logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mohamed Şirin Aslankılıç [1. B.], B. No: 2020/39862, 5/11/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MOHAMED ŞİRİN ASLANKILIÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/39862)

 

Karar Tarihi: 5/11/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Kamber Ozan TUTAL

Başvurucu

:

Mohamed Şirin ASLANKILIÇ

Vekili

:

Av. Hüseyin AKÇARA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, tapu harcı ve masraflarının tazmin edilmesine ilişkin davanın süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Doktor olan başvurucu 28/10/2011 tarihinde Diyarbakır'ın Sur ilçesi Bağıvar köyünde yer alan bağımsız bölümü, 91.600 TL bedel karşılığında tapuda satın almıştır.

3. Sur Belediyesi (Belediye) Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü 27/12/2017 tarihinde aralarında başvurucunun maliki olduğu bağımsız bölümün de bulunduğu, mühürlenen binaların on gün içinde yıkılması, aksi takdirde 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca yıkılmasına ve yıkım masrafının %20 fazlasıyla tahsil edilmesine karar vermiştir. Başvurucu, işlemin iptali için Belediyeye karşı dava açmıştır.

4. Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi 24/4/2019 tarihinde davayı kabul etmiş ve dava konusu işlemi iptal etmiş; kararda, yıkım kararına yönelik işlemin öncelikle encümen tarafından tesis edilebileceğini, encümen kararı alınmaksızın yıkım kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca sadece yapılan yıkım masrafının istenebileceğini açıklamıştır. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi 28/10/2020 tarihinde davalı Belediyenin istinaf başvurusunu kesin olmak üzere reddetmiştir.

5. Başvurucu 20/7/2020 tarihinde Belediyeye karşı yıkım nedeniyle uğradığı zarar kapsamında yapının bedeli, arsanın değer kaybı ve taşınmazın alımı sırasında ödediği tapu harç ve masraflarının tazmin edilmesi için dava açmıştır. Başvurucu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL talep etmiştir.

6. Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi 28/7/2020 tarihinde tapu harç ve masrafları iddiası yönünden ayrı bir dava açılması gerektiğini belirterek dava dilekçesini reddetmiştir.

7. Başvurucu 8/8/2020 tarihinde tapu harç ve masrafları için ayrı dava açmıştır. Dava dilekçesinde; hukuka aykırı yıkım işlemi sonucunda taşınmazın vasfının arsa olarak değiştiğini, taşınmazı satın alırken konut değeri üzerinden tapu harcı ve masrafları ödediğini, taşınmazın vasfının değişmesi sonucundan fazladan ödediği tapu harç ve masraflarının iadesi gerektiğini ileri sürmüştür. Vasfı konuttan arsaya dönüşen taşınmazın değerini ve buna bağlı olarak tapu harç ve masraflarının hesaplanması için bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirtmiş ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL'nin 28/10/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmin edilmesini talep etmiştir.

8. Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi 13/8/2020 tarihinde görevsizlik kararı vermiştir. Diyarbakır Vergi Mahkemesi (Vergi Mahkemesi) 20/8/2020 tarihinde karşı görevsizlik kararı vermiştir. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdari Dava Dairesi 16/9/2020 tarihinde Vergi Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermiştir.

9. Vergi Mahkemesi 14/11/2020 tarihinde süre aşımından dolayı davayı kesin olmak üzere reddetmiş; karar gerekçesinde Diyarbakır 3. İdare Mahkemesinin 24/4/2019 tarihli kararının Sur Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 27/12/2017 tarihli işleminin iptaline ilişkin olduğunu vurgulamıştır. İptal kararının yıkım kararının iptaline yönelik olmadığını, 28/12/2017 tarihli encümen kararıyla yıkım işlemine ilişkin eksikliğin giderildiğini, bu işleme dayanılarak 2018 yılı içinde yıkımın gerçekleştiğini açıklamıştır. Buna göre 2018 yılı içinde yıkımın gerçekleştiği gözetildiğinde açılacak tam yargı davasının da 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. maddesinde belirtildiği gibi altmış gün içinde veya aynı Kanun'un 11. maddesi işletilerek açılması gerekirken 20/7/2020 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığını belirtmiştir.

