logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Çağlar Çolak ve diğerleri [2.B.], B. No: 2020/600, 6/9/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÇAĞLAR ÇOLAK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/600)

 

Karar Tarihi: 6/9/2023

R.G. Tarih ve Sayı: 5/12/2023 - 32390

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Kübra ÇİFTÇİ

Başvurucular

:

1. Çağlar ÇOLAK

 

 

2. Nihat ACER

 

 

3. Safya YÜCE

Başvurucular Vekili

:

Av. Sevil ARACI BEK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; yükseköğretim öğrencisi olan başvurucuların üniversite içinde katıldıkları gösteriler için disiplin cezasıyla cezalandırılmaları nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, disiplin cezalarının iptali talebiyle açtıkları davaların uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucular, olayların meydana geldiği tarihte Çukurova Üniversitesi öğrencileri olup Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı öğrenci yurtlarında kalmaktadır.

3. Üniversite kampüsünde düzenlenen Şerzan Kurt bahar şenliklerine katıldıkları gerekçesiyle başvurucular hakkında disiplin soruşturmaları başlatılmıştır. Bahsi geçen etkinliğe katılmanın disiplin soruşturmalarına konu edilmesinin nedeni olarak bu etkinliğin güvenlik güçleriyle PKK/KONGRA-GEL terör örgütü mensupları arasında çıkan silahlı çatışmaları protesto etmek amacıyla düzenlenmesi gösterilmiştir.

4. Söz konusu disiplin soruşturmaları sonucunda başvurucuların 3/1/1999 tarihli ve 23572 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan (mülga) Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Yurt İdare ve İşletme Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 23. maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (h) bentleri uyarınca yurttan süresiz çıkarma cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

5. Başvurucular, söz konusu disiplin cezalarının iptali talebiyle idare mahkemelerinde dava açmıştır.

6. Başvurucular Nihat Acer ve Safya Yüce tarafından açılan davalarda mahkemeler, olay yerinin fotoğraflarını ve CD çözüm tutanaklarını inceleyerek adı geçen başvurucuların söz konusu etkinliğe katıldıklarını tespit etmiştir. Bu tespitle birlikte Mahkemelerce başvurucuların etkinliğe katılmak şeklindeki eylemleri nedeniyle terör örgütü propagandası yapma suçundan ceza mahkemelerinde yargılandıkları, yargılamalar neticesinde kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği de belirtilerek davaların reddine karar verilmiştir. Anılan mahkeme kararları, temyiz ve karar düzeltme incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir.

7. Başvurucu Çağlar Çolak'ın açtığı davada ise mahkeme, başvurucunun etkinliğe katılması sebebiyle açılan ceza davasında beraat ettiğini belirterek dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Mahkeme kararı temyiz ve karar düzeltme incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir. Başvurucu, sadece makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla başvuruda bulunmuştur.

8. Başvurucular nihai kararları 27/11/2019 tarihinde öğrenmiş, 26/12/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

10. Başvurucular Nihat Acer ve Safya Yüce söz konusu etkinliğe katılmadıklarını, etkinlik saatinde yurtta olduklarını, etkinliğin üniversite bahçesinde yapılması nedeniyle herkesin katılımına açık olduğunu, ayrıca disiplin cezalarının dayanağı olan Yönetmelik'in Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının ve ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının ihlal edildiği iddiasıyla ilgili olarak söz konusu hak kapsamında Anayasa Mahkemesince verilen bazı kararlara atıf yapılmış; eldeki başvuruda müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığının değerlendirilmesinde bu kararların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden ise yargılamaların karmaşık olduğu, ayrıca 15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişimi nedeniyle yargılama süreçlerinin uzadığı, bu faktörlerin yargılama sürelerinin değerlendirilmesinde dikkate alınması gerektiği ileri sürülmüştür. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı cevap vermemiştir.

11. Başvurucuların söz konusu iddiaları, Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı kapsamında incelenmiştir.

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

13. Üniversite kampüsünde düzenlenen bir etkinliğe katılmaları nedeniyle haklarında yurttan süresiz çıkarma disiplin cezası uygulanan ve bu disiplin cezası sebebiyle burs veya öğrenim kredileri kesilen başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarına müdahalede bulunulmuştur.

14. Yukarıda anılan müdahale Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen şartlara uygun olmadığı müddetçe Anayasa’nın 34. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Bu sebeple somut olaya konu müdahalenin öncelikle Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen kanunlar tarafından öngörülme ölçütünü sağlayıp sağlamadığının belirlenmesi gerekir.

15. Somut olayda bir öğrenci yurdunda kalan başvurucular, üniversite kampüsünde katıldıkları iddia edilen bir etkinlik nedeniyle Yönetmelik'in 23. maddesinin ilgili bentleri kapsamında cezalandırılarak yurttan süresiz olarak çıkarılmıştır (bkz. § 4). Anayasa Mahkemesi, Kardelen Hasret Kaygusuz (B. No: 2017/38607, 18/5/2021) kararında aynı Yönetmelik'e dayanılarak yapılan disiplin cezası şeklindeki müdahaleyi ifade özgürlüğü yönünden incelemiştir. Anılan karara konu olayda disiplin suçlarıyla ilgili genel ilkeleri ortaya koyan, çerçevesini çizen ve disiplin cezalarını gerektiren eylemleri genel hatlarıyla da olsa belirleyen, belirli amacı gerçekleştirmeye elverişli, amaç ve kapsamı belirlenebilir veya öngörülebilir herhangi bir kanuni düzenleme bulunmaması nedeniyle Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda kalıp disiplin cezasıyla muhatap olma potansiyeli bulunan kişiler için getirilen kanuni bir güvencenin bulunduğundan söz etmenin mümkün olmadığını belirterek başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesinin değerlendirmeleri şu şekildedir:

"49. Başvurucu hakkında düzenlenen işlemlere esas olan ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 3/1/1999 tarihli Yönetmelik'in 3. maddesinde ilk olarak bu Yönetmelik'in 351 sayılı Kanun'a dayanılarak hazırlandığı ifade edilmiştir (bkz. § 16). Dayanak gösterilen 351 sayılı Kanun incelendiğinde ise öğrenci yurtlarında kalan öğrencilerin disiplin cezası gerektiren fiilleri ve bunların karşılığında öngörülen disiplin cezalarıyla ilgili en azından çerçevesi çizilen, belirli bir açıklık ve kesinlikte olan herhangi bir kural bulunmadığı görülmektedir.

50. 3/1/1999 tarihli Yönetmelik'in 3. maddesinde dayanak olarak gösterilen bir diğer düzenleme ise 19/12/1989 tarihli Yönetmelik'in 13. maddesidir (bkz. § 17). 19/12/1989 tarihli Yönetmelik'in TBMM iradesinin ürünü olan şeklî bir kanun niteliği bulunmadığı açıktır. Kaldı ki 19/12/1989 tarihli Yönetmelik'in 13. maddesinde veya başka maddelerinde disiplin cezası gerektiren fiillere ve bunların karşılıklarına ilişkin hiçbir açıklama da bulunmamaktadır. Bu nedenle bahse konu Yönetmelik'in başvurucunun temel bir hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağını oluşturduğunu kabul etmek mümkün değildir.

51. Eldeki başvuruya konu olay tarihinden sonra yürürlüğe giren ve 3/1/1999 tarihli Yönetmelik'i ilga eden 9/8/2016 tarihli Yönetmelik'in 3. maddesinde ise bu Yönetmelik'in 351 sayılı Kanun'un -daha sonra 703 sayılı KHK ile yürürlükten kaldırılan- 7. maddesinin sekizinci fıkrasının (c) bendine dayanılarak hazırlandığı belirtilmiştir (bkz. § 20). Dayanak olarak gösterilen bahse konu düzenleme incelendiğinde ise (bkz. § 21) düzenlemede yalnızca yönetim kurulunun yönetmelik çıkarma sürecindeki birtakım görevlerine değinildiği, buna karşın disiplin suç ve cezalarına ilişkin yine herhangi bir açıklamaya yer verilmediği görülmektedir.

52. Son olarak başvuruya konu olay tarihinden sonra yürürlüğe giren ve 9/8/2016 tarihli Yönetmelik'i ilga eden 9/4/2021 tarihli Yönetmelik'in 3. maddesinde dayanak olarak gösterilen düzenlemeler incelendiğinde de başvurucunun temel bir hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağını oluşturacak herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir (bkz. §§ 23-26).

53. Böylelikle somut olayda disiplin suçlarıyla ilgili genel ilkeleri ortaya koyan, çerçevesini çizen ve disiplin cezalarını gerektiren eylemleri genel hatlarıyla da olsa belirleyen, belirli amacı gerçekleştirmeye elverişli, amaç ve kapsamı belirlenebilir veya öngörülebilir herhangi kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Bu hâlde başvurucu gibi Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda kalıp disiplin cezasıyla muhatap olma potansiyeli bulunan kişiler için getirilen kanuni bir güvencenin varlığından söz etmek mümkün değildir. Sonuç olarak başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin kanunla öngörülmediği kanaatine ulaşılmıştır."

16. Bahsi geçen Kardelen Hasret Kaygusuz kararından başka Anayasa Mahkemesi Bedran Ali Ertuğrul (B. No: 2018/20407, 12/4/2023) kararında da aynı Yönetmelik'e dayanılarak verilen disiplin cezası şeklindeki bir müdahaleyi, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı yönünden incelemiş ve Kardelen Hasret Kaygusuz kararına atıfta bulunarak müdahalenin kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşmıştır.

17. Somut başvuruda da başvurucular Nihat Acer ve Safya Yüce yönünden anılan kararlara konu edilen Yönetmelik'te yer alan disiplin hükümleri kapsamında bir müdahale söz konusudur. Dolayısıyla söz konusu kararlardaki değerlendirmelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucular Nihat Acer ve Safya Yüce yönünden başvuruya konu müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmı yönünden Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

18. Bu çerçevede belirtmek gerekir ki eldeki başvuruda müdahalenin şeklî anlamda kanuni bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle sonuca varıldığından demokratik toplum gereklerine uygunluk ve ölçülülük yönlerinden herhangi bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar Yönünden

19. Başvurucular, söz konusu davaların uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinin birinci fıkrasında yer alan tarih 9/3/2023 olarak değiştirilmiş ve 9/3/2023 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Tazminat Komisyonu tarafından inceleneceği düzenlenmiştir.

21. Anayasa Mahkemesi Veysi Ado ([GK], B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir. Mevcut başvuruda da söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

22. Açıklanan gerekçeyle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Diğer İhlal İddiaları Yönünden

23. Başvurucular Nihat Acer ve Safya Yüce disiplin soruşturmalarına ilişkin süreçlerin usulüne uygun olarak yürütülmediğini, savunma haklarına riayet edilmediğini, bu husustaki iddialarının mahkemelerce değerlendirilmediğini belirterek adil yargılanma haklarının, yurtlardan süresiz olarak çıkarılmaları ve bu işlemlere bağlı olarak burs ve katkı kredilerinin kesilmesi nedeniyle maddi olarak zarar uğradıklarını belirterek mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

24. Başvurucular Nihat Acer ve Safya Yüce'nin toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma haklarının ihlal edildiğine ilişkin sonuç, yargılamaların yenilenmesini gerektirdiğinden ve yeniden yapılacak yargılamalar neticesinde başvurucuların bu şikâyetlerinin derece mahkemelerince incelenmesi mümkün olduğundan söz konusu iddiaların ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir.

III. GİDERİM

25. Başvurucular, ihlalin tespiti ve yeniden yargılama ile ayrı ayrı 50.000 TL manevi tazminat, 50.000 TL maddi tazminat ve her bir hak ihlali için ayrıca 50.000 TL tazminat talebinde bulunmuştur.

26. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği mahkemece yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için manevi zararları karşılığında başvurucular Nihat Acer ve Safya Yüce'ye ayrı ayrı net 18.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

27. Başvurucular, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Başvurucular Nihat Acer'in ve Safya Yüce'nin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

3. Diğer ihlal iddiaları yönünden İNCELEME YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,

B. Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 6. İdare Mahkemesine (E.2012/699, K.2013/1666) ve Ankara 10. İdare Mahkemesine (E.2012/756, K.2013/120) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucular Nihat Acer'e ve Safya Yüce'ye ayrı ayrı net 18.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

E. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucular Nihat Acer'e ve Safya Yüce'ye müştereken ÖDENMESİNE, başvurucu Çağlar ÇOLAK tarafından yapılan yargılama giderlerinin başvuru üzerinde BIRAKILMASINA,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucular Nihat Acer'in ve Safya Yüce'nin Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın birer örneğinin bilgi için Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 6/9/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Çağlar Çolak ve diğerleri [2.B.], B. No: 2020/600, 6/9/2023, § …)
   
Başvuru Adı ÇAĞLAR ÇOLAK VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2020/600
Başvuru Tarihi 26/12/2019
Karar Tarihi 6/9/2023
Resmi Gazete Tarihi 5/12/2023 - 32390

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru; yükseköğretim öğrencisi olan başvurucuların üniversite içinde katıldıkları gösteriler için disiplin cezasıyla cezalandırılmaları nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, disiplin cezalarının iptali talebiyle açtıkları davaların uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı Toplantı ve gösteri yürüyüşü İhlal Manevi tazminat, Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi