TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALAATTİN GÜLTEKİN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/2624)
Karar Tarihi: 28/6/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Raportör
Habip OĞUZ
Başvurucu
Alaattin GÜLTEKİN
Vekili
Av. Mehmet Sabır TAŞ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/1/2021 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurucunun harçtan muaf tutulmasına, makul sürede yargılanma hakkı dışındaki şikâyetlerinin kabul edilemez olduğuna ve anılan hakka ilişkin şikâyetinin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kayıtlarına göre hakkında başlatılan bir soruşturma kapsamında başvurucunun 9/11/2012 tarihinde şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmıştır.
6. Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 21/5/2013 tarihli iddianamesi ile başvurucunun da aralarında bulunduğu bazı şüpheliler hakkında Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) nitelikli yağma suçundan kamu davası açılmıştır.
7. Mahkeme 15/1/2014 tarihinde başvurucunun nitelikli yağma suçundan 5 yıl hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar vermiştir. Karar, Yargıtay 6. Ceza Dairesince 28/2/2018 tarihinde bozulmuş ve Mahkemece yeniden tesis edilen hükümle 22/6/2018 tarihinde aynı suçtan 10 yıl hapis cezası verilmiştir. Karar temyiz mercii tarafından 18/11/2020 tarihinde onanarak kesinleşmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
8. Anayasa Mahkemesinin 28/6/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
9. Başvurucu, bireysel başvuru konusu yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
11. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34)
12. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (B.E., § 29).
13. Bu şekilde anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda başvurucunun şüpheli sıfatıyla ifadesinin alındığı 9/11/2012 tarihi ile hakkında verilen mahkûmiyet kararının kesinleştiği 18/11/2020 tarihi arasında geçen 8 yıl 9 günlük sürenin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
14. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
15. Başvurucu; ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi ve tazminat ödenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
16. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
17. İhlalin tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvurucuya 31.500 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi gerekir.
18. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 4.500 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya 31.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 4.500 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemelerde gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Siirt1. Ağır Ceza Mahkemesine (E. 2018/77, K.2018/193) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/6/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.