10. Başvurucu, nihai hükmü 14/11/2020 tarihinde öğrendikten sonra 9/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur

11. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu; iptal davası sonrasında 2577 sayılı Kanun'un 12. maddesine uygun olarak süresinde tam yargı davasını açtığını, taşınmazı satın alırken ödediği tapu harç ve masrafının taşınmazın vasfını değiştiren işlemin iptali kararına bağlı olarak iade edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

13. Anayasa Mahkemesi anayasal ve kişisel önem kriterini daha önce K.V. ([GK], B. No: 2014/2293, 1/12/2016) kararında incelemiş, temel ilkelerini belirlemiştir. Buna göre kanunda anayasal ve kişisel önemden yoksun başvuruların kabul edilemez bulunabilmesi için iki şart öngörülmüştür: Anayasal önem olarak adlandırılabilecek olan birinci şart başvurunun Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımaması, kişisel önem olarak adlandırılabilecek olan ikinci şart ise başvurucunun önemli bir zarara uğramamasıdır.

14. Kişisel önem şartı, başvurucunun önemli bir zarara uğramamış olmasını ifade eder (K.V., § 66). Bu çerçevede her başvuru kendine özgü şartları çerçevesinde değerlendirilmeli; inceleme yapılırken ihtilaf konusu maddi bir zarar söz konusu ise objektif anlamda miktarın az olup olmadığı, belirlenen miktar az veya çok olsa dahi başvurucu açısından bu miktarın önemi (başvurucunun işi/mesleği, davanın kendisi açısından önemi ve gelir durumuna göre kıyaslanması), başvurunun önemli ilkesel sorunlarla ilgili olup olmadığı ve başvurucunun olaydaki tutum ve davranışları dikkate alınmalıdır.

15. Bunun yanında kişisel önem şartı çerçevesinde objektif anlamda maddi zararın tespiti bakımından paranın zaman içinde enflasyon karşısında değer kaybedebileceği dikkate alındığında başvuru tarihindeki takvim yılına göre değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Diğer bir ifadeyle bireysel başvurular, eğer başvuruda bir maddi zararın varlığı söz konusu ise kişisel önem şartı değerlendirilirken başvurunun yapıldığı tarihteki takvim yılı itibarıyla incelenecektir. Özellikle bu durum, başvurunun yapıldığı yıldan sonraki bir takvim yılında karara bağlanan başvurular için önemlidir. Son olarak belirtmek gerekir ki kişisel önem şartı uygulanırken gözetilmesi gereken diğer bir husus ise objektif anlamda yapılacak değerlendirmenin sonuca varılması bakımından tek başına bir önem taşımamasıdır. Yukarıda değinilen unsurlar birlikte değerlendirilerek başvurunun kişisel anlamda bir önem taşıyıp taşımadığı belirlenecektir (bazı değişikliklerle birlikte Ahmet Baş [GK], B. No: 2019/42746, 17/5/2023, § 45).

16. Somut olayda başvurucu 2011 yılında 91.600 TL bedel karşılığında bağımsız bölümü satın aldığı sırada ödediği tapu harcı ve masraflarının tazmin edilmesi için tam yargı davası açmıştır. Başvurucu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL tazminat talep ettiği görülmektedir. Bunun yanında 2011 yılı tapu harç oranının satış bedelinin binde 16,5'i olduğu kaydedilmelidir. Buna göre başvurucunun taşınmazın edinimi anında tapu sicilinde ödediği tutarın yaklaşık 1.500 TL olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan başvurucu başvuru formunda veya eklerinde tapu harcı ve masraflarını gösterir herhangi bir bilgi ve belge de sunmamıştır. Dolayısıyla başvuru tarihi (2020 yılı) itibarıyla bireysel başvuruya konu edilen değerin objektif anlamda önemli bir miktar olarak görülemeyeceği değerlendirilmiştir. Başvurucunun ekonomik durumu, davanın niteliği ve yargılama süreci ile başvuruya konu müdahalenin kapsamı dikkate alındığında başvurunun anayasal ve kişisel bir öneminin olmadığı sonucuna varılmıştır.

17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mahkemeye erişim ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 5/11/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mohamed Şirin Aslankılıç [1. B.], B. No: 2020/39862, 5/11/2025, § …)
   
Başvuru Adı MOHAMED ŞİRİN ASLANKILIÇ
Başvuru No 2020/39862
Başvuru Tarihi 9/12/2020
Karar Tarihi 5/11/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tapu harcı ve masraflarının tazmin edilmesine ilişkin davanın süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (idare) Anayasal ve Kişisel Önemin Olmaması
Mülkiyet hakkı Tazminat (kamu kurumlarının tarafı olduğu uyuşmazlıklar) Anayasal ve Kişisel Önemin Olmaması
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi