logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Yunus Emre Güner [2. B.], B. No: 2020/25914, 2/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

YUNUS EMRE GÜNER BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/25914)

 

Karar Tarihi: 2/7/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Ayça GANİDAĞLI DEMİRCİ

Başvurucu

:

Yunus Emre GÜNER

Vekili

:

Av. Eda OKUR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, yasal şartları oluşmamasına rağmen eylemin örgüt faaliyeti kapsamında kabul edilerek verilen cezada artırım yapılması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, olağanüstü hâl (OHAL) tedbirleri kapsamında çıkarılan, 23/7/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Fatih Üniversitesinde araştırma görevlisiyken kamu görevinden çıkarılmıştır. Başvurucu, bireysel başvuruya konu olay sırasında avukat olarak görev yapmaktadır ve başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında başlatılan soruşturma sebebiyle 2017 yılında İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliğince çıkarılan yakalama kararı vardır.

3. Başvurucu 11/3/2019 tarihinde İstanbul'un Beylikdüzü ilçesinde polis memurları tarafından GBT (genel bilgi toplama) sorgusu yapılmak üzere durdurulmuştur. Başvurucu, ismini H.A.T. olarak beyan etmiş ve bu isimde bir kimlik sunmuştur. Polis memurları tarafından yapılan incelemede kimliğin sahte olduğu kanaatine varılmıştır. Bunun üzerine başvurucu yakalanarak hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan soruşturma başlatılmış ve sahte olduğu düşünülen kimliğe el konulmuştur.

4. Başvurucu, aynı tarihte kollukta verdiği ifadesinde yakalanmamak için yakın bir tarihte daha önce arkadaşından aldığı kimliğin para karşılığında sahtesini düzenlettiğini beyan etmiştir. Öte yandan başvurucu 15/3/2019 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla çıkarıldığı İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliğinde (Hâkimlik) kollukta verdiği ifadesini tekrarlamış ve üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiştir. Aynı tarihte başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir.

5. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucu hakkında 17/7/2019 tarihinde resmî belgede sahtecilik suçlamasıyla iddianame düzenlemiştir. Kamu davasının görüldüğü Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesi 5/9/2019 tarihinde dosyanın başvurucu hakkında yürütülen FETÖ/PDY üyeliği kovuşturmasıyla birleştirilmesine karar vermiştir.

6. Birleştirme kararı ile başvurucu hakkında resmî belgede sahtecilik ve silahlı terör örgütü üyeliğinden yapılan yargılamalar İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülmüştür.

7. Yargılamanın 15/10/2019 tarihli ikinci celsesinde başvurucu, birleşen dosya hakkında savunmasını yapmıştır. Anılan celsede başvurucunun müdafii de hazır bulunmuştur. Resmî belgede sahtecilik suçuna konu eylemi nedeniyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının uygulanması ihtimali olduğu hatırlatılarak başvurucuya ek savunma hakkı tanınmıştır. Başvurucu, ek savunma hakkını kullanabilmek için süre talep etmiş ve başvurucunun bu talebi Mahkeme tarafından kabul edilmiştir. Yargılamanın 19/12/2019 tarihli üçüncü celsesinde başvurucu, konuya ilişkin ek savunma sunmuştur.

8. Yargılama sonunda başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sonuç ceza olarak 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Resmî belgede sahtecilik suçundan ise başvurucunun eylemi silahlı terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde işlediği kabul edilerek 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Gerekçeli kararda başvurucunun hakkında yakalama kararı bulunduğunu bildiği ve silahlı terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde yakalanmamak amacıyla sahte kimlik belgesi taşıdığı değerlendirmesi yapılmıştır. Mahkeme gerekçesinin resmî belgede sahtecilik suçuna yönelik ilgili kısmı şöyledir:

"11/3/2019 günü saat 19.30 sıralarında Beylikdüzü Güvenlik Timleri tarafından Beylikdüzü Barış Mah. Sakarya Cad. üzerinde durumundan şüphelenilerek durdurulan sanığın kimlik ibraz etmesinin istenildiği, sanığın görevlilere ... nüfusuna kayıtlı, ... doğumlu, ... oğlu, [H.A.T.] adına düzenlenmiş nüfus cüzdanını ibraz ettiği, yapılan incelemelerde ibraz edilen nüfus cüzdanının sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine sanıktan gerçek kimlik bilgilerini beyan etmesinin istenildiği, sanığın bunun üzerine samimi beyanda bulunarak ibraz etmiş olduğu kimlik kartının sahte olduğunu, eski avukat olduğunu, Fatih Üniversitesinde akademisyen olarak çalışırken üniversitenin kapanması üzerine işine son verildiğini ve FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçundan kaydının bulunduğunu beyan ettiği,İstanbul Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğünün Uzmanlık Raporunda, sanıktan ele geçirilen [H.A.T.] adına düzenlenmiş ... seri numaralı nüfus cüzdanının arşivlerinde mevcut hakiki örnekleri ile belge inceleme laboratuvarında doküman inceleme cihazları ve diğer optik aletler yardımı ile karşılıklı olarak incelenmesi neticesinde; aralarında matbu basım desenlerdeki detay ve ultra viyole ışık altındaki görünüm özellikleri yönünden farklılıklar bulunduğu, bu itibarla bahse konu nüfus cüzdanının tamamen sahte olarak hazırlanıp düzenlenmiş olduğu, yapılan sahteciliğin ilk nazarda ve kolaylıkla fark edilemeyecek nitelikte olduğu, bu nedenle nüfus cüzdanının aldatma kabiliyetine haiz olduğunun rapor edildiği, ele geçirilen nüfus cüzdanının mahkememizce yapılan gözleminde ... seri numaralı, ... T.C. kimlik nolu [H.A.T.] adına düzenlenmiş, üzerinde sanığın fotoğrafının yapıştırılmış olduğu, T.C. nüfus cüzdanı olduğu, düzenlenme şekli itibarıyla ilk bakışta aldatma kabiliyetine haiz olduğunun gözlemlendiği, sanığın sahte kimlik kullandığını ikrar ettiği anlaşılmakla sanığın suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilmeyerek gerek mahkememiz gözlemi, gerek İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün Uzmanlık Raporu ve sanığın hakkındaki yakalama kararından kaçmak için sahte kimlik kullandığını beyan etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı resmî belgede sahtecilik suçunu işlediği sonuç ve kanaatine varılarak eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 204/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.

Sanığın sahte kimlikle yakalanması, kastının yoğunluğu, güttüğü amaç ve saik ve suçun işleniş biçimi dikkate alınarak TCK'nın 3. ve 61. maddeleri uyarınca cezanın bireyselleştirilmesi kapsamında takdiren alt sınırdan ölçülü şekilde ayrılmak suretiyle teşdiden 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş olup işbu suç örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğinden 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1'inci maddesi gereğince cezasında yarı oranında artırım yapılmıştır. Duruşmadaki tutum ve davranışları ile verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri nazara alınarak TCK'nın 62. maddesi uyarınca sanığın cezasından takdiri indirim yapılmıştır."

9. Başvurucu, mahkûmiyet kararına karşı -diğer nedenlerle birlikte- resmî belgede sahtecilik suçunun terör örgütü faaliyeti kapsamında işlenmemesine rağmen bu gerekçeyle cezada artırım yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (Daire) Mahkeme kararında usul ve esasa ilişkin olarak hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek 17/3/2020 tarihinde kararın resmî belgede sahtecilik suçu yönünden kesin olmak üzere ve silahlı terör örgütü üyeliği suçu bakımından temyiz yolu açık olmak üzere istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. Buna göre Mahkeme kararı, resmî belgede sahtecilik suçu yönünden kesinleşmiştir. Başvurucu, resmî belgede sahtecilik suçu yönünden de temyiz kanun yolunun açık olduğunu öne sürerek temyiz başvurusunda bulunmuşsa da başvurucunun başvurusu Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesi tarafından reddedilmiştir.

10. Öte yandan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı, başvurucunun talebini değerlendirerek olağanüstü itiraz kanun yoluna gitmiş ve Dairenin kararına itiraz etmiştir. Başvurucunun kendisini suçtan ve takipten kurtarmak maksadıyla sahte kimlik taşıdığını, bu nedenle resmî belgede sahtecilik eyleminin bireysel kapsamda olduğunu, örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceğini, silahlı terör örgütünün faaliyeti içinde işlenen suç niteliğinde bulunmadığını belirterek başvurucu hakkında resmî belgede sahtecilik suçu yönünden verilen cezanın yarı oranında artırılmasına dair hükmün fıkradan çıkarılmasını talep etmiştir.

