TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
NEDİM ULU BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/21354)
Karar Tarihi: 24/10/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Tahir Hami TOPAÇ
Başvurucu
Nedim ULU
Vekili
Av. Ali İsmet GİRGİN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, taşınmaza kamulaştırmasız el atılması ve bu duruma ilişkin tazminat davasında taşınmazın gerçek bedeline hükmedilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir. Başvurucu, nihai hükmü 20/6/2020 tarihinde öğrendikten sonra 13/7/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
2. Başvurucu; kamulaştırma yapılmaksızın mülkiyet hakkının kısıtlandığını, taşınmazın gerçek bedelinin belirlenmediğini, kararın gerekçesiz ve hatalı olduğunu belirterek mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucu lehine hükmedilen kamulaştırmasız el atma bedelinin idare tarafından ödendiği, bu bağlamda başvurucunun mağdur sıfatının devam edip etmediğinin değerlendirilmesi gerektiği, yargı mercilerinin takdir yetkisinin sebeplerini gerekçelendirdikleri, yapılacak incelemede somut olayın kendine özgü koşullarının gözönünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
3. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
A. Kamulaştırmasız El Atma Şikâyeti Yönünden
4. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Celalettin Aşçıoğlu (B. No: 2013/1436, 6/3/2014), Mustafa Asiler (B. No: 2013/3578, 25/2/2015), İbrahim Oğuz ve diğerleri (B. No: 2013/5926, 6/10/2015) ile Şevket Karataş ([GK], B. No: 2015/12554, 25/10/2018) kararlarında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede başvurucuların taşınmazlarına yapılan kamulaştırmasız el atmanın Anayasa'nın 13., 35. ve 46. maddeleriyle 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen usule uymayan bir müdahale olduğunu belirterek mülkiyet hakkına yapılan söz konusu müdahalenin kanunilik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda da anılan kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Taşınmaz Bedelinin Düşük Belirlenmesi İddiası Yönünden
5. Mahkeme kararında yapılan tespit kapsamında hükmedilen kamulaştırma bedelinin miktar itibarıyla belirli bir tatmin sağlayacak düzeyde olduğu anlaşılmıştır. Anayasa Mahkemesinin taşınmazın kabul edilen durumuna göre makul seviyede olduğu sürece tazminat miktarlarının belirlenmesi konusunda yerel mahkemenin takdir yetkisine müdahalesi olmayacağı açıktır. Kamulaştırma işleminin yasal ve meşru olduğu, mahkemece yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları neticesinde belirlenen ve başvurucuya ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedeli ile kamu yararı karşılaştırıldığında kamu yararı ile bireyin menfaati arasındaki adil dengenin sağlandığı, kamulaştırma bedelinin ölçülü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda el atılan taşınmazın bedelinin düşük belirlenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının Mehmet Akdoğan ve diğerleri (B. No: 2013/817, 19/12/2013), Mukadder Sağlam ve diğerleri (B. No: 2013/2511, 22/1/2015) kararı doğrultusunda başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
6. Başvurucu; ihlalin tespiti ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Somut olayda mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Tespit edilen hak ihlali yönünden yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Esasında olayda ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından etkin giderim yolu, tazminat olarak görülmektedir. Bununla birlikte başvurucu, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmadığından başvurucuya herhangi bir tazminat ödenmesine gerek görülmemektedir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının kamulaştırmasız el atma şikâyeti yönünden ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Mülkiyet hakkının taşınmaz bedelinin düşük belirlenmesi şikâyeti yönünden ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının kamulaştırmasız el atma şikayeti yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz UYGULANMASINA,
E. Kararın bir örneğinin bilgi için Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2017/943 K.2018/36) GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 24/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.