysel başvuruya konu edilmesi, ihlal iddiasının öncelikle yargısal mercilerce incelenmesi gereğini ortadan kaldırmış olacaktır. Dolayısıyla ihlale neden olduğu ileri sürülen söz konusu iddiaya ilişkin olarak başvuru yolları usulünce tüketilmemiştir.

29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kanuni hâkim güvencesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 5/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Gülkent Enerji Madencilik Turizm İnşaat Otomotiv Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2020/12707, 5/6/2024, § …)
   
Başvuru Adı GÜLKENT ENERJİ MADENCİLİK TURİZM İNŞAAT OTOMOTİV SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.
Başvuru No 2020/12707
Başvuru Tarihi 27/3/2020
Karar Tarihi 5/6/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasının adli yargı yerine idari yargı tarafından karara bağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki kanuni hâkim güvencesinin, hukuki dayanağı olmadan proje onay bedeli tahakkuk ettirilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Mülkiyet hakkı Tazminat (kamu kurumlarının tarafı olduğu uyuşmazlıklar) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi