TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
H.G. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2021/14248)
|
|
Karar Tarihi: 30/4/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
RESEN GİZLİLİK KARARI VERİLDİ
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
|
|
Metin KIRATLI
|
Raportör
|
:
|
Kemal ÖZEREN
|
Başvurucu
|
:
|
H.G.
|
Vekili
|
:
|
Av. Mesut YAZICI
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, özel hayatın gizliliğini ihlal ve nitelikli cinsel saldırı suçlarından yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı ile özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu 10/6/2019 tarihli dilekçesiyle Y.M. isimli şahıs hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) şikâyette bulunmuştur. Anılan dilekçede başvurucu Almanya'da yaşayan iki çocuk annesi ve evli bir kadın olduğunu, Antalya'da yazlık ev almayı düşündüğü dönemde burada yaşayan kız kardeşi ve kız kardeşinin kocasının kendisini bu hususta yardımcı olması için Y.M. ile tanıştırdığını belirtmiştir. Y.M.nin bulduğu evi göstermek amacıyla 2018 yılının Aralık ayında daveti üzerine Y.M. ile buluştuğunu ve tecavüzüne uğradığını ifade etmiştir. Bundan iki gün sonra Y.M.nin elinde bulunan resimlerle kendisini korkuttuğunu ve eve götürerek tekrar tecavüz ettiğini belirten başvurucu 27/12/2018 tarihinde iki gün boyunca tecavüze uğradığını ve 3/1/2019 tarihinde son kez cinsel saldırının gerçekleştiğini vurgulamıştır. Başvurucu; Almanya'ya döndükten sonra Y.M.nin kendisini arayıp şantaj yapmak suretiyle para istediğini, bunun üzerine Y.M.ye para gönderdiğini dile getirerek Y.M.nin elinde bulunan dijital materyallere el konulmasını, tutuklanmasını ve cezalandırılmasını talep etmiş, ayrıca bahse konu şikâyet dilekçesinin ekinde Almanya'da düzenlenmiş, imzalı olmayan birtakım iş göremezlik raporları ve tıbbi belgeleri sunmuştur.
3. Bunun üzerine Antalya Kepez Polis Merkezi Amirliği tarafından Y.M.nin ifadesi alınmıştır. 3/8/2019 tarihli şüpheli ifade tutanağında Y.M., başvurucu ile 2017 yılında bir düğünde tanıştıklarını, 2018 yılının Mayıs ayı itibarıyla konuşmalarının arttığını ve sevgili olduklarını belirtmiştir. Başvurucunun kendisine yardım amacıyla para gönderdiğini, kendisiyle birlikte olmak için Almanya'dan Antalya'ya geldiğini, iddia edildiği gibi tecavüz gibi bir durumun olmadığını, başvurucu ile rızası çerçevesinde ilişkiye girdiklerini vurgulamıştır. Ayrıca Y.M., başvurucu ile konuşmalarının ve başvurucunun kendisine gönderdiğini belirttiği resim ve videoların bulunduğu CD'yi teslim etmiştir. Y.M.nin benzer yöndeki beyanları, Başsavcılık tarafından düzenlenen 17/7/2020 tarihli sorgulama tutanağında da yer almıştır.
4. Devamında başvurucu, kardeşi P.İ. ve kardeşinin eşi H.İ.İ. hakkında bilâ tarihli yeni bir şikâyet dilekçesini Başsavcılığa sunmuştur. Bu dilekçede başvurucu, Y.M.nin sunduğu fotoğraf ve videoların kendisi tarafından kızkardeşi P.İ.ye gönderilen fotoğraf ve videolar olduğunu, P.İ. ve H.İ.İ. tarafından bunların izinsiz ve suç işleme kastı ile paylaşıldığını belirtmiştir. Ayrıca başvurucu, bahse konu videoların incelenmesi hâlinde bunların P.İ.ye hitaplı olduğunun anlaşılacağını dile getirmiştir.
5. Başsavcılık tarafından düzenlenen 20/12/2019 tarihli sorgulama tutanağında P.İ., Y.M.yi tanıdığını, fakat ablası olan başvurucuya cinsel saldırıda bulunduğunu duymadığını belirtmiştir. Ayrıca başvurucu tarafından gönderilmiş olan herhangi bir video ya da fotoğrafı kimseye ya da Y.M.ye göndermediğini ifade etmiştir. Aynı tarihli diğer sorgulama tutanağında H.İ.İ. de aynı şekilde herhangi bir paylaşım yapmadığını vurgulamıştır. Ayrıca P.İ. ve H.İ.İ., başvurucunun eşinin zorlaması nedeniyle bu şekilde bir isnatta bulunduğunu dile getirmiştir.
6. Öte yandan Başsavcılık, Y.M. tarafından sunulmuş olan CD üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmıştır. Adli bilişim uzmanı tarafından düzenlenen 22/1/2020 tarihli bilirkişi raporunda, mesajlara ilişkin ekran görüntülerinin 23/12/2018, 27/12/2018 ve 29/12/2018 tarihlerine ait olduğu vurgulanarak karşılıklı konuşmalara ilişkin mesajlar anılan rapora aktarılmıştır. Buna göre başvurucunun Y.M.ye hitaplı 23/12/2018 tarihli mesajında ''uyudun mu canım'', 27/12/2018 tarihli mesajında "hayatım" ve 29/12/2018 tarihli mesajında "bitanem benim çok kötü burnum kanadı... Ben çıkıyorum hotelden, burda bi şey olmasın, ok. Seni çok seviyorum aşkım" ifadeleri yer almaktadır. Ayrıca fotoğraf ve videolara ilişkin ekran görüntüleri de tespit tarihleri ile birlikte bahse konu rapora aktarılmıştır.
7. Başsavcılık 30/10/2020 tarihinde P.İ. ve H.İ.İ. ile ilgili olarak özel hayatın gizliliği suçundan, Y.M. ile ilgili olarak ise şantaj, nitelikli cinsel saldırı ve iftira suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; bilirkişi raporundaki tespitlere ve şikâyet edilen kişilerin ifadelerine yer verilmiştir. Bununla birlikte şikâyet tarihinin 10/6/2019, iddia olunan en son cinsel istismar olayının vuku bulduğu tarihin ise 3/1/2019 olduğu, başvurucunun şüphelinin etki alanından başka bir ülkeye gittikten 5 ay sonra şikâyette bulunduğu, bu durumun iddia ve vakıalar ve bilirkişi raporunda belirtilen mesaj kayıtlarının iddia ve hayatın olağan akışı ile örtüşmediği belirtilmiştir. Bununla birlikte bilirkişi raporundaki 29/12/2018 tarihli mesaj gözönüne alındığında ikinci cinsel saldırı iddiasından bir gün sonra bu şekilde mesaj kaydının olmasının hayatın olağan akışı ile uyumlu olmadığı ifade edilmiştir. Netice itibarıyla şantaj, iftira ve cinsel saldırı eylemlerine dair somut bir delilin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
8. Diğer taraftan Başsavcılığın anılan kararında P.İ. ve H.İ.İ. ile ilgili olarak özel hayatın gizliliğini ihlal suçu açısından yapılan değerlendirme kapsamında başvurucunun iddiası doğrultusunda bir tespitin bilirkişi raporunda yer almadığı belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun kardeşi ve eniştesi olan bahse konu kişilerin diğer cinsel saldırı eylemini geçekleştirdiği iddia edilen Y.M.yi başvurucu ile aralarındaki akrabalığa rağmen koruma ve savunma ilişkisine girmesinin hayatın olağan akışı ile uyumlu olmayacağı vurgulanmıştır.
9. Başvurucu, bu karara itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde şikâyet dilekçesindeki iddialarını yineleyen başvurucu, Başsavcılığın soruşturmayı yetersiz ve özensiz şekilde yürüttüğünü ileri sürmüştür. Ayrıca başvurucu; mağdur sıfatı ile ifadesinin dahi alınmadığını, bahse konu mesajların da Y.M. tarafından üretildiğini vurgulayarak Başsavcılığın anılan kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
10. Antalya 1. Sulh Ceza Hâkimliği 19/2/2021 tarihinde Başsavcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında usule ve kanuna aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiştir.
11. Başvurucu, nihai kararı 26/2/2021 tarihinde öğrendikten sonra 23/3/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
12. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
13. Başvurucu; Y.M. tarafından tecavüze uğradığını, Y.M.nin kendisinden para isteyerek şantaj yaptığını, bu süreçte psikolojisinin bozulduğunu belirtmiştir. Almanya'da tıbbi destek almaya başladığını ifade eden başvurucu, Y.M.nin sunduğu fotoğraf ve videoların kendisi tarafından kardeşi P.İ.ye gönderilmiş olan fotoğraf ve videolar olduğunu, kişisel verilerinin bu suretle yayıldığını ifade etmiştir. Bu iddialarının Başsavcılık tarafından araştırılmadığını ve ifadesinin alınmadığını vurgulayan başvurucu etkili ve özenli bir soruşturma yürütülmediğini iddia etmiştir. Sonuç olarak başvurucu maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının, adil yargılanma hakkının, mülkiyet hakkının ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
14. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; Anayasa Mahkemesi içtihadı ve mevzuat hükümleri hatırlatılarak bunların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
15. Başvuru, maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı ile özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı kapsamında incelenmiştir.
16. Devlet; Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında, bireyin maddi ve manevi varlığının bir parçası olan fiziksel ve zihinsel bütünlüğe keyfî olarak müdahale etmemek ve üçüncü kişilerin saldırılarını önlemekle yükümlüdür (Yusuf Burak Çelik [2. B.], B. No: 2013/2538, 20/11/2014, § 31). Devletin pozitif yükümlülüğünün bir parçası olarak usul yükümlülüğü de bulunmaktadır. Bu usul yükümlülüğü çerçevesinde devlet, her türlü fiziksel ve ruhsal saldırı olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili resmî bir soruşturma yürütmek durumundadır (Cezmi Demir ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 106).
17. Bireysel başvuru kapsamında yapılacak değerlendirmede etkili bir ceza soruşturması yürütülüp yürütülmediği incelenirken soruşturmanın derhal başlaması, bağımsız bir biçimde ve kamu denetimine tabi olarak özenle ve süratle yürütülmesi ve etkili olması unsurları araştırılmaktadır (Mehmet Arif Kılınç [1. B.], B. No: 2013/1656, 16/7/2014, § 29). Etkili soruşturma yapma yükümlülüğü, iddialar doğrultusunda lehe ve aleyhe delillerin toplanmasını ve ulaşılan sonucun temel hakların öngördüğü güvenceleri sağlayacak şekilde ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanmasını gerekli kılmaktadır. Ancak soruşturma sonunda şüpheliler hakkında mutlaka ceza davası açılmasının zorunlu olduğu söylenemez (Meral Talay [2. B.], B. No: 2018/8050, 7/10/2021, § 37; benzer yönde değerlendirme için bkz. Gözde Başar [2. B.], B. No: 2016/3122, 28/5/2019, § 34).
18. Anayasa'nın 17. maddesi gereğince yürütülecek soruşturmalarda soruşturma makamlarının anılan hak kapsamında değerlendirilebilecek bir muameleye maruz kaldığını ileri süren kişilerin olayın gelişimine ve delillerin elde edilmesine ilişkin ileri sürdükleri her türlü iddialarını ve taleplerini karşılama zorunluluğu bulunmamaktadır. Soruşturma kapsamında yürütülecek soruşturma işlemlerinin belirleyicisi yetkili soruşturma makamlarıdır. Soruşturma makamları, her bir somut olayın koşullarını ayrıca değerlendirerek makul olan bir yöntem belirleyecektir (Yavuz Durmuş ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/6574, 16/12/2015, § 62).
19. Yürütülecek ceza soruşturmalarının amacı kişinin dokunulmazlığını, maddi ve manevi varlığını koruyan mevzuat hükümlerinin etkili bir şekilde tatbiki ile sorumluların tespiti ve etkili müeyyidelerin uygulanmasını sağlamaktır. Bu bir sonuç yükümlülüğü olmayıp uygun araçların kullanılması yükümlülüğüdür. Diğer taraftan belirtilen yükümlülük; Anayasa'nın 17. maddesinin başvurucuya üçüncü kişileri bir suç nedeniyle yargılatma ya da cezalandırılmalarını talep hakkı, kamusal makamlara ise tüm yargılamaları mahkûmiyetle ya da belirli bir ceza hükmüyle sonuçlandırma ödevi yüklediği şeklinde yorumlanamaz (Süleyman Demirbaş [1. B.], B. No: 2014/1549, 13/7/2016, § 34). Ancak her durumda söz konusu yargısal sistemlerin etkili şekilde işletilmesi ve soruşturmalar ya da yargılamalar neticesinde yargısal makamlarca ulaşılan tüm sonuçların temel hakların içerdiği güvenceleri koruyacak şekilde ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanması gerekir (Erol Kumcu [2. B.], B. No: 2015/18988, 9/5/2019, § 35; Ali Çığır [1. B.], B. No: 2015/19298, 8/5/2019, § 35; Emine Demir ve diğerleri [2. B.], B. No: 2019/16805, 25/5/2022, § 29).
20. Öte yandan 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu [2. B.], B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
21. Somut olayda başvurucunun nitelikli cinsel saldırı iddiası ile başlayan ve kız kardeşi ile eniştesinin kendisine ait fotoğraf ve videoları Y.M. isimli kişiye verdiğini ileri sürmesi ile devam eden bir soruşturma safahatı söz konusudur. Başvurucunun iddiaları ile ilgili olarak Başsavcılık hem şikâyet edilen kişilerin şikâyet konusu ile ilgili olarak beyanlarını almış hem de Y.M.nin sunmuş olduğu CD içeriğine yönelik bilirkişi incelemesi yaptırmıştır.
22. Başsavcılık özellikle başvurucunun 29/12/2018 tarihli mesajının (bkz. § 7) iddia olunan ikinci cinsel istismar olayından bir gün sonrasına ait olduğunu vurgulayarak bu durumda başvurucunun iddiasının hayatın olağan akışı ile örtüşmediğini belirtmiştir. Bilirkişi tarafından incelenmiş olan bahse konu mesajlara ilişkin ekran görüntülerinin üretilmiş veya sahte olduğuna ilişkin herhangi bir tespitin yapılmadığını, Başsavcılığın kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verirken bilirkişi raporundaki bu duruma dayandığını belirtmek gerekir.
23. Bunun yanı sıra başvurucuya ait fotoğrafların P.İ. ve H.İ.İ. tarafından Y.M.ye verildiği iddiası ile ilgili olarak Başsavcılık, başvurucunun kardeşi ve eniştesi olan bahse konu kişilerin cinsel saldırı eylemini geçekleştirdiği iddia edilen Y.M.yi başvurucu ile aralarındaki akrabalığa rağmen koruma ve savunma ilişkisine girmesinin hayatın olağan akışı ile uyumlu olmadığını belirtmiştir. Yine bu hususta bahse konu kişilerin beyanları ile birlikte bilirkişi raporunda başvurucunun iddiası kapsamında bir tespitin yapılmadığı vurgulanmıştır. Diğer taraftan başvurucunun ileri sürdüğü bağlamda da bahse konu fotoğrafları rızası ile kız kardeşine gönderdiği, bunların başkasına aktarılabileceğini bilebilecek konumda olduğu vurgulanmalıdır. Ayrıca başvurucunun, kız kardeşinin bu fotoğrafları hukuka aykırı yollarla ele geçirdiğine dair bir iddiasının da olmadığı görülmüştür.
24. Sonuç olarak başvurucuya iddia ve delillerini ileri sürebileceği etkili bir hukuksal mekanizma sağlandığı, temel iddia ve itirazların yargı makamlarınca özenli bir şekilde değerlendirilerek bir sonuca varıldığı ve dolayısıyla usule ilişkin pozitif yükümlülüğün yerine getirildiği anlaşıldığından maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı ile özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı yönünden bir ihlalin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun niteliği gereği kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin RESEN GİZLİ TUTULMASINA,
B. Maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ve özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 30/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.