logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(A.Ç. ve diğerleri [2. B.], B. No: 2020/33426, 11/12/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A.Ç. VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/33426)

 

Karar Tarihi: 11/12/2024

R.G. Tarih ve Sayı: 27/8/2025 - 32999

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Duygu KALUKÇU

Başvurucular

:

1. A.Ç.

 

 

2. L.A.

 

 

3. M.Ç.

 

 

4. M,Ç.

 

 

5. T.Ç.

 

 

6. Z.G.

Vekili

:

Av. Vedat ÖZKAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu tarafından hükmedilen tazminatın yetersiz olması nedeniyle makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının, vekâlet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucular murisi hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, terör örgütü propagandası yapma ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma kapsamında 12/11/2008 tarihinde gözaltına alınan başvurucular murisi, 15/11/2008-1/5/2009 tarihleri arasında tutuklu yargılanmış; Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 1/12/2008 tarihli iddianamesi ile de hakkında kamu davası açılmıştır.

3. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/42 sayılı Esasına kayden açılan dava devredildiği Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/319 sayılı esası üzerinden görülmekte iken başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Başvuru 2015/16999 bireysel başvuru numarasına kaydedilmiştir. Anayasa Mahkemesi bu dosyanın 2015/1784 başvuru numaralı dosya ile birleştirilmesine, incelemenin 2015/5286 başvuru numaralı dosya üzerinden yapılmasına karar vermiştir.

4. Anayasa Mahkemesi, başvurucuların 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanunla kurulan İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna (Tazminat Komisyonu) başvurmaları gerektiğinden birleştirilen başvuruların tamamını 26/12/2018 tarihli kararla kabul edilemez bulmuştur.

5. Başvurucular murisi 7/6/2018 tarihinde vefat etmiştir. Bunun üzerine başvurucular makul sürede yargılanma hakkına ilişkin hak ettikleri tazminatların yasal faiziyle ödenmesi istemiyle 14/2/2019 tarihinde Tazminat Komisyonuna başvurmuştur. Tazminat Komisyonu 15/5/2020 tarihli kararla başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde seksen kişinin taraf olduğu iki dereceli yargılama sürecinin gözaltı tarihinden itibaren başvurucuların murisinin ölümüne kadar devam ettiğini belirten Tazminat Komisyonu, müracaat edenlere murislerine verilmesi icap eden tazminattan hisselerine düşen miktarın ödenmesi gerektiğini, müracaatta bulunanların aynı aile ekonomisi birliği içinde değerlendirilerek lehe tek tazminata hükmedilmesi gerektiğini ifade ederek başvurucuların başvuruya konu davada sanık olarak bulunan murislerinin vefat etmesi üzerine 9 yıl 8 ay 6 gün süren yargılamaya ilişkin olarak başvuruculara toplam 2.000 TL tazminat ödenmesine karar vermiştir.

6. Başvurucular, karara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesine (Bölge İdare Mahkemesi) itirazda bulunmuştur. Başvurucular, itiraz dilekçesinde Komisyonca takdir edilen tazminat tutarının çok düşük olduğunu iddia etmiş; ayrıca lehe yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.

7. Bölge İdare Mahkemesi 10/9/2020 tarihli kararla başvurucuların itirazının reddine hükmetmiştir. Bölge İdare Mahkemesi; karar gerekçesinde, ödenmesine karar verilen tazminat miktarının davanın konusu, uyuşmazlığın niteliği ve şikâyete konu edilen yargılamanın süresini gözönünde bulundurulmak suretiyle makul sürenin aşımıyla orantılı olarak belirlendiğini, bu nedenle hakkaniyete ve Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına uygun olduğunu belirtmiştir.

8. Başvurucular, nihai hükmü 14/10/2020 tarihinde öğrendikten sonra 15/10/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Vekâlet Ücreti ile Diğer Yargılama Giderlerine Hükmedilmemesi Nedeniyle Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

10. Başvurucular, Komisyon tarafından lehe yargılama gideri ile vekâlet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Başvurucular, Komisyona yaptıkları başvuru nedeniyle lehe avukatlık ücreti ile lehe yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmekte ise de 6384 sayılı Kanun yalnızca makul sürede yargılama yapılmaması ile mahkeme kararlarının icra edilmemesi iddialarıyla AİHM'e yapılan başvuruları incelemek üzere idari bir kurul olan Komisyonun kurulmasını öngörmektedir. Anılan Kanun gereği başvuruların incelenmesinde başvurucular dışında karşı taraf veya davalı sıfatıyla hiçbir kurum veya kişinin yer almadığı, Komisyonun başvurucunun iddialarını haklı gördüğü takdirde ancak Kanun'da öngörülen şekilde tazminata hükmedebileceği, bunun dışında vekâlet ücreti ile diğer yargılama giderine hükmetme yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır (Ahmet Doğan [2. B.], B. No: 2014/11359, 16/9/2015, § 46).

12. Başvuru konusu olayda başvurucuların Komisyona yaptığı başvuru üzerine makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilerek 6384 sayılı Kanun gereği başvuruculara yalnızca tazminat ödenmesine hükmedildiği, anılan Kanun ve Komisyonun yetkisi gereği başvurucular lehine vekâlet ücreti ile diğer yargılama giderine karar verilmemesinin başvurucuların adil yargılanma hakkına bir müdahale oluşturmadığı kabul edilmiş; başvurucuların Komisyon tarafından hüküm altına alınan tazminatın ödenmediğine yönelik herhangi bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmıştır.

13. Açıklanan gerekçelerle vekâlet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkına yönelik açık ve görünür bir ihlal saptanmadığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkı ile Bağlantılı Olarak Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

14. Başvurucular, Komisyonca takdir edilen tazminat tutarının Anayasa Mahkemesine yapılan emsal başvurular yönünden hükmedilen tazminat miktarıyla kıyaslandığında çok düşük olduğunu ileri sürmüştür.

15. Somut olayda temel mesele, başvurucuların murisinin yargılandığı ceza davasının makul sürede tamamlanmaması olduğundan başvuruya konu şikâyetlerin makul sürede yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

16. Makul sürede yargılanma hakkı ihlali iddiasıyla 31/7/2018 tarihine kadar Anayasa Mahkemesine yapılan başvurular yönünden bir kanun yolu oluşturulmuş olup eldeki başvuruda inceleme, söz konusu kanun yolu olan Tazminat Komisyonu kararı ve bu karara karşı itirazı inceleyen Bölge İdare Mahkemesi kararına ilişkin olacaktır.

17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

18. Etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlama) elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı sağlanması olarak tanımlanabilir (Y.T. [GK], B. No: 2016/22418, 30/5/2019, § 47; Murat Haliç [1. B.], B. No: 2017/24356, 8/7/2020, § 44).

19. Öte yandan şikâyetlerin esasının incelenmesine imkân sağlayan ve gerektiğinde uygun bir telafi yöntemi sunan etkili hukuk yollarının olması ilgililere etkili başvuru hakkının sağlanmasının bir gereğidir. Buna göre kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla öngörülen yargı yollarının mevzuatta yer alması yalnız başına yeterli olmayıp aynı zamanda pratikte de başarı şansı sunması gerekir. Söz konusu yola başvurulabilmesi için öngörülen koşullar somut olaylara tatbik edilirken dayanak işlem, eylem ya da ihmallerden kaynaklanan savunulabilir nitelikteki iddialar bu doğrultuda geniş şekilde değerlendirilmeli, koşulların oluşmadığı sonucuna ulaşılması durumunda ise bu durum yargı makamları tarafından ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanmalıdır (İlhan Gökhan [2. B.], B. No: 2017/27957, 9/9/2020, §§ 47, 49).

20. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri [1. B.], B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52). Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41, 45).

21. Somut olayda, anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar ile davanın niteliği ve uyuşmazlığın türü dikkate alındığında toplamda 9 yıl 8 ay 6 günü bulan yargılama süresinin makul olmadığı anlaşılmıştır. Nitekim Tazminat Komisyonu da yargılama süresinin makul olmadığını tespit etmiştir. Başvuruya konu mesele, yargılama süresine göre belirlenen tazminat miktarının anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlara göre yeterli olup olmadığı ile ilgilidir.

22. Buna göre Tazminat Komisyonu tarafından dokuz yılı aşkın yargılama süresine ilişkin olarak tazminat miktarının makul sürenin aşımıyla orantılı olarak belirlenmediği, tazminat miktarının yetersiz olduğu, Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihadına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır (Haluk Ercan ve Mürsel Ünlü [2. B.], B. No: 2020/6129, 17/6/2020. Burhan Çiçek [2. B.], B. No: 2019/18325, 21/7/2020).

23. Uyuşmazlığın niteliği, taraf sayısı, yargılamanın süresi gözönünde bulundurulduğunda makul sürede yargılanma hakkı ihlal edilen başvurucular için Tazminat Komisyonunca öngörülen tazminat miktarının yeterli giderim sağlamadığı sonucuna ulaşılmıştır.

24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı olarak 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

25. Başvurucular, ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. İncelenen başvuruda yargılamanın uzun sürmesi başvurucuların makul sürede yargılanma hakkını ihlal etmiştir. Uzun süren yargılamaya karşılık Tazminat Komisyonu yeterli tazminat miktarına hükmetmemiştir. Dolayısıyla somut başvuruda ihlalin Tazminat Komisyonu kararından kaynaklandığı anlaşılmıştır.

26. Başvuruda tespit edilen makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. İhlalin giderilmesi için kararın Tazminat Komisyonu kararlarının nihai denetimini yapan Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesi gerekir. Bu kapsamda kararın gönderildiği Bölge İdare Mahkemesinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

27. İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kamuya açık belgelerde başvurucuların kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

C. 1. Vekâlet ücreti ile diğer yargılama giderlerine hükmedilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

D. Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

E. Kararın bir örneğinin makul sürede yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesine (E.2020/308, K. 2020/2446) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,

G. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

H. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

İ. Kararın bir örneğinin bilgi için Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığına (Karar No: 2020/1354) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(A.Ç. ve diğerleri [2. B.], B. No: 2020/33426, 11/12/2024, § …)
   
Başvuru Adı A.Ç. VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2020/33426
Başvuru Tarihi 15/10/2020
Karar Tarihi 11/12/2024
Resmi Gazete Tarihi 27/8/2025 - 32999

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu tarafından hükmedilen tazminatın yetersiz olması nedeniyle makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının, vekâlet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı etkili başvuru hakkı İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi