TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
BİLAL GÜNEY BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/34920)
Karar Tarihi: 19/7/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Raportör
Mehmet AKTEPE
Başvurucu
Bilal GÜNEY
Vekili
Av. Erdem ALP
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza davasında başvurucunun (sanığın) hazır bulunma talebi reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya uzaktan katılımının sağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Komisyon, adli yardım talebinin kabulüne ve duruşmada hazır bulunma hakkı dışındaki şikâyetlerinin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetinin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) 27/11/2017 tarihli iddianamesi ile başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütü yöneticiliği suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır. Başsavcılık, başvurucu hakkında yine aynı suçtan 30/1/2018 tarihli birleştirme talepli yeni bir iddianame daha tanzim etmiş ve her iki dosya birleştirilerek yargılamaya devam edilmiştir. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülen yargılamada 4/12/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda başvurucunun duruşma gün ve saatinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtası ile ceza infaz kurumu salonunda hazır bulundurulmasının istenmesine ve duruşmanın 7/3/2018 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.
4. Başvurucu, tutuklu bulunduğu Konya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu aracılığı ile Mahkemeye gönderdiği 18/12/2017 tarihli dilekçeyle doğrudan doğruyalık ve yüz yüzelik ilkeleri gereğince savunmasını daha sağlıklı yapabilmek adına duruşmada bizzat hazır edilmesinin sağlanmasını talep etmiştir. Başvurucu müdafii de ilk celseden önce Mahkemeye ilettiği 7/2/2018 tarihli dilekçe ile yargılamanın İstanbul'da devam etmesi ve müdafii olarak İstanbul Barosuna bağlı faaliyet göstermesi nedeniyle savunma hakkının en iyi şekilde kullanılabilmesi amacıyla başvurucunun, yargılandığı yer olan İstanbul'daki bir ceza infaz kurumunda kalması gerektiği yönünde talepte bulunmuştur.
5. Başvurucu, yargılamanın 7/3/2018 tarihli ilk celsesine tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan SEGBİS vasıtasıyla katılmıştır. Duruşma Tutanağı'nda başvurucunun ve müdafiinin duruşmada hazır bulunma talepleri hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış, başvurucunun SEGBİS vasıtasıyla duruşmaya katılmak istemediği yönünde Mahkemeye itirazda bulunduğuna dair herhangi bir beyanı da yer almamıştır. Başvurucunun savunma yaptığı bu duruşmada başvurucu hakkındaki suçlamaya konu deliller okunmuş ve tanık dinlenilmiştir. Mahkeme, bir sonraki celsede başvurucunun SEGBİS vasıtasıyla duruşmada hazır edilmesi için bulunduğu ceza infaz kurumuna müzekkere yazılmasına karar vererek duruşmayı 9/5/2018 tarihine ertelemiştir.
6. Başvurucu, ikinci celseye de SEGBİS vasıtasıyla katılmıştır. Tanıkların dinlenildiği celse sonunda Mahkeme bir sonraki celsede başvurucunun SEGBİS vasıtasıyla duruşmada hazır edilmesi için bulunduğu ceza infaz kurumuna müzekkere yazılmasına karar vererek duruşmayı 9/7/2018 tarihine ertelemiştir. Üçüncü celsede başvurucu yine duruşmaya SEGBİS vasıtasıyla uzaktan katılmış, bu celsede silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin hükümlerin uygulanma ihtimaline binaen başvurucuya ek savunma hakkı verilmiş, Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıklamış, başvurucu ve müdafii esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapabilmek için süre talep etmiştir. Celse sonunda mütalaaya karşı diyeceklerini bildirebilmesi ve son savunmasını hazırlayabilmesi için başvurucu ve müdafiine gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verilirken başvurucunun 14/11/2018 tarihindeki duruşma gün ve saatinde hazır edilmesi için bulunduğu ceza infaz kurumuna yazı yazılmasına karar verilmiştir.
7. Bir önceki celsede duruşmada hazır edilmesi için karar verilmesine rağmen dördüncü celsede başvurucu yine SEGBİS vasıtasıyla dinlenmiştir. Mahkemece bir önceki celsede verilen karara rağmen başvurucunun neden bizzat duruşmada hazır bulundurulmadığına dair bir açıklamada bulunulmamıştır. Celse sonunda Mahkeme, başvurucunun 26/11/2018 tarihindeki duruşma gün ve saatinde hazır edilmesi için bulunduğu ceza infaz kurumuna yazı yazılmasına karar vermiştir.
8. Başvurucu, yargılamanın 26/11/2018 tarihli son celsesine tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan SEGBİS vasıtasıyla katılmıştır. Mahkemece bir önceki celsede verilen karara rağmen başvurucunun neden bizzat duruşmada hazır bulundurulmadığına dair bir açıklamada bulunulmamıştır. Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütü üyeliği suçundan hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli kararda da başvurucunun duruşmalara SEGBİS vasıtasıyla katılımının neden gerekli görüldüğü hususunda herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır.
9. Başvurucu, gerekçeli istinaf ve temyiz dilekçelerinde -diğerlerinin yanı sıra- duruşmalarda bizzat hazır bulunarak savunma yapma talebini celse arasında Mahkemeye ilettiği hâlde talebi hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunulmadan duruşmalara SEGBİS vasıtasıyla katılmak zorunda bırakılması nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını belirtmiştir. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu; duruşmalara SEGBİS vasıtasıyla katılmak istemediğini, bizzat getirilmek suretiyle duruşmalara katılmak istediğini belirtmiş olmasına rağmen talebinin Mahkemece dikkate alınmadığını, SEGBİS vasıtasıyla duruşmalara katılmak zorunda bırakıldığını belirterek adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Bakanlık görüşünde, başvurucunun duruşmalarda bizzat hazır edilmeyip duruşmalara SEGBİS ile katılımının sağlanması suretiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarını ağır ceza mahkemesi önündeki yargılama kapsamında ve hakkında verilen mahkûmiyet kararına karşı kanun yoluna başvurduğunda ileri sürmediği, bu hususun Anayasa Mahkemesince yapılacak olan kabul edilebilirlik değerlendirmesinde dikkate alınmasının uygun olacağı ifade edilmiştir. Diğer yandan Bakanlık, başvurucunun müdafi yardımından da yararlanmak suretiyle herhangi bir sınırlamaya maruz kalmadan ve teknik bir bağlantı sorunu yaşamadan etkili bir şekilde savunma yapma imkânı bulduğunu ifade etmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
12. Anayasa Mahkemesi, Şehrivan Çoban ([GK], B. No: 2017/22672, 6/2/2020) ve Emrah Yayla ([GK], B. No: 2017/38732, 6/2/2020) kararlarında duruşmada hazır bulunma hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararlarda öncelikle kişilerin istemine aykırı olarak SEGBİS yoluyla duruşmaya katılmasının duruşmada hazır bulunma hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir. Bu müdahalenin kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük yönünden inceleneceğini ifade etmiştir. Anılan kararlarda 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 196. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin usul ekonomisinin gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmıştır (Şehrivan Çoban, §§ 72-104; Emrah Yayla, §§ 58-86).
13. Anılan kararlarda ölçülülük yönünden yapılan incelemede ise başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebinin hangi zorlayıcı nedene dayalı olarak kabul edilmediğinin ortaya konulmaması ve başvurucunun SEGBİS yoluyla katıldığı celselerde esaslı işlemlerin yapılması nedeniyle müdahalenin gerekli olmadığı değerlendirilmiştir. Somut olayda da başvurucu ve müdafiinin ilk celseden önce bizzat hazır bulunma taleplerini Mahkemeye iletmesi, sonraki celselerde yukarıda bahsedildiği üzere başvurucunun bizzat duruşmada hazır bulundurulmasına karar verilmesine rağmen nedeni açıklanmaksızın SEGBİS vasıtasıyla hazır edilmesi ve bu yöndeki itirazlarını istinaf ve temyiz dilekçelerinde de dile getirmesi dikkate alındığında, anılan kararlarda yer alan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır.
14. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
15. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
16. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan GK, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) GK, B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
17. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin duruşmada hazır bulunma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/237, K.2018/220) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,
E. 9.900 TL vekâlet ücretinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/7/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.