TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET KAPLAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2021/25439)
|
|
Karar Tarihi: 13/5/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Ayşenur TUNCER
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet KAPLAN
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, mahpusa ağabeyinin vefatı dolayısıyla taziyeleri kabul etmesi için izin verilmemesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvuru tarihinde ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun, ağabeyi vefat etmiştir. Başvurucu, ailesine taziye ziyareti yapma talebinde bulunmuştur. Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucunun talebini reddetmiştir. Kararın gerekçesinde; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün görüş yazısı gereğince 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 94. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde ve 116. maddesinin (2) numaralı fıkrasında belirtilen mazeret izninin hükümlü ve tutukluların yakınlarının birisinin ölümü hâlinde cenaze defnedilse dahi taziye için ölüm tarihinden itibaren üç gün içerisinde mevzuatta sayılı şartlar gözetilerek verilmesinin uygun olacağı, ayrıca COVID-19 salgın hastalığı sebebiyle mazeret izninin kullanılmasında sakınca bulunduğu, bu nedenle merasime ve aile ziyaretine katılmasının uygun görülmediği ifade edilmiştir.
3. Başvurucu, anılan karara karşı Ödemiş İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği, Başsavcılık kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek 9/3/2021 tarihinde şikâyeti reddetmiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucunun ağabeyinin 5/1/2021 tarihinde vefat ettiği, başvurucunun taziye ziyareti talebi tarihinin 13/1/2021 olduğu, talep tarihi itibarıyla cenaze işlemlerine eşlik edemeyeceği, sadece taziye amaçlı evine gidebileceğinin gözönünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Bunun yanında başvurucunun İzmir ilinin Ödemiş ilçesinde ceza infaz kurumunda bulunmaktayken Siirt iline taziye ziyaretine gitmek istediği ve başvurucuya virüs bulaşma ihtimali bulunmakla birlikte virüsü ceza infaz kurumuna taşıması durumunda tüm mahpusların hayatını riske atabilecek bir durumun meydana gelme ihtimalinin yüksek olduğu ifade edilmiştir.
4. Bunun üzerine başvurucu, Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesine (Ağır Ceza Mahkemesi) itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz dilekçesinde başvurucu, ağabeyinin vefatı üzerine ailesinin ölüm belgesini 11/1/2021 tarihinde alabildiğini, 13/1/2021 tarihinde de taziye ziyareti talebinde bulunduğunu belirtmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi hükümlüye izin verilmesi durumunda pandemi koşulları nedeniyle hem hükümlü açısından hem de ceza infaz kurumunda bulunan diğer hükümlüler açısından telafisi zor zararlar ortaya çıkabilme ihtimalinin bulunduğunu ve İnfaz Hâkimliği kararındaki gerekçelerin yerinde olduğunu belirterek itirazın reddine karar vermiştir.
5. Başvurucu, nihai hükmü 5/4/2021 tarihinde öğrendikten sonra 3/5/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
8. Başvurucu; ağabeyinin vefatı nedeniyle acılı ve zor günler yaşayan ailesinin yanına taziye ziyaretine gönderilmediğini, kararlarda keyfî gerekçeler sunulduğunu, talep tarihinin salgın vakalarının en az görüldüğü dönemde olduğunu belirterek özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine yönelik şikâyetleri incelenirken Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında önceki ihlal iddialarını tekrar etmiştir.
10. Başvuru, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
12. Somut olayda başvurucunun, ağabeyinin taziye kabulüne katılma talebinin reddedilmesinin özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına bir müdahale oluşturduğu açıktır (Beşir Doğan [2. B.], B. No: 2013/2335, 15/12/2015, § 30; Rasul Kocatürk [GK], B. No: 2016/8080, 26/12/2019, § 42).
13. Bu müdahalenin 5275 sayılı Kanun'un 94. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkralarında yer alan düzenlemeler gereğince kanuni temelinin bulunduğu ve infaz kurumunun güvenliğinin sağlanması şeklinde meşru amacının olduğu kabul edilmiştir (Rasul Kocatürk, §§ 45-50). Kanuni dayanağı bulunan ve meşru amaç taşıyan müdahalenin ihlal teşkil etmemesi için Anayasa'nın 13. maddesinde yer verilen demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine de uygun olması gerekir. Bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için ise zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı ve orantılı olduğunun ortaya konulması beklenir (Ferhat Üstündağ [1. B.], B. No: 2014/15428, 17/7/2018, §§ 37, 45-48; Abuzer Uzun [2. B.], B. No: 2016/61250, 13/6/2019, § 38; Rasul Kocatürk, §§ 51-57).
14. Anayasa'nın 19. maddesi gereği hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatına birtakım sınırlamaların getirilmiş olması, hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal bir sonucudur. Bu bağlamda idarenin tutuklu ve hükümlülerin özel ve aile hayatına müdahale konusunda takdir yetkisinin daha geniş olduğu gözetilmelidir. Burada mühim olan ceza infaz kurumunun güvenliğinin sağlanması amacı ile hükümlünün özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı arasında adil bir dengenin sağlanmış olmasıdır (Mehmet Koray Eryaşa [2. B.], B. No: 2013/6693, 16/4/2015, § 89; Rasul Kocatürk, § 56).
15. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi; taziye ziyaretinin aile ilişkileri ve kültürümüz yönünden önemli bir yeri olması nedeniyle 5275 sayılı Kanun'da yakınlarının ölümü hâlinde hükümlüye mazeret izni verilmesi düzenlenerek cenaze merasimine katılma imkânı sağlandığını, izin süreleri ve aile hayatına saygı hakkının gerekleri gözetildiğinde kanun koyucunun iznin kapsamını sadece defin işlemi ile sınırlı tutmadığının kabulü gerektiğini vurgulayarak cenazeye katılma talebini taziye ziyaretiyle birlikte ele almıştır. Ayrıca bu imkândan yararlanmanın mutlak olmayıp şartların bulunması hâlinde ve kamu makamlarının yapacakları değerlendirme sonucu uygun bulmalarına bağlı kılındığını belirtmiştir (Rasul Kocatürk, §§ 58, 61).
16. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi; yakını ölen mahpusun izin talebinin kamu makamlarınca somut koşullar da dikkate alınarak özenli bir değerlendirme ile mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılması, talebin karşılanması imkân dâhilinde değilse zorunluluk hâllerinin ve güvenlik risklerinin somut olgu ve olaylara dayalı olarak yeterli gerekçeyle açıklanması gerektiğini kabul etmiştir (Muhittin Pirinççioğlu (4) [1. B.], B. No: 2020/28439, 21/11/2023, §§ 13, 14; Rasul Kocatürk, §§ 61, 62). Anayasa Mahkemesi, anılan gerekliliklere uyulmadığını ve taleplerin özenli bir şekilde değerlendirilmeyerek kişilerin menfaatiyle kamusal menfaat arasında adil denge kurulmadığını tespit ettiği başvurularda müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olduğunun söylenemeyeceği gerekçesiyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (birçok karar arasından bkz. Rasul Kocatürk, § 65; Yavuz Geçim [2. B.], B. No: 2018/15011, 24/2/2021; Muhittin Pirinççioğlu (4), § 16; Abdullah Selvi [2. B.], B. No: 2020/35123, 3/4/2024).
17. Somut olayda ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun, vefat eden ağabeyinin taziye kabulüne katılma talebinin Başsavcılık tarafından COVID-19 salgınının neden olduğu bulaş riski gerekçe gösterilerek reddedildiği görülmüştür. Yargılama makamlarının da anılan gerekçeye ek olarak vefat tarihi ve talep tarihi arasında geçen süre ile gidilmek istenen ilin ceza infaz kurumunun bulunduğu yere uzaklığına işaret ettikleri anlaşılmıştır.
18. Bu itibarla somut olayın koşullarında verilen kararlarda COVID-19 salgınının neden olduğu bulaş riskine ilişkin genel gerekçeyle yetinilmiş, sosyal mesafe ve maske kullanımı gibi tedbirler çerçevesinde başvurucunun talebinin karşılanmasına ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır. Kamu makamları başvurucunun talebinin karşılanması için durumun gerektirdiği özeni gösterdiğini, ilgili personelin görevlendirilmesi için alternatif çözümler denediğini ortaya koyabilmiş değildir. Başvurucunun uzun süre görmediği ağabeyinin vefatı üzerine taziyesine katılamamasının neden olduğu derin üzüntü dikkate alındığında verilen kararlarda gösterilen gerekçeler, başvurucunun çıkarları ile toplumun çıkarları arasında adil denge kurulmasına yönelik ilgili ve yeterli unsurlara sahip değildir. Dolayısıyla başvurucunun ağabeyinin vefatı sonrasında taziyeye katılarak ailesine destek olma imkânından yoksun kalmasında kamu makamlarının talebin reddedilmesi şeklindeki müdahalesinin özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
19. Açıklanan gerekçelerle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
20. Başvurucu; ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
21. İnceleme tarihi itibarıyla başvurucunun ağabeyinin vefatı üzerinden uzun bir süre geçtiği dikkate alındığında taziye ziyaretlerine katılımın mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığından tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
22. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 34.000 TL manevi tazminatın ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 34.000 TL manevi tazminatın ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına ve bilgi için Ödemiş İnfaz Hâkimliği (E.2021/421, K.2021/698) ile Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2021/269 D.İş) GÖNDERİLMESİNE 13/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.