logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mehmet Savur ve diğerleri [1.B.], B. No: 2020/5509, 3/10/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET SAVUR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/5509)

 

Karar Tarihi: 3/10/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Aydın AYGÜN

Başvurucular

:

1. Mehmet SAVUR

Vekili

:

Av. Şükran ÖZTÜRK

 

:

2. Abdullah AKSU

 

:

3. Abdullah İNAN

 

:

4. Bilen AYTİMUR

 

:

5. Cengiz EKER

 

:

6. Çeçan TOPÇU

 

:

7. Fettah YILDIRIM

 

:

8. Hasip GÜN

 

:

9. Hayati ENGİN

 

:

10. Hüseyin CIĞ

 

:

11. İbrahim Halil KAYA

 

:

12. İslam TÜNER

 

:

13. Mehmet Halis VURAL

 

:

14.Mehmet Nimet YILMAZ

 

:

15.Muhammet KIZILAY

 

:

16. Orhan SAKCİ

 

:

17. Ömer AKYOL

 

:

18. Ömer YAYLA

 

:

19. Özgür GÜÇLÜ

 

:

20. Rasim GÜLÇİN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumundaki hükümlülerin toplu olarak imzaladıkları dilekçelerde yer alan açıklamalardan dolayı disiplin cezasıyla cezalandırılmaları nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucular, İzmir 3 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü olarak bulunmaktadır.

3. Başvurucular 14/10/2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığına ve Adalet Bakanlığına (Bakanlık) hitaben yazdıkları dilekçeyi imzalamış vegönderilmesi için Ceza İnfaz Kurumuna teslim etmiştir. Başvurucular, dilekçelerinde genel olarak Barış Pınarı Operasyonu'na ilişkin değerlendirmelere ve açıklamalara yer vermiştir.

4. Başvurucuların yazdığı dilekçeler üzerine disiplin soruşturması başlatılmıştır. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu (Disiplin Kurulu) disiplin soruşturması sonucunda, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 44. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (l) bendinde düzenlenen suç örgütlerinin eğitim ve propaganda faaliyetlerini yapma veya yaptırma eylemini gerçekleştirdikleri gerekçesiyle başvuruculara on bir gün hücreye koyma disiplin cezası verilmesine 24/10/2019 tarihinde karar vermiştir.

5. Başvurucular, Disiplin Kurulunun kararına karşı İzmir İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği, başvurucuların yazdıkları dilekçedeki ifadelerin disiplin suçunu oluşturacak nitelikte olduğunu belirterek Disiplin Kurulu kararının usul ve kanuna uygun olduğuna ve şikâyetlerin reddine karar vermiştir.

6. Başvurucular, İnfaz Hâkimliği kararına itiraz etmiştir. Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi), İnfaz Hâkimliği kararının usul ve kanuna uygun olduğundan bahisle itirazı 13/1/2020 tarihinde reddetmiştir.

7. Başvurucular, nihai kararları değişik tarihlerde öğrendikten sonra süresi içindebireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım taleplerinin kabulüne ve 2020/5515, 2020/5522, 2020/5547, 2020/5563, 2020/5585, 2020/6194, 2020/6316, 2020/6326, 2020/6328, 2020/6331, 2020/6337, 2020/6338, 2020/6404, 2020/6619, 2020/6663, 2020/6726, 2020/6785, 2020/6868, 2020/7025 başvuru numaralı bireysel başvuru dosyalarının 2020/5509 numaralı başvuru ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.

9. Başvurucular; dilekçelerde yer verilen açıklamaların örgüt propagandası niteliğinde olmadığını, dilekçe içeriğinin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını, dilekçe vermelerinin anayasal bir hak olduğunu belirtmiştir. Ayrıca söz konusu dilekçelerin kendileri dışında başka bir mahpus tarafından yazıldığını ve dilekçeyi içeriğini okumadan imzaladıklarını, verilen disiplin cezasının anayasal haklarını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

10. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesinin somut olayla benzer olaylarda verdiği bazı kararlara yer verilmiş; başvurucuların ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği noktasında inceleme yapılırken görüşte değinilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında genel olarak bireysel başvuru formunda ileri sürdükleri şikâyetlerini tekrarlamıştır.

11. Somut olayda başvurucular, resmî kurumlara yazdıkları dilekçelerin içeriği nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmıştır. Başvuruya konu olayda başvurucular, düşüncelerini yazıyla açıklamış; söz konusu dilekçeleri düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün bir aracı olarak kullanmıştır. Bu nedenle mevcut koşullar altında başvurunun ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır ( Fevzi Kayacan (4), B. No: 2018/350, 27/7/2022, § 22; M.C., B. No: 2018/4986, 14/9/2022, § 19).

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

13. Resmî kurumlara yazdığı dilekçelerin içeriği nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulanan başvurucuların ifade özgürlüğüne müdahalede bulunulmuştur. Anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

14. Anayasa Mahkemesi çok sayıda kararında ifade özgürlüğünün demokrasinin işleyişi için yaşamsal önemde olduğunu belirtmiştir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, §§ 35-38). Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne sahiptir (Murat Karayel (5), B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27).

15. Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci maddesinde öngörülen sebeplerle sınırlandırılabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

16. Eldeki başvuruda öncelikle müdahalenin kanuni dayanağının olup olmadığı incelenmelidir. Bu ölçütün sağlanmadığı tespit edildiğinde diğer ölçütler bakımından inceleme yapılmaksızın ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varılabilecektir (kanunilik şartına başka bağlamlarda dikkat çeken kararlar için bkz. Sevim Akat Eşki, B. No: 2013/2187, 19/12/2013, § 36; Tuğba Arslan [GK], B. No: 2014/256, 25/6/2014, § 82; Halk Radyo ve Televizyon Yayıncılık A.Ş. [GK], B. No: 2014/19270, 11/7/2019, § 35; Hayriye Özdemir, B. No: 2013/3434, 25/6/2015, §§ 56-61; Hüseyin Ercan, B. No: 2018/11352, 8/9/2021, §§ 35, 36).

17. Anayasa Mahkemesi Fevzi Kayacan (4) kararında olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan bir başvuruyu inceleyerek uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi öncelikle derece mahkemelerinin yorumlarının kanunun açık lafzıyla çeliştiği veya kanun metni dikkate alındığında bireyler tarafından öngörülmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığı hâllerde ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin kanuni dayanağının bulunmadığı kanaatine varılacağını belirtmiştir. Daha sonra Anayasa Mahkemesi, 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin (4) numaralı fıkrasında mahpuslar tarafından resmî makamlara gönderilen mektup, faks ve telgrafların denetime tabi olmadığı açıkça düzenleme altına alınarak mahpusların resmî makamlara yazdığı dilekçelere ayrı bir önem verildiğini, öngörülen düzenleme ile ceza infaz kurumlarında bulunan mahpusların resmî makamlara herhangi bir baskı ve etki altında kalmadan rahatça düşüncelerini iletmesinin sağlanmaya çalışıldığını ifade etmiştir (Fevzi Kayacan (4), §§ 30-32; M.C., §§ 27-29).

18. Başvuru konusu olayda başvurucular, Cumhurbaşkanlığına ve Bakanlığa iki ayrı dilekçe göndermek istemiştir. Dilekçelerin gönderildiği kurumların resmî makamlar olduğunda şüphe yoktur. 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince Ceza İnfaz Kurumunun söz konusu dilekçelere içerik bakımından bir denetim yapmaması ve dilekçeleri ilgili kurumlara göndermesi gerekmektedir. Söz konusu mevzuat gereğince Ceza İnfaz Kurumunun dilekçeyi okumaya yetkisi olmadığı gibi dilekçeleri okuduktan sonra içeriğe yönelik olarak bir işlem yapmaya da yetkisi yoktur. Ancak somut olayda Ceza İnfaz Kurumu 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin (4) numaralı fıkrasının açık hükmüne ve yetkisi olmamasına rağmen başvurucuların resmî makamlara gönderdiği dilekçeleri denetlemiş, buna bağlı olarak başvurucular hakkında disiplin cezası uygulamıştır. Bu durumda başvurucuların resmî makamlara yazdığı dilekçeleri kanunun emredici hükmüne aykırı olarak denetleyerek içeriği nedeniyle başvuruculara disiplin cezası uygulanmasının kanunla sınırlama ölçütünü karşılamadığı sonucuna ulaşılmıştır.

19. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

20. Başvurucular; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

21. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

22. Bununla birlikte başvurucular Muhammet Kızılay, İbrahim Halil Kaya, İslam Tüner, Fettah Yıldırım ve Orhan Sakci tahliye edildiğinden bu başvurucular yönünden yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

23. Öte yandan eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvuruculara manevi zararları karşılığında ayrı ayrı net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

24. Başvurucuların uğradıklarını iddia ettikleri maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmadığından ve başvurucular maddi zarara ilişkin olarak bilgi ya da belge sunmadığından maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,

C. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

D. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

E. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Karşıyaka İnfaz Hâkimliğine (E.2019/5169, K.2019/5801) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvuruculara net 30.000 TL manevi tazminatın AYRI AYRI ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

G. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucu Mehmet Savur'a ÖDENMESİNE,

H. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

İ. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mehmet Savur ve diğerleri [1.B.], B. No: 2020/5509, 3/10/2024, § …)
   
Başvuru Adı MEHMET SAVUR VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2020/5509
Başvuru Tarihi 5/2/2020
Karar Tarihi 3/10/2024
Birleşen Başvurular 2020/5515, 2020/5522, 2020/5547, 2020/5563, 2020/5585, 2020/6194, 2020/6316, 2020/6326, 2020/6328, 2020/6331, 2020/6337, 2020/6338, 2020/6404, 2020/6619, 2020/6663, 2020/6726, 2020/6785, 2020/6868, 2020/7025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumundaki hükümlülerin toplu olarak imzaladıkları dilekçelerde yer alan açıklamalardan dolayı disiplin cezasıyla cezalandırılmaları nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Manevi tazminat, Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi