logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Abdullah Kılıç (2) [2.B.], B. No: 2020/27516, 7/3/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ABDULLAH KILIÇ BAŞVURUSU (2)

(Başvuru Numarası: 2020/27516)

 

Karar Tarihi: 7/3/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Yüksel GÜNARSLAN

Başvurucu

:

Abdullah KILIÇ

Vekili

:

Av. Ziya Metehan ARISOY

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma talebinin reddedilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı, eğitim hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hapis cezasına mahkûm edilmiş ve kesinleşen bu cezanın infazına başlanmıştır.

3. Cezası kapalı ceza infaz kurumunda infaz edilmekteyken başvurucu, açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve kalan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucu 1/7/2020 tarihli dilekçesinde ayrıca adının FETÖ/PDY ile anılmasından dolayı pişman ve üzgün olduğunu, bu örgütle ilişkisinin olmadığını belirtmiştir.

4. Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı (İdare ve Gözlem Kurulu) hükümlünün 1/7/2020 tarihli dilekçesinden başka herhangi bir beyanının bulunmamasıyla beraber kurumun ilgili birim ve servislerine hitaben yazılı/sözlü olarak bir beyanda ve davranışta bulunmaması sebebiyle örgütten ayrıldığına dair bir kanaatin oluşmadığı gerekçesiyle denetimli serbestlik tedbirinden faydalanmasının uygun olmayacağı sonucuna varmış ve talebi reddetmiştir.

5. Başvurucu İdare ve Gözlem Kurulunun ret kararını Silivri 1. İnfaz Hâkimliği nezdinde şikâyet etmiştir. İnfaz Hâkimliği, "hükümlülerin barındıkları kurumca örgütten ayrılarak tarafsız bir konuma geçip geçmediklerinin tespitine dair bir gözleme tabi tutulabilmeleri için bağımsız bir koğuşa alınmaları gerektiği konusunda kendilerine bir bilgilendirme yapılması gerekmektedir. Söz konusu bilgilendirme yapılmadan alınan idare ve gözlem kurulu kararı ile hükümlünün kurum ilgili birim ve servislerine hitaben örgütten ayrıldığına dair yazılı/sözlü bir beyanda bulunmadığından bahisle örgütten ayrıldığına dair bir kanaatin oluşmadığından talebinin reddine karar verilmesi doğru bir değerlendirme sonucu verilmiş bir karar olarak görülmemekle" şeklindeki gerekçe ile şikâyetin kabulüne 7/7/2020 tarihinde karar vermiştir. Aleyhe itiraz kanun yoluna başvurulmayan bu karar 17/7/2020 tarihinde kesinleşmiştir.

6. Başvurucu 21/7/2020 tarihinde yeniden denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma talebinde bulunmuştur. Bu talep Ceza İnfaz Kurumu tarafından Bakırköy İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) gönderilmiştir.

7. Hâkimlik, Ceza İnfaz Kurumuna müzekkere yazarak Silivri 1. İnfaz Hâkimliği kararındaki gerekçeler doğrultusunda yeni bir değerlendirme raporu tanzim edilmesini talep etmiştir. İdare ve Gözlem Kurulu tarafından düzenlenen 22/7/2020 tarihli denetimli serbestlik tedbiri değerlendirme raporu aynı gün Hâkimliğe iletilmiştir.

8. Hâkimlik, anılan değerlendirme raporunda hükümlünün mensup olduğu örgütten ayrıldığı konusunda kanaat getirilmediğinin hüküm altına alınması nedeniyle yasal şartları oluşmadığından talebin reddine karar vermiştir. Başvurucunun anılan karara itirazı üzerine Ağır Ceza Mahkemesi 28/8/2020 tarihinde itirazın kesin olarak reddine karar vermiştir.

9. Bu karar, başvurucuya 10/8/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu ise 8/9/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

11. Başvurucu; Silivri 1. İnfaz Hâkimliğinin denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması yönündeki kesinleşmiş kararının keyfî olarak uygulanmadığını, İdare ve Gözlem Kurulu tarafından düzenlenen değerlendirme raporunun kendisine tebliğ edilmeden yetkisiz infaz hâkimliğine gönderildiğini ve yasal şartları oluşmasına rağmen denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanma talebinin İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından soyut ve genel geçer ifadelerle reddedildiğini belirterek kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

12. Bakanlık görüşünde, Silivri 1. İnfaz Hâkimliği kararının başvurucunun cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair bir karar olmayıp İdare ve Gözlem Kurulu kararının hukuki denetimine ilişkin olarak verildiği belirtilmiştir. Bakanlık görüşünde ayrıca başvurucu açık ceza infaz kurumuna ayrılmış olsaydı bile infaz kurumunca hazırlanmış iyi hâl raporu ve infaz hâkimliğinin kararı olmadan kendisine doğrudan denetimli serbestlik tedbiri uygulanamayacağının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevabında başvuru formundakine benzer beyanlarda bulunmuştur.

13. Başvuru, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmiştir.

14. Yasal şartları oluştuğu hâlde denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasından önce Silivri 1. İnfaz Hâkimliğinin denetimli serbestlik tedbiri uygulanması yönündeki kesin kararının yerine getirilmediği iddiasının ele alınması gerekmektedir.

15. Silivri 1. İnfaz Hâkimliğinin 7/7/2020 tarihli kararından inceleme konusunun başvurucunun İdare ve Gözlem Kurulunun 1/7/2020 tarihli denetimli serbestlik talebinin reddedilmesine dair kararına ilişkin şikâyeti olduğu anlaşılmaktadır. Anılan kararda başvurucunun açık ceza infaz kurumuna ayrılma veya denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma talebinin kabul edildiğine ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Silivri 1. İnfaz Hâkimliği, İdare ve Gözlem Kurulunun 1/7/2020 tarihli denetimli serbestlik tedbiri değerlendirme raporunda ifade edilen ve başvurucunun örgütten ayrılmadığı yönündeki kanaatin oluşmasına ilişkin değerlendirmenin doğru şekilde yapılmadığı gerekçesiyle şikâyetin kabulüne karar vermiştir. Söz konusu kararın kesinleşmesini takiben İdare ve Gözlem Kurulu tarafından konuya ilişkin olarak 22/7/2020 tarihli yeni bir değerlendirme raporu hazırlanmıştır. Dolayısıyla başvurucunun hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanması yönünde verilen kesin nitelikte bir infaz hâkimliği kararı bulunmasına rağmen keyfî olarak ceza infaz kurumunda tutulmaya devam edildiği yönündeki iddiasının söz konusu kararla uyuşmadığı anlaşılmıştır.

16. Bir mahkûmiyet kararının infazına ilişkin olarak Anayasa'nın 19. maddesi açık bir hüküm içermemektedir. Bununla birlikte Anayasa'nın 19. maddesinin amacı kişileri keyfî bir şekilde hürriyetten yoksun bırakılmaya karşı korumak olup maddede öngörülen istisnai hâllerde kişi hürriyetine getirilecek sınırlamaların da maddenin amacına uygun olması gerekir (Abdullah Ünal, B. No: 2012/1094, 7/3/2014, § 38). Bu itibarla Anayasa Mahkemesince hükümlülerin ceza infaz kurumlarında kalacağı süreyi doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen durumların Anayasa'nın 19. maddesinde tanımlanan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir (İbrahim Uysal, B. No: 2014/1711, 23/7/2014, § 26). Mahkeme tarafından verilen bir mahkûmiyet kararının infazının sağlanması ve bu bağlamda ceza infaz kurumunda tutulma süresi bakımından ceza mahkemesinin kararına uygun hareket edilmesi kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının korunması açısından zorunludur. Dolayısıyla hükümlülerin ceza infaz kurumunda kalacakları sürenin mahkûmiyet kararına ve ilgili mevzuata uygun olması Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamında güvence altına alınmıştır (İbrahim Uysal, § 32).

17. Öte yandan 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun'un 46. maddesiyle değiştirilen 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesine göre hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve şartlı salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının şartlı salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin hükümlülerin ceza infaz kurumunda geçirecekleri süreyi kısalttığı açıktır (Mithat Bakikuşağı, 2013/4682, 17/9/2014, § 35).

18. 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi, infaz hâkiminin takdir yetkisi ve belirlenecek yükümlülükler çerçevesinde hükümlülerin infaz rejiminin şeklini belirleyip cezalarının bir kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak ceza infaz kurumu dışında geçirmelerini sağlamaktadır. Anılan kural uyarınca hükümlünün talebi ve kanuni şartlar oluşmuş olsa dahi infaz hâkimi tedbirin uygulanması talebini reddedebilecektir. Dolayısıyla bütün hükümlüler için Anayasa'nın 19. maddesi kapsamında hapis cezasının tamamının veya bir kısmının denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması suretiyle infaz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle denetimli serbestlik tedbiri kararı, yetkili infaz hâkiminin takdir yetkisinde olduğu için tedbirin Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamında güvence altına alındığından bahsetmek mümkün değildir. Öte yandan başvurucunun denetimli serbestlikten yararlanamaması, hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün süresini de uzatmamaktadır (Mithat Bakikuşağı, § 38).

19. Belirtilen bu düzenlemelere göre denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması için hapis cezasının süresi ve açığa ayrılmış olma şartı yerine getirildikten sonra ceza infaz kurumu idaresinin iyi hâl raporu düzenlemesinin ardından başvurulan infaz hâkiminin tedbirin uygulanması yönünde karar vermesi gerekmektedir. Somut olayda başvuruya konu kararlar -daha önce anlatıldığı üzere- temel olarak açık ceza infaz kurumuna ayırma talebinin reddine ilişkindir. Başvurucu açık ceza infaz kurumuna ayrılmış olsaydı bile infaz kurumunca hazırlanmış iyi hâl raporu ve infaz hâkimliğinin kararı olmadan kendisine doğrudan denetimli serbestlik tedbiri uygulanamayacağı için kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir ihlalin bulunmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.

20. Açıklanan gerekçelerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir ihlal bulunmadığının açık olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

21. Başvurucu; şartları gerçekleştiği hâlde açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlik tedbirinden faydalanma talebinin mahkemelerce reddedildiğini ve kararların objektif gerekçeler içermediğini, ret kararının yetkisiz infaz hâkimliği tarafından verildiğini, ret kararına konu değerlendirme raporunun kendisine tebliğ edilmemesi nedeniyle itiraz hakkını etkili bir şekilde kullanamadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

22. Anayasa Mahkemesi Mustafa Takyan kararında mahkûmiyet kararı kesinleştikten sonra açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlikten yararlanma şartlarının taşınıp taşınmadığı meselesinin doğrudan doğruya cezanın infaz edilme şekline ilişkin olduğunu,suçun esası ya da cezanın miktarı ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, dolayısıyla suç isnadı altında bulunulmadığı bir dönemi ilgilendiren bu uyuşmazlığın adil yargılanma hakkının cezai boyutu kapsamında kalmadığını belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi sonuç olarak açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlikten yararlanma talebiyle ilgili uyuşmazlık çerçevesinde dile getirilen adil yargılanma hakkına dair şikâyetlerin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak koruma alanının dışında kaldığı ve bireysel başvuruya konu yapılamayacağı sonucuna varmış ve konu bakımından yetkisizlik kararı vermiştir (Mustafa Takyan [GK], B. No: 2020/27974, 15/12/2021, §§ 40-52; benzer yönde değerlendirmeler için bkz. Mustafa Çabuk, B. No: 2020/31607, 21/6/2023, § 20).

23. Somut başvuruda anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir durumun bulunmaması nedeniyle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Diğer İhlal İddiaları

24. Başvurucunun ceza infaz kurumunda tutulması nedeniyle üniversite sınavı sonucunda kazandığı ön lisans programına kayıt yaptıramadığına ve bu suretle eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Seyran Çakmakcı (B. No: 2014/16310, 19/4/2018, §§ 17-24) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle; sürekli ve ağır nitelikteki hastalığına rağmen sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlı olduğu ceza infaz kurumunda tutulmaya devam edilerek kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasının Halil Güneş (B. No: 2014/3594, 30/12/2014) ve Abdullah Kalay (B. No: 2014/3708, 21/1/2015) kararları doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Diğer ihlal iddialarının kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamaması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/3/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Abdullah Kılıç (2) [2.B.], B. No: 2020/27516, 7/3/2024, § …)
   
Başvuru Adı ABDULLAH KILIÇ (2)
Başvuru No 2020/27516
Başvuru Tarihi 8/9/2020
Karar Tarihi 7/3/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma talebinin reddedilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, adil yargılanma hakkı, eğitim hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı İnfaz, koşullu salıverme Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Kanun yolu şikâyeti Konu Bakımından Yetkisizlik
Eğitim hakkı Ceza infaz kurumunda eğitim Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Kötü muamele yasağı İnfaz kurumunda güç kullanımı Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi