TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MİKDAT ŞENGÜL BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/29298)
Karar Tarihi: 15/6/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Habip OĞUZ
Başvurucu
Mikdat ŞENGÜL
Vekili
Av. Ali BAKTIR
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, -temel olarak- başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı ceza davasında adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvuru, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle başka temel hakların ihlal edildiğine ilişkin şikâyetleri de içermektedir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 8/9/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurucunun şikâyetlerinin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 24/4/2018 tarihli iddianamesi ile başvurucunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına ( FETÖ/PDY) üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
6. İddianamenin Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabulü ile başvurucu hakkında açılan davada, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
7. Başvurucunun istinaf talebi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 30/4/2019 tarihli kararı ile esastan reddedilmiştir.
8. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 11/11/2019 tarihli kararı ile hüküm onanmıştır.
9. Başvurucu 8/9/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Anayasa Mahkemesinin 15/6/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
11. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar
1. Suç İsnadına Bağlı Tutmaya İlişkin Şikâyetler Yönünden
a. Başvurucunun İddiaları
12. Başvurucu, gözaltının ve tutuklamanın hukuki olmadığını, soruşturma dosyasına erişiminin engellendiğini, tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapıldığını, tutukluluğun makul süreyi aştığını, tutukluluk ile ilgili kararların gerekçesiz olduğunu, tutukluluğa ilişkin bazı kararların tebliğ edilmediğini ileri sürmüştür.
b. Değerlendirme
13. Anayasa Mahkemesi, Mehmet Emin Kılıç (B. No: 2013/5267, 7/3/2014, §§ 19-32) ve Mehmet Şimşek (B. No: 2018/10953, 22/7/2020, §§ 47-70) kararlarında; yakalama ve gözaltına almanın hukuki olmaması, tutuklamanın hukuki olmaması, tutukluluğun makul süreyi aşması, tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapılması, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması gibi “bir suç isnadına bağlı olarak” tutuklulukla ilgili şikâyetleri içeren bireysel başvuruların ilk derece mahkemesinin nihai kararını verdiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmadığı gerekçesiyle süre aşımı olduğu sonucuna varmıştır. Anılan kararlarda belirtilenlere benzer şikâyetler içeren somut başvurunun ilgili kısımlarında ileri sürülen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik ihlal iddialarının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Mahkûmiyete Bağlı Tutmaya İlişkin Şikâyetler Yönünden
14. Başvurucu, Yargıtay'ın tutukluluk incelemesini öncelikle yapmadığını ileri sürmüştür.
15. Anayasa Mahkemesi, Ç.Ö. ([GK], B. No: 2014/5927, 19/7/2018, §§ 27-53) kararında; mahkûmiyete bağlı tutmanın hukuka aykırı olduğu, kanun yolu aşamasında tahliye taleplerinin veya resen tutukluluk incelemelerinin yapılmaması gibi bir mahkûmiyete bağlı olarak tutuklulukla ilgili şikâyetlerin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna varmıştır. Somut başvurudaki benzer şikâyetler yönünden anılan kararda açıklanan ilkelere göre kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun ilgili kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Diğer Haklara İlişkin İhlal İddiaları
16. Başvurucu, başta adil yargılanma hakkı ve bu hakkın birçok güvencesi olmak üzere soruşturma ve kovuşturma evrelerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle özel hayata saygı hakkının, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün, suçların ve cezaların kanuniliği ve aynı fiil nedeniyle tekrar yargılanmama veya cezalandırılmama ve eşitlik ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
17. Anayasa Mahkemesi, daha önce başvurucunun avukatı tarafından Yargıtay kararının UYAP üzerinden okunduğu tarihte bireysel başvuruya ilişkin nihai karardan haberdar olunduğunun ve bu doğrultuda bireysel başvuru süresinin nihai kararın okunduğu tarihten itibaren işlemeye başladığının kabul edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır (Hüseyin Aşkan, B. No: 2017/15649, 21/7/2020, §§ 18-31). Başvurunun bu kısmında da söz konusu karardan ayrılmayı gerektirecek bir durum söz konusu değildir.
18. Sonuç olarak bireysel başvuru konusu yargılama sürecine ilişkin nihai karardan 17/6/2020 tarihinde haberdar olduğu anlaşılan başvurucunun otuz günlük bireysel başvuru süresinden sonra 8/9/2020 tarihinde gerçekleştirdiği başvurusunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Başvurunun suç isnadına bağlı tutmaya ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Başvurunun mahkûmiyete bağlı tutmaya ilişkin kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Başvurunun diğer haklara ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 15/6/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.