TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ERCAN ŞENTÜRK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2020/37515)
|
|
Karar Tarihi:15/4/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
|
|
Metin KIRATLI
|
Raportör
|
:
|
C. Ece YALIM
|
Başvurucu
|
:
|
Ercan ŞENTÜRK
|
Vasisi
|
:
|
Bayram ŞENTÜRK
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, gece vakti alkollü içecek satışı yapıldığı gerekçesiyle idari para cezası verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerince 4/10/2019 günü saat 02.00 civarında Tekirdağ'da başvurucunun işlettiği marketten alkollü içecek satışı yapıldığı tespit edilerek tutanak düzenlenmiştir. Tutanakta B.A.K.nin elinde bulunan poşet ile başvurucunun marketinden çıkıp aracına bindiği, B.A.K.nin durdurularak poşetin içinde ne olduğunun sorulduğu, B.A.K.nin poşeti aracın koltuğunun altına itip sadece sigara olduğunu söylediği, görevlilerin poşeti görmek istediklerini söylemesi üzerine B.A.K.nin alkol aldığını söylediği, poşeti göstermek istemediği, tekrar görevlilerin poşetin içinde ne olduğunu sormaları üzerine B.A.K.nin poşeti açıp içini gösterdiği, 2 adet T. marka bira, 3 adet B. marka şarap olduğunun görüldüğü ifade edilmiştir. Tutanakta ayrıca başvurucunun işyerine girilerek B.A.K.ye satış yapılıp yapılmadığının sorulduğu, işyeri sorumlusu B.Ş.nin ise B.A.K.yi tanımadığını sadece iki paket sigara sattığını söylediği belirtilmiştir. Aynı gün saat 03.00'te düzenlendiği belirtilen tutanak, kolluk görevlileri ve B.A.K. tarafından imzalanmıştır.
3. B.A.K. 4/10/2019 tarihinde kolluk tarafından alınan beyanında, elinde beyaz poşet içinde siyah poşet bulunduğu hâlde markete girdiğini, poşetin içinde iki adet T. marka bira, 3 adet B. marka şarap olduğunu, başvurucuya ait marketten iki paket sigara alıp 37 TL para ödediğini beyan etmiştir.
4. Başvurucunun vasisi B.Ş. 11/10/2019 tarihinde kolluk tarafından alınan beyanında, başvurucuya ait işyerinde sorumlu olarak bulunduğu sırada daha önceden tanıyıp bildiği B.A.K. isimli müşterinin işyerine girdiğini, işyerinde başkaları olduğu için elinde poşet olup olmadığını hatırlamadığını, iki paket sigara satın alıp kendisine marketi kapattıktan sonra birşeyler içmeyi teklif ettiğini, kendisinin kabul etmediğini beyan etmiştir. B.Ş. ayrıca B.A.K.nin marketten ayrıldıktan kısa bir süre sonra kolluk görevlileri ile geldiğini, görevlilerin kendisine B.A.K.ye alkollü içecek satıp satmadığını sorduğunu, kendisinin de yalnızca iki paket sigara sattığını söylediğini, B. marka içeceğin satış yaptığı ürünlerden olmadığını belirtmiştir. B.Ş. beyanında ayrıca kolluk görevlilerinin işyerinde bulunan kameranın faal olup olmadığını sorduğunu, kameranın harddisk arızası nedeniyle çalışmadığını beyan ettiğini, bir elektrik firmasının 1/10/2019 tarihinde arızaya ilişkin tutanak tuttuğunu, kendisinin kesinlikle B.A.K.ye alkollü içecek satışı yapmadığını bildirmiştir.
5. Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığınca (İdare) 3/3/2020 tarihinde başvurucu aleyhine 8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu'nun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasına göre alkollü içkilerin 22.00'den sonra satılamayacağı hükmüne dayanılarak 52.060 TL idari para cezası uygulanmıştır. İdari para cezası tutarı 4250 sayılı Kanun'un 7. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi ile aynı hükmün (3) numaralı fıkrası çerçevesinde 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamülleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun'un 8. maddesinin (k) bendine göre belirlenmiştir.
6. Başvurucu, bu idari para cezası kararına karşı 2/4/2020 tarihinde Tekirdağ 2. Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) itirazda bulunmuştur. Başvurucu itiraz dilekçesinde satıldığı iddia edilen B. marka içeceğin market raflarında olmadığını, bu ürünün satılmadığını, fiyatlama listesinde olmadığını polislere belirtmesine rağmen tutanak düzenlendiğini, B.A.K. isimli şahsın dükkanından sadece iki adet sigara satın aldığını, elindeki beyaz poşetin içerisinde 3 adet B. marka ile 2 adet T. marka içkileri evinden getirdiğini, B. marka alkollü içkinin sattığı 11 adet farklı içecek arasında olmadığını, tedarikçi firmalara ait dilekçesinin ekinde 32 tane fatura arasında böyle bir mamülün bulunmadığını belirterek idari para cezasının iptalini talep etmiştir.
7. İdarece verilen cevap dilekçesinde B.A.K.nin elleri boş bir şekilde başvurucunun işlettiği markete girip poşet ile marketten çıktığı, yapılan kontrolde poşetin içinde alkollü içecek bulunduğu, idari para cezası tutanağının resmî evrak niteliği nedeniyle aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğu, başkaca delillerle ispat edilmesinin gerekmediği belirtilmiştir. İdare ayrıca idari para cezasının alt sınırdan tayin edildiğini, ölçülü olduğunu da cevap dilekçesinde değerlendirmiştir.
8. Hâkimlik 8/9/2020 tarihinde itirazı reddetmiştir. Kararın gerekçesinde; alkollü içkilerin genel olarak siyah poşet içine konularak satıldığını, başvurucuya ait işyerinden çıkarken B.A.K.nin elinde bulunan beyaz poşet içindeki siyah poşette alkollü içeceklerin bulunduğunu, beyaz poşetin siyah poşeti gizlemek amacıyla kullanıldığını, marketten çıkış esnasında elde bulunan malzemelerin o marketten alındığına karine teşkil ettiğini belirtmiştir. Hâkimlik; idari para cezası karar tutanağının resmî evrak niteliğinde bulunduğunun ve aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğunun, ispat kuvveti bakımından başka bir delille (kamera kaydı gibi) desteklenmesinin gerekmediğinin Yargıtayca kabul edildiğini, her ne kadar işyerinde B. marka alkollü içecek satılmadığı iddia edilmişse de aynı poşet içinde 2 adet T. marka biranın da bulunduğunu, söz konusu alkollü içeceğin satışının yapılmadığı konusunda başvurucunun bir beyanının olmadığını, idari para cezasında hukuka aykırılık bulunmadığını tespit etmiştir.
9. Başvurucu, Hâkimlik kararına 17/9/2020 tarihinde itiraz etmiştir. Başvurucunun itirazını değerlendiren Tekirdağ 1. Sulh Ceza Hâkimliği 12/10/2020 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir. Anılan kararın gerekçesinde Hâkimlik kararının usul ve kanuna uygun olduğu belirtilmiştir.
10. Başvurucu, nihai kararın 26/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğini bildirmiş, 26/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
11. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
12. Başvurucu; salt kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre idari para cezası verildiğini, söz konusu tutanağın aksini ispat etmek için kendisine imkân tanınmadığını, itirazının gerekçesiz olarak reddedildiğini, idari para cezası miktarının çok yüksek olması nedeniyle işletmesinin geleceğinin tehlikeye atıldığını belirterek adil yargılanma hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
13. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru usulü" başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler. ..."
14. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Başvuru süresi ve mazeret" başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
15. 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir (Yasin Yaman [1. B.], B. No: 2012/1075, 12/2/2013, §§ 18, 19). Bireysel başvurunun kabul edilebilirlik koşullarından olan başvuru süresine riayet edilmesi şartı, bireysel başvuru incelemesinin her aşamasında resen nazara alınması gereken bir başvuru koşuludur (Taner Kurban [2. B.], B. No: 2013/1582, 7/11/2013, § 19). Ayrıca otuz günlük sürenin başlangıcında kanun hükmü gereği öğrenme tarihi esas alınmalıdır (Mehmet Özcan [1. B.], B. No: 2019/6266, 15/1/2020, § 20).
16. Bireysel başvuru süresinin işlemeye başlaması yönünden nihai kararın gerekçesinin tebliği, öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu [2. B.], B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu olabilir. Başvurucunun nihai kararın gerekçesini dava dosyasını incelemek suretiyle öğrenmesi mümkündür. Bu doğrultuda dosyadan suret alınması gibi hâllerde başvurucunun gerekçeli kararı öğrendiği kabul edilebilir. Başvurucuların nihai kararın gerekçesini öğrendiklerini beyan ettikleri tarih de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi [1. B.], B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
17. Somut olayda başvurucu nihai kararın kendisine 26/10/2020 tarihinde tebliğ edildiğini bireysel başvuru formunda beyan etmiştir. Dolayısıyla bireysel başvuru konusu yargılama sürecine ilişkin nihai karardan 26/10/2020 tarihinde haberdar olduğu anlaşılan başvurucunun otuz günlük bireysel başvuru süresinden sonra 26/11/2020 tarihinde gerçekleştirdiği bireysel başvurusunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 15/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.