logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hacer Bakır ve diğerleri [2.B.], B. No: 2020/27662, 18/7/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HACER BAKIR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/27662)

 

Karar Tarihi: 18/7/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Özge ULUKAYA

Başvurucular

:

1. Hacer BAKIR

 

 

2. Hayri BAKIR

 

 

3. İbrahim BAKIR

 

 

4. Nursen BAKIR

Başvurucular Vekili

:

Av. Selahattin YILDIRIM

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; kamulaştırma bedelinin düşük belirlenmesi ve değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Sakarya Büyükşehir Belediyesi (İdare) başvurucuların da aralarında bulunduğu kişilere ait Sakaraya'nın Arifiye ilçesi Hanlıköy Mahallesi'nde bulunan 2.500 m² yüz ölçümüne sahip taşınmazın organize sanayi bölgesi genişleme alanı içerisinde kalması sebebiyle Sakarya 1. Organize Sanayi Bölgesi Tüzel Kişiliği adına kamulaştırılmasına karar vermiştir. İdare kamulaştırma bedelinde uzlaşma sağlanamaması sebebiyle 12/3/2015 tarihinde Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesine (Mahkeme) kamulaştırma bedel ve tescil davası açmıştır. Mahkeme tarafından 15/4/2015 tarihinde yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli 455.000 TL olarak tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde kalması nedeniyle arsa vasfında olduğu, yola cephesinin bulunması nedeniyle emsal olarak tespit edilen taşınmaza nazaran %10 daha değerli olduğu açıklanmıştır.

3. Tarafların itirazı üzerine Mahkemece 4/8/2015 tarihinde tekrar keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda kamulaştırma bedeli 500.000 TL olarak tespit edilmiştir. Raporda emsal olarak belirlenen taşınmazlarla kıyaslama yapılarak taşınmazın konumu, yüz ölçümü, sınır şekilleri, inşaat yapımına uygun olup olmaması, yola cephesinin bulunup bulunmaması dikkate alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edildiği belirtilmiştir. Mahkeme 4/12/2015 tarihinde son bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermiştir. Kararda dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaliyle İdare adına tesciline, kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen ve İdarece depo edilen bedelin 13/7/2015 tarihinden karar tarihi olan 4/12/2015 tarihine kadar yasal faiz yürütülerek payları oranında davalılara ödenmesine karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır.

4. Tarafların temyiz talebinde bulunması üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (Daire) 1/3/2018 tarihinde Mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. Kararda emsal taşınmazlarla dava konusu taşınmazın kıyaslanması sonucu ayrı ayrı bulunan m² fiyatlarının ortalaması alınarak kamulaştırılan taşınmaza değer biçilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca arsa m² rayiç bedeli ve Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değeri karşılaştırılması sonucunda emsal taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın aynı değerde olduğunun anlaşıldığını, buna rağmen dava konusu taşınmazın bir emsalden daha değerli diğer emsalden daha değersiz kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde yeterli, inandırıcı ve somut gerekçelere dayandırılmayan bir yöntemle kamulaştırma bedelinin tespit edilmesinin doğru olmadığı ifade edilmiştir. Son olarak kamulaştırma bedelinin dava konusu taşınmazın emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ile oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırmaya göre tespit edilmesi gerektiği açıklanmıştır.

5. Mahkemece bozma kararına uyularak 21/6/2018 tarihinde yapılan keşif sonucunda bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda imar durumu, çevresel, fiziksel ve ulaşım özellikleri, altyapı ve çevredeki yapılaşma durumu, geometrik şekli ve yüz ölçümü dikkate alındığında dava konusu taşınmazın değerinin emsal taşınmazın değerinin %76,99'una tekabül ettiği açıklanmıştır. Açıklanan değerlendirmeye göre kamulaştırma bedeli 562.500 TL olarak tespit edilmiştir. Tarafların itirazı üzerine alınan ek bilirkişi raporunda önceki bilirkişi raporunda belirtilen hususlar tekrar edilmiştir.

6. Mahkeme 8/11/2018 tarihinde kamulaştırma bedelini önceki kararı temyiz etmeyen taşınmaz maliki A.İ. yönünden 500.000 TL, başvurucuların dâhil olduğu davalılar yönünden ise 562.500 TL olarak belirleyerek davanın kabulüne karar vermiştir. Kararda, tespit edilen 500.000 TL için 10/7/2015 tarihinden 4/12/2015 tarihine kadar, davalı A.İ.'nin payı düşüldükten sonra diğer davalılara ödenmesi gereken bakiye 54.687,50 TL için 13/7/2015 tarihinden kararın kesinleşme tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine, öncesinde depo edilen 500.000 TL'nin davalılara ödenmesine, bozma sonrasında İdare tarafından üç aylık vadeli hesaba yatırılarak depo edilen 54.687,50 TL'nin ise vade farkıyla birlikte ödenmesi için kararın kesinleşmesinden sonra ilgili Bankaya müzekkere yazılmasına karar verildiği açıklanmıştır. Başvurucular tarafından temyiz edilen Mahkeme kararı Dairenin 23/1/2020 tarihli kararıyla onanmıştır.

7. Nihai karar başvurucular vekili tarafından 17/2/2020 tarihinde öğrenildikten sonra 13/7/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

9. Mahkeme tarafından 6/7/2020 tarihinde kamulaştırma bedelinin başvurucuların da dahil olduğu davalılara ödenmesi için ilgili Bankaya müzekkere yazılmıştır.

10. Başvurucu Fatma Bakırcı başvurunun devamı sırasında 3/2/2023 tarihinde vefat etmiş, mirasçısı olan diğer başvurucular ve Hayri Bakır 3/6/2024 tarihli dilekçeleriyle başvuruyu devam ettirmek istediklerini bildirmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

1. Kamulaştırma Bedelinin Değer Kaybına Uğratılarak Ödendiğine İlişkin İddia Yönünden

11. Başvurucular, dava tarihinden karar tarihine kadar geçen sürede enflasyon sebebiyle kamulaştırma bedelinin değer kaybına uğratılarak ödendiğini ileri sürmüşlerdir.

12. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.

13. Anayasa Mahkemesi, Ali Şimşek ve diğerleri (B. No: 2014/2073, 6/7/2017), Mehmet Akdoğan ve diğerleri (B. No: 2013/817, 19/12/2013), Kadir Çakar (B. No: 2015/18908, 21/3/2018) ve Türkan Poyraz (B. No: 2015/15388, 13/9/2018) kararlarında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede davanın açıldığı tarih ile ödendiği tarih arasında geçen dönemde gerçekleşen enflasyon oranları karşısında kamulaştırma bedelinin hissedilir/önemli derecede değer kaybetmesi nedeniyle başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklendiği belirtilerek mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Buna mukabil Hanım Çeyiz ve Mehmet Gündüz (B. No: 2015/19289, 17/7/2018) kararında, davanın açıldığı tarih ile kamulaştırma bedelinin ödendiği tarih arasında geçen dönemde gerçekleşen enflasyon oranları karşısında ödenen faizin aradan geçen sürede kamulaştırma bedelinin uğradığı değer kaybını çok büyük ölçüde karşıladığı değerlendirilmiş ve tespit edilen düzeyde küçük bir farklılığın ise (%5'ten daha az) hesaplama yöntemi sebebiyle oluşabilecek yanılma farklılığı (hata marjı) kapsamında kaldığı kabul edilmiştir.

14. Bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kamulaştırma bedel ve tescil davasında Mahkemenin 4/12/2015 tarihli kararıyla kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen 500.000 TL'nin payları oranında başvuruculara ödenmesine karar verdiği anlaşılmıştır. Dairenin bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda bakiye kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen 54.687,50 TL'nin ödenmesi için 6/7/2020 tarihinde ilgili Banka'ya müzekkere yazılmıştır. Başvurucuların belirtilen bedellerin, vade farkının ve faizinin ödenmediğine veya karar tarihinden ya da müzekkere tarihinden farklı bir tarihte ödendiğine dair iddiaları bulunmadığından kamulaştırma bedelinin 500.000 TL'sinin ilk Mahkeme karar tarihi olan 4/12/2015 tarihi, 54.687,50 TL'sinin ise müzekkere tarihi itibarıyla faizi ve vade farkıyla birlikte ödendiği kabul edilmiştir.

15. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Mahkemece hükmedilen kamulaştırma bedelinden taşınmaz üzerindeki payları dikkate alınarak başvuruculara ödenmesine karar verilen 114.257,82 TL tutarındaki kamulaştırma bedelinin ödeme tarihleri dikkate alındığında 2015 yılı Mart ayı itibarıyla değer kaybını telafi edecek fark 14.038,92 TL'dir. Buna karşılık Mahkemece başvurucuların alacağına açıklanan tarihler arasında faiz işletilmesine karar verilmiş olup aynı zamanda bakiye kamulaştırma bedelinin işlemiş vade farkıyla ödenmesine hükmedildiği görülmektedir. Bu durumda ödendiği anlaşılan faiz ve vade farkıyla birlikte başvurucuların alacağında meydana gelen değer kaybının %5'ten az olduğu anlaşılmıştır.

16. Sonuç olarak somut olayda taşınmaz maliklerine ödenen faizin ve vade farkının aradan geçen sürede kamulaştırma bedelinin uğradığı değer kaybını büyük ölçüde karşıladığı görülmüştür. Yukarıda tespit edilen düzeyde küçük bir farklılığın ise hesaplama yöntemi sebebiyle oluşabilecek yanılma farklılığı (hata marjı) kapsamında kaldığı değerlendirilmelidir. Bu durumda kamulaştırma bedelinin ödenmesi sürecindeki gecikmenin -bu sürede uğranılan zararın karşılanması amacıyla ödenen faiz miktarı ve vade farkı gözetildiğinde- müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mülkiyet hakkının ihlal edilmediğinin açık olduğu sonucuna varılmıştır.

17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Kamulaştırma Bedelinin Düşük Belirlendiğine İlişkin İddia Yönünden

18. Başvurucular, kamulaştırma bedelinin emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazla aynı bölgede bulunan taşınmazlar hakkında açılan kamulaştırma bedel ve tescil davalarında tespit edilen kamulaştırma bedellerine göre düşük belirlendiğinden yakınmıştır.

19. Anayasa Mahkemesi Mehmet Özcan (B. No: 2019/6266, 15/1/2020, § 27) kararında, tebligatın elektronik tebliğ yöntemiyle yapıldığı hâllerde e-tebligatın açıldığı tarihte başvurucuların bireysel başvuruya ilişkin gerekçeli nihai karardan haberdar olduğunu kabul etmiş ve bireysel başvuru süresinin bu tarihten itibaren başlayacağını belirtmiştir.

20. 25/3/2020 tarihli ve 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Daire Kanun'un geçici 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm sürelerin 13/3/2020 tarihinden 30/4/2020 tarihine kadar duracağı açıklanmıştır. Düzenlemenin devamında durma süresinin başladığı tarih itibarıyla bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerin durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılacağı ve salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı'nın durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda 30/4/2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2480 sayılı Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı'yla 7226 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinde düzenlenen durma süresinin 1/5/2020 tarihinden 15/6/2020 tarihinde kadar uzatılmasına karar verilmiştir.

21. Bireysel başvuruya konu karara ilişkin elektronik tebligat başvurucular vekili tarafından 17/2/2020 tarihinde açılmıştır. Anılan tarih dikkate alındığında 7226 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinde belirtilen yasal sürelerin durdurulduğu tarih olan 13/3/2020 tarihi itibarıyla başvuru süresinin bitmesine on beş günden az kaldığı anlaşılmıştır. Böylece 7226 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi kapsamında başvuru süresinin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzatıldığı görülmüştür. Bu bağlamda yasal sürelerin 15/6/2020 tarihinden itibaren işlemeye başladığı dikkate alındığında en son 30/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunulması gerekirken bu tarih geçirildikten sonra 13/7/2020 tarihinde gerçekleştirilen bireysel başvurunun bu kısmının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kamulaştırma bedelinin değer kaybına uğratılarak ödenmesi yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kamulaştırma bedeli yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 18/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Hacer Bakır ve diğerleri [2.B.], B. No: 2020/27662, 18/7/2024, § …)
   
Başvuru Adı HACER BAKIR VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2020/27662
Başvuru Tarihi 13/7/2020
Karar Tarihi 18/7/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kamulaştırma bedelinin düşük belirlenmesi ve değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kamulaştırmada değer kaybı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Kamulaştırma bedeli, kamu yararı Süre Aşımı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi