logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mehmet İhsan Koç [2.B.], B. No: 2019/18083, 28/6/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET İHSAN KOÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/18083)

 

Karar Tarihi: 28/6/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Eser AKINCI

Başvurucu

:

Mehmet İhsan KOÇ

Vekili

:

Av. Abdullah ZEYTUN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; güvenlik güçlerinin silahlı güç kullanması sonucu bir kişinin yaşamını yitirmesi, yaşamını yitiren kişinin olay yerinde terk edilmesi ve bu olaylarla ilgili olarak etkili soruşturma yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının ve kötü muamele yasağının ihlaledildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 22/5/2021 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu 4/10/2015 tarihinde Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde ateşli silah yaralanması sonucu hayatını kaybeden Ö.K.nın babasıdır.

10. Ö.K.nın ölümüyle ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca altı polis memuru hakkında başlatılan soruşturmada olayın aydınlatılamadığı, ölümün güvenlik güçlerinin eylemleri sonucunda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tayin edilemediği, Ö.K.nın güvenlik güçlerine silahla karşılık veren üç kişiden biri olup olmadığının belirlenemediği gerekçesiyle 3/10/2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına, fail ya da faillerin tespiti amacıyla soruşturmanın zamanaşımına değin daimî aramaya alınmasına karar verilmiştir.

11. Başvurucunun anılan karara yönelik itirazı Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/2/2019 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

12. İtirazın reddine ilişkin karar başvurucuya 23/2/2019 tarihinde, başvurucu vekiline ise 22/4/2019 tarihinde elektronik olarak tebliğ edilmiştir.

13. Başvurucu, vekili aracılığıyla 22/5/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

14. Anayasa Mahkemesinin 28/6/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

15. Başvurucu; Ö.K.nın ölümü ve öldürülmesinden sonra olay yerinde terk edilmesiyle ilgili olarak yapılan soruşturmanın etkisiz olduğunu, olayın aydınlatılamadığını, bu nedenle yaşam hakkının ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler…"

17. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de otuz günlük süre kuralıdır. Başvurunun her aşamasında sürenin dikkate alınması gerekir (Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013, § 32).

18. Bireysel başvurunun süre koşuluna bağlanmasıyla başvuruculara bireysel başvuruda bulunmak için imkân tanımanın yanında hukuki belirlilik de sağlanmaktadır. Dolayısıyla dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi -bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça- hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırı değildir (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).

19. Bireysel başvuruların 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak başvuru yollarının tüketildiği tarihten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin nihai kararın gerekçesinin öğrenilebildiği tarih olarak anlaşılması gerekir. Bu öğrenme, somut olayın özelliklerine göre farklı şekillerde gerçekleşebilir (Kadir Turgut, B. No: 2014/4985, 6/7/2017, § 22).

20. Bireysel başvuru süresi bakımından nihai kararın gerekçesinin tebliği öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu olabilir. Bu kapsamda nihai kararın gerekçesinin dosyadan suret alınması gibi hâllerde de öğrenilmesi mümkündür. Başvurucuların nihai kararın gerekçesiniöğrendiklerini beyan ettikleri tarih de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).

21. Öte yandan başvurunun süresinde yapılıp yapılmadığı hususu incelendiğinde 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesinde yer alan kural uyarınca vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır ve tebliğ edilen evrakın içeriğine göre bir kanun yoluna başvurulması söz konusu ise kanunda öngörülen süreler bu tarih itibarıyla işlemeye başlar (Yasin Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, § 24). Ancak tebligatlar için geçerli olan bu düzenlemenin bireysel başvurularda sürenin hesaplanması açısından başvurucunun, vekilinden önce nihai kararı öğrenmesi durumunda kabul edilebilir olduğunu söylemek mümkün değildir. Nitekim bireysel başvuru, başvuru konusu yargısal sürecin devamında bir kanun yolu değildir.

22. Bireysel başvuruda sürenin başlangıcı yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği gibi tebligatla değil başvuru yolları tüketildikten sonra veya başvuru yolu öngörülmemişsene şekilde olduğu gözetilmeksizin ihlalin öğrenilmesiyle başlamaktadır. Vekille takip edilen işlerde de öğrenmenin asıl veya vekil tarafından gerçekleşmesinde sürenin başlangıcı açısından herhangi bir fark söz konusu değildir. Bu bağlamda başvuru süresinin başlangıcı hak ihlaline maruz kaldığını iddia eden kişinin bu durumu bizzat veya vekili tarafından öğrenme tarihi kabul edilmektedir. Başka bir ifade ile bireysel başvuruda başvuru süresinin başlangıcı başvurucu ve/veya vekili olması fark etmeksizin hangisi tarafından öğrenilirse öğrenilsin ilk öğrenilme tarihinden itibaren başlamaktadır (Kadir Turgut, § 25).

23. Somut olayda polis memurları hakkında başlatılan soruşturmada olayın aydınlatılamadığı, ölümün güvenlik güçlerinin eylemleri sonucunda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tayin edilemediği, Ö.K.nın güvenlik güçlerine silahla karşılık veren üç kişiden biri olup olmadığının belirlenemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığınave fail ya da faillerin tespiti amacıyla soruşturmanın zamanaşımına değin daimî aramaya alınmasına karar verildiği dikkate alındığında bu kararla başvurudaki iddiaların araştırılmasına son verilerek dosyanın daimî aramaya alındığı, dolayısıyla anılan karardan sonraki soruşturma sürecinin de etkili olacağının söylenemeyeceği anlaşılmıştır. Bu nedenle soruşturmanın devam etmesinin başvuru yapılması üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı, bireysel başvurunun kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesinin başvurucu tarafından öğrenilmesinden itibaren otuz günlük süre içinde yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.

24. Nihai karar başvurucuya 23/2/2019 tarihinde, başvurucu vekiline ise 22/4/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerektiği dikkate alındığında başvurucu, nihai kararı 23/2/2019 tarihinde öğrenmiş olduğundan bu tarihten itibaren başlayan otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 22/5/2019 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı bulunduğu anlaşılmıştır.

25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 28/6/2022tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mehmet İhsan Koç [2.B.], B. No: 2019/18083, 28/6/2022, § …)
   
Başvuru Adı MEHMET İHSAN KOÇ
Başvuru No 2019/18083
Başvuru Tarihi 22/5/2021
Karar Tarihi 28/6/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, güvenlik güçlerinin silahlı güç kullanması sonucu bir kişinin yaşamını yitirmesi, yaşamını yitiren kişinin olay yerinde terk edilmesi ve bu olaylarla ilgili olarak etkili soruşturma yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının ve kötü muamele yasağının ihlaledildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Güvenlik güçlerinin ölümcül güç kullanması Süre Aşımı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi