logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Serdar Aktaş [2.B.], B. No: 2020/29432, 5/6/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SERDAR AKTAŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/29432)

 

Karar Tarihi: 5/6/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Mustafa ŞENOCAK

Başvurucu

:

Serdar AKTAŞ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanıkların başvurucu (sanık) tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Komisyon; hakkaniyete uygun yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak tanık sorgulama hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvurucu hakkında Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu şüphesiyle soruşturma başlatılmıştır.

4. Soruşturma neticesinde Başsavcılık tarafından başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 18/7/2017 tarihli iddianame düzenlenmiştir. İddianamede özetle başvurucunun ByLock tespiti, tanıkların anlatımları neticesinde atılı suçu işlediği iddia edilmiştir.

5. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülmeye başlanmıştır. Yargılamada 15/8/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- Başsavcılık ve İl Emniyet Müdürlüğüne ayrı ayrı müzekkere yazılarak sanığın ByLock programını kullanıp kullanmadığı konusunda ellerinde bulunan bütün bilgi, belge, yazışma içeriklerinin istenilmesine, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) müzekkere yazılarak CGNAT kayıtlarının istenilmesine, tanık A.K.nın istinabe yoluyla dinlenilmesine karar verilmiştir.

6. Duruşma iki celsede bitirilmiştir. Birinci celsede başvurucu hakkında düzenlenen ByLock ve veri inceleme raporları mahkemeye sunulmuştur. Söz konusu rapora göre ID eşleştirmesi yapılamadığı ve içeriklerine rastlanılmadığı belirtilmiştir. BTK'ya yazılan müzekkereye cevap verilmiştir. Söz konusu CGNAT kayıtlarına göre başvurucunun 28/9/2014-24/4/2015 tarihleri arasında (61 adet) olmak üzere ByLock server IP'sine bağlanmaya ilişkin kullanım kaydının söz konusu olduğu belirtilmiştir. Tanık A.K.nin dinlenilmesi için yazılan talimata ikmalen cevap verilmiştir. Tanık A.K.nın beyanının başvurucu ile ilgili kısmı şöyledir:

"Ben 2011 yılından buyana Kahramanmaraş'ta komser olarak görev yapıyorum. İddianamede ismi okunan sanıklardan Serdar Aktaş'la 2006 yılında Bursa'da yapılan komserlik kursunda tanışmıştım. Komserlik kursu bittikten sonra 2007 yılı Ağustos ayında sanık Serdar Aktaş [ile] Beraber Konya'nın Çumra ilçesine komser yardımcısı olarak atandık. 2011 yılıEylül ayına kadar sanıkla beraber çalıştık. 2006 yılındaki komserlik kursundasanıkla beraberkomserlik kursu okulunda kalıyorduk. Bukursta yine [E.Ö.] adında biriyle daha tanıştım. Kendisi de kurs görmek amacıyla Bursa'ya gelmişti, ancak kendisiayrı ev tutmuş ailesiyle birlikte kalıyordu.Zaman zaman [E.Ö.] sanık ve beni yemek ve çay içme bahanesiyle evine davet ediyordu. Eve gittiğimizde yemekten sonra dini amaçlı sohbet yapıyorduk. Sohbette Fetullah Gülenin kitapları okunmuyordu, videoları izlettirilmiyordu, sadece Kuran ve Risale okunuyordu. Konya'ya atandıktan sonra da sanıkla aile olarakta görüşüyorduk, bu şekilde gidip geldiğimiz aile ziyaretlerinde sanıkla beraberdini amaçlı olarak Risale ve Kuran okuduğumuz oluyordu. Bu sohbetlere bazen Konya merkezinden gelen devrelemizde katılıyordu. Genellikle sadece sanıkla beraber dini hassasiyetimizden dolayı dini sohbet yapıyorduk.O dönemde cemaate herkesin sempatisi vardı.Cemaatin dini amaçla hareket ettiğini düşünüyorduk.Benim 2011 yılı Eylül ayındaKahramanmaraş'a tayinim çıktı. Ben Kahramanmaraş'a tayin olduktan sonra sanıkla çok nadir telefonda görüşmeyi devam ettirdim. Sanığın FETÖ/PDY diye bilinen terör örgütüyle herhangi bir yakınlığı olup olmadığını bilmiyorum. Belirttiğim gibi sanıkla beraber çalıştığımız 2007-2011 dönemlerinde sadece dini amaçlı olarak cemaateherkes gibi biz de sempati duyuyorduk. Sanığın 2011 yılından sonra bu örgütle bağı olup olmadığını bilemem. Ekleyeceğim başka husus yoktur."