11. İtirazı değerlendiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu, Mahkeme gerekçesinin başvurucunun üzerine atılı resmî belgede sahtecilik suçunu silahlı terör örgütü üyeliği suçundan çıkarılan yakalama kararından kaçmak amacıyla işlemesine dayandığı, benzeri bir olay nedeniyle görülen davada Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 21/6/2018 tarihli ve E.2018/578, K.2018/2009 sayılı kararında da belirtildiği üzere yakalanmamak için sahte kimlik kullanılması durumunda resmî belgede sahtecilik suçundan tayin olunan temel cezadan 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca artırım yapılması gerektiği yönünde kararı bulunduğu gerekçesiyle itirazı 4/6/2020 tarihli kararı ile reddetmiştir.

12. Bununla birlikte başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne (FETÖ/PDY) üye olma suçundan verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 11/11/2020 tarihli kararıyla delillerin değerlendirilmesindeki eksikler nedeniyle bozulmuştur. Bozma kararı üzerine Mahkeme tarafından yapılan yargılamada başvurucunun 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu karar kanun yolu incelemesinden geçerek 28/12/2022 tarihinde kesinleşmiştir.

13. Başvurucu, nihai hükmü 24/3/2020 tarihinde öğrenmiştir. 25/3/2020 tarihli ve 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile COVID-19 pandemisi nedeniyle yargı alanındaki süreler 13/3/2020 tarihinden 15/6/2020 tarihine kadar durmuştur. Başvurucu 14/7/2020 tarihinde resmî belgede sahtecilik suçundan verilen hapis cezası yönünden bireysel başvuruda bulunmuştur.

14. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, gerekçeli karar hakkı dışındaki ihlal iddialarının kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

15. Başvurucu, kanuni şartları oluşmamasına rağmen resmî belgede sahtecilik suçundan verilen cezada suçun örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlendiği kabul edilerek artırım yapıldığını, oysa örgüt üyeliği suçuna ilişkin temyiz sürecinin devam ettiğini belirtmiş; gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

16. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; Anayasa Mahkemesinin gerekçeli karar hakkına ilişkin bazı kararlarına atıf yapıldıktan sonra başvurucu hakkındaki mahkûmiyetin bilirkişi raporlarına dayandığı, Mahkemenin gerekçeli kararda başvurucunun üzerine atılı suçları detaylı olarak incelediği ve başvurucunun resmî belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetine karar verirken esas aldığı delilleri ve başvurucunun eylemlerini ilişkilendirdiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

17. Başvuru, adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmiştir.

18. Anayasa Mahkemesi somut başvuru ile aynı nitelikteki ihlal iddialarını incelediği Osman Er ([2. B.], B. No: 2021/24526, 30/10/2024) kararında, uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi, mahkemenin gerekçeli kararında hakkında yakalama kararı olduğunu bilen başvurucunun silahlı terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde yakalanmamak amacıyla sahte kimlik belgesi taşıdığı değerlendirmesi yapıldığını belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi böylelikle mahkemenin hangi gerekçe ile cezada artırım yaptığını ilgili ve yeterli gerekçe ile açıkladığını ifade ederek kanun yolu incelemesi sonucunda verilen kararda -değerlendirme konusu hüküm ve gerekçesinin uygun bulunduğu da dikkate alındığında- gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu sonucuna ulaşmıştır (anılan kararda bkz. §§ 11-16). Somut başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

19. Nitekim somut olayda başvurucu, hakkında yakalama kararı olduğu için yakın bir tarihte daha önce arkadaşından aldığı kimliğin para karşılığında sahtesini düzenlettiğini beyan etmiştir (bkz. § 4). Başvurucunun sahte kimlik belgesini kolluk görevlilerine ibraz etmesi nedeniyle resmî belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş, suçu örgüt faaliyeti kapsamında işlediği kabul edilerek cezası artırılmıştır. Gerekçeli kararda, hakkında yakalama kararı olduğunu bilen başvurucunun silahlı terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde yakalanmamak amacıyla sahte kimlik belgesi taşıdığı değerlendirmesi yapılmıştır (bkz. § 8). Başka bir ifadeyle Mahkemenin hangi gerekçe ile cezada artırım yaptığını ilgili ve yeterli gerekçe ile açıkladığı görülmüştür. Kanun yolu incelemesi sonucunda verilen kararda, değerlendirme konusu hüküm ve gerekçesinin uygun bulunduğu da dikkate alındığında gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığı anlaşılmıştır.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA2/7/2025tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Yunus Emre Güner [2. B.], B. No: 2020/25914, 2/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı YUNUS EMRE GÜNER
Başvuru No 2020/25914
Başvuru Tarihi 14/7/2020
Karar Tarihi 2/7/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, yasal şartları oluşmamasına rağmen eylemin örgüt faaliyeti kapsamında kabul edilerek verilen cezada artırım yapılması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Gerekçeli karar hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi