logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Enes Batuhan Odabaşı [1.B.], B. No: 2020/20215, 30/4/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ENES BATUHAN ODABAŞI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/20215)

 

Karar Tarihi: 30/4/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Şahap KAYMAK

Başvurucu

:

Enes Batuhan ODABAŞI

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, delil tespiti talebi hakkında verilen karara karşı yapılan itirazın incelenmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, karıştığı bir trafik kazasından dolayı alanında uzman trafik bilirkişisi veya bilirkişilerinden keşif ve tanık dinlenmesi sonucu alınacak rapor uyarınca 34 ... plakalı aracın kaza anında sürücüsü olduğunun tespiti ile cep telefonu Historical Traffic Search (HTS) kayıtlarının ve Büyükdere Caddesi üzerinde bulunan mevcut kamera/MOBESE kayıtlarının incelenmek üzere celbine ilişkin olarak İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) delil tespiti talebinde bulunmuştur.

3. Mahkeme 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 400. maddesi uyarınca araçta kaza anında başvurucunun olduğuna dair tespit talebinin delil tespiti niteliğinde olmadığı, söz konusu talebin mahkemelerinin görev alanında bulunmadığı ve yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle itiraz yolu açık olmak üzere delil tespiti talebinin reddine karar vermiştir.

4. Başvurucunun istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) istinaf başvuru dilekçesinin reddine kesin olarak karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; yokluğunda tespit yapılan tarafın delil tespiti kararına karşı itiraz dışında başvurabileceği başka bir kanun yolunun bulunmadığı, itiraz başvurusunun da delil tespiti talebinde bulunulan mahkeme tarafından değerlendirilebileceği, delil tespitinin kabulüne veya reddine ilişkin kararların istinaf kanun yoluna başvurulabilen kararlar arasında sayılmadığı belirtilmiştir.

5. Başvurucu, nihai hükmü 19/6/2020 tarihinde öğrendikten sonra 16/7/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu, delil tespiti talebinin itiraz yolu açık olarak reddedildiği hâlde istinaf mahkemesince dilekçe ret kararı verilerek itirazının incelenmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

8. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa'da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye'nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular, bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

9. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Maddede geçen “adil yargılanma” ifadesi 3/10/2001 tarih ve 4709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun ile Anayasa'ya eklenmiştir. Anayasa'da adil yargılanma hakkının kapsamı düzenlenmediğinden bu hakkın kapsam ve içeriğinin, Sözleşme'nin “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesi çerçevesinde belirlenmesi gerekir (Onurhan Solmaz, § 22).

10. Sözleşme'nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin "medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıklar"ın ve bir "suç isnadı"nın esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Hak arama hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmek için ya başvurucunun medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili bir uyuşmazlığın tarafı olması ya da başvurucuya yönelik bir suç isnadının esası hakkında karar verilmiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz (Onurhan Solmaz, § 23).

11. Somut olayda suç isnadına bağlı bir yargılamanın mevcut olmadığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Diğer taraftan bir kimsenin "medeni hak ve yükümlülükleri"nin karara bağlanmasıyla ilgili bir yargılama usulünde Sözleşme'nin 6. maddesi uygulanabilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının "medeni" meselelerde uygulanabilmesi için ilk olarak ortada bir "uyuşmazlığın" bulunması şartını aramakta; uyuşmazlığın iç hukukta tanındığı söylenebilecek "haklar ve yükümlülükler" ile ilgili olması, bu haklar ve yükümlülüklerin de Sözleşme'deki anlamıyla "medeni" olması gerektiğini vurgulamaktadır (Mehmet Akyol, B. No: 2015/8066, 25/1/2018, § 23).

12. Delil tespiti talebi bir dava olmadığı gibi mahkemece verilen ret veya kabul kararları da nihai karar değildir. Bu kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. Ancak kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir (İrfan Yün, B. No: 2014/12879, 9/11/2017, § 23). Delil tespitine ilişkin yargısal süreçte sadece sonradan açılacak muhtemel bir davaya sunulacak delillerin yargısal bir makam gözetiminde tespit edilmesi sağlanmaktadır. Bu yargılamada yapılan tespitlerin sonradan uyuşmazlığın esasıyla ilgili olarak açılacak davaya bakan yargı mercii yönünden mutlak bir bağlayıcılığı da söz konusu değildir. Bu nedenle delil tespiti süreci Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kalmaktadır (bazı değişikliklerle birlikte Ali Rıza Doğanata ve diğerleri (2), B. No: 2017/40457, 16/12/2020, § 31).

13. Sonuç olarak delil tespitine yönelik somut başvuruda adil yargılanma hakkının konusu olabilecek medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili bir "uyuşmazlığın" mevcut olmadığı anlaşıldığından, başvurucunun delil tespiti talebinde kanun yolunun yanlış gösterilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kaldığı sonucuna varılmıştır (bazı değişikliklerle birlikte Süleyman Koç, B. No: 2014/14482, 19/12/2017, § 34; Mehmet Akyol, § 25). Kaldı ki başvurucunun talebine ilişkin olarak 6100 sayılı Kanun'un 106. maddesi uyarınca tespit davası açmasının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 30/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Enes Batuhan Odabaşı [1.B.], B. No: 2020/20215, 30/4/2024, § …)
   
Başvuru Adı ENES BATUHAN ODABAŞI
Başvuru No 2020/20215
Başvuru Tarihi 16/7/2020
Karar Tarihi 30/4/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, delil tespiti talebi hakkında verilen karara karşı yapılan itirazın incelenmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (hukuk) Konu Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi