Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Volkan ÇAKMAK
|
Başvurucular
|
:
|
1.Abdulaziz ENCU
|
|
|
2. Abdullah ENCU
|
|
|
3. Abdurrahman ENCU
|
|
|
4. Aysel ÇETİN
|
|
|
5. Azime ÜREK
|
|
|
6. Ceylan ENCU
|
|
|
7. Derviş ENCU
|
|
|
8. Fadile TOSUN
|
|
|
9. Fatma ENCU
|
|
|
10. Felek ENCU
|
|
|
11. Halime ENCU
|
|
|
12. Halime ENCU
|
|
|
13. Halime ENCU
|
|
|
14. Hamdiye ENCU
|
|
|
15. Heybet ENCU
|
|
|
16. Hikmet ENCU
|
|
|
17. İrfan ENCU
|
|
|
18. İslam ENCU
|
|
|
19. Kadriye ENCU
|
|
|
20. Leyla ENCU
|
|
|
21. Mehmet ENCU
|
|
|
22. Mehmet KAPLAN
|
|
|
23. Mesüt ENCU
|
|
|
24. Nahide ENCU
|
|
|
25. Pakize KAPLAN
|
|
|
26. Rihan ENCU
|
|
|
27. Sadık ALMA
|
|
|
28. Servet ENCU
|
|
|
29. Şahra ENCU
|
|
|
30. Şemsettin ENCU
|
|
|
31. Tahir ENCU
|
|
|
32. Türkan UYSAL
|
|
|
33. Übeydullah ENCU
|
|
|
34. Yahya ENCU
|
|
|
35. Zeki TOSUN
|
Vekili
|
:
|
Av. Kerem ALTIPARMAK
|
|
|
36. Ğazal ENCU
|
|
|
37. Süleyman ENCU
|
Vekili
|
:
|
Av. Habibe DANIŞMAN, Av. Sedat BENEK
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, askerî operasyon sonucu gerçekleşen can kayıplarına yönelik sona ermiş bir soruşturmanın yeniden açılması talebinin reddi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Türk Silahlı Kuvvetleri, Şırnak ili Uludere ilçesine yakın ve ülke sınırını aşan bölgede -Irak ülkesi sınırları dâhilinde- hava harekâtı düzenlemiştir. 28/12/2011 tarihli harekat sırasında başvurucuların yakınları hayatlarını kaybetmiştir.
3. Söz konusu harekât sonucu gerçekleşen can kayıpları nedeniyle yürütülen soruşturma sonucunda Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı tarafından 6/1/2014 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Karar gerekçesinde, terörist olduğu değerlendirilen grubun büyüklüğü, Irak'ın kuzeyinde bulunması ve 1150 metre derinliğinde gruplar halinde yayılmış olması dikkate alındığında Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu kararları uyarınca verilen görevi icra eden Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin görev gereklerini yerine getirirken, daha sonra kaçakçı olduğu anlaşılan grubu, terörist grup olarak algılayıp kaçınılamayacak bir hataya düştükleri ifade edilmiştir. Kararda devamla, kaçınılmaz hataya düşen kişilerin ceza hukukuna ilişkin yasal düzenlemeler gereği cezalandırılamayacağı hatırlatılarak verilen görevi icra ederken kaçınılmaz hataya düşen askeri personel hakkında kamu davası açılamayacağı belirtilmek suretiyle hüküm gerekçelendirilmiştir. Karara yönelik itiraz Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askerî Mahkemesi tarafından 11/6/2014 tarihinde reddedilmiştir.
4. Başvurucular, kararın kesinleşmesinin ardından Anayasa Mahkemesi nezdinde yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuruda bulunmuş ise de başvuru evrakına ilişkin eksiklik bildiriminin süresinde yerine getirilmemesi nedeniyle başvuru reddedilmiştir (bkz. Mehmet Encü ve diğerleri, B. No: 2014/11864, 24/2/2016). Başvurucular, süreci takiben Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) bireysel başvuruda bulunmuş ancak AİHM iç hukuk yollarının usulüne uygun tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (bkz. Selahattin Encü ve diğerleri/Türkiye, B. No: 49976/16, 17/5/2018).
5. Başvurucular 11/6/2019 tarihinde, olayla ilgili yürütülen soruşturma sürecinde görev alan yargı mensuplarının bazılarının Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensubu olmaları nedeniyle kamu görevinden ihraç edildiğini belirterek başkaca herhangi bir iddia (yeni delil, ihraç edilen hâkimlerin somut soruşturmada usulsüzlük yaptığı vs.) ileri sürmeden soruşturmanın yeniden açılması talebinde bulunmuştur. Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı; başvurucuların konuya ilişkin yeni delil ileri sürmediğini, tarafları konusu aynı olan olaya ilişkin olarak yeni delil, bulgu olmadan tekrar soruşturma yapılamayacağını, müştekiler tarafından ileri sürülen hususların yeniden soruşturma açılmasını gerektirecek mahiyette yeni delil teşkil etmediğini belirterek talebin mükerrer kayıt niteliğinde olduğu gerekçesiyle 28/1/2021 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Karara yönelik itirazı 12/3/2021 tarihinde Şırnak Sulh Ceza Hâkimliği reddetmiştir.
6. Başvurucular, nihai kararı 15/3/2021 tarihinde öğrenmelerinin ardından 9/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvuruculardan Kadriye Encu'nun 22/10/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır.
8. Komisyonca aralarında konu yönünden irtibat bulunan 2021/19066 ile 2021/15347 numaralı başvuruların birleştirilerek, incelemenin 2021/15347 numaralı başvuru üzerinden gerçekleştirilmesine ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Kadriye Encu Yönünden Değerlendirme
9. Başvurucu Kadriye Encu bireysel başvurunun gerçekleştirilmesinden sonra vefat etmiştir. Vefat eden ve diğer başvurucuların akrabası olan Kadriye Encu tarafından öne sürülen ihlal iddialarının diğer başvurucuların iddiası kapsamında incelenmesi mümkün görülmüştür. Kadriye Encu başvurusunun devamında Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı bir hâlin bulunmadığı, Kadriye Encu'nun bireysel başvurusunun ölüm nedeniyle Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 80. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
B. Diğer Başvurucular Yönünden Değerlendirme
1. Yaşam Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
10. Başvurucular; soruşturma sürecinde görev alan yargı mensuplarının bazılarının FETÖ mensubiyeti nedeniyle kamu görevinden çıkarıldığını, bu hususun yeni bir durum teşkil ettiğini, çeşitli devlet görevlilerinin basına yansıyan açıklamalarının bu hususu tevsik ettiğini, yeniden soruşturma ödevinin canlandığını, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yürütülmediğini, hata kavramına ilişkin değerlendirmenin savcılık tarafından yapılamayacağını, can kayıplarına ilişkin olarak titizlikle inceleme yapılmadığını ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, somut süreç ve insan hakları yargısı içtihadı aktarılarak somut olayın özellikleri çerçevesinde kabul edilebilirlik koşullarının değerlendirilmesi gerektiği beyan edilmiştir. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyan dilekçelerinde yeniden soruşturma açılmamasına ilişkin kararın başvuruya konu edildiğini ifade ederek başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
11. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 49. maddesinin (7) numaralı fıkrasında bireysel başvuruların incelenmesinde bu Kanun ve İçtüzük'te hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin (1) numaralı fıkrasında da dava şartları arasında aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması yer almaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 115. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi hâlinde davanın usulden reddine karar vereceği belirtilmiştir. Buna göre bireysel başvuruların incelenmesinde 6216 sayılı Kanun ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nde hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümleri uygulanacaktır. Bireysel başvuruya ilişkin anılan mevzuatta mükerrer başvuru düzenlenmemiştir. Dolayısıyla aynı başvurucunun aynı nedenle birden fazla bireysel başvuruda bulunması durumunda başvurunun 6100 sayılı Kanun’un dava şartlarına ilişkin yukarıda belirtilen hükümleri kıyasen uygulanmak suretiyle reddedilmesi gerekir .
12. Somut sürece bakıldığında hava harekâtı nedeniyle yürütülen soruşturmaya ilişkin olarak 2014 yılında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmektedir. Başvurucuların Anayasa Mahkemesi ve AİHM nezdinde yaptığı yaşam hakkı ihlaline yönelik başvuruların da reddedildiği anlaşılmaktadır.
13. Konuya ilişkin verilmiş bir hak ihlali kararı veya yeniden yargılama yapılması yönünde alınmış bir karar söz konusu değildir. Başvurucuların kendi talepleri üzerine yeni somut vakaya ilişkin yeni delil ileri sürmeden yaptıkları yeniden soruşturma talebi Başsavcılık tarafından 2014 yılında sonuçlanan soruşturmaya atıfla mükerrer kayıt olması nedeniyle reddedilmiştir. Bir başka ifadeyle başvurucular, somut vakaya ilişkin öncekinden farklı bir husus ortaya koyamamış yeniden soruşturma açılmasını gerekli kılacak somut olaya ilişkin yeni bir delil ileri sürmemiştir.
14. Başvurucular, her ne kadar soruşturmanın yeniden açılması talebinin reddine ilişkin süreci konu ederek bu sürecin ardından başvuru yapmış ise de mevcut yaşam hakkı ihlali iddiasına konu asıl vaka hava harekâtı sonucu yaşanan can kayıpları ve bu harekât sonrasında yapılan ve 2014 yılında sonuçlanan soruşturma olup söz konusu son süreç sona ermiş bir soruşturmayı yeniden canlandırma çabasına yöneliktir. Başvurucuların da formda dile getirdikleri (hatanın yanlış yorumlanması, titizlikle araştırma yapılmaması vs.) iddialar bu durumu tevsik eder niteliktedir.
15. Başvurucuların daha önce aynı olaya ilişkin yaşam hakkı ihlali iddiasıyla başvuru yaptığı ve başvurunun reddedildiği dikkate alındığında başvurunun yaşam hakkı yönünden mükerrer olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin mükerrer başvuru olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
2. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
17. Başvurucular; somut yargısal süreçte ileri sürdükleri hususları karşılanmadığını, gerekçenin doyurucu olmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde, somut süreç ve insan hakları yargısı içtihadı aktarılarak somut olayın özellikleri çerçevesinde kabul edilebilirlik koşullarının değerlendirilmesi gerektiği beyan edilmiştir. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyan dilekçelerinde yeniden soruşturma açılmamasına ilişkin kararın başvuruya konu edildiğini ifade ederek başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir. Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Bir ceza soruşturmasında üçüncü kişilerin cezalandırılmasını talep eden mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını taşıyan kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §§ 18-24).
19. Somut olayda başvurucular müşteki sıfatıyla yer aldıkları ve yeniden soruşturma açılması taleplerinin reddi ile sonuçlanan yargısal süreci adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına konu ettiklerinden üçüncü kişilerin cezalandırılması istemine yönelik sürecin başvurucular açısından adil yargılanma hakkı kapsamına girmediği açıktır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kadiye Encu yönünden başvurunun DÜŞMESİNE,
B. 1. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın mükerrer başvuru olması nedeniyle REDDİNE,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 12/6/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.