7. Yine aynı celsede başvurucu hakkında beyanda ve teşhiste bulunan S.E. ve Sü.E.nin ifade suretleri mahkemeye gönderilmiştir. Tanıklar S.E. ve Sü.E.nin duruşmada okunan beyanlarında, Erzincan'da polis memurlarından oluşan sohbet toplantılarına başvurucunun da katıldığı ve 150-250 TL himmet verdiği, bu toplantıların 17/25 Aralık süreci sonrasında da devam ettiği belirtilmiştir.

8. Başvurucu; müdafiinin hazır bulunduğu aynı celsede alınan savunmasında ByLock kullanmadığını, CGNAT kayıtlarında belirtilen ByLock IP adreslerine bağlanmadığını, telefonuna indirdiği namaz vb. programlardan dolayı bu kayıtların çıkmış olabileceğini, tanık A.K.yı tanıdığını hakkında vermiş olduğu beyanda aleyhine olan hususları kabul etmediğini, hakkında beyanda ve teşhiste bulunan S.E. ve Sü.E.yi tanımadığını, beyanlarını kabul etmediğini ve örgüt üyesi olmadığını savunmuştur.

9. Yine aynı celsede başvurucu müdafii başvurucu hakkında beyanda ve teşhiste bulunan S.E. ve Sü.E.nin dinlenilmesi talebinde bulunmuş, talebi mahkemece "şüpheli sıfatıyla beyanları tespit olunan S.E. ve Sü.E.nin anlatımlarının içerik ve niteliği gözönüne alındığında talebe konu hususların yerine getirtilmesinin dosyaya bir yenilik ve katkı sağlamayacağı" gerekçesiyle reddedilmiştir. Anılan celsede iddia makamı tarafından esas hakkında mütalaa sunulmuştur. Mahkeme başvurucu müdafiinin süre talebinin kabulüne ve duruşmanın 24/4/2018 tarihine ertelenmesine karar vermiştir.

10. İkinci celsede başvurucu; müdafiininde hazır bulunmasıyla esas hakkında mütalaaya karşı beyanında önceki savunmalarını tekrarlamış ayrıca hakkında hazırlanan veri inceleme raporunun hukuka aykırı fişleme olduğunu belirterek isnat edilen suçu inkâr etmiştir. Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak 7 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"...Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan temin olunan ByLock kullanım kaydını görünen Emniyet Müdürlüğü yazısında yer alan IMEI numaralı cihazın ilk tespit tarihi öncesi ve sonrasında sanığa ait 0 505 [...] 38 numaralı GSM hattı ile kullanıldığını gösteren ayrıntı dökümleri içeriği, personel bilgi formunda belirli irtibat numarası ve yakalandığında ele geçen GSM hattının tespit yazısında yer alan hatla aynıolması ile hattın 28/09/2014 - 24/04/2015 tarihleri arasında (61) kez ByLock server IP leriyle login olduğu/ iletişim kurduğuna dair CGNAT kayıtları ile doğrulandığı, bu tespit karşısında; ByLock görüşme ve yazışma içeriklerini beklemeye gerek ve yer bulunmadığı, zira; ByLock programı kullanım bilgisinin tek başına örgüt üyeliğine delalet etmesi,

...

b-) Sanığın yukarıda genel değerlendirme bölümü A-2-B paragrafında ayrıntılarına yer verildiği üzere FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün özel-mahrem hizmetler birimi olarak kabul edilen ve silahlı gücünü oluşturan Emniyet sınıfı mensubu olması ile uzun yıllar örgütün önem verdiği terörle mücadele büro amirliğinde (2007-2013 yılları) çalışması,

c-) Ankara C. Başsavcılığı tarafından yürütülen emniyet mahrem yapılanması soruşturmasında ele geçirilen micro sd kart içeriğindeki bilgilere istinaden hazırlanan veri inceleme raporuna göre, sanığın Fetö mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişileri ifade eden A5 alan koduyla kodlandığının tespit edilmesi,

d-) Örgütsel birlikteliği sağlama ve eylem sergileme kapasitesini muhafaza edip, örgütün amaçları doğrultusunda eylem ve harekete geçmeye hazır olan üye ve yöneticilerini sık aralıklarla ve bir program dahilinde bir araya getirmek amacıyla yapılan grup, mütevelli heyeti, il, eyalet, kıta sorumluları gibi hiyerarşik yapının organize ettiği sohbet ve toplantılara sanığın iştirak ettiği yönünde, tanık ve TCK 221 kapsamında ifade veren şahıs anlatımlarının olması,

e-) Sanık yönünden delil başlangıcı ve delil değerlendirme aracı niteliği taşıyacak şekilde; 677 sayılı KHK ile görevinden ihraç edilmiş olması,

Birlikte değerlendirildiğinde, değinilen süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz eden örgütsel tavır, eylem ve davranışlar ile sosyal ve yakın aile çevresinin örgüte yakın/ müzahir yapıda olması ve örgütün mahrem hizmetler sınıfı olarak kabul edilen Emniyet biriminde çalışması şeklindeki organik bağı gösteren delil ve olgular çerçevesinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Emniyet çalışanları yapılanması içerisinde yer aldığı tespit edilen sanığın, üzerine atılı FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçunun sübuta erdiği sonucuna varılmıştır."

11. Başvurucu, istinaf ve temyiz dilekçelerinde -diğerlerinin yanı sıra- tanık A.K., S.E. ve Sü.E.nin mahkeme huzurunda dinlenilmediğini, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlantı kurulmadığını ve soru sorma hakkının kullandırılmadığını belirtmiştir. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek 3/6/2020 tarihinde kesinleşmiştir. Yargıtay onama kararında "sanık ile ilgili dosyada mevcut diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle sanığın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı'nın dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamış" kabulüne yer verilmiştir.

12. Başvurucu, nihai hükmü 17/8/2020 tarihinde öğrendikten sonra 28/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

13. Komisyonca adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

14. Başvurucu; gerekçeli kararda beyanlarına yer verilen tanıkların huzurda dinlenilmesi için mahkemenin herhangi bir girişimde bulunmadığını, kendisine tanıklara soru sorma imkânı tanınmadığını, bu suretle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde; tanıkların istinabe yoluyla alınan beyanların duruşmada okunduğu ve başvurucunun bunlara karşı iddia ve itirazlarını dile getirdiği ifade edilmiştir.

15. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı yönünden incelenmiştir.

16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

17. Anayasa Mahkemesi, birçok kararında tanık kavramını sanığa isnat edilen fiil hakkında bilgi veren herhangi bir kişi şeklinde özerk olarak yorumlamış ve tanık sorgulama hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir (Atila Oğuz Boyalı, B. No: 2013/99, 20/3/2014; Selçuk Demir, B. No: 2014/9783, 22/1/2015; AZ. M., B. No: 2013/560, 16/4/2015; Baran Karadağ, B. No: 2014/12906, 7/5/2015; Orhan Güleryüz, B. No: 2019/30221, 28/12/2021).Buna göre bir ceza yargılamasında sanığın aleyhine olan tanıkları sorguya çekme veya çektirme hakkı vardır. Hakkında gerçekleştirilen ceza yargılaması sürecinde sanığın tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkânına sahip olması adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından gereklidir (AZ. M., § 55). Diğer yandan bir mahkûmiyet -tek veya belirleyici ölçüde- sanığın soruşturma veya yargılama aşamasında sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı bir kimse tarafından verilen ifadelere dayandırılmış ve dengeleyici güvenceler sağlayan bir usul öngörülmemiş ise sanığın hakları Anayasa'nın 36. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmış olur (Orhan Güleryüz, § 35).

18. Anayasa Mahkemesi, tanık sorgulama hakkıyla ilgili olarak verdiği kararlarında somut bir yargılama öncesinde veya haricinde elde edilen tanık beyanlarının delil olarak kabulünün yargılamanın adilliğine zarar verip vermediğini değerlendirmek için üç aşamalı bir test uygulanması gerektiğini ifade etmektedir. Buna göre ilk olarak tanığın mahkemede hazır edilmemesi geçerli bir nedenin varlığına bakılmaldır. İkinci olarak sanığın sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı tanık tarafından verilen beyanın mahkûmiyetin dayandığı tek veya belirleyici delil olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Sorgulama veya sorgulatma imkânı tanınmayan tanığın beyanının tek veya belirleyici delil olduğunun tespit edilmesi durumunda ise üçüncü aşama olarak savunma tarafının maruz kaldığı bu olumsuzluğun telafi edilmesi amacıyla yeterli düzeyde karşı dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği ortaya konulmalıdır (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Abdurrahim Balur, B. No: 2013/5467, 7/1/2016, § 80; Onur Urbay, B. No: 2014/6222, 6/3/2019, §§ 36, 40; Zekeriya Sevim, B. No: 2018/18989, 16/6/2021, §§ 44, 51). Bu kapsamda, hükme ulaşılırken sorgulanmamış tanık beyanını destekleyen başka doğrulayıcı delillere dayanılması telafi edici güvencelerden biri olarak kabul edilebilir (Orhan Güleryüz, § 39). Mahkemenin yargı çevresi dışındaki tanıkların -sanığın da onlara soru sormasına imkân sağlayacak ve sorulan sorulara verdikleri cevaplar hakkında kişisel izlenim edinme fırsatı elde edecek şekilde- SEGBİS gibi vasıtalarla dinlenmesi telafi edici bir güvence olabilir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Uğur Özcan, B. No: 2021/12137, 26/7/2022, § 40). Sorgulanmayan tanığın beyanının güvenilirliğinin ve doğruluğunun saptanması amacıyla savunma tarafına sağlanabilecek bir diğer telafi edici güvence ise sanığa olayın kendi versiyonunu anlatma ve delillerini sunma imkânının tanınmasıdır (Orhan Güleryüz, § 40).

19. Somut olayda mahkeme tarafından tanıklar A.K., S.E. ve Sü.E.nin huzurda dinlenilmesine ilişkin herhangi bir çaba gösterilmemiştir. İlgili duruşma tutanağı ve gerekçeli kararda da tanıkların mahkemede hazır edilememesinin veya aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenilmemesinin hangi geçerli nedene dayandığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir. Ancak buna ilişkin geçerli bir nedenin ortaya konulmamış olması, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir. İkinci olarak hükmün tek başına veya belirleyici ölçüde başvurucunun sorgulama veya sorgulatma imkânına sahip olmadığı bir tanık tarafından verilen ifadeye dayalı olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır.

20. Mahkeme, gerekçeli kararda -diğerlerinin yanı sıra- CGNAT kayıtlarına göre başvurucunun 28/9/2014-24/4/2015 tarihleri arasında (61 adet) olmak üzere ByLock server IP'sine bağlanmaya ilişkin kullanım kaydına, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen emniyet mahrem yapılanması soruşturmasında ele geçirilen micro SD kart içeriğindeki bilgilere istinaden hazırlanan veri inceleme raporuna göre sanığın FETÖ/PDY mensubiyeti olan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişileri ifade eden A5 alan koduyla kodlanmasına ve tanıkların beyanlarına istinaden mahkûmiyet sonucuna ulaşmıştır. Bu hüküm, Yargıtay tarafından "ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamış" kabulü ile onanmıştır.

21. Yargıtay içtihadı uyarınca sanığın ByLock kullanıcısı olup olmadığının tespiti açısından ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı'nın dosyaya getirtilmesi, anılan tutanağın temin edilememesi hâlinde operatör kayıtları ile eşleştirme yapılmak üzere BTK'dan getirtilen CGNAT kayıtları ile HTS sonuçlarının karşılaştırılıp belirtilen hat üzerinden ByLock kullanan kişinin sanık olup olmadığı doğrultusunda alanında uzman bağımsız bilişim uzmanı bilirkişiden teknik rapor alınarak hüküm kurulması gerekir [birçok karar arasından bkz.(kapatılan) Yargıtay16. Ceza Dairesinin 9/7/2020 tarihli ve E.2018/4070, K.2020/3413; Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 26/1/2022 tarihli ve E.2021/2160, K.2022/249 sayılı kararları]. Somut olayda ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı dosyaya getirtilmediği gibi Yargıtay içtihadında açıklanan teknik bilirkişi raporu da temin edilmemiştir.

22. Yine Yargıtay uygulamasına göre sanığın Garson kod adlı gizli tanıktan ele geçirilen SD kart içinde A5 olarak kodlanmasının mahkȗmiyet için yeterli olmayıp bunun için destekleyici bir ifade, beyan yahut başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir [Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 25/1/2021 tarihli ve E.2020/1608, K.2021/75 sayılı kararı).

23. Yargıtay, salt kamu görevinden kanun hükmünde kararname ile çıkarılmayı örgüt üyeliği suçu yönünden delil olarak kabul etmemektedir (Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 22/6/2022 tarihli ve E.2021/13955, K.2022/3803 sayılı kararı).

24. Gerekçeli karar içeriği ve hükme esas alınan delillere ilişkin Yargıtay uygulaması gözönüne alındığında, tanıklar A.K., S.E. ve Sü.E.nin sanığın yılına göre 150-250 TL aylık maaştan maddi yardım toplanması şeklinde örgütsel mahiyetteki 17/25 Aralık sürecinden sonrada devam eden örgüt tarafından düzenlenen sohbet toplantılarına katılmasına ilişkin beyanlarının başvurucunun silahlı terör örgütü üyesi olduğu yönündeki kanaatin oluşmasında ve temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesinde dikkate alındığı sonucuna ulaşmak mümkündür. Diğer bir ifadeyle sorgulama imkânı tanınmayan tanıkların anlatımlarının mahkûmiyet kararına götüren tek olmasa da belirleyici nitelikte delil olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

25. Yargılama sürecinde başvurucuya olayları kendi bakış açısına göre anlatma ve delillerini sunma imkânı tanınmıştır. Dosyada tanık beyanlarını destekleyen başka deliller de bulunmaktadır. Ancak mahkemenin yargı çevresi dışındaki tanıkları başvurucunun da onlara soru sormasına imkân sağlayacak şekilde SEGBİS gibi vasıtalarla neden dinlemediğine ilişkin bir bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Tanıkların yazılı beyanları duruşmada okunmuş ise de başvurucu, tanıkların beyanlarının tespiti sırasında hazır bulunmadığından ses ve görüntü nakli yoluyla da olsa onları sorgulayamamış; sorulan sorulara verdikleri cevaplar hakkında kişisel izlenim edinme fırsatı elde edememiştir. Bu yüzden tanıkların gösterdiği tepkiler konusunda mahkemenin dikkati çekilememiş, tanıkların beyanlarının güvenilirliği test edilememiştir. Mahkeme de tanıklar beyanda bulunurken gösterdikleri tepkilerle ilgili olarak izlenim edinememiştir. Öte yandan hükme ulaşılırken sorgulanmamış tanık beyanı dışında başka delillere de dayanılmış olmasının ifadeleri belirleyici ölçüde mahkûmiyete temel alınan tanıkları sorgulama imkânı tanınmaması nedeniyle savunma makamının maruz kaldığı sınırlamayı telafi ettiğini söylemek de mümkün gözükmemektedir. Sonuç olarak güvenilirliği ve doğruluğu test edilmemiş tanık beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınmış olduğu hâlde savunmanın karşılaştığı zorlukları telafi edecek karşı dengeleyici güvencelerin sağlanmadığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda tanıkların duruşmada veya SEGBİS yoluyla dinlenmemesinin bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır

26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

27. Başvurucu ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi ile manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

28. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

29. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten derece mahkemelerine aittir (Orhan Kılıç [GK], B. No: 2014/4704, 1/2/2018, § 44). Bu bağlamda somut olayda başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olup olmadığı yönünde karar vermek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararı, sanığın beraat ettiği anlamına gelmediği gibi ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla yapılacak yeniden yargılama neticesinde sanık hakkında mutlaka beraat kararı verilmesi gerektiği anlamına da gelmemektedir. İhlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemler yerine getirildikten sonra yapılacak değerlendirmede mahkemenin mevcut belgelerle birlikte delillerin takdir biçimine göre benzer veya farklı bir sonuca varması mümkündür.

30. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/420, K.2018/100) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 5/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Serdar Aktaş [2.B.], B. No: 2020/29432, 5/6/2024, § …)
   
Başvuru Adı SERDAR AKTAŞ
Başvuru No 2020/29432
Başvuru Tarihi 28/8/2020
Karar Tarihi 5/6/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanıkların başvurucu (sanık) tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi