TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
HÜSEYİN TOLGA COŞKUNER BAŞVURUSU (2)
(Başvuru Numarası: 2020/19347)
Karar Tarihi: 5/9/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Mahmut ALTIN
Başvurucu
Hüseyin Tolga COŞKUNER
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, silahın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, hâkim olarak görev yapmakta iken Fetullahçı Terör Örgütü ve/veya Paralel Devlet Yapılanması olarak isimlendirilen (FETÖ/PDY) örgüt ile irtibatlı olduğundan bahisle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun (HSK) 24/8/2016 tarihli kararıyla meslekten çıkartılmıştır. Bu karar HSK'nın 29/11/2016 tarihli kararıyla kesinleşmiştir.
3. Başvurucu hakkında FETÖ/PDY üyeliği suçlaması ile başlatılan soruşturma kapsamında Tunceli Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/7/2016 tarihli kararı ile başvurucunun silahına el konulup emanete alınmıştır. Başvurucu hakkında FETÖ/PDY'ye üye olma suçunu işlediği iddiasıyla Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesinde (Ağır Ceza Mahkemesi) görülen davada 12/3/2019 tarihinde beraat kararı verilmiştir. Bu karar, istinaf edilmediğinden 20/3/2019 tarihinde kesinleşmiştir.
4. Başvurucu 5/4/2019 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesinden el konulan silahın iadesi ya da müsaderesi talebinin de içerisinde bulunduğu tashih ve tavzih talebinde bulunmuştur. Başvurucunun talebi sonrası Ağır Ceza Mahkemesi 8/7/2019 tarihli ek kararı ile başvuru konusu silahın suçta kullanılmadığından veya suç teşkil eden eşya olmadığından müsadere kararı verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Ayrıca söz konusu silahın taşıma ruhsatı iptal edilmemiş ise gereğinin takdir ve ifası için ek karar kesinleştiğinde bir suretinin Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü Silah ve Patlayıcı Maddeler Şube Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Bunun üzerine Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü tarafından başvuru konusu silah, 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na eklenen ek 4. maddesi gereğince mülkiyeti kamuya geçirilerek 21/11/2019 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal Bakım Daire Başkanlığına teslim edilmiştir.
6. Başvurucunun Ağır Ceza Mahkemesinin ek kararını istinaf etmesi üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) 24/2/2020 tarihinde istinaf isteminin esastan reddine kesin olarak karar vermiştir.
7. Bölge Adliye Mahkemesinin 24/2/2020 tarihli nihai kararı 24/3/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 17/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
10. Başvurucu, 32.300 TL maddi değeri olan silahının müsaderesine yer olmadığınakarar verilmesine rağmen kendisine iade edilmemesi veya bedelinin ödenmemesinden yakınmaktadır. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde başvurunun kabul edilemezlik nedenleri belirtildikten sonra esas yönden yapılacak incelemede de müdahalenin orantılı olduğu vurgulanmıştır. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda belirttiği iddialarını yinelemiştir.
11. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
13. Anayasa Mahkemesi, silahın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin benzer şikâyetleri Mehmet Raşit Ergun (B. No: 2019/29881, 13/4/2023) başvurusunda ve Anayasa Mahkemesinin 30/6/2022 tarihli ve E.2018/137, K.2022/86 sayılı norm denetimi kararında incelemiştir. Bu çerçevede başvurucunun silahının mülk teşkil ettiğinde kuşku bulunmadığı ve silahın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi şeklinde gerçekleşen müdahalenin, mülkiyetin kullanımının kontrolüne veya düzenlenmesine ilişkin üçüncü kural çerçevesinde incelenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Ayrıca 3713 sayılı Kanun’un ek 4. maddesine dayanan silahın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi kararının, kanuni dayandığının bulunduğu ve müdahalenin kamu yararına dayalı meşru bir amacının mevcut olduğu değerlendirilmiştir. Öte yandan devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunan yapı ve oluşumlarla bağlantısı olduğu gerekçesiyle kamu görevinden çıkarılan kişilerle ilgili öngörülen tedbirin millî güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması ve korunması için elverişli bir araç olduğu kabul edilmiştir. Bununla birlikte silahın herhangi bir suçta (ya da kabahatte) kullanılmadığı, suça (kabahate) ilişkin faaliyetten elde edilmediği ve bizatihi suç konusu oluşturmadığı da dikkat çekilerek devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla bağlantısı olduğu gerekçesiyle kamu görevinden çıkarılan başvurucunun, herhangi bir giderim yolu veya üçüncü kişilere devir imkânı öngörülmeksizin/tanınmaksızın silahın mülkiyetinin kamuya geçirilmesinin millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması amaçlarına ulaşma bakımından gerekli olduğunun söylenemeyeceği ifade edilmiştir.
14. Somut olayda da bu ilkeler ve sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir neden bulunmadığından başvurucunun mülkiyetinde bulunan silahın, kamu görevinden çıkarılmalarına bağlı olarak üçüncü kişilere devir imkânı tanınmaksızın ya da herhangi bir tazminat yolu öngörülmeksizin doğrudan devlete devredilmesi biçiminde başvurucuya ağır külfet yükleyen bir aracın -somut olayın koşullarında- millî güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması ve korunması amacına ulaşılması için en hafif müdahale teşkil eden araç olduğu sonucuna ulaşılamamıştır. Bu durumda başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin gereklilik kriterini karşılamadığı değerlendirilmiştir.
15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
16. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 32.300 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
17. Başvuruda tespit edilen mülkiyet hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
18. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2018/497, K.2019/66) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 5/9/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.