TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
LOKMAN KILIÇ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/38368)
Karar Tarihi: 18/10/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Muhammed Cemil KANDEMİR
Başvurucu
Lokman KILIÇ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, İdare Mahkemesinde açılan davada verilen görevsizlik kararı nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ve kadastro tespitine itiraz davasının uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu; hatalı yapılan kadastro tespitleri nedeniyle dava açtığını ve bu davanın çok uzun sürdüğünü, bu sürede malik sıfatıyla taşınmazlardan yararlanamadığını ileri sürerek 25/8/2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi aracılığıyla tazminat talebiyle başvuru yapmıştır.
3. Başvurucunun talebi Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 29/8/2019 tarihli işlemiyle reddedilmiştir.
4. Başvurucu bu işleminin iptali ve 75.000 TL maddi, 75.000 TL manevi olmak üzere toplam 150.000 TL tazminatın ödenmesi talebiyle Erzincan İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır.
5. Mahkeme, adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davayı görev yönünden reddetmiştir.
6. Başvurucunun istinaf talebi Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesince (Bölge İdare Mahkemesi) kesin olarak reddedilmiştir.
7. Başvurucu nihai kararı 5/11/2020 tarihinde öğrenmiş ve 4/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
9. Başvurucu; davasının konusunun kadastro mahkemesi kararı olmadığını, kadastro tespitlerinin yanlış yapılması nedeniyle açtığı davanın yıllarca sürmesi olduğunu, açtığı davada idari yargının görevli olduğunu, temyiz sınırının altında kaldığı gerekçesiyle kendisine temyiz hakkı verilmediğini belirterek adil yargılanma hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Bakanlık görüşünde; başvurucunun kanun yolunun açık olduğu iddiasını öncelikli olarak kanun yolunda ileri sürmesi gerektiği, Anayasa Mahkemesinin kararlarının bu yönde olduğu belirtilmiştir.
10. Başvurucunun iddialarının mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
11. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
12. Başvuru yollarının tüketilmesi gereğinden söz edilebilmesi için öncelikle hukuk sisteminde hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişinin başvurabileceği idari veya yargısal bir hukuki yolun öngörülmüş olması gerekmektedir. Ayrıca bu hukuki yolun iddia edilen ihlalin sonuçlarını giderici, etkili ve başvurucu açısından makul bir çabayla ulaşılabilir nitelikte olması ve sadece kâğıt üzerinde kalmayıp fiilen de işlerliğe sahip bulunması gerekmektedir. Olmayan bir hukuki yolun tüketilmesi başvurucudan beklenemeyeceği gibi hukuken veya fiilen etkili bulunmayan, ihlalin sonuçlarını düzeltici bir vasıf taşımayan veya aşırı ve olağan olmayan birtakım şeklî koşulların öngörülmesi nedeniyle fiilen erişilebilir ve kullanılabilir olmaktan uzaklaşan başvuru yollarının tüketilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır (Fatma Yıldırım, B. No: 2014/6577, 16/2/2017, § 39).
13. Somut olayda başvurucunun idari yargıda açtığı dava, adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddedilmiştir. Başvurucunun bu karar üzerine adli yargıda dava açtığına ilişkin bir beyanı yoktur. Başvurucunun idari yargıda açtığı davanın görev yönünden reddedilmesi üzerine adli yargıda dava açabileceği, adli yargının da kendisini görevsiz görmesi hâlinde Uyuşmazlık Mahkemesine başvurması mümkündür.
14. Başvurucunun idari yargının verdiği davanın görev yönünden reddine ilişkin karar üzerine adli yargıda dava açmadığı ve bu yolu tüketmediği anlaşılmaktadır.
15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Kadastro Tespitine İtiraz Davasının Uzun Sürmesi Nedeniyle Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
16. Başvurucu; hatalı kadastro işlemleri nedeniyle dava açmak zorunda kaldığını ve bu davanın çok uzun sürede neticelendiğini, bu sırada gayrimenkulde dilediği gibi tasarruf edemediğini, tüm bu gerekçelerle açtığı tam yargı davasının ise görev yönünden reddedildiğini belirterek anılan karar sebebiyle mülkiyet ve makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
17. Başvurucunun iddialarının esasının hatalı kadastro işlemleri nedeniyle açılan kadastro tespit davasının uzun sürmesi olduğu anlaşıldığından söz konusu iddianın makul sürede yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
18. Başvurucu, uzun sürdüğünü iddia ettiği kadastro tespit davasında verilen kararın 17/12/2014 tarihinde kesinleştiğini ifade etmiştir.
19. Başvurucunun kadastro davasının uzun sürdüğünü en geç CİMER'e başvuruyaptığı 25/8/2019 tarihinde öğrendiğinin kabul edilmesi gerekir. Bu durumda 25/8/2019 tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunması gerekirken başvurucu 4/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
20. Açıklanan gerekçelerle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia yönünden başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.