TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MAHSUN ÇAKAS BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/22835)
Karar Tarihi: 30/4/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Zehra GAYRETLİ
Başvurucu
Mahsun ÇAKAS
Vekili
Av. Hayrettin KÜÇÜKSOY
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. 1997 doğumlu olan başvurucu, bireysel başvuru konusu olayın meydana geldiği tarihte Kars'ın Susuz ilçesinde ikamet etmekte ve yakın akrabaları ile birlikte otel işletmeciliği yapmaktadır. Başvurucunun işletmeciliğini yaptığı O. Otelinde silahla yaralama olayının meydana geldiği yönünde kolluk görevlilerine ihbarda bulunulmuştur. İhbar üzerine Kars Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) olayla ilgili soruşturma başlatmıştır.
3. Soruşturma kapsamında kolluk görevlilerince olay yerinde yapılan ilk inceleme sonucunda düzenlenen Olay Yeri Tespit Tutanağı'nda olayın meydana geldiği otelin 305 numaralı odasında A.B. isimli, Azerbaycan vatandaşı bir kadının ölü bulunduğu belirtilmiştir. Tutanakta odanın penceresi önündeki koltuk üzerinde oturur vaziyette bulunan maktul A.B.nin sol şakağında ateşli silahla vurulma nedeniyle meydana gelmiş olabileceği değerlendirilen yara izi, oda girişine yakın bir yerde ateşli silahtan çıktığı değerlendirilen bir kovan görüldüğü ifade edilmiştir.
4. Şüpheli sıfatıyla kollukta ifadesi alınan Azerbaycan vatandaşı S.A., olay tarihinde doğum gününü kutlamak için maktul A.B. ve başvurucu ile birlikte 305 numaralı odada alkol alarak eğlendiklerini, bir ara odadan çıktığını, odada başvurucu ve maktul A.B.nin kaldığını, koridorda yürüdüğü sırada silah sesi duyduğunu, silah sesinden sonra başvurucunun telaşlı şekilde odadan çıkarark "A. kendini vurdu." diye bağırdığını belirtmiştir. S.A. ifadesinin devamında silah sesi üzerine kendisinin de odaya geri dönüp baktığını, maktulün sol elinde tabanca tuttuğunu gördüğünü ancak olay anını görmediğini, olaydan sonra başvurucunun kaçıp gittiğini ifade etmiştir.
5. Şüpheli S.A. savcılıkta verdiği ifadede ise olayın meydana geliş şekliyle ilgili farklı bir anlatımda bulunmuştur. Bu bağlamda şüpheli S.A. savcılık ifadesinde kendisinin de odada bulunduğu sırada olayın meydana geldiğini ve olay anını gördüğünü beyan etmiştir. Şüpheli S.A. ifadesinde özetle maktul A.B.nin çok fazla alkol aldığını, bu sırada Rus ruleti oynamak için başvurucunun belindeki silahı almak istediğini, başvurucunun bunu ilk başta kabul etmediğini ancak daha sonra silahın şarjörünü çıkararak şarjördeki mermileri masanın üzerine koyduğunu, sadece bir mermiyi şarjöre takarak silahı hazırladığını, maktul A.B.nin de silahı alarak oyuna başladığını ve kendini vurduğunu belirtmiştir.
6. Şüpheli olarak aranmakta olan başvurucu, olayın meydana gelmesinden yaklaşık on üç saat sonra kolluğa gelerek ifade vermiştir. Başvurucu ifadesinde özetle olayın meydana geldiği otelde diğer şüpheli S.A. ve maktul ile birlikte doğum günü kutladıklarını, belinde takılı bulunan tabancasını rahat oturamadığı için çıkararak masaya koyduğunu, bu esnada şüpheli S.A.nın odadan çıktığını belirtmiştir. Başvurucu daha sonra kendisinin de odadaki lavaboya girdiğini, lavabodayken silah sesi duyduğunu, panikle lavabodan çıktığında maktul A.B.nin elinde az önce masaya koyduğu tabancasının tutulu vaziyette ve A.B.nin sol şakağından yaralandığını gördüğünü ifade etmiştir. Başvurucu, kasten öldürme ve suç delillerini gizleme suçlarından tutuklanmıştır.
7. Soruşturma kapsamında Erzurum Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce maktul ve şüphelilerden alınan svap örneklerinin incelenmesi sonucu düzenlenen uzmanlık raporunda başvurucunun da aralarında olduğu şüphelilerden alınan svap örneklerinde atış artığına rastlanmadığı ancak maktule ait sol el içi svabında atış artığının tespit edildiği ifade edilmiştir. Bahsi geçen raporun açıklama ve değerlendirme bölümünde ise "el üstünde atış artıklarının tespitinin o elin ateş ettiği, avuç içinde atış artıklarının tespitinin ise o elin silahı tuttuğu, ateş etmediği hâlde atış artıklarının bulunduğu yerlere temas ettiği veya atış sırasında silaha yakın mesafede olduğu anlamına geldiği" belirtilmiştir. Otopsi işlemi sonrası maktulün annesi olan müşteki K.B.nin beyanı alınmıştır. Müşteki K.B. kızı olan maktulün sağ eliyle yazı yazdığını net olarak bildiğini, dolayısıyla kızının solak olmadığını ifade etmiştir.
8. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından Başsavcılık, aralarında başvurucunun da olduğu bir kısım şüpheli hakkında kasten öldürme suçundan kamu davası açmıştır. Kars 1. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen davanın duruşması altı celsede tamamlanmıştır. Başvurucu, müdafiinin de hazır bulunduğu duruşmanın birinci celsesinde savunma yaparak olayın meydana geliş şekline ilişkin olarak savcılık ifadesindeki anlatımını tekrarlamış ve suçlamayı reddetmiştir.
9. Mahkeme, başvurucunun kasten öldürme suçundan 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli kararda, maktulün annesi olan müşteki K.B.nin beyanına atıf yapılarak maktulün sağ elini kullandığının anlaşıldığına dikkat çekilmiş; olayda kullanılan silahın maktulün sol elinde tutulu vaziyette bulunması ve svap raporuna göre ateş edildikten sonra silahın maktulün eline yerleştirildiğinin açıkça anlaşılması karşısında maktulün kendini vurmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun olaydan sonra kaçmasına, yargılama aşamalarında başvurucunun ve diğer şüphelilerin verdiği beyanlara ve dosyadaki diğer delillere dayanılarak başvurucunun atılı suçu işlediği kanaatine varıldığı ifade edilmiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"Kasten öldürme suçu açısından her ne kadar sanık Mahsun Çakas [başvurucu] alınan ifadesinde üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de, Maktulenin annesi olan müştekinin maktulenin sağ elini kullandığına dair beyanına rağmen maktulenin sol elinde ve üstelik el içi svabında atış artıklarına rastlanması, el içi svabında atış artıklarına rastlanmasının ise maktulenin ateş etmediği halde ateş eden silahı tuttuğu anlamına geldiğinin belirtilmesi, böylelikle ateş edildikten sonra silahın maktulenin eline yerleştirildiğinin açıkça anlaşılması, her ne kadar cesetten mermi çekirdeği elde edilememiş ise de, ölenin başına almış olduğu ateşli silah mermisi üzerine başının diğer tarafından çıkıp oda içerisindeki perdeye ve cama isabet eden mermi çekirdeği isabet izlerinin ölenin bulunduğu koltuğa 105 cm mesafede bulunması, aynı zamanda olayda kullanılan silahtan atılan boş kovanın ölenin oturduğu koltuğa 170 cm mesafede bulunması, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün düzenlemiş olduğu DNA anazlerini içeren 3 adet uzmanlık raporu, maktulün ateşli silahla vurulmasından sonra sanık Mahsun'un olay yerinden kaçarak uzaklaşması, Mahsun'un olaydan 13 saat sonra teslim olması (bu süre zarfında ellerin yıkanması veya silinmesi sebebiyle alınan svap numunelerinde atış artıklarının yok edildiği değerlendirilmiştir), ayrıca olaydan bir gün önce Mahsun'un [A.yı], kıskanarak atmış olduğu mesaj içeriği, nihayetinde olayın akabinde kamera kayıt cihazının sökülmesi ve suçta kullanılan silahın havluyla silindikten sonra otel binasına 30 metre uzaklıkta olan bahçe duvarının önüne gömülmesi karşısında sanığın savunmasının atılı suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kanaatine varılmakla, mahkememizce sanığın savunmasına itibar edilmemiştir."
10. Başvurucunun istinaf talebi Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince esastan reddedilmiştir.
11. İstinaf talebinin esastan reddine ilişkin karar Yargıtay 1. Ceza Dairesince onanmıştır. Onama kararında başvurucu hakkında verilen "mahkûmiyet hükmünün doğru olmadığı" gerekçesiyle onama kararında başkan üye, çoğunluk kararına muhalif kalmıştır. Karşıoy gerekçesinde özetle hükme esas alınan bazı delillerdeki çelişkili hususlara dikkat çekilerek başvurucunun atılı suçu işlediğinde şüphe bulunduğuna vurgu yapılmıştır. Karşıoy gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu durumda; öldürme eyleminin kasten veya taksirle sanık Mahsun tarafından gerçekleştirilme ihtimali olduğu gibi, aşırı derecede alkollü olan [A.nın] masa üzerine bırakılan tabancayı alıp alkolün etkisiyle Rus Ruleti oynamak gibi bir düşünceyle başına dayayarak ateş edip gerçekleştirilmesi de mümkündür.
Mahsun'un eylemi gerçekleştirdiğine dair hiçbir ikrarı olmadığı gibi onun ateş ettiğini söyleyen tanık da yoktur. Buna karşılık [A.nın], kendi kendini vurduğu söylenmiştir. Bunu söyleyen arkadaşı ve kendi vatandaşıdır.
Şu hale göre sübut konusunda şüphe olduğu kesindir. Yani eylemin nasıl ve kim tarafından gerçekleştirildiği şüphelidir. Şüpheden de sanık yararlanacaktır.
Bu nedenle sanık Mahsun'un beraatine karar vermek gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun mahkumiyetin onanmasına ilişkin düşüncesine katılmıyorum."
12. Başvurucu, nihai hükmü 17/7/2020 tarihinde öğrendikten sonra 13/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
13. Komisyon, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ile tanık sorgulama ve aleni yargılanma haklarına ilişkin ihlal iddialarının kabul edilemez olduğuna, hakkaniyete uygun yargılanma ve gerekçeli karar haklarına ilişkin ihlal iddialarının kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
14. Başvurucu; maktulün olaydan kısa bir süre önce sağ elini yaraladığı için kullanamadığını, bu nedenle silahın sol elinde tutulu vaziyette bulunduğunu, bundan başka maktulün kendini vurduğuna dair somut deliller olduğu hâlde dosyadaki delillerin hatalı değerlendirilmesi suretiyle kasten öldürme suçundan mahkȗm edildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
15. Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
16. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
17. Somut olayda Mahkeme, diğer sanıkların ve başvurucunun olayın meydana geliş şekline ilişkin olarak yargılama aşamalarındaki anlatımları, teknik incelemeleri, otopsi sonucu düzenlenen raporlar ile diğer delilleri birlikte değerlendirmek suretiyle karar vermiştir (bkz. § 9). Başvurucu, yargılamanın tüm aşamalarında delillere ilişkin iddia ve itirazlarını ileri sürme imkânı bulmuştur. Dahası başvurucunun davanın sonucuna ilişkin esaslı iddialarının karşılanmadığı yönünde herhangi bir şikâyeti de bulunmamaktadır. Başvurucunun ileri sürdüğü iddialar, derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık keyfîlik oluşturan bir durum bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
18. Başvurucunun ileri sürdüğü ihlal iddialarının yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu sonucuna varıldığından başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 30/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.