TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
HAKAN SOYTEMİZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/9350)
Karar Tarihi: 16/6/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
Habip OĞUZ
Başvurucu
Hakan SOYTEMİZ
Vekili
Av. Gülizar TUNCER
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ihlal kararına dayanılarak yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle müdafi yardımından yararlanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 27/2/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, adil yargılanma hakkına ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, (Kapatılan) Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli) (Mahkeme) 27/12/2007 tarihli kararıyla yasa dışı örgüt üyelerine yardım ve yataklık etmek suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Anılan karar, Yargıtay incelemesinden geçerek 2/3/2009 tarihinde kesinleşmiştir.
6. Başvurucu, mahkûmiyetle sonuçlanan davaya ilişkin olarak 8/10/2009 tarihinde AİHM'e başvurmuştur. Başvurucu polis memurlarının baro tarafından görevlendirilen avukatını hukuka aykırı bir şekilde sorgu odasından çıkardıklarını, daha sonra kendisini suçlayıcı ifadeler vermeye zorladıklarını ve bu ifadelerin mahkûmiyetinin kesinleşmesi için yargılamayı yürüten mahkeme tarafından kullanıldığını şikâyet konusu yapmıştır.
7. AİHM kararında; yargılamayı yürüten mahkemenin başvurucunun polise verdiği ilk ifadeleri herhangi bir sıkı incelemeye tabi tutmadan ya da gerekli usuli güvenceleri almadan kullanmasının başvurunun savunma hakkına geri döndürülemez bir şekilde halel getirdiğini, başvurucunun susma hakkı ve kendi aleyhinde tanıklık etmeme hakkına usulsüzce zarar verdiğini ve yargılamaların bir bütün olarak adilliğini zedelediğini, böylece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile (3) numaralı fıkrasının (c) bendinin ihlal edildiğini belirtmiştir.
8. Başvurucu 17/10/2019 tarihli dilekçeyle anılan karara dayanarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Mahkeme, 21/11/2019 tarihli ek kararıyla başvurucunun yargılamanın yenilenmesine ilişkin yasal nedenlerden herhangi birini göstermediği gibi beyanlarının kanunun aradığı yargılamanın yenilenmesi şartlarına da uymadığını belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar vermiştir.
9. Başvurucu, AİHM'in kararıyla polis gözaltısı sırasında kendi seçtiği avukatın yardımından faydalanamadığı, baro tarafından atanan avukatın görevini yapmasına polis zoruyla engel olunduğu, ardından kendi seçtiği avukatın yokluğunda hakkındaki suçlamaları kabul eden ifade vermeye zorlandığı ve ulusal mahkemelerin de bu ifadelere dayanarak karar verdiği, bunun adil yargılama hakkını ihlal ettiğinin belirtildiği, en uygun giderim yolunun yeniden yargılama olduğunun hüküm altına alındığını belirterek karara itiraz etmiştir.
10. Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesi 23/1/2020 tarihli kararıyla başvurucunun itirazını reddetmiştir.
11. Başvurucu 27/2/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
12. Bakanlık 12/2/2021 tarihli yazısı ile AİHM kararını Mahkemeye göndermiştir. Bunun üzerine Mahkeme 11/3/2021 tarihli ek kararıyla, başvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olduğu kanaatiyle yeniden yargılama yapılmak üzere duruşma açılmasına ve dosyanın yeni bir esasa kaydedilmesine karar vermiştir. Mahkeme 14/4/2022 tarihinde 27/12/2007 tarihli hükmün onaylanmasına karar vermiştir. Karar tarihi itibarıyla dava Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde derdesttir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Anayasa Mahkemesinin 16/6/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
14. Başvurucu, Mahkemenin yeniden yargılama talebini reddetmesi nedeniyle kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafiin yardımından yararlanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
15. Bakanlık görüşünde, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği, mevcut başvurunun kabul edilebilirliğine dair yapılacak incelemede başvurucunun iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığı hususunun da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık devamında, başvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunurken yeterli özeni göstermediğini, öte yandan başvurucunun yargılandığı davada avukatsız alınan beyanlarının aksine de savunma yapmadığını, sonuç olarak başvurucu hakkında yürütülen başvuruya konu ceza yargılamasının bütünlüğü içerisinde adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği hususunun Anayasa Mahkemesi tarafından takdir edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
B. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincillik niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).
17. Başvuru konusu olayda, bireysel başvuru sonrasında başvurucunun ihlal iddiasına konu ettiği yargılamanın yenilenmesi talebinin Mahkemece yeni bir esas üzerinden devam ettiği ve derdest olduğu anlaşılmaktadır (bkz. § 12). Bireysel başvuru sonrasında yaşanan bu gelişmenin bireysel başvuru incelemesinde nazara alınacağı kuşkusuzdur.
18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Müdafi yardımından yararlanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/6/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.