TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MUZAFFER DOĞANAY BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/3620)
Karar Tarihi: 16/6/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
Habip OĞUZ
Başvurucu
Muzaffer DOĞANAY
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; beyanları mahkûmiyet kararında belirleyici ölçüde delil olarak kullanılan tanıkların duruşmada sorgulanamadığı, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılma yapıldığı ve yargılamanın sonucunun adil olmadığı iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/1/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne ve tanık sorgulama hakkı, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı, suçların ve cezaların kanuniliği ilkesi dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, tanık sorgulama hakkı, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı, suçların ve cezaların kanuniliği ilkesine ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
3. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
4. Başvurucu, hakkında başlatılan adli soruşturma sonunda açılan kamu davasında Isparta 2. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
5. Mahkeme mahkûmiyet gerekçesinde, başvurucunun ByLock programını kullanmasına, FETÖ/PDY'ye müzahir web sitelerine çok sayıda giriş yapmasına ve soruşturma aşamasında bilgisine başvurulan tanık Y.K.nin başvurucunun örgüt üyesi olduğuna ilişkin beyanlarına dayanmıştır.
6. Başvurucunun istinaf talebi Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin (Ceza Dairesi) 14/12/2018 tarihli kararıyla esastan reddedilmiştir.
7. Başvurucu müdafii 21/1/2019 havale tarihli temyiz dilekçesinde Ceza Dairesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkemedeki savunmaları tekrarla ve resen nazara alınacak sebeplerle kararın bozulması talebinde bulunmuştur. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 25/9/2019 tarihli kararı ile hüküm onanmıştır.
8. Başvurucu 21/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Anayasa Mahkemesinin 16/6/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
10. Başvurucu; yargılama aşamasında tanık ifadesinin usulüne uygun alınmadığını, tanığın Mahkeme tarafından da dinlenmediğini, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırıldığını ve yargılamanın sonucunun adil olmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
11. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17). Bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddialar ile bu mahkemelere sunulmayan bilgi ve belgeler bireysel başvuru konusu edilemez (Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 20).
12. Somut olayda, başvurucu müdafiinin temyiz dilekçesinde söz konusu ihlal iddiasıyla ilgili olarak herhangi bir talepte bulunmadığı veya bu yönde bir itiraz ileri sürmediği anlaşılmıştır.
13. Açıklanan gerekçelerle başvuru konusu işleme karşı kanunda öngörülmüş yargısal başvuru yollarının tamamı tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığı anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 16/6/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.