logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Sedat Kaya [2.B.], B. No: 2020/22865, 20/9/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SEDAT KAYA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/22865)

 

Karar Tarihi: 20/9/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Mustafa ŞENOCAK

Başvurucu

:

Sedat KAYA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanıkların sanık tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının, dijital verilerin duruşmada kendisine okunmaması nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu şüphesiyle başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır.

3. Soruşturma neticesinde Başsavcılık, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 30/1/2018 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede özetle başvurucunun tanık ifadelerine göre mahrem yapılanma içinde görev yapması ve kod adı kullanması suretiyle üzerine atılı suçu işlediği iddia edilmiştir.

4. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülmeye başlanmıştır. Mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosya yetkili ve görevli Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.

5. Dava yetkisizlik kararı üzerine Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesince görülmeye başlanmıştır. Yargılamada 9/5/2018 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda diğerlerinin yanı sıra Bank Asya hesap hareketlerinin istenmesine, tanık H.D.nin istinabe yoluyla dinlenilmesine karar verilmiştir.

6. Duruşma, üç celsede bitirilmiştir. Birinci celsede Bank Asyaya yazılan müzekkereye cevap verilmiştir. Söz konusu cevap yazısında, 2013 yılının Aralık ayında bakiyesi 0 TL iken 2014 yılının Ocak ayında 88.704,87 TL, Mart ayında 89.390,03 TL, Temmuz ayında 8.145,71 TL, Ağustos ayında 2.968,84 TL, Eylül ayında 2.218 TL, Ekim ayında 16.082,17 TL, 2015 yılının Ocak ayında 46.09,82 TL, Şubat ayında 57.237.62 TL, Mart ayında 59.362,25 TL, Nisan ayında 60.688,89 TL, Mayıs ayında 22.522,2 TL,bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) tamamen devredildiği tarih olan haziran ayında 0 TL olduğu belirtilmiştir. Bank Asya nezdindeki bankacılık işlemleri ile ilgili bilirkişi raporu alınmamıştır.

7. Yine başvurucuya ait olan ve el konulan dijital materyallerin incelenmesi sonucu düzenlenen rapor ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması kapsamında ele geçen SD karttaki bilgiler duruşmada okunmuştur. Söz konusu rapora göre ByLock uygulamasına ait yükleme dosyası ve örgütle ilişkili pek çok fotoğraf, video ve uygulamanın bulunduğu, SD kartta yer alan bilgilere göre başvurucunun mahrem yapılanma içinde yer aldığı tespit edilmiştir. Samanyolu yayın grubunun Digitürk platformundan çıkarılmasından sonra aboneliğinin sonlandırmasına ilişkin olarak müşteri hizmetleriyle yaptığı görüşmeye dair ses kaydı başvurucuya duruşmada dinlettirilmiştir.

8. Yine aynı celsede başvurucu; alınan savunmasında üzerine atılı suçu kabul etmediğini, Bank Asyadaki hesabını daha önceki işyerleri nedeniyle açtığını, örgüt liderinin talimatı üzerine hesabına para yatırmadığını, soruşturma aşamasında elde edilen SD karttaki hususları delil olarak kabul etmediğini, ByLock ve EAGLE isimli programları kullanmadığını, Digitürk platformundan örgütsel amaçla çıkmadığını, örgüt üyesi olmadığını savunmuştur. Mahkeme, tanık H.D.nin istinabe yoluyla dinlenmesi için yazılan talimatın dönüşünün beklenmesine, gizli tanık Bayrak'ın istinabe yoluyla dinlenilmesine karar vermiştir.

9. İkincicelsede, tanık H.D.nin bilgi ve görgüsünün tespiti için yazılan talimata ikmalen cevap verilmiştir. Anılan tanık, istinabe yoluyla alınan beyanında başvurucuyu tanıdığını, başvurucunun Tarık kod ismini kullandığını, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin mahrem yapılar polis okulları sorumlusu olduğunu, 2014 veya 2015 yıllarında Diyarbakır Emniyet mahrem yapısında müdür olarak görevlendirildiğini ifade etmiştir.

10. Yine aynı celsede iddia makamının talebi üzerine Mahkeme; gizli tanık Bayrak'ın istinabe yoluyla dinlenilmesine ilişkin ara kararından vazgeçilmesine, daha önceden alınan beyanının okunmasına karar vermiştir. Tanık, duruşmada okunan beyanında başvurucuyutanıdığını, başvurucunun Vedat kod adını kullandığını, 2013-2014 yıllarında Diyarbakır Polis Okulu sorumlusu ve genel müdür olduğunu ifade etmiştir. Başvurucu, bu celsede önceki savunmalarını tekrar etmiş; tanık beyanlarında aleyhine olan hususları kabul etmediğini belirtmiştir. İddia makamı, esas hakkında mütalaa sunmuştur. Mahkeme; başvurucu ve müdafiinin süre talebinin kabulüne, duruşmaya ara verilmesine, sonraki celsenin 23/11/2018 tarihinde yapılmasına karar vermiştir.

11. Üçüncü celsede Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"[S]anığın, örgütün Emniyet teşkilatı içerisinde faaliyet gösteren mahrem yapılanma içinde öğretmen ve müdür olarak görev yaptığı, farklı illerde örgüt içi tayin kapsamında örgütle iltisaklı kurumlarda çalıştığı, kod ismi kullandığı, himmet verdiği, Bank Asya isimli bankaya çağrı dönemlerinde para yatırıp, banka TMSF'ye devredildikten sonra örgütsel davranış olarak parasını tamamen çektiği, dijital materyalleri incelendiğinde ByLock uygulaması ve örgütle ilişkili pek çok fotoğraf, video ve uygulamanın bulunduğu, EAGLE isimli örgütün haberleşmede kullandığı uygulamayı kullandığı, örgütle iltisaklı olan yayın kuruluşlarının yayından kaldırılması sebebiyle örgütsel bir davranış içerisinde platform üyeliğini iptal ettirdiği, hiyerarşik yapısına dahil olarak terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğünün kabulü ile sanığın bu şekilde tespit edilen eylemininsilahlı terör örgütü üyesi suçunu... [oluşturduğu anlaşılmıştır.]"

12. Başvurucu; istinaf ve temyiz dilekçelerinde diğerlerinin yanı sıra tanık H.D.nin ve gizli tanık Bayrak'ın mahkeme huzurunda dinlenilmediğini, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlantı kurulmadığını, soru sorma hakkının kullandırılmadığını ileri sürmüştür. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek 17/12/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

13. Başvurucu, nihai hükmü 18/6/2020 tarihinde öğrendikten sonra 30/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

14. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, hakkaniyete uygun yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak tanık sorgulama hakkı, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan haklara ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

15. Başvurucu; mahkûmiyet kararında beyanına yer verilen tanıkların huzurda dinlenilmesi için Mahkemenin herhangi bir girişimde bulunmadığını, kendisine tanıklara soru sorma imkânı tanınmadığını, bu suretle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

16. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde tanıkların istinabe yoluyla alınan beyanlarının duruşmada okunduğu, başvurucunun bunlara karşı iddia ve itirazlarını dile getirdiği ifade edilmiştir.

17. Başvurucu, Bakanlık görüşüne ilişkin beyanında genel olarak bireysel başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.

18. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı yönünden incelenmiştir.

19. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

20. Anayasa Mahkemesi, birçok kararında tanık kavramını sanığa isnat edilen fiil hakkında bilgi veren herhangi bir kişi şeklinde özerk olarak yorumlamış ve tanık sorgulama hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir (Atila Oğuz Boyalı, B. No: 2013/99, 20/3/2014; Selçuk Demir, B. No: 2014/9783, 22/1/2015; AZ. M., B. No: 2013/560, 16/4/2015; Baran Karadağ, B. No: 2014/12906, 7/5/2015; Orhan Güleryüz, B. No: 2019/30221, 28/12/2021).Buna göre bir ceza yargılamasında sanığın aleyhine olan tanıkları sorguya çekme veya çektirme hakkı vardır. Hakkında gerçekleştirilen ceza yargılaması sürecinde sanığın tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkânına sahip olması adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından gereklidir (AZ. M., § 55). Diğer yandan bir mahkûmiyet -tek veya belirleyici ölçüde- sanığın soruşturma veya yargılama aşamasında sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı bir kimse tarafından verilen ifadelere dayandırılmış ve dengeleyici güvenceler sağlayan bir usul öngörülmemiş ise sanığın hakları Anayasa'nın 36. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmış olur (Orhan Güleryüz, § 35).

