TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ERDEM YAVUZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/30146)
Karar Tarihi: 11/12/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Metin KIRATLI
Raportör
Ayşenur TUNCER
Başvurucu
Erdem YAVUZ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun kapalı görüşlerin dinlenmesi ve kayda alınması nedeniyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, yeni koronavirüs salgınına yönelik tedbirler kapsamında ceza infaz kurumundaki görüşlerin kısıtlanması nedeniyle aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu, Oltu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) bulunmaktayken kapalı görüşlerin kaydedilmesi şeklindeki uygulamanın ve koronavirüs COVID-19 tedbirleri kapsamında ceza infaz kurumundaki görüşlerin kısıtlanması uygulamasının hukuka aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerektiği iddiasıyla İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığına (İdare ve Gözlem Kurulu) başvurmuştur. İdare ve Gözlem Kurulu 16/7/2020 tarihli kararıyla başvurucunun taleplerinin reddine karar vermiştir.
3. Kararın gerekçesinde 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Hükümlü ve Tutukluların Telefon Görüşme Hakkı" alt başlıklı 66. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince telefon görüşmelerinin dinlenerek kayıt altına alındığı, yine kapalı görüşlerdeki uygulama bakımından da 5275 sayılı Kanun ile 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik kapsamında işlem yapıldığı belirtilmiştir. Bunun yanında Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün COVID-19 salgını nedeniyle tüm yurtta alınan sağlık tedbirleri kapsamında hem infaz kurumlarında bulunanların hem de toplumun sağlığının korunması amacıyla tüm infaz kurumlarında açık ve kapalı görüşlerin 1/8/2020 tarihine kadar ertelenmesi talimatı doğrultusunda uygulama yapıldığı belirtilerek İnfaz Kurumunun bu konuda herhangi bir yetkisinin bulunmadığı vurgulanmıştır.
4. Bunun üzerine başvurucu verilen ret kararının kaldırılması için Oltu İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) başvurmuştur. Hâkimlik 7/8/2020 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; kapalı görüşlerde araya cam konularak telefonla görüşmenin sağlandığı, anılan görüşmenin aslında telefonla yapıldığı, telefon ile yapılan bu görüşmenin dış aramadan hiçbir farkının bulunmadığı, kapalı görüşlerde iletişimin telefon görüşmesi şeklinde gerçekleştiği belirtilerek kapalı görüşlerde kayıt alma işleminin gerçekleştirildiği kabul edilse bile hukuki dayanağının 5275 sayılı Kanun'un 66. maddesi olduğu ifade edilmiştir. Bunun yanında başvurucunun COVID-19 tedbirleri kapsamında ceza infaz kurumundaki görüşlerin kısıtlanması uygulamasına ilişkin şikâyetleri Hâkimlik kararında değerlendirilmemiştir.
5. Başvurucu, anılan karara karşı Oltu Ağır Ceza Mahkemesine (Ağır Ceza Mahkemesi) itirazda bulunmuştur. Ağır Ceza Mahkemesi, anılan kararın usule ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle 2/9/2020 tarihinde itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir.
6. Başvurucu, nihai hükmü 3/9/2020 tarihinde öğrendikten sonra 21/9/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Kapalı Görüşlerin Dinlenmesi ve Kayda Alınması Nedeniyle Özel Hayata Saygı Hakkı ile Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
9. Başvurucu; kapalı görüşlerdeki konuşmalarının kaydedilmesine ilişkin infaz hâkimliğine yaptığı itirazın reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı görüşünde başvurucunun ihlal iddiaları konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
10. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Eşref Köse (B. No: 2017/38098, 3/6/2020) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede kapalı görüşlerde yapılan konuşmaların sistematik bir şekilde teknik araçla dinlenmesi ve kaydedilmesinin şartlarının kanunla düzenlenmediği gerekçesiyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa'nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. COVID-19 Salgınına Yönelik Tedbirler Kapsamında Ceza İnfaz Kurumundaki Görüşlerin Kısıtlanması Nedeniyle Aile Hayatına Saygı Hakkıyla Bağlantılı Olarak Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
11. Başvurucu; COVID-19 salgınının başlamasından itibaren devam eden görüşlerin kısıtlanmasına ilişkin tedbirlerin kaldırılması talebinin Kurum tarafından reddedildiğini, bu ret kararına yönelik itirazlarının ise yargılama makamlarınca değerlendirilmediğini belirterek aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
12. Anayasa Mahkemesi ceza infaz kurumlarındaki birtakım uygulamaların temel hak ve hürriyetlere müdahale teşkil ettiği ve kaldırılması gerektiği konusunda ileri sürülecek iddiaların esasının incelenmesine imkân sağlayan ve gerektiğinde uygun bir telafi yöntemi sunan etkili hukuk yollarının olmasının ilgililere etkili başvuru hakkının sağlanması bakımından bir gereklilik olduğunu Meral Danış Beştaş (3) kararında kabul etmiştir (Meral Danış Beştaş (3), B. No: 2017/34087, 13/10/2020, § 40). Dolayısıyla başvurucunun COVID-19 salgını döneminde uygulanan görüşlerin kısıtlanmasına ilişkin tedbirler konusunda ileri sürdüğü iddiaların da bu kapsamda ele alınması ve bir yargı merciince incelenmesi başvurucuya etkili bir başvuru yolunun sağlanması açısından önemlidir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Meral Danış Beştaş (3), § 44).
13. Bu itibarla somut olayın koşullarında yargısal fonksiyonun esasını oluşturan uyuşmazlığın içinde yer alan maddi ve hukuki sorunların bütünüyle ele alınması ve karara bağlanması işlevinin ilgili mahkemelerce yerine getirilmediği, başvurucunun COVID-19 salgını döneminde uygulanan görüşlerin kısıtlanmasına ilişkin tedbirler bakımından şikâyet konusu ettiği hususların kabulüne ya da reddine ilişkin esasa yönelik herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Böylece başvurucunun Hâkimliğe yaptığı şikâyet başvurusunda verilen kararın bu yönüyle ilgili ve yeterli gerekçe içermediği, başvurucunun iddialarının incelenmesine ve uygun bir telafi şansı sunmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. İtirazın yapıldığı Ağır Ceza Mahkemesi de bu eksikliği gidermeye yönelik bir gerekçeye yer vermemiştir. Neticede başvurucuya, aile hayatına saygı hakkı kapsamında olduğunu ileri sürdüğü müdahalenin ortadan kaldırılması talebiyle başvurabileceği ve asgari güvenceleri içeren, pratikte de işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı sonucuna varılmıştır.
14. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
15. Başvurucu; ihlalin tespiti, ihlalin tüm sonuçlarıyla giderilmesi ile 15.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
16. Başvurucu her ne kadar 16/5/2022 tarihinde tahliye edilmiş olsa da başvuru formunda ileri sürülen iddialar kapsamında başvurucunun mevcut ihlalin tüm sonuçlarıyla giderilmesi ve kayıt altındaki verilerin silinmesine ilişkin taleplerde bulunduğu anlaşıldığından; kapalı görüşlerin dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
17. Öte yandan ihlallerin niteliği dikkate alınarak başvurucuya taleple bağlı kalınarak net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Özel hayata saygı hakkının ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. 1. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ve Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
2. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin kapalı görüşlerin dinlenmesi ve kayda alınmasına yönelik tespit edilen özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Oltu İnfaz Hâkimliğine (E.2020/251, K.2020/259) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Oltu Ağır Ceza Mahkemesine (2020/335 D. İş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.