TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
OZAN KARACASU BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/31030)
Karar Tarihi: 8/1/2025
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Metin KIRATLI
Raportör
Tuğba YILDIZ
Başvurucu
Ozan KARACASU
Vekili
Av. Mürsel YİĞİT
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, yapı kayıt belgesinin iptali talebiyle açılan davanın dava konusu işlemin lehine tesis edildiği kooperatife ihbar edilmemesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. İzmir'in Narlıdere ilçesine bağlı Huzur Mahallesinde bulunan 6651 ada 1 sayılı taşınmaz sahibi ile S.S.Özmavikent Konut Yapı Kooperatifi (Kooperatif) arasında 25/5/1987 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Kooperatif tarafından 1989 yılında inşaat ruhsatı alınmış, 2003 yılında inşaat tamamlanmıştır.
3. Kooperatif hakkında İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi) tarafından 8/6/2016 tarihinde iflas kararı verilmiş ve 15/11/2018 tarihli kararla Yargıtay 23. Hukuk Dairesi tarafından anılan karar bozulmuştur. Ticaret Mahkemesinin 22/1/2020 tarihli kararıyla Kooperatif hakkında tekrar iflas kararı verilmiş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 22/12/2020 tarihli kararıyla iflasa ilişkin verilen karar tekrar bozulmuş, son olarak Ticaret Mahkemesinin 24/3/2021 tarihli kararıyla iflasın kaldırılmasına karar verilmiş, söz konusu karar 5/4/2021 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde tescil edilmiştir.
4. Kooperatifin iflas ettiği dönemde, kooperatif ile ilgili yönetim yetkisi iflas idaresine geçmiştir. Taşınmaz sahibinin başvuruları üzerine Narlıdere Belediye Encümeni tarafından müteaddit defalar anılan yapılar hakkında yıkım kararları alınmış, alınan kararlara karşı iflas idaresince de yapı kayıt belgesi alınmaması yönünde karar alınmıştır. Kooperatif temsilcileri, iflas idaresinin aldığı kararın kaldırılarak yapı kayıt belgesi almak için kendilerine yetki verilmesi yönünde İzmir 3. İcra Mahkemesinden (İcra Mahkemesi) talepte bulunmuştur.
5. İcra Mahkemesi 21/9/2018 tarihinde şikâyetin kabulüne karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; imar barışına başvurmada yapı maliki kavramının dar yorumlanmaması gerektiği, yükleniciyle arsa maliki arasında sözleşmenin geriye etkili feshine ilişkin uyuşmazlık olması durumunda her bir bağımsız bölümü kullanmak veya şahsi/ayni hak sahibi olmak kaydıyla kooperatifin, iflas kararı var ise temsilen iflas idaresinin yapı maliki olarak kabul edilmesinde yasal düzenlemelere aykırı yönün bulunmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, yıkım kararlarının kesinleşmiş olmasının yapı kayıt belgesi başvurusu için engel teşkil etmediği, bu durumda sözleşmenin geriye etkili feshine ilişkin uyuşmazlık kesinleşmediğinden bu konuda arsa malikine ihtar çekilmesi, sonuç alınamadığı takdirde iflas idaresi olarak yapı kayıt belgesi başvurusu için gerekli işlemlerin resen yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
6. Başvurucu, Kooperatifin yönetim kurulu başkanıdır. İflasının sona erdiğinden bahisle İcra Mahkemesi kararı üzerine Kooperatif 11/6/2019 tarihinde karar almıştır. Alınan kararda 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 16. maddesi ile 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. madde gereğince imar barışından yararlanmak amacıyla başvuru yapılması ve yapı kayıt belgesi alması hususunda başvurucu görevlendirilmiştir. Başvurucu, on adet yapı kayıt belgesi almıştır.
7. Taşınmaz sahibi; Kooperatifin azledildiğini, iflas hâlinde olduğunu, iflas idaresi tarafından temsil edildiğini, Kooperatif müflis başkanının tüzel kişi adına yapı kayıt belgesi alınması için başvuruda bulunma yetkisinin olmadığını belirterek İzmir Valiliğine (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne) karşı müteahhit Kooperatif tarafından alınan on adet yapı kayıt belgesinin iptal edilmesi istemiyle İzmir 4. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır.
8. Mahkeme 19/2/2020 tarihli kararla işlemin iptaline hükmetmiştir. Karar gerekçesinde; iflas idaresinin kararına yer verilmiş anılan kararda, iflas idaresinin görevinin devam ettiği ve kooperatifin hâlen müflis durumda olduğunu belirtmiş, müflis kooperatif adına tesis edilen işlemlerin geçersiz olduğunu ve bu işlemlerden kaynaklanan zararlardan iflas idaresinin sorumlu tutulamayacağını ve yapı kayıt belgesi alınması için kooperatif yöneticilerine bir izin verilmediğini vurgulamıştır. Ayrıca davacı (taşınmaz sahibi) ile dava dışı Kooperatif arasında arsa üzerinde bulunan binalarla ilgili geçmişten beri süregelen bir ihtilaf bulunduğu güncel durum itibarıyla davacıya ait taşınmazın Kooperatif yönünden üçüncü kişiye ait özel mülkiyete konu taşınmaz olarak değerlendirilmesini ve davacının başvurusunun kabul edilerek yapı kayıt belgesi başvurularının iptal edilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığını belirtmiştir.
9. İzmir Bölge İdare Mahkemesi Dördüncü İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı tespitiyle 2/6/2020 tarihinde istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiştir.
10. Başvurucu, davanın sonucunun kendisine tebliğ edilmediğini haricen 22/9/2020 tarihinde karardan haberdar olduğunu belirterek 22/9/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
11. Anayasa Mahkemesi 24/6/2021 tarihinde başvurucunun Kooperatif yönetim kurulu başkanı ve ortağı olduğuna dair belgelerin sunulmasını istemiştir.
12. Başvurucu 13/7/2021 tarihli üst yazıyla ilgili belgeleri sunmuştur.
13. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
14. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
15. Başvurucu; 144 daireden oluşan on iki yıldan bu yana iskân hâlinde bulunan binalara ilişkin mahkeme kararı gereğince yapı kayıt belgesi almak için başvuru imkânı doğduğunu ve Kooperatif tarafından kendisine verilen yetkiyle 1.000.000 TL'yi aşan bedel ödenerek yapı kayıt belgelerinin alındığını ancak gıyapta yapılan yargılamayla bu belgelerin iptaline karar verilerek binaların yıkımına gidilmesine sebep olunduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu, dava kesinleştikten sonra yargılamadan haricen haberi olduğunu belirterek dava süreci ile ilgili kendisinin davaya katılımının sağlanmamış olması nedeniyle hukuki menfaatlerini korumaya yönelik iddialarını dile getiremediğini bu bağlamda adil yargılanma ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmektedir.
16. Bakanlık görüşünde; öncelikle başvurunun süre yönünden değerlendirilmesi gerektiği, en geç yargı kararının uygulanması kapsamında yapı kayıt belgelerinin iptal edildiği 20/3/2020 tarihi itibarıyla İdare Mahkemesi önündeki yargılamadan haberdar olunduğu ifade edilmiştir. Ayrıca yapı kayıt belgesinin alındığı tarihte, müflis Kooperatifi iflas idaresinin temsil etmekte olduğu dikkate alındığında, o tarih itibarıyla Kooperatif ile ilgili olarak herhangi bir temsil yetkisi olmayan başvurucunun güncel ve kişisel bir hakkının etkilendiğinden söz etmenin mümkün olmadığı da ileri sürülmüştür. Esasa ilişkin değerlendirmesinde ise eğer dava ihbar edilseydi taraflarca ileri sürülmeyen ve mahkemece dikkate alınabilecek ilave değerlendirme/inceleme yapılmasını gerektirecek nitelikteki hangi hususların dile getirileceği yönünde farklı bir açıklamada bulunulmadığına dikkat çekilerek başvurucunun ihtilaf konusundaki argümanlarını ortaya koyma imkânından yoksun bırakılarak yargılamanın hakkaniyetine halel getirecek nitelikte bir yaklaşım sergilenmediği belirtilmiştir. Mevcut başvuruda başvurucunun mahkemeye erişim hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, bireysel başvurunun ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabileceği belirtilmiş; (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde ise özel hukuk tüzel kişilerinin sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilecekleri ifade edilmiştir. 6216 sayılı Kanun'un "Esas hakkındaki inceleme" başlıklı 49. maddesinin (7) numaralı fıkrasında, bireysel başvuruların incelenmesinde, bu Kanun ve İçtüzükte hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Davada kanuni temsil" başlıklı 52. maddesinde tüzel kişilerin yetkili organları tarafından temsil edilecekleri belirtilmiştir.
18. Somut olayda başvurucu, Kooperatif adına aldığı yapı kayıt belgelerinin taşınmaz sahibi tarafından açılan davada iptal edilmesi üzerine yargılamadan haberdar edilmediğini belirterek adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddiasıyla kendi adına bireysel başvuruda bulunmuştur. Kooperatif adına alınan yapı kayıt belgelerinin iptal edilmesiyle ilgili başvurucunun güncel ve kişisel bir hakkının doğrudan etkilenmediği görülmektedir. Bu konuyla ilgili başvurucuya 24/6/2021 tarihli yazı yazılmış ve Kooperatifi temsilen başvuruyorsa temsilcisi olduğunu gösteren belgeleri sunması istenmiştir. Başvurucu tarafından 13/7/2021 tarihli üst yazıyla Kooperatif ortağı ve temsilcisi olduğuna dair belgeler sunulmuştur. Ancak başvuru tarihi itibarıyla Kooperatifin müflis durumunda olduğu ve temsile yetkilinin iflas idaresinin olduğu tespit edilmiştir. Başvurucu temsile yetkili olduğunu gösteren belgeleri sunmuşsa da anılan belgeler Ticaret Mahkemesinin 24/3/2021 tarihli kararıyla iflasın kaldırılmasına karar vermesi ve bu durumun 5/4/2021 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde tescil edilmesinden sonraki sürece ilişkin olduğu görülmektedir. Kaldı ki başvurucunun sunduğu 8/4/2021 tarihli Ticaret Sicil Tasdiknamesinde Kooperatifin müşterek temsile yetki verdiği bir diğer ifadeyle başvurucunun güncel tarih itibarıyla da tek başına temsilde yetkili olmadığı anlaşılmaktadır.
19. Bu itibarla hukuki menfaati ihlal edildiği iddia edilen Kooperatifi temsil yetkisi bulunmayan başvurucunun bireysel başvuru ehliyetinin somut olay itibarıyla bulunmadığı değerlendirilmiştir.
20. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 8/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.