logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Fehmi Özdemir [2.B.], B. No: 2020/23294, 22/5/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FEHMİ ÖZDEMİR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/23294)

 

Karar Tarihi: 22/5/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Akif YILDIRIM

Başvurucu

:

Fehmi ÖZDEMİR

Vekili

:

Av. Elif Süeda ÖZDEMİR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, beyanları mahkûmiyet kararında belirleyici ölçüde delil olarak kullanılan tanığın başvurucu tarafından sorgulanamaması nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 6/8/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon; tanık sorgulama hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) hakkında başlatılan bir soruşturma kapsamında şüpheli F.T.nin ifadesi alınmıştır. F.T. 3/9/2016 tarihli ifadesinde Adıyaman'ın Kâhta ilçesinde öğretmen olarak görev yaptığı dönemde örgütün sohbet isimli toplantılarına katıldığını,başvurucunun bu toplantılarda sohbet hocası olduğunu beyan etmiştir.

6. Başsavcılığın 6/7/2017 tarihli iddianamesi ile başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kamu davası açılmıştır. İddianamede FETÖ/PDY'nin kuruluşu ve yapısı hakkında genel bilgilere yer verildikten sonra başvurucunun FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan bir derneğe üye olduğunun anlaşıldığı, örgütle irtibatlı bazı şirketlerde sosyal güvenlik kaydının bulunduğunun tespit edildiği ve bu kurumlardan birinde 17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinden sonra da çalışmaya devam ettiği belirtilmiştir. İddianamede ayrıca F.T.nin başvurucu hakkındaki beyanlarına da delil olarak yer verilmiştir.

7. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülen yargılamada 9/7/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda F.T. nin tanık olarak dinlenilmesine karar verildiği belirtilmiştir.

8. Mahkemenin talimatı üzerine Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesince tanık olarak dinlenen F.T. 25/9/2017 tarihli beyanında özetle başvurucuyu Kâhta'da öğretmenlik yaptığı dönemde tanıdığını, başvurucunun Kâhta ilçe sorumlusu olduğunu ifade etmiştir. F.T.nin 25/9/2017 tarihli beyanının ilgili kısmı şöyledir:

"Sanıklardan ... Fehmi Özdemir'i tanırım. ...İsmi geçen ... Fehmi Özdemir'i Kahta da öğretmenlik yaptığım dönemde tanıştım. ... Fehmi Özdemir, ben Kahta'da ilk göreve başladığım zaman Kahta ilçe sorumlusuydu. Yani Fetullah Gülen cemaatinin Kahta ilçe sorumlusuydu, yani ilçe imamıydı. Yaklaşık 2 yıl orada görev yaptı. Daha sonra tayini çıktı gitti. Yani resmi görev değilde cemaat yapısı itibariyle başka göreve gönderildi. Oradan ayrıldıktan sonraki durumu hakkında herhangi bir bilgim yoktu. Fehmi ilçe imamı olarak Kahta merkezde cemaate ait Mirza Efendi isimli yurtta sohbet organizasyonları ve Zaman gazetesi aboneliği gibi faaliyetlerde bulunuyordu. Kişileri sohbet toplantılarına nasıl davet ettiğini şimdi hatırlayamıyorum."

9. Yargılamanın 16/11/2017 tarihli duruşmasında tanık F.T.nin beyanları okunmuştur. Başvurucu tanık beyanına karşı savunma yaparak tanığın beyanlarında çelişkiler bulunduğunu ve bu beyanları kabul etmediğini ifade etmiştir.

10. Mahkemenin 13/3/2018 tarihli kararı ile başvurucunun atılı suçtan 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Gerekçeli kararda başvurucunun örgütte ilçe imamı olarak görev yapmasına ve örgüte müzahir dernek ve vakıflarda üyelik ve çalışma kaydının bulunmasına delil olarak dayanılmıştır. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"V-SANIĞIN EYLEMLERİNİN HUKUKİ NİTELENDİRİLMESİ

Sanık Fehmi ÖZDEMİR açısından:

Tanık [F.T.nin] sanık hakkındaki beyanında özetle; kendisinin 2000 tarihinde Kahta ilçesinde öğretmengörevebaşladığını, sanık [başvurucu] Fehmi Özdemir'inilk göreve başladığı zaman Kahta ilçe sorumlusu olduğunu, yani Fetullah Gülen cemaatinin Kahta ilçe sorumlusu ve ilçe imamı olduğunu, sanığın yaklaşık 2 yıl orada görev yaptığını, daha sonra tayini çıktığını, resmi görev değilde cemaat yapısı itibariyle başka göreve gönderildiğini, sanığın Kahta'dan ayrıldıktan sonraki durumu hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, sanık Fehmi'nin ilçe imamı olarak Kahta merkezde cemaate ait [M.] Efendi isimli yurtta sohbet organizasyonları ve Zaman gazetesi aboneliği gibi faaliyetlerde bulunduğunu, kişileri sohbet toplantılarına nasıl davet ettiğini şimdi hatırlayamadığını, Zaman gazetesinin bürosuna bizzat gittiğini, kendisi ile ilgilendiklerini, toplantılara çağırdıklarını, sanık Fehmi Özdemir ile bu şekilde tanıştığını, sanığın orada Sızıntı dergisi aboneliği de yaptığını, gazete ve dergileri gündeme getirerek tanıttığını, abone olunması konusunda ricada bulunduğunu, o zamanlar yapılanmanın çok küçük olduğunu, 20-30 kişiden oluştuğunu beyan etmiştir.

 ...

Her ne kadar sanık örgüt üyesi olmadığını ileri sürerek üzerine atılı suçlamaya karşı redde yönelik savunmada bulunmuş ise de, yapılan yargılama vedosya kapsamındaki deliller bir bütün olarak dikkate alındığında; sanığın bir dönem örgütün Kahta ilçe sorumlusu olduğu, örgüte müzahir yurtta sohbet organizasyonu yaptığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olduğu için KHK ile kapatılan Ümide Doğru Emekliler Derneğine üye olduğu, örgüte müzahir vakıf ve şirketlerde çalıştığı, 17/25 Aralık 2013 sürecinden sonra da çalışmaya devam ettiği, örgüte ait gazete ve dergilerin tanıtımını yaparak abone çalışması yaptığı, sanığın eylemlerini özellikle devletin bu yapı ile aktif mücadeleye başlamasından sonra da devam ettirdiği, sanığın süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemleriyle örgüt hiyerarşisine dahil olduğu, örgüt ile organik bağ kurarak örgüt üyesi vasfını kazandığı, bu itibarla cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır."

11. Başvurucu; istinaf ve temyiz dilekçelerinde -diğerlerinin yanı sıra- tanıkla yüzleştirilmediğini, dolayısıyla tanığa soru sorma imkânının kendisine tanınmadığını ileri sürmüştür. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

12. İlgili hukuk için bkz. Zekeriya Sevim, B. No: 2018/18989, 16/6//2021, §§ 28-34.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

13. Anayasa Mahkemesinin 22/5/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

14. Başvurucu; huzurda dinlenilmeyen ve bu suretle soru sorma imkânı tanınmayan tanığın etkin pişmanlık kapsamında verdiği ve 17 yıl öncesine ait anlatımlarının hükme esas alınması nedeniyle anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

15. Bakanlık görüşünde; duruşma devresinde söz konusu tanık ifadeleri okunarak başvurucu ve müdafiinin bunlara karşı diyeceklerinin sorulduğu, başvurucunun söz konusu ifadeleri kabul etmediği, beyanlar arasında çelişkiler olduğu belirtilmiş, başvurucunun terör örgütü üyesi olmadığını ve tanığı tanımadığını beyan ederek savunma hakkını kullandığına vurgu yapılmıştır.

16. Başvurucu Bakanlık görüşüne karşı cevabında, başvuru formunda dile getirdiği iddiaları yinelemiştir.

B. Değerlendirme

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı yönünden incelenmiştir.

18. Anayasa Mahkemesi, birçok kararında tanık kavramını sanığa isnat edilen fiil hakkında bilgi veren herhangi bir kişi şeklinde özerk olarak yorumlamış ve tanık sorgulama hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir (Atila Oğuz Boyalı, B. No: 2013/99, 20/3/2014; Selçuk Demir, B. No: 2014/9783, 22/1/2015; AZ. M., B. No: 2013/560, 16/4/2015; Baran Karadağ, B. No: 2014/12906, 7/5/2015; Orhan Güleryüz, B. No: 2019/30221, 28/12/2021).Buna göre bir ceza yargılamasında sanığın aleyhine olan tanıkları sorguya çekme veya çektirme hakkı vardır. Hakkında gerçekleştirilen ceza yargılaması sürecinde sanığın tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkânına sahip olması adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından gereklidir (AZ. M., § 55). Diğer yandan bir mahkûmiyet -sadece veya belirleyici ölçüde- sanığın soruşturma veya yargılama aşamasında sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı bir kimse tarafından verilen ifadelere dayandırılmış ve dengeleyici güvenceler sağlayan bir usul öngörülmemiş ise sanığın hakları Anayasa'nın 36. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmış olur (Orhan Güleryüz, § 35).

19. Anayasa Mahkemesi tanık sorgulama hakkıyla ilgili olarak verdiği kararlarında somut bir yargılama öncesinde veya haricinde elde edilen tanık beyanlarının delil olarak kabulünün yargılamanın adilliğine zarar verip vermediğini değerlendirmek için üç aşamalı bir test uygulanması gerektiğini ifade etmiştir. Buna göre ilk olarak tanığın mahkemede hazır edilmemesi geçerli bir nedenin mevcudiyetine dayanmalıdır. İkinci olarak sanığın sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı tanık tarafından verilen beyanın mahkûmiyetin dayandığı tek veya belirleyici delil olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Sorgulama veya sorgulatma imkânı tanınmayan tanığın beyanının tek veya belirleyici delil olduğunun tespit edilmesi durumunda ise üçüncü aşama olarak savunma tarafının maruz kaldığı bu olumsuzluğun telafi edilmesi amacıyla yeterli düzeyde karşı dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği ortaya konulmalıdır (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Abdurrahim Balur, B. No: 2013/5467, 7/1/2016, § 80; Onur Urbay, B. No: 2014/6222, 6/3/2019, §§ 36, 40; Zekeriya Sevim, B. No: 2018/18989, 16/6/2021, §§ 44, 51). Bu kapsamda, hükme ulaşılırken sorgulanmamış tanık beyanını destekleyen başka doğrulayıcı delillere dayanılması telafi edici güvencelerden biri olarak kabul edilebilir (Orhan Güleryüz, § 39). Sorgulanmayan tanığın beyanının güvenilirliğinin ve doğruluğunun saptanması amacıyla savunma tarafına sağlanabilecek bir diğer telafi edici güvence ise sanığa olayın kendi versiyonunu anlatma ve delillerini sunma imkânının tanınmasıdır (Orhan Güleryüz, § 40).

20. Somut olayda Mahkeme, tanık F.T.nin huzurda dinlenilmesine ilişkin herhangi bir çaba göstermemiş, istinabe yoluyla alınan ifadenin duruşmada okunmasıyla yetinilmiştir. İlgili tutanaklar ve gerekçeli kararda da tanığın mahkemede hazır edilememesinin hangi geçerli nedene dayandığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir. Dahası, tanığın neden video konferans yöntemiyle dinlenmediği ve başvurucuya video konferans yoluyla da olsa tanığa soru sorma fırsatı tanınmadığı hususu da açıklanmamıştır.

21. Mahkeme; başvurucunun örgüte müzahir dernek/vakıf ve şirketlerde üyelik kaydının bulunmasına ilişkin tespitlere ve tanık F.T.nin başvurucuya yönelik olarak başvurucunun Kâhta ilçesinin sorumlusu olduğuna, örgüt adına sohbet toplantıları organize ettiğine ve örgüte ait gazete ve dergilerin tanıtımını yaparak abone toplamaya çalıştığına dair beyanlarına dayanarak mahkûmiyet hükmü kurmuştur. Başvurucu hakkındaki gerekçeli karar incelendiğinde tanığın başvurucu aleyhine verdiği ifadelerin ağırlığı hususunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.Ancak anılan tanığın beyanlarının mahkûmiyet hükmünün kurulmasında tek olmasa da belirleyici nitelikte delil olduğu anlaşılmaktadır.

22. Yargılama sürecinde başvurucuya olayın kendi versiyonunu anlatma ve delillerini sunma imkânı tanınmıştır. Başvurucu, müdafii aracılığıyla deliller üzerinde görüş bildirme ve bunlara karşı itirazlarını sunma imkânına sahip olmuştur. Başka bir telafi edici güvence olarak istinabe yoluyla alınan tanık beyanı başvurucuya okunarak diyecekleri de sorulmuştur. Ancak bu güvencelerin savunmanın tanığı sorgulayamamaktan kaynaklı yaşadığı zorlukları telafi edici nitelikte olmadıkları anlaşılmıştır. Dahası 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 180. maddesinin " ...tanık veya bilirkişinin aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenebilmeleri olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak ifade alınır." şeklindeki (5) numaralı fıkrasına rağmen Mahkemenin sözü edilen tanığı Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi yoluyla neden dinlemediğine ilişkin bir bilgi ve belgeye de ulaşılamamıştır. Sonuç olarak güvenilirliği ve doğruluğu test edilmemiş tanık beyanı belirleyici ölçüde hükme esas alındığı hâlde savunma tarafına karşılaştığı zorlukları telafi edecek karşı dengeleyici güvencelerin tanınmadığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda tanık F.T.nin duruşmada dinlenmemesinin bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır.

23. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

VI. GİDERİM

24. Başvurucu ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

25. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş yenidenyargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

26. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun manevi tazminat talebi kabul edilmemiştir. Ayrıca başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi ve belge sunulmadığından maddi tazminat talebi reddedilmiştir.

VII. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/316, K.2018/130) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 446,90 TL harç tutarı ile 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.246,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Fehmi Özdemir [2.B.], B. No: 2020/23294, 22/5/2024, § …)
   
Başvuru Adı FEHMİ ÖZDEMİR
Başvuru No 2020/23294
Başvuru Tarihi 6/8/2020
Karar Tarihi 22/5/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, beyanları mahkûmiyet kararında belirleyici ölçüde delil olarak kullanılan tanığın başvurucu tarafından sorgulanamaması nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 201
206
210
211
217
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi