TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ KESKİN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/13467)
Karar Tarihi: 7/3/2024
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Raportör
Ayşenur TUNCER
Başvurucu
Ali KESKİN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, başvurucunun idarenin çalışma izni vermediği süre boyunca çalışamaması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/4/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu Pamukkale Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken 1/9/2016 tarihli Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi (OHAL KHK'sı) ile kamu görevinden çıkarılmıştır. Doktor olan başvurucu dâhiliye alanında kadrolu, hematoloji alanında ise kadro dışı geçici olarak çalışmak için bir özel hastaneyle anlaşmıştır. 31/7/2018 tarihli dilekçe ile başvurucu adına çalışma belgesi düzenlenmesi için idareye başvuru (ilk başvuru) yapılmıştır.
6. Bu başvuru sonrasında Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 14/9/2018 tarihli cevabi yazısında başvurucudan birtakım belgelerin temin edilmesi gerektiği ve sonrasında çalışma talebinin yeniden değerlendirileceği bildirilmiştir. Denizli Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünün (İl Sağlık Müdürlüğü) 18/9/2018 tarihli yazısında ise başvuruyu yapan özel hastaneden başvurucuya ait belgelerin temin edilmesi istenmiştir. Özel hastane 19/9/2018 tarihli dilekçe ile idarenin istediği belgeleri sunmuştur. Başvurunun cevapsız bırakılması nedeniyle özel hastane tarafından 19/11/2018 tarihli dilekçeyle yeniden başvuru yapılarak 25/4/2017 tarihli Sağlık Bakanlığı Kapasite Değerlendirme Komisyonunun (Komisyon) kararı doğrultusunda istenilen evraklar aranmaksızın bir defaya mahsus çalışma izni verilmesi talep edilmiştir. Bu talep sonrasında ise 5/2/2019 tarihli cevabi yazıyla söz konusu başvuruların Bakanlığa gönderildiği ve cevap geldiğinde bildirileceği şeklinde cevap verilmiştir.
7. Başvurucu 24/4/2019 tarihinde 60 yaşını doldurmasının ardından 27/3/2002 tarihli ve 24708 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) Ek 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan 60 yaşını dolduran tabiplerin özel hastanelerde kadro dışı geçici olarak çalışabileceği düzenlemesi uyarınca 25/4/2019 tarihinde yeni bir başvuru (ikinci başvuru) yapmıştır. 26/4/2019 tarihinde bu talep uygun görülerek İl Sağlık Müdürlüğünce çalışma belgesi düzenlenmiş olup başvurucunun söz konusu özel hastanede çalışması için izin verilmiştir.
8. Başvurucu ilk kez adına çalışma belgesi düzenlenmesi talep edilen 31/7/2018 ile çalışma izninin verildiği 26/4/2019 tarihleri arasında çalışmasının hukuka aykırı olarak engellendiği iddiasıyla Denizli İdare Mahkemesi'nde (İdare Mahkemesi) maddi ve manevi tazminat talepli tam yargı davası açmıştır. İdare Mahkemesi 29/11/2019 tarihli kararıyla başvurucunun maddi ve manevi tazminat taleplerini reddetmiştir. Kararın gerekçesinde ilk başvuru sürecinde idarece verilen zımnen ret kararları aleyhinde iptal davası açılmadığı ve böylelikle hukuka uygunluk karinesinden faydalanan işlemlerden kaynaklı tazminat verilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Bunun yanında başvurucuya çalışma izni verilip verilmeyeceğine ilişkin bir mahkeme kararı olmadığı vurgulanarak başvuru konusu olayda idarenin hizmet kusurunun gerçekleşmediği ve başvurucunun talep ettiği tazminat yönünden kusursuz sorumluluk şartlarının da oluşmadığı ifade edilmiştir.
9. Başvurucu bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdare Dava Dairesi 5/3/2020 tarihinde ilk derece mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiştir.
10. Başvurucu, nihai hükmü 10/3/2020 tarihinde öğrendikten sonra 3/4/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
11. Yönetmelik'in 19. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Tabip ve tabip dışı personel özel hastane kadrosunda sözleşmeyle ve Ek-12'deki Personel Çalışma Belgesi düzenlenerek çalışır..."
12. Yönetmelik'in ek 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin (3) numaralı alt bendinin başvurucunun ikinci başvuruyu yaptığı tarihte yürürlükte bulunduğu hâliyle şöyledir:
"(Değişik:RG-23/1/2015-29245) Kadrosuzluk nedeniyle emekli olan veya 60 yaşını dolduran tabipler ile engellilik oranı en az yüzde 60 olan tabipler bu maddenin ikinci fıkrasında sayılan kadrolu tabiplerin çalışma şekline uygun olarak kadro dışı geçici olarak çalışabilir."
