logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Halil İbrahim Şen [2.B.], B. No: 2020/36425, 15/5/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HALİL İBRAHİM ŞEN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/36425)

 

Karar Tarihi: 15/5/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Tuğba YILDIZ

Başvurucu

:

Halil İbrahim ŞEN

Vekili

:

Av. Dursun KARACA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1-  Başvuru, hükme esas alınan bilirkişi raporunun tebliğ edilmemesi ve eksik incelemeye istinaden karar verilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2-  Başvurucu Van Albayrak 6. Hudut Alay Komutanlığında uzman çavuş olarak görev yapmaktayken rahatsızlanması üzerine hastaneye sevkedilmiş ve hakkında düzenlenen 19/10/2010 tarihli sağlık raporunda "Her İki Kulakta 4000 (Dahil) Frekanstan İtibaren 60 DB Üzerinde Sensörinöral İşitme Kaybı" tanısıyla "TSK'da görev yapamaz." kararı alınmıştır. 20/12/2010 tarihi itibarıyla başvurucunun Türk Silahlı Kuvvetleriyle (TSK) ilişiği kesilmiştir. Sağlık kurulu tarafından yapılan değerlendirme neticesinde; başvurucunun rahatsızlığının vazifesinin sebep ve tesiriyle meydana gelmediğine, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 44. maddesi uyarınca adi malul olduğuna karar verilmiştir.

3. Başvurucu rahatsızlığının görevinin neden ve etkisiyle meydana geldiğinden bahisle hakkında 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu uyarınca vazife malulü sayılması talebinde bulunmuş talebinin zımnen reddedilmesi üzerine Ankara 14. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) iptal davası açmıştır.

4. Mahkeme 23/2/2018 tarihli kararla davanın reddine karar vermiştir. Karar gerekçesinde; 26/12/2017 tarihli ara karar ile başvurucunun maluliyetine neden olan rahatsızlığın görevinin neden ve etkisiyle meydana gelip gelmediğinin saptanması amacıyla Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulundan uyuşmazlığa ilişkin rapor alındığı belirtilmiştir. Alınan raporda; yüksek frekanslardaki sensörinöral işitme kaybının görevi sırasında oluşmuş olabileceği, fakat daha öncesinde odyometri değerlendirmesi ve olay tutanağı olmadığı için işitme kaybının görev sırasında olup olmadığının belirlenemediği tıbbi kanaatine varıldığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği ifade edilmiştir. Bu durumda; başvurucunun maluliyetine neden olan rahatsızlığının görevinin neden ve etkisiyle meydana geldiğinin Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen raporla da ortaya konulamadığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, başvurucunun söz konusu maluliyetine neden olan, ancak görevinin neden ve etkisiyle meydana geldiği ortaya konulamayan rahatsızlığının, dosyadaki bilgi ve belgeler ile yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden 3713 sayılı Kanun'da tanımlanan şekilde terör eylemine muhatap kalması sonucu meydana gelmediği, dolayısıyla anılan Kanun hükümlerinden yararlandırılamayacağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmadığı vurgulanmıştır.

5. Başvurucu, hükme esas alınan raporun kendisine tebliğ edilmediğini, gerekli belgelerin çalıştığı kurumdan alınmadığını ve Sosyal Güvenlik Kurumunun bildirdiği evrakla yetinildiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.

6. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi 8/10/2020 tarihinde Mahkeme kararını hukuka uygun bularak istinaf talebini reddetmiştir.

7. Başvurucu nihai hükmü 5/11/2020 tarihinde öğrendikten sonra 26/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

A. Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

8. Başvurucu, hükme esas alınan sağlık raporunun kendisine tebliğ edilmediğini, bu nedenle rapora karşı itiraz hakkını kullanamadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

9. Başvurucunun söz konusu şikâyetleri adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri kapsamında incelenmiştir.

10. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

11. Adil yargılanma hakkının unsurlarından biri de silahların eşitliği ilkesidir. Silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarının usul hakları bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelmektedir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).

12. Silahların eşitliği ilkesinin tamamlayıcısı olan çelişmeli yargılanma hakkı, kural olarak bir hukuk ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı vermektedir. Bu çerçevede başvuranların bilirkişi raporunun sonucuna itiraz edememesi ya da delillerle ilgili görüş bildirmelerine fırsat verilmemesi çelişmeli yargılanma hakkının ihlali olarak değerlendirilebilmektedir (Hüseyin Sezen, B. No: 2013/1793, 18/9/2014, § 38).

13. Mevcut yargılamada geçerli olan delil sunma ve inceleme yöntemlerinin adil yargılanma hakkına uygun olup olmadığını denetlemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Anayasa Mahkemesinin görevi başvuru konusu yargılamanın bütünlüğü içinde adil olup olmadığının değerlendirilmesidir. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara iddialarını sunmak hususunda uygun olanakların sağlanması şarttır. Bu anlamda delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik iddialarının da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilmesi gerekir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 27).

14. Başvurucu, sağlık raporunun kendisine tebliğ edilmediğini, bu rapora karşı itirazda bulunamadığını ileri sürmüştür. Başvurucunun tebliğ edilmediğini belirttiği sağlık raporu, hükme esas alınan 15/2/2018 tarihli rapordur. Dosya içeriğinden ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinde yapılan incelemeden Mahkemenin, 26/12/2017 tarihli ara kararı uyarınca Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenerek Mahkemeye gönderilen sağlık raporunu başvurucuya tebliğ etmeden yargılamayı sonuçlandırdığı, başvurucunun yargılamanın sonuçlanmasında esas alınan söz konusu sağlık raporuna dair bilgileri Mahkemenin gerekçeli kararı ile öğrendiği anlaşılmaktadır.

15. Mahkemenin belirtilen uygulamasının silahların eşitliği veçelişmeli yargılama ilkeleriyle örtüşmediği açık olmakla birlikte bu durumun adil yargılanma hakkı bakımından bir ihlale yol açıp açmadığının belirlenebilmesi için bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetinin zedelenip zedelenmediği değerlendirilmelidir.

16. Başvurucunun tebliğ edilmediğini belirttiği, hükme esas alınan 15/2/2018 tarihli sağlık raporuna Mahkemenin 23/2/2018 tarihli gerekçeli kararında ayrıntılarıyla yer verilmiş, raporun tespit ettiği hususlar tek tek açıklanmıştır. Bu bağlamda başvurucunun sağlık raporundan gerekçeli karar ile haberdar olduğu ve istinaf dilekçesinde diğer itirazlarla birlikte rapora dair itirazlarını da sunabildiği görülmektedir. Kaldı ki belirtilen rapor uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak alınan ilk rapor da değildir. Düzenlenen rapor, daha önce başvurucu hakkında verilen raporla aynı doğrultudadır (§ 2). Nitekim başvurucu dava dilekçesinde ilk alınan rapora karşı da şikâyetlerini dile getirmiştir.

17. Başvuruya konu somut yargılamanın bütünü yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda incelendiğinde başvurucunun yargılamanın sonucunu etkileyecek usule ilişkin bir imkândan mahrum kalmadığı anlaşıldığından silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine yönelik açık ve görünür bir ihlalin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

19. Başvurucu, Mahkemenin olaya ilişkin gerekli belgeleri çalıştığı kurumdan temin etmediğini, görevdeyken çok sayıda patlayıcı madde kullandığını, Mahkemenin bu hususu araştırmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

20. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması, uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

21. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı incelenerek yukarıda belirtilen (bkz. § 4) gerekçe ile hüküm kurulmuştur.

22. Mevzuatın, somut olayın ve delillerin yorumlanması, yukarıda anılan ilkeler uyarınca uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin takdirinde olup bireysel başvuruda değerlendirmeye konu edilemez.

23. Buna göre başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 15/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Halil İbrahim Şen [2.B.], B. No: 2020/36425, 15/5/2024, § …)
   
Başvuru Adı HALİL İBRAHİM ŞEN
Başvuru No 2020/36425
Başvuru Tarihi 26/11/2020
Karar Tarihi 15/5/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, hükme esas alınan bilirkişi raporunun tebliğ edilmemesi ve eksik incelemeye istinaden karar verilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (İdare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Kanun yolu şikâyeti (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi