TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
BETÜL KOÇ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/32565)
Karar Tarihi: 13/9/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Habip OĞUZ
Başvurucu
Betül KOÇ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/10/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu,hakkında başlatılan adli soruşturma sonunda açılan kamu davasında Giresun 2. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
6. Mahkeme; mahkûmiyet gerekçesinde, başvurucunun ByLock kullandığı, örgütsel faaliyetlerde bulunduğuna dair tanık beyanlarının olduğu, örgüte müzahir bankaya talimatla para yatırdığı, Trabzon ve Giresun Adliye binası önünde gerçekleştirilen FETÖ/PDY'ye destek vermek ve lehlerine algı oluşturma amacıyla gerçekleştirilen protesto eylemlerine katıldığı, 23/7/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (667 sayılı KHK) ile FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğundan bahisle kapatılan dernek üyeliğinin bulunduğu hususlarına dayanmıştır.
7. Başvurucunun istinaf talebi Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 10/10/2019 tarihli kararı ile esastan reddedilmiştir. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 6/7/2020 tarihli kararı ile hüküm onanmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
8. Anayasa Mahkemesinin 13/9/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
9. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
10. Başvurucu, başta adil yargılanma hakkı ve bu hakkın birçok güvencesi olmak üzere soruşturma ve kovuşturma evrelerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle özel hayata saygı hakkının, örgütlenme özgürlüğünün, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Bakanlık görüşünde; başvurucunun cezasının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 6/7/2020 tarihli onama kararı ile kesinleştiği, UYAP evrak işlem kütüğünden anlaşıldığı üzere başvurucu müdafiinin nihai kararın gerekçesini 31/8/2020 tarihinde öğrendiği, 31/8/2020 tarihi itibarıyla bireysel başvuru için belirlenen 30 günlük sürenin işlemeye başladığı, başvurucunun bireysel başvuru süresi dolduktan sonra avukatı aracılığı ile 5/10/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu ifade edilmiştir.
12. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuruyu süresinde yaptığını ileri sürmüştür.
C. Değerlendirme
13. Anayasa Mahkemesi, daha önce başvurucunun avukatı tarafından Yargıtay kararının UYAP üzerinden okunduğu tarihte bireysel başvuruya ilişkin nihai karardan haberdar olunduğu ve bu doğrultuda bireysel başvuru süresinin nihai kararın okunduğu tarihten itibaren işlemeye başladığının kabul edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır (Hüseyin Aşkan, B. No: 2017/15649, 21/7/2020, §§ 18-31).
14. Somut olayda UYAP evrak işlem kütüğü üzerinden yapılan incelemede, başvurucu müdafiinin Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 6/7/2020 tarihli hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin kararını 31/8/2020 tarihinde öğrendiği anlaşılmıştır.
15. 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 34. maddesine göre avukatlar yüklendikleri görevleri özen içinde yerine getirmekle yükümlüdür. 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 506. maddesinin (2) numaralı fıkrasında vekilin üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı maddenin (3) numaralı fıkrasına göre de vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır. Bu sebeple vekilin hafif kusuru da özen yükümlülüğüne aykırılık oluşturur. Dolayısıyla avukatın kendisine tevdi edilen işle ilgili gelişmelerden müvekkilini bilgilendirmesi özen yükümlülüğünün kapsamına dâhildir.
16. Kaldı ki başvurucunun, müdafiine Giresun 2. Noterliği tarafından düzenlenen 12/6/2019 tarihli vekâletname ile Anayasa Mahkemesinde bireysel başvuru hakkını kullanarak dava açmaya ilişkin yetki vermesi karşısında müdafiinin nihai kararı başvurucuya bildirmesi gerektiği hususundaki özen yükümlülüğü daha da belirgin hâle gelmektedir. Bunun sonucu olarak müdafinin nihai kararı öğrendiği durumlarda süreçte hukuki yardımda bulunduğu kişiyi (somut olayda başvurucuyu) haberdar etmesi özen yükümlülüğünün bir gereğidir. Dolayısıyla bireysel başvuru için öngörülen sürenin başvurucu müdafiinin nihai kararı öğrendiği tarihten itibaren başlatılması gerekir.
17. Sonuç olarak bireysel başvuru konusu yargılama sürecine ilişkin nihai karardan 31/8/2020 tarihinde haberdar olduğu anlaşılan başvurucunun otuz günlük bireysel başvuru süresinden sonra 5/10/2020 tarihinde gerçekleştirdiği başvurusunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 13/9/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.