13. Kamu göreviyle ilişiği kesilen sağlık çalışanları için Sağlık Bakanlığı Kapasite Değerlendirme Komisyonunun (Komisyon), 25/4/2017 tarihli A-1/a sayılı prensip kararı ile 21/3/2014 tarihinden önce istifa eden veya emekli olan sağlık çalışanlarının ana dal uzmanlık kadrolarında mevzuata uygun olmak şartı ile çalışabileceği; A-1/c sayılı prensip kararıyla ise 21/3/2014-17/9/2016 tarihleri arasında kurumu ile ilişiği kesilen personelin bir defaya mahsus olmak üzere meri mevzuat kapsamında yan dal uzmanı olarak çalıştırılabileceği karara bağlanmıştır.
14. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari makamların sükutu" kenar başlıklı 10. maddesi şöyledir:
"1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
2. (Değişik: 10/6/1994-4001/5 md.) Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Otuz günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler."
15. 2577 sayılı Kanun'un "Üst makamlara başvurma" kenar başlıklı 11. maddesi şöyledir:
"1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır."
16. 2577 sayılı Kanun'un "İptal ve tam yargı davaları" kenar başlıklı 12. maddesi şöyledir:
"İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır."
17. 2577 sayılı Kanun'un "Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" kenar başlıklı 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir..."
B. Uluslararası Hukuk
18. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) "Özel ve aile hayatına saygı hakkı" kenar başlıklı 8. maddesi şöyledir:
"(1) Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
(2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Anayasa Mahkemesinin 7/3/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
20. Başvurucu; kamu görevinden KHK ile çıkartıldığını, hakkında yapılan yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini, özel bir hastanede çalışabilmesi için yapılan başvurunun usul ve yasaya uygun olmasına rağmen sekiz ay süresince sonuçlandırılmayarak anılan sürede çalışmasının engellendiğini beyan etmiştir. Başvurucu, çalışamadığı süreye ilişkin tazminat talebinin iptal davası açmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek çalışma hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
21. Bakanlık görüşünde; somut olaya, mevzuat hükümlerine ve Anayasa Mahkemesi kararlarına yönelik açıklamalar yapıldıktan sonra başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların mahkemelerce delillerin değerlendirilmesine ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu belirtilmiştir. Mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan hususun da bulunmadığı değerlendirildiğinden başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği hususu incelenirken yapılan değerlendirmelerin dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı önceki beyanlarını tekrar etmiştir.
B. Değerlendirme
22. Anayasa’nın "Özel hayatın gizliliği" kenar başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes, özel hayatına ... saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ... gizliliğine dokunulamaz."
23. Somut başvuruda başvurucu çalışma izni verilmesi talebine cevap verilmeyerek sürüncemede bırakılması nedeniyle sekiz ay boyunca çalışmasının engellendiği iddiasını ileri sürmüştür. Kişilerin mesleki hayatlarının onların özel hayatlarıyla sıkı ilişkisinin olduğu ve meslek hayatına yönelik müdahalelerde özel hayata saygı hakkının gündeme geldiği yadsınamaz. Bununla birlikte öncelikle bu tür müdahalelerin hangi durumlarda özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmeye uygun olduğu veya başvuru konusu edilen uyuşmazlıkların hangilerinin bu bağlamda uygulanabilir kabul edileceği hususlarında belirlenen ölçütler dikkate alınarak değerlendirmeler yapılması gerekmektedir (Tamer Mahmutoğlu [GK], B. No: 2017/38953, 23/7/2020, § 82).
24. Anayasa Mahkemesi, önceki birçok kararında, özel hayata ilişkin herhangi bir nedene dayanılmaksızın mesleki hayata yönelen müdahalelerin özel hayata saygı hakkı kapsamında değerlendirilebilmesi gerekli olan şartların neler olduğuna ilişkin detaylı değerlendirmelerde bulunmuştur (Tamer Mahmutoğlu, §§ 84-90; C.A. (3) [GK], B. No: 2018/10286, 2/7/2020, §§ 97-101; Ayla Demir İşat [GK], B. No: 2018/24245, 8/10/2020, §§ 106-110). Başvurucuya çalışma izni verilmesi sürecinin aksatıldığı iddiası özel hayata saygı hakkının otomatik olarak uygulanabilirliğini sağlamamakla birlikte mevcut başvurudaki müdahalenin başvurucunun mesleki faaliyetlerinin aksamasına, sosyal çevresiyle olan ilişkilerine ve itibarına olumsuz şekilde etki ettiği, bu etkinin ciddi olduğu ve belirli bir ağırlık düzeyine ulaştığı değerlendirildiğinden başvuru, özel hayata saygı hakkı yönünden uygulanabilir bulunmuş ve bu kapsamda incelenmiştir.
25. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
26. Somut olayda başvurucunun 31/7/2018 tarihli ilk başvurusu, KHK ile kamu görevinden çıkarılmasının akabinde özel bir hastanede çalışmak için çalışma belgesi düzenlenmesine ilişkindir. Birinci başvuru süreci zımni ret ile sonuçlandıktan sonra başvurucu 24/4/2019 tarihi itibarıyla 60 yaşını doldurmuştur. 25/4/2019 tarihinde başvurucu adına ikinci başvuru yapılmıştır. Başvurucu Yönetmelik'te yer alan 60 yaşını dolduran tabiplerin özel hastanelerde kadro dışı geçici olarak çalışabileceği düzenlemesine dayanarak ikinci kez talepte bulunmuştur. 26/4/2019 tarihinde bu talep uygun görülerek İl Sağlık Müdürlüğünce çalışma belgesi düzenlenmiş olup başvurucunun söz konusu özel hastanede çalışması için izin verilmiştir.
27. Başvurucu ilk kez adına çalışma belgesi düzenlenmesi talep edilen 31/7/2018 ile çalışma izninin verildiği 26/4/2019 tarihleri arasında çalışmasının hukuka aykırı olarak engellendiği iddiasıyla 2/5/2019 tarihinde İdare Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat talepli tam yargı davası açmıştır. İdare Mahkemesi kararında 31/7/2018 tarihli çalışma izni verilmesi için yapılan ilk başvuruda başvurucudan belge temin edilmesi hususunda gerekli işlemlerin idarece yapıldığı, toplanan belgelerin 5/2/2019 tarihli yazıya göre değerlendirilmek üzere Sağlık Bakanlığına gönderildiğinin ve cevabi yazının bilahare bildirileceğinin belirtildiği ifade edilmiştir. Bu süreçten sonra İl Sağlık Müdürlüğünün 26/4/2019 tarihli personel çalışma belgesi ile başvurucunun söz konusu hastanede çalışması için izin verildiği belirtilmiştir. Bunun yanında başvurucunun ilk başvurusundaki süreç, başvurucunun taleplerinin hangi aşamada olduğu ve idarece taleplere yönelik yapılan işlemler Mahkeme kararına yansıtılmıştır.
28. Ayrıca İdare Mahkemesi başvurucunun çalışması için izin verilmesi talebiyle yaptığı başvurulara karşılık verilen cevaplar ile diğer başvurularına cevap verilmeyerek zımni ret sayılabilecek süre sonunda başvurucu tarafından herhangi bir iptal davası açılmadığını da vurgulamıştır. Bunun yanında başvuruda belirtilen süreler arasında başvurucuya çalışma izni verilmemesine dair işlemlerin hukuka aykırı olup olmadığının mahkeme kararı ile ortaya konulmadığına ve bu işlemlere karşı dava açılmadığına işaret edilerek hukuka uygunluk karinesinden faydalanan bu işlemlerden kaynaklı olarak tazminat verilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir. Sonuç olarak derece mahkemesince başvurucunun çalışma izni için yaptığı ilk başvuruya ilişkin süreç belirtilmiş olup başvurucuya çalışma izni verilip verilmeyeceği hususunda bir mahkeme kararı da olmadığı dikkate alınarak başvuru konusu olayda idarenin hizmet kusurunun gerçekleşmediği ve kusursuz sorumluluk şartlarının da oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
29. Bu bağlamda başvuruya konu edilen tam yargı davası bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun zarar gördüğünü iddia ettiği hususlar bakımından derece mahkemelerince yapılan değerlendirmelerin bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içermediği görülmektedir. Ayrıca başvurucunun derece mahkemeleri önünde delillerini sunduğu, iddiada bulunma ve savunma haklarını herhangi bir engellemeyle karşı karşıya kalmadan kullandığı dolayısıyla yargılamalarda usule ilişkin güvencelerin sağlandığı, devlete yüklenen pozitif yükümlülüklerin yerine getirildiği, İdare Mahkemesi kararında ilgili ve yeterli gerekçenin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
30. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/3/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.