|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
MEHMET HİKMET YILDIZ BAŞVURUSU
|
|
(Başvuru Numarası: 2020/6403)
|
|
|
|
Karar Tarihi: 16/7/2025
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
|
Muhterem İNCE
|
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
|
Raportör
|
:
|
Şeyda Nur ÜN
|
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet Hikmet YILDIZ
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan ve açıköğretim fakültesinde öğrenci olan başvurucunun açık öğretim fakültesinin geçmiş yıllara ait sınav sorularının çıktısının verilmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. 1987 doğumlu olan başvurucu, başvuru tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Kars T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) hükümlü olarak bulunmaktadır. Başvurucu ayrıca Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF/Fakülte) Kamu Yönetimi bölümünde öğrencidir.
3. Başvurucunun öğrencisi olduğu AÖF, 2018-2019 döneminden itibaren "Anadolum e-Kampüs" sistemine geçmiş ve öğrencilere basılı kitap verme uygulamasından vazgeçmiştir. Ancak dezavantajlı gruplarda yer alan öğrenciler yönünden yalnızca 2018-2019 güz dönemi basılı kitap verme uygulaması devam ettirilmiştir. Bahse konu Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü Açık Öğretim Fakültesi Dekanlığı Merkez Büro Yöneticiliğinin 26/2/2019 tarihli yazısının ilgili kısmı şöyledir:
"... Bilimsel bilginin sürekli güncellenmesi, var olan bilginin yeni gerçeklik karşısında doğruluğunun teyit edilmesi ihtiyacı ve ülkemizde yeni yönetim sistemine geçişin beraberinde getirdiği ve devam etmesi beklenen yoğun mevzuat değişiklikleri sebebiyle basılı malzemeler güncelliğini hızla yitirmektedir. Öğrencilerimize daha güncel ve doğru bilgiyi sunabilmek, kağıt ve baskı maliyetlerindeki yükselme ve bunların öğretim giderine yansıtılmasıyla ortaya çıkacak artışlardan öğrencilerimizi korumak ve her yıl milyonlarca kitap basılması nedeniyle doğaya verilen zararı en aza indirmek ve kamu kaynaklarını daha etkin ve verimli kullanmak amacıyla 2018-2019 öğretim yılından itibaren öğrencilerimize basılı kitap vermek yerine Anadolum e-Kampüs Sistemi aracılığıyla sunulacak olan dijital kitaplar ve e-öğrenme malzemeleri kullanılacaktır.
Üniversitemizin engelsiz açıköğretim sloganı ile dezavantajlı grupta yer alan öğrencilerine eğitim ihtiyaçlarını karşılamada öncelik vermektedir. Bu doğrultuda sadece dijital kitaba geçiş dönemi olarak kabul edilen 2018-2019 Öğretim Yılı Güz Döneminde derslerin basılı materyalleri cezaevlerine temini sağlanmıştır.
..."
4. Diğer yandan Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu Başkanlığı 3/12/2019 tarihli kararıyla; karar tarihi itibarıyla hükümlü ve tutuklululara ders dokümanlarının çıktısının verilmeyeceğini belirtmiştir. Anılan kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Kurumumuzda bulunup üniversitelerde okuyan ve üniversitelere hazırlık çalışması yapan hükümlü ve tutukluların dersleri ile ilgili materyal, geçmiş dönemlere ait çıkmış sorular ve ders notlarının daha önceki yıllarda taleplerin az olmasından dolayı imkanlar dahilinde eğitim servisi personelince çıktıları alınarak kendilerine verilmekte iken, öğrenci sayısı ve talep miktarının aşırı şekilde artması, personel sayısının yetersiz olması, yapılan iş ve işlemlerde aksamalar meydana gelmesi, yapılacak etkinliklerin yapılmaması nedeni ile infaz hakimliğine birimimiz personelinin şikayet edilmesi gibi nedenlerden dolayı 3/12/2019 tarihi itibari ile hükümlü ve tutukluların ders materyali ve ders notu çıktı ihtiyaçlarını ailelerinden istemeleri ve kontrollerinin eğitim servisince yapılarak kendilerine teslim edilmesine..."
5. Başvurucu 13/12/2019 tarihinde Ceza İnfaz Kurumu idaresine başvurarak öğrenim gördüğü bölüme ait yedi derse ilişkin son üç yılın vize ve final sorularının çıktılarının alınarak kendisine verilmesi, çıktı ücretinin de emanet hesabından karşılanması talebinde bulunmuştur. Başvurucu 20/12/2019 tarihinde bir infaz koruma memurunun yanına gelerek "ceza infaz kurumu tarafından karar alındığını, artık ders dökümanlarının çıktılarının verilmeyeceğini, bu nedenle talebinin karşılanmayacağını, çıktıları ailesinden istemesi gerektiğini" söylediğini iddia etmiştir. Akabinde başvurucu "ailesinin Kars'ta bulunmadığını ve sınavlara çok az bir süre kalması nedeniyle çıktıların ailesi tarafından gönderilmesinin sınav öncesine yetişmeyeceğini, en azından son 3 yılın final sınavlarının çıktısının verilmesini" talep ettiğini ancak infaz koruma memurunun, talebini kabul etmediğini belirtmiştir.
6. Başvurucu, talebinin karşılanmaması üzerine Eğitim Kurulu Başkanlığının 13/12/2019 tarihli kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Kars İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 30/12/2019 tarihinde "kararın usul ve yasaya uygun olduğu" gerekçesiyle başvurucunun itirazını reddetmiştir.
7. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin anılan kararına da itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen
Kars 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 30/1/2020 tarihinde "kararın usul ve yasaya uygun olduğu" gerekçesiyle başvurucunun itirazını kesin olarak reddetmiştir.
8. Başvurucu, nihai hükmü 4/2/2020 tarihinde öğrendikten sonra 13/2/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur
9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
11. Başvurucu; öğrenim gördüğü fakültenin elektronik öğrenme (e-öğrenme) sistemine geçtiğini, basılı ders materyallerinin verilmediğini, geçmiş yıl sınav sorularının çıktısının alınarak ücreti karşılığında verilmesi talebinde bulunduğunu, talebinin önceki tarihli bir kurul kararına dayanılarak reddedildiğini belirtmiştir. Başvurucu ayrıca ailesinin Kars'ta olmadığını ve istediği çıktıları göndermelerinin gecikeceğini, ceza infaz kurumunun ilgili mevzuata rağmen ücreti karşılığında ders materyallerine ait çıktıları vermemesi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
12. Adalet Bakanlığı görüşünde; mevcut başvuruda başvurucunun eğitim hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ile ilgili mevzuat hükümleri ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı; genel olarak bireysel başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
13. Başvuru, eğitim hakkı kapsamında incelenmiştir.
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
15. Anayasa Mahkemesi; önceki kararlarında eğitim hakkının yükseköğrenim seviyesini de kapsadığına (Hikmet Balabanoğlu [2. B.] , B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 28; İhsan Asutay [2. B.], B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 36), belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına erişimin sağlanmasını güvence altına aldığına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri [2. B.], B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68), kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe şeklinde bir negatif ödev yüklediğine (Adem Öğüt ve diğerleri [1. B.], B. No: 2014/20527, 22/11/2017, § 44; Yüksel Baran [2. B.], B. No: 2012/782, 26/6/2014, § 36) karar vermiştir.
16. Tutuklu ve hükümlüler, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 65). Bu bağlamda hükümlü ve tutukluların eğitim hakkı da Anayasa ve Sözleşme kapsamında koruma altındadır (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 72).
17. Öte yandan Anayasa Mahkemesi Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri kararında; Sözleşme gibi Anayasa'nın da devlete, ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklulara eğitim-öğretim imkânı sağlanması yönünde pozitif bir yükümlülük yüklemediğini belirtmiştir. Bununla birlikte 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve ilgili diğer düzenleyici işlemlerde hükümlü ve tutuklular için eğitsel, kültürel ve sosyal faaliyetlerin önemi vurgulanarak bu tür faaliyetlerin hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılmasındaki yerinin ortaya konulduğunu, yasal olarak devletin hükümlü ve tutuklulara ceza infaz kurumunun imkânları çerçevesinde eğitim ve öğretim sağlama yükümlülüğü altına girdiğini eklemiştir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 72).
18. Bahsi geçen kararda Anayasa Mahkemesi; yasalar uyarınca hükümlü ve tutuklulara tanınan eğitim hakkının sınırlandırılması hususunda Anayasa ve Sözleşme’de bir yükümlülük yüklenmediği gerekçesiyle idarenin sınırsız bir takdir alanı olduğundan da bahsedilemeyeceğini, ceza infaz kurumunda bulunmanın doğal ve kaçınılmaz sonuçlarının gözönünde tutulması gerektiğini zira hükümlü ve tutukluların temel hak ve hürriyetlere genel olarak sahip olmalarının bu hakların onlar için ceza infaz kurumu dışındaki bireyler kadar güvence altına alındığı şeklinde de yorumlanamayacağını ifade etmiştir. Dolayısıyla anılan kararda, eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılımın ceza infaz kurumunun imkânları çerçevesinde tanınması hâlinde bu katılımın ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz sonuçları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 73).
19. Somut olayda başvurucu; bir açıköğretim fakültesinde öğrencidir ve Fakültenin eğitim için gerekli olan materyalleri e-kampüs sistemi üzerinden elektronik ortamda sunduğunu, ayrıca basılı kitap vermediğini belirtmiştir. Başvurucu; öğrenim gördüğü bölümün geçmiş yıl sınav sorularının ancak e-kampüs sisteminden temin edilebileceğini, ücreti hesabından karşılanmak suretiyle son yedi yılın vize ve final sınavına ait çıktıların alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir. Ceza İnfaz Kurumu ise ders çıktılarının 3/12/2019 tarihi itibarıyla verilmeyeceğini ve taleplerin aileler vasıtasıyla karşılanması gerektiğini belirtmiştir. İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi ise herhangi bir gerekçe belirtmeksizin başvurucunun itirazlarını reddetmiştir.
20. Başvurucunun e-kampüs sistemi üzerinden ders dokümanlarına ait çıktıların alınarak kendisine verilmesi talebi, Ceza İnfaz Kurumunun genel nitelikli ve talep öncesi verdiği bir kararla engellenmiştir. Söz konusu kararda; hükümlü ve tutukluların ders dokümanlarına ait çıktıları ailelerinden istemeleri gerektiği, Ceza İnfaz Kurumunca ders dokümanlarına ait çıktıların verilmeyeceği belirtilmiştir. Başvurucu ise talebinde; ailesinin Kars'ta bulunmadığını ve sınava çok az bir zaman kalması nedeniyle ders dokümanlarına ait çıktıların ailesi tarafından gönderilmesi hâlinde sınavlara yetişmeyeceğini belirtmiştir. Bununla birlikte Ceza İnfaz Kurumunun başvurucunun talebine yönelik -talep sonrası- öznel bir karar almadığı ve başvurucunun talebinde belirttiği hususları değerlendirmediği görülmüştür. İnfaz Hâkimliği ile Ağır Ceza Mahkemesinin de başvurucunun özel durumu ve talebinde belirttiği hususlar hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadığı görülmüştür.
21. Üstelik 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinin ilk fıkrası ile hükümlü ve tutukluların süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanabileceği düzenlenmesine karşın Ceza İnfaz Kurumunun anılan kararı ile söz konusu yol hükümlü ve tutuklulara kapatılmış, ders dokümanlarına ait çıktılarının yalnızca aileler vasıtasıyla temin edilebileceği belirtilmiştir. Başvurucunun ailesinin Kars dışında ikamet ettiğine ve ders dokümanlarına ait çıktıların zamanında gönderilemeyeceğine yönelik itirazları, Ceza İnfaz Kurumu tarafından kabul edilmemiş; yargı mercileri tarafından da talebin reddine yönelik ilgili ve yeterli bir gerekçe gösterilememiştir. Bu kapsamda başvurucunun eğitim hakkına yapılan gerekçesiz müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğu kabul edilemez.
22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
23. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 1.000.000 TL tazminat talebinde bulunmuştur.
24. Başvurucunun talebiyle bağlantılı ders dönemine ait sınavların gerçekleştirilmiş olması nedeniyle ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
25. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi ve belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığı ile bilgi için Kars İnfaz Hâkimliğine (E.2019/1360, K.2019/1359) GÖNDERİLMESİNE 16/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.