|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
MUHAMMET İÇGÜLEŞ VE SELAHATTİN BOZDAĞ BAŞVURUSU
|
|
(Başvuru Numarası: 2020/31984)
|
|
|
|
Karar Tarihi: 5/11/2025
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
|
Muhterem İNCE
|
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
|
Raportör
|
:
|
Kamber Ozan TUTAL
|
|
Başvurucular
|
:
|
1. Muhammet İÇGÜLEŞ
|
|
|
|
2. Selahattin BOZDAĞ
|
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Hakan BİLGEHAN
|
|
|
|
Av. Emre Burak ONAT
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, mahkeme kararıyla tespit edilen alacağın enflasyon karşısında yitirilen değerinin karşılanmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Türkiye İşitme Engelliler Futbol Millî Takımı 2/7/2008-12/7/2008 tarihleri arasında Yunanistan'da düzenlenen İşitme Engelliler Dünya Futbol Şampiyonası'nda dünya ikinciliğini elde etmiştir. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (İdare) dünya ikincisi olan, başvurucuların da aralarında bulunduğu 23 sporcuya 20/10/2006 tarihli ve 26325 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan mülga Spor Hizmet ve Faaliyetlerinde Üstün Başarı Gösterenlerin Ödüllendirilmesi Hakkında Yönetmelik (mülga Yönetmelik) hükümleri uyarınca 26/1/2009 tarihinde yetmiş beşer Cumhuriyet altınının şampiyonanın bittiği 12/7/2008 tarihindeki Türk lirası karşılığını ödemiştir.
3. Başvurucular İdareye müracaatta bulunarak mülga Yönetmelik hükümleri uyarınca 400 Cumhuriyet altını karşılığı ödül verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Buna göre geriye kalan 325 Cumhuriyet altını karşılığı Türk lirasının yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir. Başvurucuların talebi zımnen reddedilmiştir.
4. Başvurucular, zımni ret işleminin iptali istemiyle 11/5/2009 tarihinde davalar açmıştır. İdare Mahkemeleri 7/1/2010 ve 4/12/2009 tarihlerinde idari işlemin iptaline karar vermiştir. Kararlarda, 325 Cumhuriyet altınının şampiyonanın bitim tarihi olan 12/7/2008'de Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca belirlenen altın fiyatı esas alınarak tespit edilen Türk lirası karşılığının yasal faiziyle birlikte başvuruculara ödenmesi gerektiğini belirtmiştir.
5. İdare 30/4/2010 tarihinde 58 Cumhuriyet altını karşılığı olarak 14.462,19 TL'yi başvuruculara ayrı ayrı ödemiştir.
6. Davalı İdarenin iptal kararlarına karşı temyiz başvuruları, Danıştay Onuncu Dairesince (Danıştay) İdare Mahkemelerinin gerekçeleri değiştirilmek suretiyle 10/11/2010 tarihinde reddedilmiştir. Danıştay başvuruculara verilecek ödülün mülga Yönetmelik'in 6. maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır. İdarenin karar düzeltme istemleri 21/6/2011 ve 31/10/2011 tarihlerinde reddedilmiştir.
7. İdare 400 Cumhuriyet altınından geriye kalan 267'si için 13/7/2008 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca belirlenen altın fiyatını esas alarak hesapladığı 66.750 TL'yi 30/11/2018 tarihinde başvuruculara ayrı ayrı ödemiştir. Başvuruculara herhangi bir faiz ödemesi yapılmamıştır.
8. Başvurucular 29/1/2019 tarihinde tam yargı davaları açmış, İdarenin faiz dahi ödemediğinden yakınarak 66.750 TL'nin 13/7/2008 ile 30/11/2018 tarihleri arasındaki altın fiyatı artış oranınca artırılmasını ve tazminat olarak bu suretle tespit edilecek tutara hükmedilmesini talep etmiştir.
9. Davalı İdare, savunma yazısında mülga Yönetmelik'in 16. maddesinin dördüncü fıkrasında müsabakaların bittiği tarihte Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca belirlenen altın fiyatının esas alınması gerektiğinin hükme bağlandığını belirtmiş; Yönetmelik hükmüne uygun olarak başvuruculara ödeme yapıldığını ifade etmiştir.
10. Ankara İdare Mahkemeleri 6/12/2019 ve 22/11/2019 tarihlerinde davaları reddetmiş; karar gerekçelerinde, İdarenin ödül tutarını hesaplama yönteminin mevzuata uygun olduğunu belirtmiştir. Ankara Bölge İdare Mahkemeleri başvurucuların istinaf başvurularını reddetmiştir.
11. Başvurular, süresi içinde yapılmıştır.
II. DEĞERLENDİRME
12. 2020/31990 numaralı başvurunun 2020/31984 numaralı başvuru ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.
13. Başvurucular, alacağının geç ödenmesi sebebiyle enflasyon karşısında yitirilen değerinin karşılanmaması dolayısıyla mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Ayrıca talebe uygun bir karar verilmemesi ve mahkeme gerekçesinin makul olmaması nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının, idarenin sorumluluğunun tartışılmaması nedeniyle de mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini belirtmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucuların mülkiyet hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda inceleme yapılırken somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucular, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucuların şikâyetlerinin ödenmesine karar verilen parasal hakların değer kaybına uğratılmasına ilişkin olduğu anlaşıldığından iddiaların mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
15. Başvurucuların 325 Cumhuriyet altınının 12/7/2008 tarihindeki Türk lirası değerindeki alacağının anılan tarih itibarıyla mevcut olduğu İdare Mahkemelerinin 7/1/2009 ve 4/12/2009 tarihli kararlarıyla tespit edilmiştir. Başvurucuların bu alacağının Anayasa'nın 35. maddesi anlamında mülkiyet hakkı kapsamında mülk teşkil ettiği kuşkusuzdur (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Volkan Kahırlı [2. B.], B. No: 2019/22730, 16/3/2022, § 22).
16. Anayasa Mahkemesi kanun koyucunun bir hak olarak öngördüğü veya kamu borcu hâline gelmiş ödemelerin geç yapılması nedeniyle mağdur oldukları iddiasıyla yapılan başvurularda, alacakta veya hakka konu bedelde meydana gelen değer aşınmalarının başvurucular üzerinde orantısız bir yük oluşturması hâlinde mülkiyet hakkının ihlaline karar vermiştir (Mehmet Akdoğan ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/817, 19/12/2013; Akel Gıda San. ve Tic. A.Ş. [2. B.], B. No: 2013/28, 25/2/2015; Ferda Yeşiltepe [GK], B. No: 2014/7621, 25/7/2017, §§ 63-76). Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi mahkemelerce hükmedilen alacak veya tazminatların enflasyon karşısında aşırı ölçüde değer kaybettiği başvurularda ölçülülük yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (Abdulhalim Bozboğa [1. B.], B. No: 2013/6880, 23/3/2016, §§ 48-66; ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. [GK], B. No: 2014/2267, 21/12/2017, §§ 69-82).
17. Eldeki başvuru ile benzer şikâyetlerin ileri sürüldüğü Volkan Kahırlı başvurusunda Anayasa Mahkemesi, alacağa hak kazanıldığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süredeki enflasyon oranları dikkate alındığında mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağın değer kaybına uğratıldığını kaydetmiştir. Söz konusu değer kaybı oranı gözetildiğinde müdahaleyle başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiğinden kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu sonucuna varmıştır (Volkan Kahırlı, § 25).
18. Somut olayda da başvurucuların alacağa hak kazandıkları tarihten ödeme tarihine kadar geçen sürede mülkiyet hakkı kapsamındaki söz konusu alacakların enflasyon karşısında değer kaybına uğradığı anlaşıldığından yukarıda anılan kararda açıklanan ilke ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
19. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
20. Başvurucular; ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
21. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
22. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucuların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,
B. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 12. İdare Mahkemesine (E.2019/159, K.2019/2599) ve Ankara 18. İdare Mahkemesine (E.2019/183, K.2019/2252) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,
F. 446,90 TL harcın başvuruculara AYRI AYRI ÖDENMESİNE, 40.000 TL vekâlet ücretinin ise MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 5/11/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.