21. Anayasa Mahkemesi, tanık sorgulama hakkıyla ilgili olarak verdiği kararlarında somut bir yargılama öncesinde veya haricinde elde edilen tanık beyanlarının delil olarak kabulünün yargılamanın adilliğine zarar verip vermediğini değerlendirmek için üç aşamalı bir test uygulanması gerektiğini ifade etmiştir. Buna göre ilk olarak tanığın mahkemede hazır edilmemesi geçerli bir nedenin mevcudiyetine dayanmalıdır. İkinci olarak sanığın sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı tanık tarafından verilen beyanın mahkûmiyetin dayandığı tek veya belirleyici delil olup olmadığı değerlendirilmelidir. Sorgulama/sorgulatma imkânı tanınmayan tanığın beyanının tek veya belirleyici delil olduğunun tespit edilmesi durumunda ise üçüncü aşama olarak savunma tarafının maruz kaldığı bu olumsuzluğun telafi edilmesi amacıyla yeterli düzeyde karşı dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği ortaya konulmalıdır (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Abdurrahim Balur, B. No: 2013/5467, 7/1/2016, § 80; Onur Urbay, B. No: 2014/6222, 6/3/2019, §§ 36, 40; Zekeriya Sevim, B. No: 2018/18989, 16/6/2021, §§ 44, 51). Bu kapsamda, hükme ulaşılırken sorgulanmamış tanığın beyanını destekleyen başka doğrulayıcı delillere dayanılması telafi edici güvencelerden biri olarak kabul edilebilir (Orhan Güleryüz, § 39). Mahkemenin yargı çevresi dışındaki tanıkların -sanığın da onlara soru sormasına imkân sağlayacak ve sorulan sorulara verdikleri cevaplar hakkında kişisel izlenim edinme fırsatı elde edecek şekilde- SEGBİS gibi vasıtalarla dinlenmesi telafi edici bir güvence olabilir (bazı değişikliklerle birlikte Uğur Özcan, B. No: 2021/12137, 26/7/2022, § 40). Sorgulanmayan tanığın beyanının güvenilirliğinin ve doğruluğunun saptanması amacıyla savunma tarafına sağlanabilecek bir diğer telafi edici güvence ise sanığa olayın kendi versiyonunu anlatma ve delillerini sunma imkânı tanınmasıdır (Orhan Güleryüz, § 40).

22. Somut olayda Mahkeme, aleyhe beyanda bulunan tanık H.D.nin istinabe yoluyla alınan beyanı ile gizli tanık Bayrak'ın önceden alınan ifadesini başvurucu ve müdafiine okumuş ancak tanıkların duruşmada dinlenilmesine ilişkin herhangi bir çaba göstermemiştir. İlgili duruşma tutanağı ve gerekçeli kararda da tanıkların Mahkemede hazır edilememesinin veya aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenilmemesinin hangi geçerli nedene dayandığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir. Ancak buna ilişkin geçerli bir nedenin ortaya konulmaması, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir. İkinci olarak hükmün tek başına veya belirleyici ölçüde başvurucunun sorgulama veya sorgulatma imkânına sahip olmadığı bir tanık tarafından verilen ifadeye dayalı olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır.

23. Mahkeme; başvurucunun Bank Asyadaki mutat olmayan hesap hareketlerine, örgüt ile bağlantılı kurumda çalıştığına dair kayda, soruşturma aşamasında elde edilen SD karttaki mahrem yapıda yer aldığına dair tespite, başvurucuya ait olan ve el konulan dijital materyallerde ByLock uygulamasına ait yükleme dosyası ve örgütle ilişkili pek çok fotoğraf, video ve uygulamanın bulunmasına, örgütün haberleşmede kullandığı EAGLE isimli uygulamayı kullanmasına, Samanyolu yayın grubunun Digitürk platformundan çıkarılması sonrası mevcut aboneliğini sonlandırmak için müşteri hizmetleriyle yaptığı görüşmeye dair ses kaydına, tanık H.D.nin ve gizli tanık Bayrak'ın ifadelerine istinaden mahkûmiyet hükmü kurmuştur.

24. Yargıtay uygulamasına göre kişilerin Bank Asya nezdindeki mutat bankacılık işlemleri örgütsel faaliyet veya örgüte yardım olarak kabul edilmemektedir [birçok karar arasından bkz. (kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 5/3/2019 tarihli ve E.2018/6408, K.2019/1447; 2/3/2021 tarihli ve E.2019/5505, K.2021/1793 sayılı kararları]. Benzer şekilde kişilerin örgütle irtibatlı kurumlarda çalışmalarının da terör örgütü üyeliği suçu açısından tek başına yeterli delil olarak kabul edilmediği görülmüştür [(kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2/3/2021 tarihli ve E.2019/5505, K.2021/1793 sayılı kararı]. Bununla birlikte bu kişilerin örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve Bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin örgüte üye olma suçu bakımından örgütsel faaliyet, tek başına ise örgüte yardım etmek olarak kabul edilebileceği anlaşılmıştır [(kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 15/1/2019 tarihli ve E.2018/4959, K.2019/145 sayılı kararı].

25. Yargıtay, kişilerin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre örgüte müzahir kurum veya kuruluşlarda çalışmalarınınörgütsel bir faaliyet olarak kabul edilemeyeceğini belirtmektedir [birçok karar arasından bkz. (kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin E.2019/5505, K.2021/1793, 2/3/2021; Yargıtay 3. Ceza Dairesinin E.2021/14774, K.2022/6617, 20/10/2022 sayılı kararları).

26. Yargıtay, kişilerin digitürk aboneliğini iptal ettirmelerinin örgütsel bir faaliyet olarak kabul edilemeyeceğini belirtmektedir [birçok karar arasından bkz. (kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin E.2019/179, K.2019/6399, 24/10/2019; E.2018/2449, K.2019/3744, 23/5/2019 sayılı kararları).

27. Yargıtay, kişilerin EAGLE isimli programı kullanmalarının örgütsel bir faaliyet olarak kabul edilemeyeceğini belirtmiştir (birçok karar arasından bkz. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin E.2021/10685, K.2022/6720, 25/10/2022; E.2021/7421, K.2022/6209, 17/10/2022 sayılı kararları).

28. Yargıtayın tanık ifadeleri dışındaki delillerle ilgili yukarıda belirtilen uygulamaları dikkate alındığında, tanık H.D. ve gizli tanık Bayrak'ın "sanığın, örgütün emniyet teşkilatı içinde faaliyet gösteren mahrem yapılanmada öğretmen ve müdür olarak görev yapmasına, farklı illerde örgüt içi tayin kapsamında görev yapmasına, kod ismi kullanmasına" ilişkin beyanlarının başvurucunun silahlı terör örgütü üyesi olduğu yönündeki kanaatin oluşmasında ve temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesinde önemli ağırlıkta bir delil olarak dikkate alındığı sonucuna ulaşmak mümkündür. Diğer bir ifadeyle sorgulama imkânı tanınmayan tanıkların ifadelerinin mahkûmiyet kararına götüren tek olmasa da belirleyici nitelikte delil olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

29. Yargılama sürecinde başvurucuya olayları bakış açısına göre anlatma ve delillerini sunma imkânı tanınmıştır. Dosyada tanık ifadelerini destekleyen başka deliller de bulunmaktadır. Ancak Mahkemenin yargı çevresi dışındaki tanığı başvurucunun da ona soru sormasına imkân sağlayacak şekilde SEGBİS gibi vasıtalarla neden dinlemediğine ilişkin bir bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Tanığın yazılı beyanları duruşmada okunmuş ise de başvurucu, tanığın beyanlarının tespiti sırasında hazır bulunmadığından ses ve görüntü nakli yoluyla da olsa onu sorgulayamamış; sorulan sorulara verdiği cevaplar hakkında izlenim edinme fırsatı elde edememiştir. Bu yüzden tanığın gösterdiği tepkiler konusunda Mahkemenin dikkatini çekememiş, böylelikle tanığın beyanlarının güvenilirliği test edilememiştir. Mahkeme de tanık beyanda bulunurken gösterdiği tepkilerle ilgili olarak izlenim edinememiştir. Gizli tanığın ses ve görüntülü aktarma yapılarak dinlenmediği, başvurucuya tanığa soru sorma hakkının tanınmadığı görülmüştür. Hükme ulaşılırken sorgulanmamış tanığın beyanları dışında başka delillere de dayanılmasının beyanları belirleyici ölçüde mahkûmiyete temel alınan tanıkları sorgulama imkânı tanınmaması nedeniyle savunma makamının maruz kaldığı sınırlamayı telafi ettiğini söylemek de mümkün gözükmemektedir. Sonuç olarak güvenilirliği ve doğruluğu test edilmemiş tanığın beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alındığı hâlde savunmanın karşılaştığı zorlukları telafi edecek karşı dengeleyici güvencelerin sağlanmadığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda tanıkların duruşmada ya da ses veya görüntü nakli yoluyla dinlenmemesinin bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır.

30. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

31. Başvurucu silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin de ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Tanık sorgulama hakkı yönünden ulaşılan sonuç gözetildiğinde başvurucunun bu iddialarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

32. Başvurucu, ihlalin tespiti ile tazminat talebinde bulunmuştur.

33. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.

34. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

35. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten derece mahkemelerine aittir (Orhan Kılıç [GK], B. No: 2014/4704, 1/2/2018, § 44). Bu bağlamda somut olayda başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olup olmadığı yönünde karar vermek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararı, sanığın beraat ettiği anlamına gelmediği gibi ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla yapılacak yeniden yargılama neticesinde sanık hakkında mutlaka beraat kararı verilmesi gerektiği anlamına da gelmemektedir. İhlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemler yerine getirildikten sonra yapılacak değerlendirmede Mahkemenin mevcut belgelerle birlikte delillerin takdir biçimine göre benzer veya farklı bir sonuca varması mümkündür.

36. Başvurucu maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından da manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2018/340, K.2018/886) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/9/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Sedat Kaya [2.B.], B. No: 2020/22865, 20/9/2023, § …)
   
Başvuru Adı SEDAT KAYA
Başvuru No 2020/22865
Başvuru Tarihi 30/6/2020
Karar Tarihi 20/9/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanıkların sanık tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının, dijital verilerin duruşmada kendisine okunmaması nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi