logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Fatih Üsame Avseren [2. B.], B. No: 2020/7215, 15/4/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FATİH ÜSAME AVSEREN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/7215)

 

Karar Tarihi: 15/4/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Mustafa Erdem ATLIHAN

Başvurucu

:

Fatih Üsame AVSEREN

Vekili

:

Av. Mustafa DAĞCI

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda infaz koruma memurları tarafından darbedilme ve bu olaya ilişkin olarak ceza soruşturmasının etkili yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, vekili aracılığıyla verdiği 5/11/2018 tarihli dilekçe ile tutuklu olarak bulunduğu Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) barındırıldığı odaya gelen dört infaz koruma memurunun kendisine fiziksel şiddet uyguladığı iddiasıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) şikâyette bulunmuştur. Başvurucu şikâyetinde, 28/4/2018 tarihinde odaya gelen iki infaz koruma görevlisinin ellerini, bir görevlinin başını tuttuğunu, diğer infaz koruma görevlisinin ise onu copladığını, aynı odada barındırıldığı mahpus H.Y.nin ise olaya tanık olduğunu ve olayı bir avukat görüşmesi sırasında avukatına anlattığını ileri sürmüştür. Başvurucunun iddiasına göre araya hafta sonu girdiğinden ancak iki gün sonra yazabildiği muayene talebi ve Anayasa Mahkemesine başvuru dilekçesi infaz koruma memurlarınca yırtılıp atılmış ve ilgili mercilere iletilmemiştir. Başsavcılığa hitaben yazdığı bu olayı anlatan bir başka dilekçe ile Adalet Bakanlığına hitaben yazdığı bu olayı gerekçe göstererek başka bir ceza infaz kurumuna nakil talebini içeren 23/5/2018 ve 6/7/2018 tarihli iki farklı dilekçesinin de yine muhataplarına iletilmediğini, bu dilekçelerin akıbetini Başsavcılığa sorması üzerine 16/10/2018 tarihinde öğrendiğini, kendisine kötü muamelede bulunan infaz koruma memurlarından şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.

3. Başsavcılıkça başlatılan soruşturma kapsamında başvurucunun barındırıldığı Ceza İnfaz Kurumuna yazılan müzekkere ile iddia edilen olaylara ilişkin bilgi verilmesi, varsa ilgili evrak ve kamera görüntülerinin gönderilmesi istenmiştir.

4. Ceza İnfaz Kurumu, müzekkereye cevap olarak Başsavcılığa 10/1/2019 tarihli araştırma raporunu ve eklerini göndermiştir. Bu rapor ve ekleri ile olayın yaşandığı iddia edilen gün görevli olan infaz koruma memurlarının ifadelerinden hükümözlü sıfatıyla infaz kurumunda barındırılan başvurucunun telefonla görüş formunda yanlış yere imza atması nedeniyle odasına girildiği ancak başvurucunun iddia ettiği gibi bir fiziksel şiddetin yaşanmadığı, başvurucuya ait kurum kayıtlarında herhangi bir sağlık raporu bulunmadığı, kurum kameralarının ancak 183 gün kayıt kapasitesi olması nedeniyle olay gününe ait görüntüler otomatik olarak silindiğinden görüntülere ulaşılamadığı, başvurucunun nakil talebinin ceza infaz kurumlarının kapasitesi dikkate alınarak 12/7/2018 tarihinde Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce reddedildiği ve kurum kayıtlarının incelenmesi neticesinde -İnfaz Kurumuna Ait Hükümlü ve Tutuklu Listesi ile İnfaz Kurumu Kaldığı Odalar Kişi Bazlı Raporu isimli iki liste araştırma raporu ekinde Başsavcılığa gönderilmiştir- başvurucunun tanık olarak zikrettiği mahpus H.Y.nin infaz kurumunda hiç barındırılmadığının tespit edildiği bilgisi ile başvurucuyla aynı odayı paylaşan H.K. ve H.Yak.ın ise tahliye olması nedeniyle ifadelerine başvurulamadığının Başsavcılığa iletildiği anlaşılmıştır.

5. Başvuru formunda ya da soruşturma dosyasında başvurucu hakkında bir sağlık raporuna rastlanmamıştır.

6. Başsavcılık 14/1/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Başsavcılık bu kararına gerekçe olarak başvurucunun iddiaları hakkında soyut beyanları dışında delil bulunamadığını göstermiştir. Başvurucunun anılan karara karşı yaptığı itiraz Van 3. Sulh Ceza Hâkimliğince 11/2/2020 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.

7. Başvurucu, nihai kararı 11/2/2020 tarihinde öğrendikten sonra 25/2/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

10. Başvurucu 28/4/2018 tarihinde yanındaki infaz koruma memurlarının da yardımıyla bir infaz koruma görevlisinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, olaya ilişkin yazdığı dilekçelerin imha edildiğini, bu olay hakkında etkisiz bir şekilde yürütülen ceza soruşturmasından netice alamadığını belirterek kötü muamele yasağı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; Anayasa Mahkemesinin verdiği bazı kararlara yer verilmiş; inceleme yapılırken Anayasanın ve mevzuatın ilgili hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi içtihadının ve somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

11. Başvuru, Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

12. İspat külfetinin devlete geçtiği durumların söz konusu olmadığı hâllerde kötü muameleye uğramaları nedeniyle mağdur olduklarını ileri süren kişiler, kötü muamele yasağı kapsamına giren ağırlıkta bir muamele görmüş olabileceklerini gösteren emare ve delilleri -haklı bir gerekçeleri olmadığı sürece- zamanında yetkili makamlara sunma konusunda özenli davranmakla yükümlüdür. Olgulara dayanmayan yetersiz açıklamalar, iddiaların deliller ile desteklenmemesi hatta kimi zaman delillerin uyumsuzluğu veya kötü muamelenin yapıldığı yer, zaman ve diğer konulardaki çelişkili ifadeler gibi hususlar kötü muamelenin gerçekliğini şüpheye düşürür. Bu durumda iddianın savunulabilir olduğundan, dolayısıyla bu iddialara ilişkin derhâl resmî bir soruşturma başlatılması gerekliliğinden söz edilemez. Kaldı ki iddialarını güçlü bir dayanakla birlikte yetkili merciler nezdinde dile getirmemeleri hâlinde mağdur olduğunu ileri süren kişilerin etkili bir soruşturma yürütülmesine ilişkin meşru (haklı) bir beklentiye girebileceklerinin söylenebilmesi mümkün değildir (Beyza Metin [1. B.], B. No: 2014/19426, 12/12/2018, §§ 45-47).

13. Somut olayda hükümözlü sıfatıyla Ceza İnfaz Kurumunda bulunan başvurucu, odasına gelen infaz koruma memurlarının ellerini ve başını tutarak yardım ettikleri bir infaz koruma görevlisinin copla vurmak suretiyle kendisine fiziksel şiddet uyguladığını ileri sürmüşse de başvurucu hakkında herhangi bir sağlık raporu bulunmadığı görülmüştür.Başvurucunun maruz kaldığını iddia ettiği fiziksel şiddet eylemine ve yazdığı dilekçelerin infaz koruma memurlarınca yırtıldığı/işleme konulmadığı olaylarına ilişkin olarak aynı odada kaldığı mahpus H.Y.yi tanık olarak gösterdiği ancak Ceza İnfaz Kurumunun Başsavcılığa yazmış olduğu cevabi müzekkere ekindeki araştırma raporu ve bu raporun eklerinden anılan isimde bir mahpusun Ceza İnfaz Kurumunda barındırılmadığı, dolayısıyla olayın tanığı da olamayacağı anlaşılmıştır. Bununla birlikte başvurucunun kötü muamele iddialarını özen yükümlülüğü ile bağdaşmayacak şekilde, olayın yaşandığını iddia ettiği tarihin üzerinden uzun bir süre (192 gün) geçtikten sonra ileri sürmesi de -başvurucunun bir tarih göstermeksizin yaşandığını iddia ettiği fiziksel şiddet olayını avukatına da anlatmış olmasına rağmen avukatınca da geçen bu süre içinde herhangi bir girişimde bulunduğuna dair başvuru formunda ve soruşturma dosyasında bir bilgi olmaması karşısında- kötü muamele iddialarının ciddiyeti üzerinde haklı bir şüphe uyandırmaktadır. Sonuç itibarıyla başvurucunun kötü muameleye maruz kaldığına ilişkin savunulabilir bir iddia ortaya koyamadığı kanaatine ulaşılmıştır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 15/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Fatih Üsame Avseren [2. B.], B. No: 2020/7215, 15/4/2025, § …)
   
Başvuru Adı FATİH ÜSAME AVSEREN
Başvuru No 2020/7215
Başvuru Tarihi 25/2/2020
Karar Tarihi 15/4/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda infaz koruma memurları tarafından darbedilme ve bu olaya ilişkin olarak ceza soruşturmasının etkili yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı İnfaz kurumunda güç kullanımı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi