TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ASUMAN KESKİN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/25811)
Karar Tarihi: 29/7/2025
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Metin KIRATLI
Raportör
Gökhan SÖNMEZ
Başvurucu
Asuman KESKİN
Vekili
Av. Pınar Nur YALÇIN ÖZEL
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; tapu iptal ve tescil davasına konu taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin uzun süredir devam etmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu aleyhine 12/3/2012 tarihinde Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Hukuk Mahkemesi) muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince 19/3/2012 tarihinde dava konusu taşınmaz üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikini önler nitelikte ihtiyati tedbir şerhi konulmuştur.
3. Asliye Hukuk Mahkemesi 17/5/2013 tarihinde davanın kabulü ile başvurucu adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptaline karar vermiş; anılan karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin (Daire) 24/3/2015 tarihli kararı ile bozulmuştur. Bozma kararına uyan Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddi yönündeki kararın 1/6/2020 tarihinde Dairece onanmasına karar verilmiştir. Karar, taraflar karar düzeltme yoluna başvurmadığından 8/9/2020 tarihinde kesinleşmiştir.
4. Başvuru 4/8/2020 tarihinde yapılmıştır.
5. Taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbir 5/4/2022 tarihinde tapu sicilinden terkin edilmiştir.
6. Komisyon, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna, mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucu, dava konusu taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin uzun süredir devam ettiğini belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden yakınmıştır. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
8. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
10. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Hesna Funda Baltalı ve Baltalı Gıda Hayvancılık San. ve Tic. Ltd. Şti. ([GK], B. No: 2014/17196, 25/10/2018), İhsan Metin ([2. B.], B. No: 2015/7044, 23/1/2019), İbrahim Geçer ([1. B.], B. No: 2014/19056, 19/2/2019) ve Şeyhmus Terece ([GK], B. No: 2017/26532, 23/7/2020) kararlarında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede mülkiyet hakkını sınırlandıran bir tedbirin ölçülü olabilmesi için kapsamı ve süresi itibarıyla orantılı olarak uygulanması gerektiği ve tedbirin makul olmayan bir süre devam etmesinin mülkiyet hakkının tanıdığı yetkilerin kullanılmasının belirsiz olacak şekilde ötelenmesi suretiyle mülk sahibine orantısız bir külfet yüklediği gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda 19/3/2012 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla konulan ihtiyati tedbirin 5/4/2022 tarihinde tapu sicilinden terkin edildiği görülmüştür. Yaklaşık on yılı aşkın süredir devam eden ihtiyati tedbirin, süresi itibarıyla orantılı olmadığı anlaşıldığından anılan kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
11. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 20.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi, mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyi ölçüsüz kılan tedbirin uzun sürmesine ilişkin olarak tedbir sürecinde mülkiyet hakkının gerektirdiği ivediliğin ve özenin gösterilmesi bakımından yargısal makamların sorumluluğu olduğuna dikkati çekmektedir (benzer değerlendirme için bkz. Hamit Alihansoy ve diğerleri [1. B.], B. No: 2017/35581, 29/9/2020, § 66). Buna göre başvuru konusu olayda ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Olayda ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından etkin giderim yolu tazminat olarak görülmektedir. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için manevi zararları karşılığında talebiyle bağlı kalınarak başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
D. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2015/323, K.2016/401) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.