logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mesut Güney [2. B.], B. No: 2021/26480, 17/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MESUT GÜNEY BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/26480)

 

Karar Tarihi: 17/7/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Mustafa Erdem ATLIHAN

Başvurucu

:

Mesut GÜNEY

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda kalabalık odada barındırılma ve tutuklunun ailesine daha yakın bir ceza infaz kurumuna nakil talebinin reddedilmesi işlemine ilişkin şikâyetinin infaz hâkimliğince incelenmeden reddedilmesi nedeniyle kötü muamele yasağı ve özel hayata ve aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihinde başka bir ceza infaz kurumundan 16/12/2020 tarihinde naklen getirildiği Tavşanlı T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) barındırılmaktadır.

3. Başvurucu, kaldığı ceza infaz kurumu koğuşunun on kişi için planlanmış olmasına rağmen yirmi mahpusla barındırıldığını, yeterli sayıda ranza olmadığı için yerde yattığını, şahsi eşyalarını koyacak bir dolabı da olmadığını belirterek ailesinin yaşadığı şehre yakın ve kapasitesi uygun olan başka bir infaz kurumuna nakledilmesi talebiyle 22/2/2021 tarihinde İnfaz Hâkimliğine başvurmuştur.

4. Tavşanlı İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği), başvurucunun talebinin yetkisi dâhilinde değerlendirilebilir olmadığı ya da kurul kararı (İnfaz Kurumunca verilmiş bir karar bulunmadığının ifade edilmeye çalışıldığı düşünülmüştür.) olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin nakil talebini içeren şikâyetini incelemeye görevli ve yetkili olduğunu belirterek ret kararına itiraz etmiştir.

5. Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi), İnfaz Hâkimliğinin kararında ve kararın gerekçesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiştir.

6. Başvurucu, nihai kararı 30/4/2021 tarihinde öğrenmesinin ardından 31/5/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Kötü Muamele Yasağıyla Bağlantılı Olarak Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

9. Başvurucu; barındırıldığı koğuşun çok kalabalık olduğunu, yatacak ranza bulunmadığı için yerde yattığını, eşyalarını koyacak bir dolabı olmadığını, tutulma şartları nedeniyle nakledilme talebini içeren şikâyetinin İnfaz Hâkimliğince yetkisi dâhilinde olmaması ya da bir kurul kararı bulunmaması gerekçe gösterilerek reddedildiğini ifade ederek kötü muamele yasağı ile etkili başvuru hakkının, itiraz merciinin hâkimlikten gelen kararların itirazını değerlendirirken kararın içeriğine bakmaksızın gerekçesiz olarak ret kararı verdiğini belirterek de adil yargılanma hakkı ile birlikte bazı anayasal güvencelerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun tutma şartlarına ilişkin şikâyetleri yönünden farklı bir ceza infaz kurumuna nakledilmesi nedeniyle tazminat davası açabileceğinden bahisle başvuru yollarının usulüne uygun tüketilmediği, başvurucunun şikâyet ve itirazları hakkında herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan İnfaz Hâkimliği nezdinde şikâyet başvurusunda bulunabildiği, İnfaz Hâkimliği kararına karşı yaptığı itirazla kararın hukuki denetimini sağladığı ileri sürülmüştür. Başvurucunun iddiaları değerlendirilirken Anayasa ve mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı başvuru formunda dile getirdiği hususları yinelemiştir.

11. 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 4. maddesine göre hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak infaz hâkimliğinin görevlerindendir. Buna rağmen somut olayda İnfaz Hâkimliği, yetkisi dâhilinde değerlendirilebilir bir talep olmadığı ya da kurul kararı olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir (bkz. § 4). Başvurucunun tutulma koşullarına ilişkin şikâyetlerinin büsbütün temelsiz olmadığı, bir başka ifadeyle sözü edilen iddiaların savunulabilir (tartışmaya, değerlendirmeye değer) nitelikte olduğu anlaşıldığından belirtilen iddialar kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmiştir (etkili başvuru hakkından inceleme için bağlantı kurulan hak, özgürlük ya da yasağın savunulabilir olmasının şart olduğuna dair kararlar için birçok karar arasından bkz. Cengiz Kahraman ve Kenan Özyürek [1. B.], B. No: 2013/8137, 20/4/2016, § 73).

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

13. Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlamaya) elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı sağlar. Bunun için sözü edilen başvuru yollarının sadece hukuken mevcut olması yeterli olmayıp uygulamada da etkili olması, bir başka söyleyişle başarı şansı sunması gerekir. Bununla birlikte bir başvuru yolunun gerek hukuken gerekse uygulamada genel anlamda etkili olması, somut olay bakımından etkili başvuru hakkına ilişkin bir ihlalin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine engel değildir (Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayad [2. B.], B. No: 2016/5604, 24/5/2018, §§ 60, 61). Ayrıca etkili başvuru hakkı bakımından inceleme yapılabilmesi kural olarak bu hakla arasında bağlantı kurulan hakkın, özgürlüğün ya da yasağın ihlal edildiğine önceden karar verilmiş olmasına bağlı değildir (Abdullah Yaşa [GK], B. No: 2015/12486, 5/11/2020, § 64).

14. Somut olayda başvurucunun tutulduğu odaların kalabalık olmasına yönelik iddialarını içeren ceza infaz kurumunun şartlarının uygunsuz olduğuna ilişkin şikâyetlerinin şikâyet konusunun 4675 sayılı Kanun'da düzenlenen infaz hâkimliklerinin görev alanına girmediği gerekçesiyle esasa girilmeden reddedildiği, bu itibarla başvurucunun barınmasına ilişkin şikâyeti konusunda yerel mahkemelerce bir inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Şikâyet konusunun 4675 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan ve infaz hâkimliklerine mahpusların hak ve hürriyetlerinin korunması adına geniş bir görev alanı tanıyan düzenlemenin kapsamına hangi nedenlerle girmediği hususunda yerel mahkemelerce ikna edici açıklamalarda bulunulmadığı görülmüştür.

15. Başvurucunun İnfaz Hâkimliğine yaptığı şikâyetine ilişkin verilen ret kararının ilgili ve yeterli gerekçe içermediği, başvurucunun iddialarının incelenmesine ve uygun bir telafi şansı sunmaya elverişli olmadığı değerlendirilmiştir. İnfaz Hâkimliği tarafından verilen kararın dayanağı olarak gösterilen ilgili mevzuatın başvuruya konu işlemin hukuka ve Anayasa'ya uygun olup olmadığının denetlenmesini yasaklamadığı da dikkate alındığında İnfaz Hâkimliğince ortaya konulan bu yaklaşım, temel hak ve hürriyetlerin ihlal edildiğine yönelik şikâyetin etkili bir şekilde incelenmesine imkân sağlamamıştır. İtirazın yapıldığı Ağır Ceza Mahkemesi de bu eksikliği gidermeye yönelik bir karar vermemiştir. Neticede başvurucuya, kötü muamele yasağı kapsamında olduğunu ileri sürdüğü müdahalenin ortadan kaldırılması talebiyle başvurabileceği ve asgari güvenceleri içeren, pratikte de işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı sonucuna varılmıştır.

16. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkıyla Bağlantılı Olarak Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

17. Başvurucu; barındırıldığı infaz kurumunun ailesinin yaşadığı şehre uzak olması nedeniyle ailesiyle görüşemediğini, tutulma şartları yanında İnfaz Kurumunun ailesinin yaşadığı yere uzak olması nedeniyle nakil talebini içeren şikâyetinin İnfaz Hâkimliğince yukarıda gösterilen sebeple reddedildiğini ifade ederek özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür (bkz.§ 9).

18. Başvurunun bu kısmı özel hayata ve aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmiştir.

19. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek [1. B.], B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17). İkincillik ilkesi gereği, iddia edilen hak ihlalleri nedeniyle oluşan zararın idari veya adli makamlarca giderilmesi imkânı bulunmaktayken Anayasa Mahkemesinin ilk kez bireysel başvuru yoluyla dile getirilen bu iddiaları incelemesi mümkün değildir.

20. 4675 sayılı Kanun'un "İnfaz hâkimliklerinin kuruluşu ve yetkisi" başlıklı 2. maddesine göre infaz hâkimliğinin yargı çevresi, kurulduğu il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır ve infaz hâkimliğinin yetkisi, hükmün infazına ilişkin işlemin yapıldığı yere göre belirlenir. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında idarece yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere ilişkin yapılan şikâyetler bakımından işlemin yapıldığı veya faaliyetin gerçekleştiği ceza infaz kurumunun bulunduğu yer infaz hâkimliği yetkilidir.

21. Anayasa Mahkemesi, iller arası ceza infaz kurumuna nakil iddiasıyla yapılan bireysel başvurular bakımından idari yargı yolunun tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır. Somut olayda başvurucu, farklı ildeki bir ceza infaz kurumuna nakledilmesi işlemine karşı şikâyeti hakkında yetkili ve görevli makamın her ne kadar infaz hâkimliği olduğunu iddia etmiş ise de mevzuat uyarınca infaz hâkimliğinin yetki alanının kurulduğu yer ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin yargı çevresi ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan ilgili mevzuat ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararları birlikte değerlendirildiğinde yargı çevresi dışında bir başka ceza infaz kurumuna nakil işleminde Bakanlığın yetkili olduğu ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilen bu görevin bir yargı faaliyeti olarak değil idari işlem veya eylem olarak yürütüldüğü tespit edilmiştir. Bu kapsamda idari yargının görev alanına giren nakil işleminin iptali isteminin idari yargı yerinde dava edilebileceği sonucuna ulaşılmıştır (Y.Ş. [1. B.], B. No: 2017/37742, 18/6/2020, § 47).

22. Somut olayda yukarıda anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Somut olayın koşulları bir bütün olarak değerlendirildiğinde ileri sürülen özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi kapsamında açılacak iptal davasında incelenmesi mümkündür. Başvurucunun şikâyetlerini yetkili idari ve yargısal mercilere süresinde iletip iddialarının öncelikle bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve çözüme kavuşturulması bakımından üzerine düşen gerekli özeni göstermediği sonucuna varılmıştır.

23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

24. Başvurucu; ihlalin tespiti ile 200.000 TL manevi ve tutar belirtmeksizin maddi tazminat talebinde bulunmuştur.

25. Başvurucunun farklı ceza infaz kurumlarında barındırılıyor olması nedeniyle tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

26. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 115.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 115.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 17/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mesut Güney [2. B.], B. No: 2021/26480, 17/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı MESUT GÜNEY
Başvuru No 2021/26480
Başvuru Tarihi 31/5/2021
Karar Tarihi 17/7/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda kalabalık odada barındırılma ve tutuklunun ailesine daha yakın bir ceza infaz kurumuna nakil talebinin reddedilmesi işlemine ilişkin şikâyetinin infaz hâkimliğince incelenmeden reddedilmesi nedeniyle kötü muamele yasağı ve özel hayata ve aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Kötü muamele yasağı ile bağlantılı etkili başvuru hakkı İhlal Manevi tazminat
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı ile bağlantılı etkili başvuru hakkı Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi