TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
K.H. VE M.H.H. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/7165)
Karar Tarihi: 13/4/2022
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan y.
:
Hicabi DURSUN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
Gökçe GÜLTEKİN YILMAZ
Başvurucular
1. K.H.
2. M.H.H.
Vekili
Av. Şahin BERBER
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı etme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 25/2/2020 ve 9/4/2021 tarihlerinde yapılmıştır. Komisyonlar, başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Anayasa Mahkemesinin 25/2/2020 tarihli kararıyla ilgili bilgi ve belgeler toplandıktan sonra yeniden değerlendirilmek üzere başvurucuların ülkelerine sınır dışı edilmelerine dair işlemlerin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiştir.
4. 2021/15354 ve 2021/15358 numaralı bireysel başvuru dosyalarının hukuki irtibat nedeniyle 2020/7165 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin 2020/7165 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam etmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler doğrultusunda tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. İran İslam Cumhuriyeti vatandaşı olan başvurucu K.H. ve oğlu M.H.H. 2015 yılında uluslararası koruma başvurusunda bulunmuştur. Başvurucuların ikamet ili Bayburt olarak belirlenmiş; Bayburt Valiliğinin 21/1/2016 tarihli işlemiyle, on beş gün içinde Bayburt'a gidilmesi gerektiğine dair yükümlülüğe uymadıkları gerekçesiyle başvurucuların uluslararası koruma başvurusunun geri çekilmiş sayılmasına karar verilmiştir.
7. Başvurucular uluslararası koruma başvurularının geri çekilmiş sayılmasına dair kararların iptali istemiyle dava açmıştır. Trabzon 1. İdare Mahkemesinin 19/4/2016 tarihli kararıyla dava reddedilmiş, anılan karar Danıştay Onuncu Dairesi tarafından 26/3/2018 tarihinde onanmıştır.
8. Başvurucular, kolluğun rutin kontrolü sırasında haklarında V-71 (semti meçhul) ve G-1 (yurda girişi yasak) tahdit kodları bulunması sebebiyle alıkonulduklarını, sonrasında haklarında sınır dışı ve idari gözetim altına alma kararları verildiğini, geri gönderme merkezinde tutuldukları sırada rızaları olmaksızın gönüllü geri dönüş evrakı imzalamak zorunda bırakıldıklarını ileri sürmüş; ülkelerine gönderilmeleri hâlinde Hristiyan olmaları, siyasi söylemleri ve cinsel yönelimleri sebebiyle kötü muameleye maruz kalacaklarını, haklarındaki hapis cezalarının infaz edileceğini belirterek 25/2/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucular, sınır dışı etme kararlarının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
9. Başvurucular hakkında İstanbul Valiliğinin 10/2/2020 ve 11/2/2020 tarihli kararlarıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (h) ve (i) bentleri uyarınca sınır dışı etme ve idari gözetim altına alma kararları tesis edilmiştir.
10. Başvurucular sınır dışı etme kararlarının iptali istemiyle 18/2/2020 tarihinde İstanbul 1. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmıştır.
11. Başvurucular dava dilekçelerinde özetle sınır dışı etme kararlarının hukuka aykırı olmasının yanı sıra cinsel yönelimleri ve siyasi söylemleri nedeniyle ülkelerinde hapis ve idam cezaları aldıklarını, birçok kez fiziksel şiddete, işkenceye ve psikolojik baskıya maruz kaldıklarını belirterek 6458 sayılı Kanun'un 55. maddesi gereği sınır dışı edilemeyecek şahıslardan olduklarını iddia etmiştir.
12. İdare Mahkemesinin 14/12/2020 tarihli kararıyla başvurucuların sınır dışı edilemeyeceklerini ileri sürdükleri ancak soyut beyan dışında dosyaya hiçbir bilgi veya belge sunmadıkları belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
13. Başvurucular 9/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuş, başvurularıyla birlikte sınır dışı etme kararlarının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Anayasa Mahkemesinin 13/4/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
16. Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
17. Başvurucular; ülkelerine geri gönderilmeleri hâlinde cinsel yönelimleri ve siyasi söylemleri nedeniyle kötü muameleye maruz kalacaklarını, haklarında verilen hapis ve idam cezalarının infaz edileceğini belirterek yaşam hakkının ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
2. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesinin istikrarlı içtihadına göre Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası, gönderildikleri ülkede kötü muameleye maruz kalma riski bulunan yabancıların maddi ve manevi varlıklarının korunması yönünde devlete pozitif yükümlülük yüklemektedir (A.A. ve A.A., § 59).
19. Anılan pozitif yükümlülük kapsamında sınır dışı edilecek kişiye ülkesinde karşılaşabileceği risklere karşı gerçek anlamda bir koruma sağlanabilmesi için sınır dışı kararına karşı etkili bir karşı çıkma imkânı tanınması gerekir (A.A. ve A.A., § 60).
20. Ancak kötü muameleye karşı koruma yükümlülüğü, her sınır dışı işleminde yukarıda belirtilen şekilde bir araştırma yapılmasını gerektirmez. Bu yükümlülüğün ortaya çıkabilmesi için öncelikli olarak başvurucu tarafından savunulabilir (makul) bir iddia ortaya konulmalı, bu kapsamda kötü muamele riskine ilişkin iddialar somutlaştırılmalıdır (A.A. ve A.A., § 63).
21. Somut dosyada başvurucuların gerek Anayasa Mahkemesine yaptıkları bireysel başvuruda gerek idare mahkemelerinde açılan iptal davalarında sınır dışı edilmeleri hâlinde maruz kalacaklarını ileri sürdükleri riske ilişkin somut ve kişisel açıklamalarda bulunmadıkları, buna ilişkin delilleri sunmadıkları, ülkelerinin genel durumu dışında kendilerinin hangi özel durumlarının risk oluşturduğuna ilişkin somutlaştırma yapmadıkları görülmüştür.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kamuya açık belgelerde başvurucuların kimliklerinin gizli tutulması taleplerinin KABULÜNE,
C. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. Sınır dışı etme işlemlerine ilişkin tedbir kararının SONLANDIRILMASINA,
E. Kararın bir örneğinin bilgi için İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,
F. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetlerine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMALARINA 13/4/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.