logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Adnan Dündar [2.B.], B. No: 2020/21181, 6/9/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ADNAN DÜNDAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/21181)

 

Karar Tarihi: 6/9/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Adnan DÜNDAR

Vekili

:

Av. Esem YİĞİT

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutuklamanın hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 26/6/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili kurumlardan temin edilen bilgilere göre olaylar özetle şöyledir:

5. Adana İl Emniyet Müdürlüğünce yapılan çalışmalarda 2014 yılı Haziran ayı içinde PKK/KCK silahlı terör örgütü güdümünde internet üzerinden yayın yapan Fıratnews isimli sitede Diyarbakır Lice'deki yol kapatma eylemine destek vermek amacıyla çağrılar yapıldığı tespit edilmiştir. 1998 doğumlu başvurucu, olay tarihinde 16 yaşındadır ve Adana'da yaşamaktadır.

6. Kolluk birimlerince yapılan araştırma neticesinde, anılan sitede 8/6/2014 tarihinde eylem çağrıları yapılarak örgüt mensuplarına talimat verildiği ileri sürülmüştür.

7. Bu kapsamda terör örgütü tarafından yapılan çağrılar üzerine yaklaşık 100 kişilik bir grubun 15/6/2014 tarihinde Adana'da eylem düzenlediği ileri sürülmüştür. Eylemde yollar taş ve çöp yığınları, araç lastikleri ile kapatıldıktan sonra araç lastikleri ateşe verilmiş; taş, sopa, havai fişek, molotofkokteylleri ve el yapımı patlayıcılarla güvenlik güçlerine ve araçlarına saldırıda bulunulmuş ve kamu mallarına zarar verilmiştir. Kolluk görevlileri tarafından yapılan müdahale sonrası grup, ara sokaklara dağılarak kaybolmuş; eylemler son bulmuştur. Olaylar sırasında bir kişi hayatını kaybetmiştir.

8. Olayla ilgili Adana Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından 2014 yılında başlatılan soruşturma (E.2014/40060) kapsamında olaya ilişkin MOBESE kayıtları ve teknik cihazlarla alınan görüntü kayıtları incelemeye alınmıştır.

9. Söz konusu olaydaki şahısların açık kimliklerinin tespit edilememesi, açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şahıslar ile ilgili olarak daimî arama kararı yazılarak evrakın Savcılık Zamanaşımı Bürosuna gönderilecek olması nedeniyle soruşturma tefrik edilerek yeni bir soruşturma numarasına (E.2015/16528) kaydedilmiştir.

10. Başsavcılık 10/4/2015 tarihinde Adana İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne olaya ilişkin muhtemel şüpheli veya şüphelilerin sıkı şekilde araştırılarak tespit edilmesi, yakalanmaları durumunda Başsavcılıkta hazır edilmesi talimatı vermiştir.

11. Adana İl Emniyet Müdürlüğü 24/1/2020 tarihinde Başsavcılık Zamanaşımı Bürosuna yazdığı yazıda tüm araştırmalara rağmen şüphelilerin tespit edilemediğini, şüphelileri yakalama çalışmalarının devam ettiğini belirtmiştir.

12. 15/5/2020 tarihinde 2015/16528 sayılı soruşturma dosyası kapatılmış, 2020/25247 sayılı dosya üzerinden soruşturma devam etmiştir.

13. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından teknik cihazlarla alınan görüntüler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde 11/5/2020 tarihinde düzenlenen tutanağa göre başvurucunun taşla söz konusu eylemlere katıldığı, eylemcileri koordine ettiği, eylemci grupla bütünleşerek yüzünü kapattığı ileri sürülmüştür. Yapılan tespit 12/5/2020 tarihli üst yazı ile Başsavcılığa bildirilmiştir.

14. Başsavcılık tarafından 20/5/2020 tarihinde soruşturma dosyasında yer alan görüntü kayıtları üzerinde başvurucu bakımından yeniden inceleme yapılması amacıyla bilirkişi tayin edilmiştir. Bilirkişi tarafından görüntülerin incelenmesi sonucunda hazırlanan 1/6/2020 tarihli raporda görüntülerdeki kişinin başvurucu olduğu belirtilmiştir.

15. Bunun üzerine Başsavcılık tarafından 5/6/2020 tarihinde başvurucunun da aralarında bulunduğu şüphelilerin yakalanarak gözaltına alınması talimatı verilmiştir.

16. Başsavcılık, başvurucunun savunmasını aldıktan sonra dosyasındaki delilleri değerlendirerek 8/6/2020 tarihinde, silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların mevcut olduğunu, tutuklama nedenlerinin olayda gerçekleşmiş olduğunu belirterek yüklenen suç için kanunda öngörülen ceza miktarını ve mevcut delil durumunu gerekçe göstererek başvurucu ve diğer iki şüpheliyi tutuklanmaları talebiyle sulh ceza hâkimliğine sevk etmiştir.

17. Adana 2. Sulh Ceza Hâkimliği (Sulh Ceza Hâkimliği), başvurucunun yüklenen suçtan sorgusunu müdafii eşliğinde yapmıştır. Başvurucu, sorgusunda olay tarihinde herhangi bir eyleme katılmadığını ve görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını savunmuştur.

18. Sulh Ceza Hâkimliği silahlı terör örgütüne üye olma suçundan başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir.

19. Başvurucunun tutuklama kararına yaptığı itiraz, Adana 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/6/2020 tarihli kararıyla tutuklama kararının yerinde olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.

20. Başsavcılık tarafından düzenlenen 24/6/2020 tarihli iddianame ile başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Adana Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde ceza davası açılmıştır.

21. Başvurucu hakkındaki iddianameyi kabul eden Adana Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi 6/7/2020 tarihli Tensip Tutanağı'nda başvurucunun tutukluluk durumunu değerlendirmiş ve başvurucunun olay tarihindeki yaşı ile suç tarihini gözönünde bulundurarak başvurucunun haftanın her günü karakola giderek imza atma şeklinde adli kontrol tedbirine tabi tutularak tahliyesine karar vermiştir.

22. Yapılan yargılama sonucunda 4/11/2022 tarihinde başvurucunun beraatine karar verilmiştir. Karar istinaf edilmeden kesinleşmiştir.

23. Beraat kararının kesinleşmesi üzerine başvurucu, haksız olarak tutuklandığı iddiasıyla ağır ceza mahkemesinde tazminat davası açmıştır. Mahkeme başvurucuya haksız tutuklama nedeniyle 2.033,85 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Başvurucu bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla istinaf incelemesi devam etmektedir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

24. Anayasa Mahkemesinin 6/9/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

25. Başvurucu; herhangi bir yeni delil ortaya konulmadan 6 yıl sonra soruşturma başlatılmasının hakkaniyete ve hukuk güvenliğine aykırı olduğunu, bu süreçte başka bir delil toplanmadığını, adil ve etkili bir soruşturma yürütülmediğini, suç işlediğine dair kuvvetli belirtinin ortaya konulmadığını, üzerine atılı terör örgütü üyeliği suçunun unsurlarının oluşmadığını, kamera kayıtlarına ve somut olgu barındırmayan atfı cürüm niteliğindeki şüpheli beyanlarına dayanılarak tutuklanmasının hukuka aykırı olduğunu, kaçma ve delilleri karartma şüphesinin söz konusu olmadığını, olayın gerçekleştiği tarihte çocuk olmasına rağmen tutuklama tedbirine başvurulmasının ölçülü olmadığını, çocuklar hakkındaki uluslararası sözleşmelere riayet edilmediğini, tutuklamanın neden gerekli olduğunun tutuklama kararının gerekçelerinden anlaşılamadığını, tutuklama kararının gerekçesiz olduğunu belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

26. Bakanlık; başvurucunun yaşı ve tutuklandığı suçun niteliği itibarıyla herhangi bir tutuklama yasağının söz konusu olmadığını, başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirlerinin kanuni dayanağının bulunduğunu, başvurucu hakkında verilen tutuklama kararında açıklanan gerekçeler, bu eylemlere ilişkin olarak dayanılan delillerin içeriği ile iddianamede başvurucuya atfedilen eylemler dikkate alındığında somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğunu, isnat edilen suçun ağırlığı ve katalog suç olması dikkate alındığında tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olmadığının söylenemeyeceğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde ayrıca soruşturma konusu suç için öngörülen yaptırımın ağırlığı, işin niteliği ve önemi de gözönünde tutulduğunda başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varılmasının keyfî olduğunun savunulamayacağı ileri sürülmüştür.

27. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında Bakanlığın olaydan altı yıl sonra tutuklama kararı verilmesinin neden ölçülü olduğuna, çocuklar hakkında tutuklamanın son çare olması gerektiğine ilişkin bir açıklamada bulunmadığını belirtmiş ve ihlal iddialarını yinelemiştir.

B. Değerlendirme

28. Anayasa'nın "Kişi hürriyeti ve güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

...

Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir."

29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının tutuklamanın hukuki olmadığına yönelik olduğu değerlendirilmiş ve Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

30. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve diğerleri, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).

31. Anayasa Mahkemesi, yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatine karar verilen kişilerin tutuklanmalarının hukuki olmadığı iddialarına ilişkin olarak -bireysel başvurunun karara bağlandığı tarih itibarıyla verilen kararların kesinleşmiş olması kaydıyla- 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Fatma Maden, B. No: 2016/28719, 17/7/2018, § 49; Ertuğrul Raşit Benal, B. No: 2016/25245, 17/7/2018, § 42; Kamil Erdoğan, B. No: 2017/4023, 19/4/2018, §§ 39-42, Hüseyin Hançer, B. No: 2013/8319, 7/1/2016, §§ 38-40).

32. Somut olayda başvurucu hakkında açılan davada yargılama sonunda başvurucunun beraatine karar verilmiş ve anılan karar kesinleşmiştir. Beraat kararının kesinleşmesi üzerine başvurucunun açtığı tazminat davası derdesttir. Başvurucunun bu tazminat yolunu tüketip bu yoldan herhangi bir sonuç elde edememesi üzerine tekrar başvuruda bulunması mümkündür. Dolayısıyla başvurucu yönünden tutuklamanın hukuki olmadığına ilişkin iddiasıyla ilgili olarak yukarıda anılan kararlarda varılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

33. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 6/9/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Adnan Dündar [2.B.], B. No: 2020/21181, 6/9/2023, § …)
   
Başvuru Adı ADNAN DÜNDAR
Başvuru No 2020/21181
Başvuru Tarihi 26/6/2020
Karar Tarihi 6/9/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutuklamanın hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi