logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ahmet Ali İrgin [1.B.], B. No: 2020/20532, 16/6/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET ALİ İRGİN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/20532)

 

Karar Tarihi: 16/6/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Cafiye Ece YALIM

Başvurucu

:

Ahmet Ali İRGİN

Vekili

:

Av. Hatice ALTINBİLEK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kolluk görevlisinin takip ettiği şüphelinin aracının çarpması sonucu başvurucunun yakınının hayatını kaybetmesine ilişkin yapılan soruşturmada kolluk görevlisi hakkında soruşturma izni verilmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 18/6/2020 tarihinde yapılmıştır.

3. Komisyonca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre olay özetle şöyledir:

6. Başvurucunun oğlu D.İ. 3/9/2019 tarihinde motosikleti ile Muğla-Fethiye kara yolunda seyir hâlinde iken ters şeritten gelen, farları yanmayan, plakasız motosiklet sürücüsü H.K. ve onu başka bir motosikletle takip eden kolluk görevlisi A.D. ile çarpışarak hayatını kaybetmiştir.

7. Ortaca İlçe Emniyet Müdürlüğü (İlçe Emniyet Müdürlüğü) Trafik Denetleme Büro Amirliği motorize trafik ekibinin olay günü saat 22.35 sıralarında farları yanmayan, plakası olmayan, motosikleti ile Muğla'dan Fethiye ilçesine doğru kasksız şekilde seyreden sürücünün trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü tespit ederek bunu bildirilmesi üzerine polis memuru A.D. İlçe Emniyet Müdürlüğüne ait motosikletle şüpheli H.K.yı takibe almıştır. A.D.nin takibi sırasında ters yöne giren H.K. kendi şeridinde seyir hâlindeki D.İ. ile çarpışmış, ardından polis memuru A.D. her iki motosiklet sürücüsüne çarpmıştır. Yaşanan trafik kazasında şüpheli H.K. ve başvurucunun oğlu D.İ. hayatını kaybetmiştir.

8. Ortaca Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) derhâl soruşturma başlatmıştır.

9. Başsavcılıkça olay yeri incelemesi yapılmış; yapılan inceleme sonucu düzenlenen olay yeri inceleme raporunda olay yerinde kazalı üç motosiklet olduğu, motosikletlerden birinin dik vaziyette bulunduğu, bu motosikletin [K] marka ve plakasız olduğu, ikinci motosikletin sağ tarafına yatar vaziyette, mavi renkli, 48... plakalı [M] marka motosiklet olduğu, üçüncü motosikletin İlçe Emniyet Müdürlüğüne ait 48... plakalı [B] marka motosiklet olduğu, [M] marka motosiklet ile [B] marka plakalı motosikletlerin ön tekerleklerinin birbirine yapışık olduğu, kaza yerine yaklaşık 20 metre mesafede bulunan, yolun sağında park hâlinde olan minübüsün sağ aynasının kırık olduğu, sağ ön kapısında orta yolcu kısmında ve arka teker üst kısmında hasar olduğu, olay yerinde doku ve kemik parçalarının bulunduğu belirtilmiştir. Olay yeri ve çevresinde fotoğraf çekimi yapılmıştır.

10. Başsavcılık tarafından olay yeri incelemesinin gerçekleştirilmesinin ardından doktor bilirkişisi refakatinde ölü muayenesi yapılmıştır. Ölü Muayene Tutanağı'nda kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için otopsi yapılması gerektiği belirtilmiştir.

11. Kolluk görevlileri, görgü tanığı A.P.nin beyanını almıştır. A.P. 5/9/2019 tarihli beyanında olay günü kültür merkezindeki bir düğünden arkadaşları O.K., E.G. ve D.İ. ile ayrıldıklarını, O.K.nın kendi motosikletinde yolcu olarak bulunduğunu, D.İ.nin motosikletinin farlarının akünün temassızlık yapması nedeniyle yanıp söndüğünü, bu nedenle kendisinin D.İ.nin önünde, diğer motosiklet sürücüsü arkadaşı E.G.nin ise D.İ.nin arkasında seyrettiğini, bir kavşakta durarak yolcusunu indirdiğini, D.İ.nin ve E.G.nin de durduğunu, daha sonra hareket ederek Ortaca istikametine dönüş yaptıklarını, önünde belediye otobüsü olduğunu, onu sollayarak sağ şeride geçtiğini, bu sırada farları yanmayan bir motosiklet ile beş metre arkasında onu takip eden polis motosikletinin karşı yönden geldiğini, dönüp baktığında tüm motosikletlerin birbirine girdiğini gördüğünü beyan etmiştir.

12. Başsavcılık, motosiklet kazası ile ilgili bilirkişi raporu almıştır. 15/9/2019 tarihli bilirkişi raporunda çarpışan motosikletlerin her ikisinin de farlarının yanmadığı, kazanın meydana gelmesinde ters yönde seyreden ehliyetsiz motosiklet sürücüsü H.K.nın asli kusurlu olduğu, farları yanmayan motosikletle trafiğe çıkan D.İ.nin ise tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

13. Muğla Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü tarafından yapılan otopsi sonrası düzenlenen 19/11/2019 tarihli otopsi raporunda kişinin otopsisinde alınan doku örneklerinin Kimya İhtisas Dairesince yapılan incelenmesinde aranan maddelere rastlanmadığı, kişinin ölümünün trafik kazası ile oluşması mümkün etraf kemik kırıkları, sternum kırığı ve seri parçalı kot kırıkları ile birleşik iç organ harabiyeti ve damar yaralanmasına bağlı iç kanama sonucu meydana geldiği ifade edilmiştir.

14. Kolluk görevlileri kaza yeri krokisi çizerek Trafik Kazası Tespit Tutanağı düzenlemiştir. Tutanakta, tescilsiz motosiklet sürücüsü H.K.nın Ortaca istikametinden Dalaman istikametine doğru ters şeritte seyir hâlinde iken A.D.nin sevk ve idaresindeki otobüsün sağ dikiz aynası ve sağ orta kısımlarına çarpıp, çarpmanın etkisiyle hâkimiyetini kaybederek Dalaman istikametinden Ortaca istikametine doğru emniyet şeridi üzerinde seyir hâlinde olan 48... plakalı motosikletin sürücüsü D.İ.ye çarptığı, H.K.yi takipte olan sürücü polis memuru A.D.nin ise sevk ve idaresinde olan çakarları açık motosiklet ile kaza yapan diğer iki motosiklete çarptığı belirtilmiştir. Tutanakta ayrıca kazanın meydana gelmesinde tescilsiz motosiklet sürücüsü H.K.nın asli kusurlu olduğu, 48... plakalı aracın sürücüsü D.İ.nin, otobüs şoförü A.D.nin, motosiklet sürücüsü polis memuru A.D.nin kusurlu olmadığı değerlendirilmiştir.

15. Başsavcılık, polis memuru A.D. hakkında soruşturma izni talep etmiştir. Ortaca Kaymakamlığı, A.D. hakkında ön inceleme raporu alınmak üzere ön incelemeci görevlendirmiştir. Ön incelemeci tarafından hazırlanan raporda; A.D.nin denetim görevini ifa ettiği sırada H.K.nın sevk ve idaresindeki plakasız motosikletin trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde seyrettiğini fark ederek görevi gereği motosikleti durdurmak için resmî plakalı motosikletiyle -siren ve tepe lambası açık olarak- sürücüyü takibe aldığı ancak sürücü H.K.nın dur ihtarlarına uymayarak kırmızı ışık ihlalleri de yaparak kaçmaya devam ettiği, ters yöne girerek karşı yönden gelen D.İ. ile çarpıştığını, her iki sürücünün de öldüğü olayda A.D.nin görevi gereği şüpheli motosikleti yetkisi dâhilinde takibe aldığı, meydana gelen kazada kasıt, ihmal ve kusurunun olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

16. Ortaca Kaymakamlığınca 10/1/2020 tarihinde ön inceleme raporu doğrultusunda polis memuru A.D.nin kastının veya ihmalinin olmadığı gerekçesiyle soruşturma izni verilmemesine karar verilmiştir.

17. Başvurucu, soruşturma izni verilmemesine dair karara itiraz etmiş, 20/2/2020 tarihinde İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte yeterli ve makul şüphe bulunmadığından itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir.

18. Başvurucu 15/3/2020 tarihinde nihai kararı öğrendiğini, pandemi nedeniyle 18/6/2020 tarihinde başvuruda bulunabildiğini belirtmiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Anayasa Mahkemesinin 16/6/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu,polis memuru A.D.nin İlçe Emniyet Müdürlüğüne ait motosikletle sirenleri açık hâlde H.K.nın kullandığı motosikleti takip etmeye başladığını, olayın gelişimi nedeniyle H.K.nın panikleyerek ters yöne girdiğinin anlaşıldığını, A.D.nin ters şeritte de takibe devam ederek trafik güvenliğini daha da tehlikeye attığını, nitekim oğlu D.İ.nin motosikletiyle güvenli bir şekilde seyir hâlinde iken takip sonucu yaşanan kazada hayatını kaybettiğini, olayın görgü tanıklarından E.G.nin tanık olarak beyanının alınmadığını, görevini kötüye kullanmak suretiyle dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak genç yaşta iki insanın ölümüne neden olan polis memuru A.D. hakkında soruşturma yapılmasına izin verilmediğini belirterek yaşam hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

21. Anayasa’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı” kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir."

22. Anayasa'nın “Devletin temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Devletin temel amaç ve görevleri, …Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, kamu görevlisinin görevini kötüye kullanarak dikkatsizliği ve özensizliği sonucu gerçekleştiğini iddia ettiği trafik kazasında oğlunun hayatını kaybettiğinden, kamu görevlisi hakkında da soruşturma izni verilmemesinden şikâyet etmektedir. Başvurucunun iddialarının yaşam hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

24. Yaşam hakkının doğal niteliği gereği, bu hakka yönelik bir başvuru ancak ölen kişinin mağdur olan yakınları tarafından yapılabilecektir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 41). Başvuru konusu olayda başvurucu, müteveffanın babasıdır. Bu nedenle başvuruda başvuru ehliyeti açısından bir eksiklik bulunmamaktadır.

25. Bununla birlikte başvurunun diğer kabul edilebilirlik kriterleri yönünden de incelenmesi gerekir.

26. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:

"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

27. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

28. Devletin yaşam hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerinin usule ilişkin yönü, şüpheli her ölüm olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütülmesini gerektirir. Yürütülecek bu soruşturmanın temel amacı yaşam hakkını koruyan hukukun etkili bir şekilde uygulanmasını, kamu görevlilerinin müdahalesiyle veya onların sorumlulukları altında meydana gelen ya da diğer bireylerin fiilleriyle gerçekleşen ölümler nedeniyle ilgililerin hesap vermelerini sağlamaktır (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 54).

29. Yaşam hakkını korumak için oluşturulan yasal ve idari çerçevenin gereği gibi uygulanmasını ve bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili bir yargısal sistem kurmakla yükümlü olan devlet, yaşam hakkının ihlaline kasten sebebiyet verilmediği durumlarda sözü edilen yükümlülüğünü mağdurlara hukuki, idari hatta disiplinle ilgili hukuk yollarını açık tutmak suretiyle de yerine getirebilir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, §§ 52, 59).

30. Anılan değerlendirme, trafik kazası sonucu meydana gelen ölümler yönünden de geçerlidir. Nitekim Anayasa Mahkemesi trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm olayı hakkında etkili ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle yapılan birçok başvuruyu, ölümün kaza sonucu meydana geldiğini ve olası sorumlulukların tespitini sağlayabilecek seviyede bir ceza soruşturması yürütülmesi kaydıyla etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğünün başvurulara tazminat/tam yargı yolunun sağlanması ile yerine getirilmiş sayılabileceğine işaret ederek başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulmuştur (Fatma Kılıçarslan, B. No: 2015/4991, 4/4/2018, §§ 28-32; Bedriye Demir, B. No: 2015/8309, 13/9/2018, §§ 36-38; İlknur Koca, B. No: 2015/3511, 15/11/2018, §§ 44-46; Alaattin Sadık, B. No: 2015/16748, 21/2/2019, §§ 39-41).

31. Somut olayda başvurucunun oğlu müteveffa D.İ.nin motosikletiyle kaçmaya çalışan şüpheli H.K.nın kolluk görevlisi tarafından takipte olduğu olayın taraflarından olmadığı tartışmasızdır. Üçüncü kişinin kullandığı motosikletle ters yöne girerek her şeyden habersiz motosikletiyle kendi şeridinde seyreden D.İ.ye çarpması sonucunda her iki sürücünün de hayatını kaybettiği anlaşılmıştır. Başvurucu, trafik kazasının kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı davranması sonucu gerçekleştiğini iddia etmektedir.

32. Ölüm olayı bir kamu görevlisi olan polis memurunun görevi kapsamında trafik denetlemesi yaptığı sırada trafik güvenliğini tehlikeye atan bir kişiyi takibi sırasında görevini yerine getirirken meydana gelmiştir. Bu hizmetin yerine getirilmesi sırasında üçüncü kişilerin yaşamlarının korunması bakımından gerekli dikkat ve özenin gösterilip gösterilmediği hususu idareye karşı açılabilecek bir tazminat davasında tartışılıp değerlendirilebilecektir. Bu nedenle bir polis memurunun trafik denetiminde meydana gelen kovalama sırasında gerekli tedbiri almayarak ölüme sebebiyet verdiğine dair iddialar her durumda bir cezai takibat yapılmasını gerektirmeyecektir. Dolayısıyla kamu görevlisinin sorumluluğunun tespit edilmesi bakımından yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda tam yargı davası yolunun etkisiz olduğu söylenemeyecektir.

33. Sonuç olarak tam yargı davası yolunu tükettiğine ilişkin herhangi bir bilgiyi Anayasa Mahkemesine sunmayan başvurucunun iddiaları yönünden makul başarı şansı tanıyan tazminat yolunu tüketmeden bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.

34. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Selahaddin MENTEŞ bu görüşe katılmamıştır.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Selahaddin MENTEŞ'in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/6/2022 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY

Mahkememizin sayın çoğunluğu başvurucunun yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin başvurusunu başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Aşağıda belirttiğim gerekçelerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmadım.

Başvuruya konu olay ve olgular mahkememizin gerekçeli kararında anlatılmıştır.

Başvuruya konu olayda kolluk görevlisinin takip ettiği şüpheliye araç çarpması sonucu öldüğü anlaşılmıştır. Kolluk görevlisine olay nedeniyle soruşturma izni verilmemesi mahkememize başvuru olarak iletilmiştir.

Olay nedeniyle başsavcılık tarafından açılan soruşturma takipsizlik kararı ile neticelenmiştir. Takipsizlik kararına yapılan itiraz İzmir İdare Mahkemesi tarafından ret edilerek kesinleşmiştir.

Başvurucunun olaya sebebiyet verdiği iddia ettiği polis memuru ile ilgili ceza muhakemesine ilişkin süreç bitmiştir. Bu nedenle başvurucunun iddiaları Anayasa Mahkemesince incelenmelidir.

Başvurucu iddialarında görgü tanıklarına E.G’nin beyanın alınmadığını belirtmiştir. Mahkemece başvurucunun talebi yaşam hakkı yönünden incelenmeli olayda adı geçen kamu görevlisinin tüm deliller toplandıktan sonra kazaya sebebiyet verip vermediği etkili soruşturmayla belirlendikten sonra sonuca ulaşılmalıdır. Somut başvuruda yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle Sayın çoğunluğun görüşüne katılmadım.

 

 

 

 

Üye

 Selahaddin MENTEŞ

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ahmet Ali İrgin [1.B.], B. No: 2020/20532, 16/6/2022, § …)
   
Başvuru Adı AHMET ALİ İRGİN
Başvuru No 2020/20532
Başvuru Tarihi 18/6/2020
Karar Tarihi 16/6/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kolluk görevlisinin takip ettiği şüphelinin aracının çarpması sonucu başvurucunun yakınının hayatını kaybetmesine ilişkin yapılan soruşturmada kolluk görevlisi hakkında soruşturma izni verilmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Güvenlik güçlerinin ölümcül güç kullanması Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi