TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SAVAŞ BULUT BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/17596)
Karar Tarihi: 22/11/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Duygu KALUKÇU
Başvurucu
Savaş BULUT
Vekili
Av. Hüseyin AYGÜN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle özel güvenlik belgesinin ve çalışma izninin iptaline karşı açılan iptal davasında davanın sonucuna etkili itirazların kararda karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin yenilenmesi talebiyle İstanbul Valiliği İl Özel Güvenlik Komisyonuna (Komisyon) başvurmuş ancak başvurucunun talebi reddedilerek 31/5/2018 tarihli işlem ile güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle kimlik kartı iptal edilmiştir.
3. Komisyonun iptal kararına karşı İstanbul 6. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açan başvurucu; kendisi hakkında bir soruşturma ve mahkûmiyet kararı bulunmadığını, kusurlu eyleminin olmadığını ileri sürmüştür.
4. Mahkeme, yargılama sürecinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünden (Emniyet) dava konusu işleme gerekçe olarak gösterilen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına ilişkin belgeler ile istihbari bilgileri talep etmiştir. Buna göre güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasının nedeni, başvurucu hakkında PKK terör örgütü ile iltisakına ilişkin veri kaydının bulunduğu tespitidir. Mahkeme, bu tespit karşısında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuat hükümlerine aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmetmiştir. Davanın reddi kararı istinaf ve temyiz incelemesinden geçerek 30/12/2020 tarihinde kesinleşmiştir. Kanun yolu mercileri ayrı, açık bir gerekçe belirtmemiştir.
5. 28/3/2021 tarihinde nihai kararı öğrenen başvurucu, 27/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Ödeme gücünden yoksun olduğu değerlendirilen başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
8. Başvurucu; gerekçe gösterilmeksizin soyut iddia ve isnatlar ile kimlik kartının ve çalışma iznin iptal edildiğini, soruşturmanın nasıl yürütüldüğü hususunda bilgi verilmediğini belirterek eşitlik ilkesinin, adil yargılanma hakkı ile masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Başvurunun iddialarının gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
10. İlke olarak mahkeme kararlarının gerekçeli olması, adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Derece mahkemeleri dava konusu maddi olay ve olguların kanıtlanmasını, delillerin değerlendirilmesini, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanmasını, uyuşmazlıkla ilgili vardığı sonucu, sonuca varmada kullandığı takdir yetkisinin sebeplerini makul bir şekilde gerekçelendirmek zorundadır. Bu gerekçelerin oluşturulmasında açık bir keyfîlik olmaması ve makul bir gerekçe gösterilmesi hâlinde adil yargılanma hakkının ihlalinden söz edilemez (İbrahim Ataş, B. No: 2013/1235, 13/6/2013, § 23).
11. Bu kapsamda güvenlik soruşturmasının olumsuz olmasına bağlı olarak tesis edilen işleme karşı açılan bir davada, davacının hangi sebeple güvenlik soruşturmasının olumsuz olarak sonuçlandığının ve güvenlik soruşturması neticesinde elde edilen verinin kişinin yapacağı görevi neden olumsuz olarak etkilediğinin açıkça ortaya konulması önemlidir. Derece mahkemelerinden beklenen, güvenlik soruşturması sonucunda elde edilen bilgilerin tespiti ile söz konusu bilgiyi, davacının yerleştirildiği kurumu ve alacağı görevi gözönünde bulundurarak değerlendirmesidir. Burada önemli olan husus güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasını doğuran tespitlerin davacının şahsından kaynaklanması ya da davacının şahsıyla güncel ve kişisel bir bağlantıyı ortaya koyabilecek nitelikte olmasıdır. Yine bu noktada derece mahkemelerince söz konusu bağlantının nasıl kurulduğunun detaylı bir şekilde gerekçelendirilmesi, keyfîliğin önüne geçilebilmesi adına önem arz etmektedir.
12. Mahkeme kararından başvurucunun güvenlik soruşturmasının neden olumsuz olarak kabul edildiği anlaşılamamıştır. Kararın dayanağı olan istihbari nitelikteki bilginin içeriğinde yer alan tespit aktarılmamış, neden bu tespitin aktarılamadığına dairde makul bir açıklama yapılmamış, bu nedenle güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasının başvurucunun şahsına bağlı hangi nedenden kaynaklandığı anlaşılamamıştır.
13. Derece mahkemeleri başvurucu hakkında elde edilen bilgileri herhangi bir şekilde değerlendirmemiş, bilginin tesis edilen işleme ulaşmadaki hukuki etkisi ve benzeri boyutları ile işin esası ile ilgili kendi değerlendirmesini ortaya koymamıştır. Diğer bir ifadeyle başvurucunun güvenlik soruşturmasının sonucuna ilişkin iddiaları yeterli şekilde açıklığa kavuşturulmamıştır. Dolayısıyla yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
14. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
15. Başvurucu; iş akdinin haksız bir şekilde feshedildiğini belirterek çalışma hakkı ile özel hayata saygı hakkının, suç ve cezaların şahsiliği ve kanuniliği ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden diğer ihlal iddialarına ilişkin olarak inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
16. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılması ve maddi/manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
17. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3), B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
18. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 6. İdare Mahkemesine (E.2018/1727, K.2019/697) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,
F. 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.