TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
BİAN İŞ MAKİNALARI YEDEK PARÇA BASIN YAYIN İNŞAAT TURİZM SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU (2)
(Başvuru Numarası: 2021/22208)
Karar Tarihi: 31/10/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Şahap KAYMAK
Başvurucu
Bian İş Makinaları Yedek Parça Basın Yayın İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
Vekili
Av. Derya HAYVA
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, belediye sınırları içinde reklam araçları yerleştirilmesine yönelik protokollerin idarece resen feshine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davada kararın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu ile Van Edremit İlçe Belediye Başkanlığı (belediye) arasında 16/5/2011 tarihli belediye encümen kararı gereğince ilçe belediye sınırları içerisinde bulunan bazı mahallelere billboard, otobüs durağı, raket ve pizzalar vb. reklam araçları yerleştirilmesi amacıyla protokol imzalanmıştır. 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanun çerçevesinde ilçe belediye sınırlarının genişlemesi nedeniyle tüm mahallelerde uygun görülecek yerlere yap-işlet-devret modeli ile kent mobilyaları (billboard, otobüs durağı, raket, kule, pizza, dijital reklam, silindir vb.) yerleştirilmesi için başvurucu ile yeniden protokol yapılmasına dair 17/3/2014 tarihinde belediye encümen kararı alınmıştır.
3. Encümen kararlarına istinaden başvurucu ile imzalanan protokoller 22/11/2016 tarihli ve 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (677 sayılı KHK) 8. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edildiğinden bahisle 17/7/2017 tarihli ve 282 sayılı belediye başkanlık makamı oluru (olur) ile 18/7/2017 tarihi itibarıyla resen feshedilmiştir.
4. Başvurucu bu işlem ile ilçe belediye sınırları içinde yer alan billboardların teslimine ilişkin yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali talebiyle Van 3. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır.
5. Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde 677 sayılı KHK'nın 8. maddesinin (1) numaralı fıkrasında belediye başkanına tanınan yetkinin 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'na göre imzalanan sözleşmeler nedeniyle belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edildiğinin belirlenmesi hâline özgülendiği, başvurucu ile imzalanan protokollerin ise 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu çerçevesinde yapılacak ihale üzerine akdedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre 677 sayılı KHK gereğince protokollerin resen feshedilemeyeceği vurgulanmıştır. Dolayısıyla 2886 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaksızın 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda kendisine verilen yetkiyi aşarak belediye encümeni tarafından alınan 17/3/2014 tarihli kararın hukuka aykırı olduğu ve Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 tarihli kararı uyarınca bu işlemin geri alınmasının mümkün olduğu gözetildiğinde ilgili belediye menfaatini önemli ölçüde ihlal edeceği açık olan sözleşmenin resen feshine dair işlemde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığı neticesine varılmıştır.
6. Başvurucunun anılan karara yönelik istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiştir.
7. Başvurucu nihai hükmü 12/4/2021 tarihinde öğrendikten sonra 3/5/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucu; resen fesih işleminin iptali talebiyle açılan davanın işlem gerekçesinden farklı bir gerekçeyle reddedildiğini, istinaf mahkemesinin iddialarını değerlendirmeden karar verdiğini belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Ayrıca başvurucu, Mahkemenin başka bir gerekçe ile davayı reddetmeden önce savunma hakkı tanımadığını ve uyuşmazlık konusu protokoller nedeniyle elde edeceği gelirden mahrum kaldığını belirterek silahların eşitliği ilkesi ile mülkiyet hakkının da ihlal edildiğini iddia etmiştir.
10. Başvuru belgelerinin bir örneği, bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Bakanlık görüş yazısında, konuyla ilgili Edremit İlçe Belediye Başkanlığından temin edilen görüş ve ilgili belgelerin başvurucunun şikâyetine ilişkin olarak yapılacak incelemede dikkate alınmak üzere sunulduğu belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilip edilmediği konusunda inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü şartlarının da dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Edremit İlçe Belediye Başkanlığının görüşünde ise Van Büyükşehir Belediye Meclisinin 18/7/2014 tarihli kararı ile büyükşehir il sınırında bulunan 20 metre ve üzeri tüm yollardan cephe alan her türlü ilan, reklam vb. vergi ve harçlara ait gelirlerin tahakkuk ve tahsilatına ilişkin işlemlerin 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu uyarınca büyükşehir belediyesi tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı belirtilmiştir. Buna göre Van Büyükşehir Belediye Meclisinin 18/7/2014 tarihli kararından önce imzalanan protokollerin belediye menfaatini önemli ölçüde ihlal edeceğinin açık olduğu ve bu sebeple protokollerin ifa imkânsızlığından uygulanamayacağı vurgulanmıştır. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formundaki iddialarını tekrar etmiştir.
11. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvuru, gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmiştir.
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
13. Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsamaktadır (daha geniş değerlendirme için bkz. Abdullah Topçu, B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75). Nitekim Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı yanıt vermesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak mahkemeler, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56) mahkemelerin davanın esas sorunlarını inceledikleri gerekçeli karardan anlaşılmalıdır. Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği davanın niteliğine ve şartlarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte olması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce yeterli bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, § 35). Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi veya yanıt vermeyi gerektiren usul veya esasa dair iddiaları cevapsız bırakması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).
14. Anayasa Mahkemesinin gerekçeli karar hakkı bağlamındaki görevi uyuşmazlığın esası yönünden önem taşıyan meselelere ilişkin olarak yargı mercilerinin ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya koyup koymadıklarını incelemekten ibarettir. Anayasa Mahkemesinin mahkemelerin açıkça keyfî olmadığı veya bariz bir takdir hatası içermediği sürece gerekçelerini denetleme gibi bir görevi olmadığı gibi mahkeme kararlarındaki hukuka aykırılıkları gidermek de Anayasa Mahkemesinin görevi değildir (Halit Kabadağ, B. No: 2019/3589, 23/11/2021, § 30).
15. Başvuruya konu olayda 16/5/2011 ve 17/3/2014 tarihli belediye encümen kararları ve eklerinde yer alan protokoller 17/7/2017 tarihli olur ile 18/7/2017 tarihi itibarıyla resen feshedilmiştir. Olurda fesih sebebi olarak piyasa araştırması yapılmadan söz konusu protokollerin imzalanmasının belediye menfaatini önemli ölçüde ihlal etmesi gösterilmiştir.
16. Mahkeme 19/2/2018 tarihli ara kararıyla belediyeden protokollerin fesih sebebi olarak gösterilen belediye menfaatinin ne şekilde ihlal edildiğini sormuştur. Ara kararına istinaden verilen 21/3/2018 tarihli cevapta protokollerin piyasa fiyat araştırması yapılmadan imzalanması sebebiyle 677 sayılı KHK'nın 8. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince iptal edildiği bildirilmiştir.
17. Ardından Mahkemece 18/4/2018 tarihli ara kararıyla 17/7/2017 tarihli olurun konu kısmında reklam ihalelerinin feshi ibaresine yer verildiği görüldüğünden başvurucu ile protokoller imzalanmadan önce ihale yapılıp yapılmadığının belediyeden sorulmasına karar verilmiştir. Belediyenin 30/4/2018 tarihli ara kararı cevabında ihale yapılmadan protokollerin imzalandığı belirtilmiştir.
18. Ara kararı cevapları üzerine Mahkeme protokollere konu reklam araçları yerleştirilmesi işinin 2886 sayılı Kanun'a tabi olarak ihale edilmesi gerektiğini vurguladıktan sonra belediye encümeninin 5393 sayılı Kanun'un verdiği yetkiyi aşarak işlem tesis etmesinin hukuka aykırı olduğunu ve bu işlemin Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı uyarınca geri alınabileceğini belirtmiştir. Bu itibarla belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edileceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle sözleşmenin resen feshine dair işlem sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunmuştur.
19. Belediye encümeninin görev ve yetkileri 5393 sayılı Kanun'un 34. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre encümenin diğer kanunlarda kendisine verilen görevleri de yerine getireceği belirtilmiş, 2886 sayılı Kanun'un 13. maddesinde ise belediyelere ait ihalelerin belediye encümenince anılan Kanun hükümlerine göre yürütüleceği kurala bağlanmıştır. Mahkeme verdiği kararda protokol konusu işin 2886 sayılı Kanun kapsamında ihale edilmesi gerektiğine ve encümenin protokol ile doğrudan söz konusu işi yaptırmasının hukuki dayanağının bulunmadığına yönelik olarak açıklama yapmıştır. Başka bir deyişle Mahkemenin gerekçesini ihale yapmaksızın belediye encümeninin protokol ile reklam araçları yerleştirilmesi işini üçüncü bir kişiye verme yetkisinin bulunmadığı hususu oluşturmaktadır. Bölge İdare Mahkemesi de bu gerekçeyi yeterli kabul ederek başvurucunun istinaf başvurusunu reddetmiştir.
20. Öte yandan Mahkeme, ihale yapmaksızın belediye encümeninin doğrudan protokol yapma yetkisi bulunmadığından dolayı Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı uyarınca bu işlemin geri alınabileceğini kabul etmiştir. Dolayısıyla Mahkeme hukuka aykırı bulduğu protokolün dava açma süresi geçtikten sonra hangi gerekçe ile geri alınabileceğini de açıkça ortaya koymuştur.
21. Bu durumda başvurucunun yargılamanın sonucuna etkili nitelikteki iddia ve itirazlarının Mahkeme tarafından yeterli bir gerekçeyle karşılandığı sonucuna ulaşılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.
Hasan Tahsin GÖKCAN ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ bu görüşe katılmamıştır.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE Hasan Tahsin GÖKCAN ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ'in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 31/10/2024 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Başvurucu ile Van Edremit İlçe Belediye Başkanlığı (belediye) arasında 16/5/2011 tarihli belediye encümen kararı gereğince ilçe belediye sınırları içerisinde bulunan bazı mahallelere billboard, otobüs durağı, raket ve pizzalar vb. reklam araçları yerleştirilmesi amacıyla protokol imzalanmıştır. 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanun çerçevesinde ilçe belediye sınırlarının genişlemesi nedeniyle tüm mahallelerde uygun görülecek yerlere yap-işlet-devret modeli ile kent mobilyaları (billboard, otobüs durağı, raket, kule, pizza, dijital reklam, silindir vb.) yerleştirilmesi için başvurucu ile yeniden protokol yapılmasına dair 17/3/2014 tarihinde belediye encümen kararı alınmıştır. Bununla birlikte Encümen kararlarına istinaden başvurucu ile imzalanan protokoller 22/11/2016 tarihli ve 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (677 KHK) 8. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edildiğinden bahisle 17/7/2017 tarihli ve 282 sayılı belediye başkanlık makamı oluru (olur) ile 18/7/2017 tarihi itibarıyla resen feshedilmiştir.
2. Başvurucunun billboardların teslimine ilişkin yaptığı başvuru belediye tarafından reddedilmiştir. Yine ret işleminin iptali talebiyle Van 3. İdare Mahkemesinde açtığı iptal davasının reddine karar verilmiş, bu karara karşı yaptığı istinaf başvurusu da kabul edilmemiştir.
3. Mahkemenin iptal davasını red gerekçesini, belediye encümeninin ihale yapmaksızın protokol ile reklam araçları yerleştirilmesi işini üçüncü bir kişiye verme yetkisinin bulunmadığı hususu oluşturmaktadır. Belediye encümeninin görev ve yetkileri 5393 sayılı Kanun'un 34. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre encümenin diğer kanunlarda kendisine verilen görevleri de yerine getireceği belirtilmiş, 2886 sayılı Kanun'un 13. maddesinde ise belediyelere ait ihalelerin belediye encümenince anılan Kanun hükümlerine göre yürütüleceği kurala bağlanmıştır. Ancak Mahkeme gerekçesinde; protokol konusu işin 2886 sayılı Kanun kapsamında ihale edilmesi gerektiğine, eğer ihale yapılması gerekiyorsa ihale sürecinin yürütülmesinde ve protokol imzalanmasında belediyenin hangi organının yetkili olduğuna ve encümenin protokol ile doğrudan söz konusu işi yaptırmasının hukuki dayanağının bulunmadığına yönelik olarak açıklama yapmamıştır.
4. Mahkeme ayrıca başvurucu ile 16/5/2011 tarihli belediye encümen kararına istinaden akdedilen tarihsiz sözleşmede ve 17/3/2014 tarihli encümen kararında yap-işlet-devret modeli ile işin yaptırılacağı belirtilmesine rağmen bu usulün uygulanıp uygulanmadığını ve bu usul ile protokollerin konusu olan reklam araçları yerleştirilmesi işinin yaptırılıp yatırılamayacağını da tartışmamıştır. Sonuç olarak Mahkeme, ihale yapmaksızın belediye encümeninin doğrudan protokol yapma yetkisi bulunmadığından dolayı Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı uyarınca bu işlemin geri alınabileceğini kabul etmiştir.
5. Bilindiği üzere geri alma, bir idari işlemin yapıldığı tarihten itibaren geçersiz kılınmasıdır. Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 tarihli ve E.1968/8, K.1973/14 sayılı kararı uyarınca hukuka aykırı işlemlerini geri almaya yetkili olan idarenin, dava açma süresi geçtikten sonra açık hataya düşerek tesis ettiği idari işlemleri geri alması mümkündür. Hukuka aykırı idari işlemlere dayalı olarak elde edilen kazanımların geri alınıp alınamayacağı her somut olayın özelliği dikkate alınarak belirlenebilir. Somut olayda dava açma süresi geçtikten sonra hukuka aykırı olduğu ileri sürülen protokollerin geri alınması söz konusu olduğundan, geri alınan işlemin idarece ilgililerin gerçeğe aykırı beyanı veya hilesi nedeniyle veya açık hataya düşülerek tesis edilip edilmediği veya yok hükmünde olup olmadığının Mahkemece tespit ve tayini gerekmektedir.
6. Mahkemenin ise 16/5/2011 ve 17/3/2014 tarihli belediye encümen kararlarına dayalı olarak imzalanan protokollerin, idari işlemin geri alınması suretiyle tesis edilen resen feshine ilişkin işlemin açık hata şartlarına uygun olarak alınıp alınmadığını ve belediye menfaatinin önemli ölçüde nasıl ihlal edildiğini somutlaştırmadan karar verdiği görülmüştür. Haklı bir sebep olmaksızın protokollerin feshedilmesinin hukuka güven ve hukuki istikrar ilkelerini zedeleyeceği gözetildiğinde bu hususların davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte olduğu ve Mahkemenin makul bir gerekçe ile cevaplandırma yükümlülüğü altında bulunduğu kabul edilmelidir. Aksi takdirde başvurucu ile yapılan protokollerin belediyenin iradesini etkileyecek nitelikte esasa ilişkin bir hata olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan belediye tarafından açık hataya düşülerek işlem tesis edildiğinden söz edilemez.
7. Belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edildiğinin nasıl belirleneceğine ilişkin olarak bu belirlemenin kim tarafından yapılacağına, hangi durumların ortaya çıkması veya hangi tespit ve değerlendirmelerin yapılması hâlinde belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edildiği sonucuna varılacağına yönelik bir düzenleme bulunmamakla birlikte hukuki belirsizlik oluşturan bu durumun da Mahkemece incelenmediği anlaşılmıştır.
8. Belirttiğimiz değerlendirmeler karşısında başvurucunun yargılamanın sonucuna etkili nitelikteki iddia ve itirazlarının Mahkeme tarafından konu ile ilgili makul ve yeterli bir gerekçe ile karşılanmadığı sonucuna ulaşılmalıdır. Açıklanan gerekçelerle görüşümüze göre Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
1. Belediye sınırları içinde reklam araçları yerleştirilmesine yönelik protokollerin idarece resen feshine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davada kararın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuruda Mahkememiz çoğunluğunca ulaşılan Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edilmediğine ilişkin karara katılmamaktayım.
2. Başvurucu ile Van ili Edremit İlçe Belediye Başkanlığı (belediye) arasında belediye encümen kararı gereğince imzalanan protokoller daha sonra belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edildiği gerekçe gösterilerek belediye başkanlık makamı oluru ile resen feshedilmiştir. Başvurucunun bu fesih işlemlerine karşı idari yargıda açtığı iptal davası ise reddedilmiştir.
3. İdare Mahkemesi red gerekçesini ihale yapmadan belediye encümeninin yaptığı protokol ile reklam araçları yerleştirme işini üçüncü kişiye verme yetkisi olmaması hususuna dayandırmaktadır.
4. Oysa davanın konusu olan fesih işleminin temelinde belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edildiği gerekçesi yer almaktaydı. Buna rağmen verilen iptal kararının gerekçesinde idari yargı mercilerince davaya konu idari işlemin tesisine gerekçe olarak gösterilen belediye menfaatinin ne şekilde ihlal edildiği hiçbir şekilde karşılanmamıştır.
5. Dolayısıyla somut bireysel başvuruya konu yargılamada idari yargı mercileri, idarenin fesih işleminin gerekçesini hiçbir şekilde değerlendirmediklerinden davanın sonucuna etkili olacak nitelikteki belediye menfaatinin önemli ölçüde ihlal edildiği argümanına yönelik ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya koyamamışlardır.
6. Bu yönü ile çoğunluk kararında “Bu durumda başvurucunun yargılamanın sonucuna etkili nitelikteki iddia ve itirazlarının Mahkeme tarafından konu ile ilgili makul ve yeterli bir gerekçe ile karşılandığı sonucuna ulaşılmıştır.” (§ 21) değerlendirmesinin aksine idari yargı mercileri kararlarında idari işlemin tesis edilme gerekçesine yönelik hiçbir hukuki karşılama yapılmış değildir.
7. Sonuç olarak yukarıda belirtilen nedenlerle, başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamaktayım.
Üye