logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Asef Koç [1. B.], B. No: 2020/38274, 10/12/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ASEF KOÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/38274)

 

Karar Tarihi:10/12/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Fatih ALKAN

Başvurucu

:

Asef KOÇ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; tutuklu olan başvurucuya kravat verilmemesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının, savcılık görüşünün tebliğ edilmemesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmaları kapsamında 2018 yılında tutuklanmış ve Osmaniye 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna konulmuştur. İdare ve Gözlem Kurulunun (Kurul) 17/7/2017 tarihli kararıyla hükümlü ve tutuklular ile kurumun güvenliğinin sağlanması, oda ve eklentiler ile adliye ve hastane sevklerinde asayişin korunması amacıyla mahpusların yakınları tarafından getirilen kravatların kuruma alınmamasına karar verilmiştir.

3. Başvurucu; duruşmalarda, açık ve kapalı görüşler ile özel günlerde kravat takmak istediğini, ilgili Kurulca verilen kravat yasağına ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu ve ailesinin temin edeceği kravatın kendisine teslim edilmesi gerektiğini ileri sürerek söz konusu uygulamanın kaldırılması talebiyle şikâyet başvurusunda bulunmuştur. Osmaniye İnfaz Hâkimliği, alınan idari kararda hukuka aykırı bir yönün bulunmadığı gerekçesiyle 23/10/2020 tarihinde şikâyetin reddine karar vermiştir. İtiraz talebi, kararda usule ve kanunaaykırılık olmadığı gerekçesiyle Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/11/2020 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

4. Başvurucu, nihai kararı 18/11/2020 tarihinde öğrenmiş ve 2/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

5. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

6. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Özel Hayata Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

7. Başvurucu; talep ettiği ve yakınlarının temin edebileceği bir kravatın kendisine verilmemesi nedeniyle duruşmalarda ve görüş günlerinde kravat takamadığını, bu uygulamanın ayrımcı bir tutuma dayandırıldığını ve insanlık dışı muamele teşkil ettiğini, mahkemelerce verilen kararların gerekçesinin yetersiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek özel hayata saygı hakkının, işkence ve kötü muamele yasağının, eşitlik ilkesi ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

8. Adalet Bakanlığının (Bakanlık) görüşünde; mevcut başvuruda başvurucunun özel hayata saygı hakkı kapsamında önemli bir zarara uğrayıp uğramadığı ve anılan hakkın ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi içtihadının ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

9. Anayasa Mahkemesi, K.V. [GK] (B. No: 2014/2293, 1/12/2016) ile Seyfeddin Bahar (B. No: 2014/10204, 5/4/2017) başvurularında, 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında anayasal ve kişisel önemi düşük olan veya bulunmayan başvuruların esastan incelenmeksizin reddedilebileceğinin hüküm altına alındığını ve anılan düzenlemenin kaynağının hâkimin önemsiz ve küçük işlerle uğraşmaması gerektiğini ifade eden kadim De minimis non curat praetor ilkesi olduğunu vurgulamıştır. Buna göre, Kanun’da anayasal ve kişisel önemden yoksun başvuruların kabul edilemez bulunabilmesi için iki koşul öngörülmüştür: Anayasal önem olarak adlandırılabilecek olan birinci koşul başvurunun Anayasa’nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımaması, kişisel önem olarak adlandırılabilecek olan ikinci koşul ise başvurucunun önemli bir zarara uğramamasıdır (K.V., §§ 55-57; Seyfeddin Bahar, § 26).

10. Anayasa Mahkemesi, anayasal önemin temel hak ve özgürlüklere ilişkin Anayasa hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması açısından önem taşıma şeklinde ifade edilebilecek iki unsurunun bulunduğunu kabul etmiştir (K.V., § 61; Seyfeddin Bahar, § 27). Kişisel önemin bulunmaması koşulu ise somut olayın başvurucunun kişisel durumu üzerindeki olumsuz etkisinin derecesiyle ilgilidir. Somut olayda ortaya çıkan kişisel zararın önemli olup olmadığı başvurucunun subjektif algısı belirlemez. Bu husus başvurucunun içinde bulunduğu koşullar da dâhil olmak üzere her olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak ve objektif verilerden hareket edilerek Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilir (K.V., §§ 66, 67; Seyfeddin Bahar, § 30). Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi, radyo, şalvar, şal, küçük makas, para bandı, kalemlik, keçeli kalem, tırnak makası ve yelek gibi birtakım eşyaların mahpusa güvenlik gerekçesiyle verilmemesi şeklindeki uygulamanın konu edildiği Murat Türk (4) (B. No: 2015/19665, 28/6/2018) başvurusunu anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle kabul edilemez nitelikte bulmuştur.

11. Somut olayda başvurucunun iddiası, ailesi tarafından temin edilecek kravatın kendisine teslim edilmesinin ve kravat takma talebinin ceza infaz kurumu tarafından engellenmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkindir. Bu hususta başvurucu, görüş günlerinde ve duruşmalarda kravat takamadığını belirtmiş; başkaca bir açıklamada bulunmamıştır. Başvuruya konu edilen hususun genel bir soruna işaret etmediği, Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından da önem taşıdığının ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır.

12. Öte yandan başvuruya konu edilen eşyanın gerekliliği ve bu eşyanın kullanılamaması durumunda yaşanması muhtemel elem, sıkıntı ya da diğer başka manevi zorluklar konusunda başvurucu tarafından hiçbir subjektif ve somut açıklamada bulunulmadığı görülmektedir. Ayrıca söz konusu eşyanın objektif olarak nitelendirilebilecek nitelikte temel bir ihtiyaç maddesi olmadığı veya yaşamsal bir öneminin bulunmadığı açıktır. Ceza infaz kurumunda tutulmasından dolayı başvurucunun birtakım sınırlamalara maruz kalmasının doğal olduğu ve söz konusu uygulamanın güvenlik kaygısı doğrultusunda sınırlı şekilde uygulandığı da dikkate alındığında, başvurucu açısından ne derece gerekli olduğu hususunda bir herhangi bir açıklamanın yapılmadığı başvuruya konu olan sınırlamanın ölçülülükten uzak olmadığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla söz konusu eşyanın güvenlik gerekçesiyle başvurucuya verilmemesinin kendisi açısından önemli bir zarar doğurmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

13. Bu açıklamalar çerçevesinde Mahkemenin sıklıkla uyguladığı ve açık bir içtihadının bulunduğu özel hayata saygı hakkı kapsamında yapılan başvurunun Anayasa'nın yorumlanması ve uygulanması açısından önem taşıdığı, başvuru formunda ileri sürülen mevcut koşullarda başvurucunun önemli bir zarara uğradığı söylenemeyecektir.

14. Açıklanan gerekçelerle, başvurunun bu kısmının anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

15. Başvurucu, savcılık görüşünün kendisine tebliğ edilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

16. Anayasa Mahkemesi, Selahattin Demirtaş (4) (B. No: 2017/27359, 10/6/2020, §§ 33-35) kararında; İnfaz Hâkimliğine şikâyet incelemeleri sırasında alınan savcılık görüşünün şikâyetçilere bildirilmemesinin anayasal önem taşımadığını, içeriğinde başvurucunun cevap vermesini gerektirmeyen ve daha önce ileri sürülmemiş yeni bir olgudan bahsedilmeyen durumlarda savcılık görüşünün başvurucuya bildirilmemesinin önemli bir zarara da neden olmadığını ifade etmiştir. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

17. Açıklanan gerekçelerle, başvurunun bu kısmının da anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 10/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Asef Koç [1. B.], B. No: 2020/38274, 10/12/2024, § …)
   
Başvuru Adı ASEF KOÇ
Başvuru No 2020/38274
Başvuru Tarihi 2/12/2020
Karar Tarihi 10/12/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutuklu olan başvurucuya kravat verilmemesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının, savcılık görüşünün tebliğ edilmemesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Ceza infaz kurumu uygulamaları Anayasal ve Kişisel Önemin Olmaması
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (ceza) Anayasal ve Kişisel Önemin Olmaması
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi