TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
KADİM YILMAZ VE MUHAMMET ALİ YILMAZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/6780)
Karar Tarihi: 28/2/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Cafiye Ece YALIM
Başvurucular
1. Kadim YILMAZ
2. Muhammet Ali YILMAZ
Vekili
Av. Perihan SEVİM
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz uygulamasının uzun süredir devam etmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvuru süresi içinde yapılmıştır. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
A. Başvurucuların Mülkleri Üzerinde Uygulanan İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz Süreci
2. Başvurucuların yakını ve B. Plastik Ticaret A.Ş.nin (Şirket) muhasebe çalışanı C.Y. ile başvurucular aleyhine Şirket tarafından açılacak davaya esas olmak üzere Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/9/2008 tarihli ve E.2008/30 D.İş sayılı kararı gereği başvurucu Kadim Yılmaz adına İzmir ili Torbalı ilçesi 424 ada 11-12-13 parselde tapuda kayıtlı taşınmazlarla, Muhammet Ali Yılmaz adına tapuda kayıtlı İzmir ili Buca ilçesi 10226 ada 1 parselde 17 No.lu bağımsız bölümün üçüncü kişilere devrinin ve temlikinin önlenmesi amacıyla tedbir konulmuştur.
3. Şirket ve yurt dışı kaynaklı S.T. Ltd. Şti isimli şirket, C.Y.nin çalışanlara dağıtılmak üzere şirket işleri nedeniyle kendisine verilen veya hesabına gönderilen paraları Yılmaz soyadlı kişilere aktarmak suretiyle kendilerini maddi ve manevi zarara uğrattığını iddia ederek aralarında başvurucuların da olduğu şahıslar aleyhine 9/10/2008 tarihinde Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açmış; Mahkeme 20/10/2008 ve 23/10/2008 tarihli ara kararları gereği başvurucu Kadim Yılmaz adına trafikte kayıtlı 34 ER 0006 plakalı aracın üçüncü kişilere devrinin ve temlikinin önlenmesi amacıyla araca tedbir koymuştur.
4. Başvurucular Kadim Yılmaz ile Muhammet Ali Yılmaz tarafından Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açılmış, Mahkeme 12/4/2011 tarihli kararıyla dosyayı Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin dava dosyası ile birleştirmiştir. Mahkeme 1/3/2011 tarihli celsede ihtiyati tedbir kararının verildiği tarihten itibaren yasal olarak öngörülen on günlük süre geçtikten sonra dava açıldığını belirterek Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/9/2008 tarihli ihtiyati tedbir kararını kaldırmış, 20/10/2008 ve 23/10/2008 tarihli tedbirlerin dava açıldıktan sonra verildiğini belirterek tedbirlerin dava sonuçlanıncaya kadar aynen devamına karar vermiştir.
5. Davacı tarafın yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebini değerlendiren Mahkeme 1/3/2011 tarihinde, davanın maddi ve manevi tazminat davası olduğunu, olumlu sonuçlanması hâlinde alacağın karşılıksız kalmaması için 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 257. vd. maddeleri gereğince dava sonuçlanıncaya kadar 20/10/2008 ve 23/10/2008 tarihli ihtiyati tedbirler de nazara alınarak başvurucuların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar vermiştir.
6. 12/4/2011 tarihli celsede ihtiyati haciz kararını İzmir ili Torbalı ilçesi 424 ada 11-12-13 parselde tapuda kayıtlı taşınmazlar ile İzmir ili Buca ilçesi 10226 ada 1 parselde kayıtlı 17 No.lu bağımsız bölüm yönünden sınırlandırarak başvurucular adına kayıtlı diğer mal varlıklarının üzerindeki ihtiyati haciz kararını kaldırmıştır.
7. Kartal Adliyesinin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararı ile kapatılması üzerine dosya, İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
8. Başvurucuların ihtiyati haciz kararlarına yaptıkları itirazlar reddedilmiştir.
B. Anayasa Mahkemesine Yapılan Bireysel Başvuru
9. Başvurucular 30/5/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine (B. No: 2014/8403) bireysel başvuruda bulunmuş, bireysel başvuru formunda ihtiyati tedbir ve haciz kararının uzun süredir devam etmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
10. Anayasa Mahkemesi 10/10/2019 tarihinde başvuruyu karara bağlamıştır. Anılan kararda mülkiyet hakkını sınırlandıran tedbirin taşınmazlar için yaklaşık 10 yıl 11 ay, araç içinse 10 yıl 10 aydır sürdüğü, bu sürenin makul olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle mülkiyet hakkını sınırlandıran tedbirin başvuruculara aşırı külfet yüklediği, başvurucuların mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin olarak somut olay bağlamında devletin pozitif yükümlülüklerini tam ve etkin bir biçimde yerine getirmediği sonucuna varılmıştır.
11. Anayasa Mahkemesi, ihtiyati haciz ve tedbirin uygulanmasının makul bir süreyi aşması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Somut başvuruda ihlalin yargı kararından kaynaklandığı anlaşılmış, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için etkin giderim yolu olan manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
C. İhlal Kararından Sonraki Süreç
12. İhlal kararı sonrasında başvurucular bireysel başvuruda bulunarak ihtiyati haciz ve tedbir uygulamasının devam ettiğini, Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmadığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
13. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemede Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararı sonrasında Mahkemece toplam on duruşma yapılmış; duruşmaların her birinde başvurucular ve vekilleri Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmasını, mülklerinde bulunan ihtiyati tedbir ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkeme oturumlarda verdiği ara kararlarında anılan taleplerin daha sonra değerlendirilmesine, tedbirler hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve taleplerin reddine karar vermiştir.
14. Başvuruya konu davanın yargılaması devam etmektedir. Başvurucu 7/2/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
II. DEĞERLENDİRME
15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
16. Derece mahkemelerinin Anayasa Mahkemesinin ihlal kararını yerine getirme hususunda takdir yetkilerinin bulunmadığı bilinmelidir. Bu bağlamda derece mahkemelerinin Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararını etkisiz kılacak ve ihlal kararı verilmesini anlamsız hâle getirecek şekilde bir karar veremeyeceği hatırda tutulmalıdır. Anayasa hükümlerini yorumlama tekeli Anayasa Mahkemesinde olmamakla birlikte bu konuda nihai ve bağlayıcı karar verme yetkisi Anayasa Mahkemesine aittir. Anayasa Mahkemesinin somut bir başvuruda Anayasa hükümleri çerçevesinde değerlendirme yaparak ihlal sonucuna ulaşması hâlinde ihlal kararının gereğini yerine getirmekle yükümlü olan derece mahkemeleri, Anayasa Mahkemesi kararının bağlayıcılığını sorgulayamayacağı gibi bununla çelişecek bir karar da veremez (Sedat Haspolat, B. No: 2014/12849, 20/7/2017, § 58).
17. Somut olayda Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı, tedbirin kaldırılmasını gerektirmemektedir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyi ölçüsüz kılan tedbirin uzun sürmesine ilişkin olarak tedbir sürecinde mülkiyet hakkının gerektirdiği ivediliğin ve özenin gösterilmesi bakımından yargısal makamların sorumluluğu olduğuna dikkati çekmektedir (benzer değerlendirme için bkz. Hamit Alihansoy ve diğerleri, B. No: 2017/35581, 29/9/2020, § 66). Buna göre başvuru konusu olayda ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için mülkiyet hakkının gerektirdiği ivediliğin ve özenin gösterilmesi gerekir.
18. Anayasa Mahkemesi ihlal kararında manevi tazminata hükmetmiş, yeniden yargılama ya da tedbirin sona erdirilmesi kararı vermemiştir ancak mahkemenin bu tedbirleri uygularken daha dikkatli olması, yargılamayı bir an önce neticelendirmesi ve böylece mülk üzerindeki kısıtlılığı sonlandırıp uyuşmazlığı çözüme kavuşturması gerektiğini vurgulamıştır. Bu nedenle devam eden yargılamada Mahkemenin tedbiri kaldırmaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi kararını uygulamadığından söz edilemez. Ancak ihtiyati tedbir ve ihtiyati haczin uzun süredir devam etmesi bir sorun olup incelemenin de bu yönden yapılması gerekmektedir.
19. Anayasa Mahkemesince ihtiyati haciz ve tedbirin uygulanmasının makul bir süreyi aşması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği tespit edilmiştir. Yapılan tespitin üzerinden yaklaşık 4 yıl 4 ay geçtiği, ihtiyati haciz ve tedbirin devam ettiği dikkate alındığında sürecin daha da uzun sürdüğü görülmüştür. Dolayısıyla mülkiyet hakkını sınırlayan tedbirin başvuruculara aşırı ve olağan dışı külfet yüklemeye devam ettiği anlaşılmıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
21. Başvurucular, ihlalin tespiti ile 110.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Olayda ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından etkin giderim yolu, tazminat olarak görülmüştür. Tedbir kararları yaklaşık 15 yıldır sürmüştür. Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında 10 yıl 11 aylık süre nedeniyle hükmedilen tazminat miktarı dikkate alındığında kalan süre nedeniyle eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvuruculara manevi zararları karşılığında ayrı ayrı net 20.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucuların uğradıklarını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmayıp başvurucular da yeterli bilgi ve belge sunmadığından maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara net 20.000 TL manevi tazminatın AYRI AYRI ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 446,90 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.246,90 TL yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2013/58) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.