TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
RAHMAT SHIRZADI BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/7656)
Karar Tarihi: 13/4/2022
Başkan y.
:
Hicabi DURSUN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
Gökçe GÜLTEKİN YILMAZ
Başvurucu
Rahmat SHIRZADI
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı etme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının, yargılama sırasında tercüman yardımından faydalandırılmama nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 28/2/2020 tarihinde yapılmıştır.
3. Anayasa Mahkemesinin 28/2/2020 tarihli kararıyla başvurucunun sınır dışı edildiği takdirde yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike ortaya çıktığına dair bilgi veya bulgu olmadığı gerekçesiyle başvurunun Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tedbir talebi yönünden Bölüme gönderilmesine yer olmadığına, ancak kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler doğrultusunda tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Afganistan İslam Cumhuriyeti (Afganistan) vatandaşı olan başvurucu 15/10/2016 tarihinde yasal olmayan yollardan Türkiye'ye giriş yapmış ve 28/11/2016 tarihinde uluslararası koruma başvurusunda bulunmuştur. Başvurucunun talebi şartları uygun olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
6. Başvurucu, uluslararası koruma talebinin reddi kararına karşı iptal davası açmış; Sivas İdare Mahkemesi (İdare Mahkemesi) 12/2/2019 tarihli kararıyla davanın reddine karar vermiştir. Anılan karar Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi tarafından onanmıştır.
7. Sivas Valiliğinin 19/7/2019 tarihli kararıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (i) bendi kapsamında başvurucu hakkında sınır dışı etme kararı tesis edilmiştir.
8. Başvurucu, anılan kararın iptali istemiyle 2/8/2019 tarihinde İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde sınır dışı etme kararının hukuka aykırı olmasının yanı sıra ülkesine gönderildiği takdirde bulunduğu toplumsal grup nedeniyle zulme uğrayacağını, 6458 sayılı Kanun'un 55. maddesi gereği sınır dışı edilemeyecek şahıslardan olduğunu iddia etmiştir.
9. İdare Mahkemesinin 29/11/2019 tarihli kararıyla "davacı tarafından davaya konu kararın uygulanması durumunda işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunduğunun kabulünü gerektirecek yasal ve somut bir neden ortaya konulamadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
10. Başvurucu 28/2/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuş, başvurusuyla birlikte sınır dışı etme kararının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
11. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Anayasa Mahkemesinin 13/4/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
13. Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu; ülkesine geri gönderildiği takdirde hayatının tehlikede olacağını, belirterek kötü muamele yasağının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile yaşam hakkının ihlal edileceğine ilişkin iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.
16. Anayasa Mahkemesinin istikrarlı içtihadına göre Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası, gönderildikleri ülkede kötü muameleye maruz kalma riski bulunan yabancıların maddi ve manevi varlıklarının korunması yönünde devlete pozitif yükümlülük yüklemektedir (A.A. ve A.A., § 59).
17. Anılan pozitif yükümlülük kapsamında sınır dışı edilecek kişiye ülkesinde karşılaşabileceği risklere karşı gerçek anlamda bir koruma sağlanabilmesi için sınır dışı kararına karşı etkili bir karşı çıkma imkânı tanınması gerekir(A.A. ve A.A., § 60).
18. Ancak kötü muameleye karşı koruma yükümlülüğü, her sınır dışı işleminde yukarıda belirtilen şekilde bir araştırma yapılmasını gerektirmez. Bu yükümlülüğün ortaya çıkabilmesi için öncelikli olarak başvurucu tarafından savunulabilir (makul) bir iddia ortaya konulmalı, bu kapsamda kötü muamele riskine ilişkin iddialar somutlaştırılmalıdır (A.A. ve A.A., § 63).
19. Somut dosyada başvurucunun gerek Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuruda gerek idare mahkemelerinde açtığı iptal davalarında sınır dışı edilmesi hâlinde maruz kalacağını ileri sürdüğü riske ilişkin somut ve kişisel açıklamalarda bulunmadığı, ülkesinin genel durumu dışında kendisinin hangi özel durumunun risk oluşturduğuna ilişkin somutlaştırma yapmadığı görülmüştür.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Adil Yargılama Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
21. Başvurucu, sınır dışı etme kararının iptali amacıyla açtığı davada tercüman yardımından faydalandırılmadığını belirterek etkili başvuru ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Başvurucunun etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiası adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.
23. Anayasa Mahkemesinin içtihadına göre sınır dışı etme işlemini konu alan uyuşmazlıkları içeren yargılamalar, Anayasa'nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinde güvence atına alınan adil yargılama hakkının ortak koruma alanı kapsamı dışında kalmaktadır (Aıgul Mavlıanova, B. No: 2016/6293, 9/11/2017, § 28).
24. Başvuru konusu olayda yukarıda da belirtildiği üzere başvurucunun adil yargılanma hakkına ilişkin iddialarının konusunun Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kaldığı anlaşılmıştır.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 13/4/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.