TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KENAN KARLIDAĞ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2020/28247)
|
|
Karar Tarihi: 7/1/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
Muhterem İNCE
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Kamber Ozan TUTAL
|
Başvurucu
|
:
|
Kenan KARLIDAĞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Bedia BORAN BULUT
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, asgari aidat ödeme süresi şartı sağlandığı hâlde emeklilik yardımı ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Sınıf öğretmeni olarak 11/10/1999 tarihinde göreve başlayan başvurucu, mevzuat gereği zorunlu olarak İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığına (İLKSAN/Sandık) üye olmuştur. Başvurucunun branş değiştirerek müzik öğretmenliğine geçmesi nedeniyle İLKSAN üyeliği sona ermiştir. İLKSAN üyeliğinden dolayı başvurucunun maaşından 2013 yılına kadar yaklaşık on dört yıl düzenli olarak aidat kesintisi yapılmıştır.
3. Başvurucu, kesilen aidatların emekli olduğunda alacağı maddi yardım karşılığı olarak hesaplanarak ödenmesini talep etmiştir. İLKSAN Genel Müdürlüğü en az 120 ay ödeme yapıp emekli olanlara ödeme yapılabileceğinden henüz emekli olamayan başvurucuya emeklilik yardımı yapılmasının mümkün olmadığını açıklamıştır. Başvurucu, işlemin iptali ve emekli yardımının yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle dava açmıştır.
4. Ankara 23. İdare Mahkemesince 22/10/2019 tarihinde dava reddedilmiştir. Kararın gerekçesinde; ilgili mevzuat uyarınca emekli yardımı alınabilmesi için Sandık üyesi ilken emekliye ayrılmış ve en az on yıl Sandığa üye aidatı ödemiş olmak şartlarının bulunduğu kaydedilmiştir. Buna göre başvurucunun Sandık üyesi iken emekliye ayrılmış olma şartını taşımadığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.
5. Başvurucu, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi 2/7/2020 tarihinde kararı hukuka uygun bulduğunu belirterek istinaf başvurusunu kesin olmak üzere reddetmiştir.
6. Başvurucu, nihai hükmü 27/7/2020 tarihinde öğrendikten sonra 25/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu; yargılama sürecinde ileri sürdüğü iddiaların dikkate alınmadığını, benzer koşullara sahip başka bir davanın kabul edildiğini, Danıştay Onuncu Dairesinin 17/9/2012 tarihli ve E.2011/9488, K.2012/3870 sayılı kararına göre İLKSAN'dan ayrıldığı tarih itibarıyla emekli yardımı almaya hak kazandığını belirtmiştir. Başvurucu bu gerekçelerle adilyargılanma hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun mevcut bir mülk veya meşru beklentisinin bulunmadığı ve başvurucu hakkında tesis edilen işlemin meşru bir amaç taşıdığı, mahkeme kararının başvurucunun davanın sonucuna etkili olabilecek iddia ve itirazlarına cevap verecek nitelikte yeterli gerekçe içerdiği, mülkiyet hakkının korunmasına dair usule ilişkin güvencelerin somut olayda yerine getirildiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı çıkarak başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
9. Başvurucunun şikâyetinin özü emeklilik yardımının ödenmesi isteminin reddedilmesine ilişkin olduğundan tüm şikâyetleri mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
11. Anayasa Mahkemesi eldeki başvuruya benzer iddiaları daha önce Derya Yulcu (2) (B. No: 2019/18482, 2/2/2022) kararında incelemiştir. Anılan karara konu olayda öğretmenlik mesleğinden çıkarılan başvurucunun İLKSAN'a ödediği aidatların emekli olmuş gibi ödenmesi talebi 120 ay aidat ödemiş olmakla birlikte emekli olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Anayasa Mahkemesi öncelikle aidat karşılığı olan taleplerin parasal niteliğini işaret ederek başvurucunun Anayasa'nın 35. maddesi kapsamına girdiğini ve müdahalenin üçüncü kurala göre incelenmesi gerektiğini kaydetmiştir (Derya Yulcu (2), § 37).
12. Derya Yulcu (2) kararında ölçülülük ilkesi kapsamında yapılan incelemede öncelikle yargı mercilerin emeklilik yardımı alma hakkının doğması ve ödenmesinin talep edilebilme şartlarının ayrı olup olmadığı ile emekli yardımı hakkının doğabilmesi için on yıl Sandığa aidat ödenmiş olmasının yeterli olup olmadığına yönelik bir değerlendirme yapılmadığı tespitine yer verilmiştir. Ayrıca emekli yardımı yapılabilmesinin emekli olma şartına bağlanmasının Sandık sisteminin korunması ve devamlılığının sağlanması amacı yönünden elverişlilik ve gereklilik ölçütlerini sağlayıp sağlamadığının açıklanmadığı ve kamu görevinden çıkarıldığı için Sandık üyeliği sona eren başvurucunun durumu hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı belirtilmiştir (Derya Yulcu (2), §§ 48, 49).
13. Anayasa Mahkemesi Danıştay Onbirinci Dairesinin 13/6/2017 tarihli ve E.2017/937, K.2017/4897 sayılı kararında emekli olmama hâlinin emeklilik yardımı ödenmesine engel olarak görülmediğine ilişkin kararına işaret etmiştir. Bu bağlamda da emeklilikten önce ilkokul öğretmenliği görevinin sona ermesi sebebiyle sandık üyeliğinden ayrılan kişiler yönünden emeklilik yardımından yararlanabilmek için emekli olma şartının gerekli olup olmadığıyla ilgili olarak yargı mercileri arasında görüş ayrılığı bulunduğunu kaydetmiştir (Derya Yulcu (2), § 50). Anayasa Mahkemesi sonuç olarak mahkeme kararlarının mülkiyet hakkına ilişkin davanın sonucuna etkili olabilecek mahiyetteki iddia ve itirazlara cevap verecek nitelikte yeterli bir gerekçe içermediğinden mülkiyet hakkının korunmasına dair usule ilişkin güvencelerin yerine getirilmediğine ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (Derya Yulcu (2), §§ 52, 53).
14. Somut olayda da İLKSAN üyeliğinden branş değişikliği nedeniyle ayrılan başvurucunun 120 aydan fazla aidat ödemiş olmakla birlikte emekli olma şartını taşımadığı gerekçesiyle emeklilik yardımı talebinin reddedildiği görülmektedir. Buna göre yukarıda anılan kararda açıklanan ilke ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Dolayısıyla başvurucunun Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
15. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılmasını talep etmiştir.
16. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yeniden yargılama talebinde bulunmuştur. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 23. İdare Mahkemesine (E.2019/561, K.2019/2619) GÖNDERİLMESİNE,
D. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.